Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/202 E. 2020/186 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/202 Esas
KARAR NO: 2020/186
DAVA : İtirazın İptali (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/05/2019
KARAR TARİHİ: 03/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine —————- İcra Müdürlüğü’nün ——— Esas sayılı dosyasından faturaya dayalı (elektrik tüketim faturası) alacağa dayanarak takip başlatıldığını, borçlu şirket icra dosyasına itiraz ettiğini, itirazdan sonra zorunlu arabuluculuk kurumuna başvuru yapıldığını, karşı taraf anlaşmaya yanaşmadığını, bunun üzerine davayı açtıklarını, davalı şirket ile müvekkili şirket ticari ilişkinin mevcut olduğunu, taraflar arasında————akdedildiğini, bu sözleşmeye bağlı olarak davalı şirket elektrik kullanıldığını, davalı tarafın tacir olduğunu, söz konusu elektriği kendi ticari işletmesinde kullandığını, davalı tacir elektrik tüketimi yaptığını———– numaralı ————— numaralı faturaları ödemediğini, davalı imzaladığı sözleşmedeki sözüne uymayıp faturalarını ödememesi basiretli tacir ilkesiyle bağdaşan bir davranış olmadığını, kaldı ki, davalı şirket tahakkuk ettirilen faturaya —günlük sürede itiraz etmediğini, davalının borca itirazının iptalini takibin devamına karar verilmesini, borca haksız olarak itiraz ettiğini, müvekkili şirketin alacağın likit olması nedeniyle borçlunun % 20’den aşağı olmamak üzere icra-inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini, müvekkili şirketin alacağının likit bir alacak olduğunu, davalının yaptığı haksız itirazının iptalini, takibin devamını, davalı tacirin %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK’nın 6. maddesi gereği genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, müvekkilinin yerleşim yeri ———————- adresi olduğunu, yetkili mahkeme ————- ——–Sarayı Mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetkisizlik nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini, davaya bakmakta görevli Tüketici Mahkemeleri olduğunu, davaya bakmaya görevli mahkemelerinin Tüketici Mahkemeleri olduğunu, görev itirazında bulunduklarını, davacı fatura takibi yaptığı ——–İcra Müdürlüğünün ———– Esas sayılı dosyasında müvekkili tarafından yapılan itirazın iptali davası olduğunu, açılan davanın haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili ile alacaklı arasında bir sözleşmenin bulunmadığını, dava dilekçesinde sunulan sözleşme de müvekkili adına atılan imza müvekkilin el ürünü olmadığını, sözleşme nedeniyle müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, davacı şirket müvekkilinin izni ve onayı olmadan ve müvekkilinin —— ile olan abonelik ilişkisi devam ediyorken müvekkilinin aboneliğini kendi bünyelerine taşıdıklarını, davacı müvekkilinin izni ve onayı olmadan yaptığı abonelik sözleşmesi ve taşıma nedeniyle kendine fahiş fiyatlandırma yoluyla haksız kazanç sağlamaya çalıştıklarını, davacı şirketin saat ölçümünün hatalı ve yapılan fiyatlandırmanın fahiş olduğunu, davacı şirket tarafından davaya konu faturalarda müvekkile çıkarılan kullanım ve fiyatlandırma miktarının çok fahiş olduğunu, kabülünün mümkün olmadığını, davacı şirket tarafından davaya konu faturalarda müvekkile çıkarılan kullanım ve fiyatlandırma miktarının fahiş olduğunu, kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin her ay kullandığı elektrik miktarı aynı ortalama da olduğunu, davaya konu faturalar için yapılan ölçümlerin hatalı ve yapılan fiyatlandırmanın fahiş olduğunu, müvekkilinin diğer faturaları incelediğinde bu hususun görüleceğini, hatalı ölçüm nedeniyle kullanılan saat dava dışı———-tarafından incelendiğini, inceleme sonucunda haklılıklarının ortaya çıkacağını, alacak miktarı likit ve belirlenebilir olmadığını, davacı şirketin saat ölçümünün hatalı ve yapılan fiyatlandırmanın fahiş olduğunu, bu nedenle kullanılan saat ———– inceleme olacağını, davacının alacak miktarının likit ve belirlenebilir olduğu iddiası dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenle davacının icra inkar tazminatı talebinin reddini talep ettiklerini, davanın usul yönünden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise davacının haksız ve kötü niyetli davasının esastan reddini, müvekkili lehine alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi uyarınca elektrik fatura bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
HMK’nın Yetki sözleşmesi başlıklı 17.maddesine göre; Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.
Bu hüküm uyarınca sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri kendi aralarında yetki sözleşmesi yapabilirler. Tacir veya kamu tüzel kişisi olmayanlar; kendi aralarında yetki sözleşmesi yapamayacakları gibi tacir veya kamu tüzel kişileri ile de yetki sözleşmesi yapamazlar. Yetki sözleşmesi ile birden fazla mahkeme yetkili kılınabilir. Aksi kararlaştırılmamışsa, sadece sözleşmede belirtilen mahkemelerde dava açılması mümkündür.
Somut olayda, dava fatura bedelinin tahsiline yönelik olup, davacı taraflar arasında abonelik sözleşmesi olduğunu ve sözleşmede yetki şartının mevcut olması nedeniyle mahkememizin yetkili olduğunu iddia ettiği, davalı taraf ise sözleşmedeki imzanın davacıya ait olmadığını, davacının tacir olmaması nedeniyle tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu ve davacının ikametinin ————olması nedeniyle ———– Adliyesinin yetkili olduğunu ileri sürdüğü, öncelikle davacının tacir araştırmasının yapıldığı, davacının gerçek kişi işletme kaydının bulunmadığı, esnaf kaydının bulunduğu ve vergi dairesinden gelen yazı cevabında davacının —-yılında işletme hesabına göre defter tuttuğu, —-yılında da VUK 177. Maddesi ile belirlenen hadleri aşmadığından işletme defterine göre defter tuttuğunun belirtildiği, dolayısıyla davacının tacir olmadığı, esnaf sınırı hadlerinde kaldığı, davacı tacir olmasa da elektrik borcu davacının işyerindeki elektrik kullanımından kaynaklandığından ticaret mahkemelerinin görevli olması nedeniyle davalı tarafın görev itirazının reddine karar verildiği, yine her ne kadar davalı taraf icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş olsa da icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde yetkili olduğu düşünülen icra dairesi bildirilmediğinden icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın reddine karar verildiği, davacı tacir olsa da davalı tacir olmadığından HMK’nın 17. Maddesine göre taraflar arasında yetki sözleşmesi yapılamayacağı, yapılan yetki şartının geçersiz olduğu ve somut olayda genel yetki kurallarının uygulanması gerektiği, davalının süresinde mahkememizin yetkisine itiraz ettiği, davalının yerleşim yeri ———- olup söz konusu adresin ————-Adliyesi yetki sınırları içerisinde olduğu anlaşılmakla söz konusu davada ——— Mahkemelerinin yetkili olduğu, davalının yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde süresinde talep halinde yetkili ———Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-MAHKEMEMİZİN YETKİSİZLİĞİNE,
2-Yetkili mahkemeninin ———— Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın yetkili ————Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemede değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/03/2020