Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/198 E. 2019/819 K. 18.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/198 Esas
KARAR NO : 2019/819

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2016
KARAR TARİHİ : 18/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirketin isim ve logusunun birçok ürünü —– nezdinde marka olarak tescilli olduğunu,. Pek çok sorumluluk projesine destek verdiğini, ancak — ait olduğu iddia edilen yurtlarda meydana gelen olaylarla ilgili sosyal medyada —adına karalama kampanyası başlatıldığını, davalının müvekkiline yönelik haksız ve ağır itamlar içeren —-paylaştığını, davalı tarafından gerçekleştirilen fiil nedeniyle müvekkilinin kişilik haklarının zedelendiğini, bahsi geçen kurumla müvekkilinin hiçbir ilgisi olmadığını belirterek davanın kabulünü, davalının, müvekkil şirketin kişilik haklarını ve ticari itibarını ağır bir biçimde ihlal eden ve aynı zamanda TTK m. 55 uyarınca gerçeğe aykırı ve incitici beyanlarla müvekkilinin rakibini rekabetti öne çıkararak haksız rekabete sebebiyet veren açıklamaları nedeniyle 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikten davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davalı cevap dilekçesinde—– hesabı olan kişinin kendisi olmadığını, kişi ve kişiler tarafından sahte hesap açılmakla beraber profil resimlerinde koplayanıp kullanıldığını,yetki itirazında bulunarak, yetkili mahkemenin Ağrı Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davayı kabul etmediğini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE :Davacı …— tarafından ,davalının — hesabından yaptığı ‘———- terkediyoruz! ——” paylaşımla şirketin kişilik haklarına ağır saldırıda bulunduğu, TMK 25 maddesi ve TBK 49 ve 58. maddeleri gereğince, müvekkilinin,——-nedeniyle gündemde yer alan —- ————– ilişkilendirerek ticari itibarını zedelediği, rakiplerini rekabette öne çıkarmak amacıyla haksız rekabette bulunduğu öne sürülerek, TTK’ nın 55 maddesi uyarınca 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, davalının ———- hesabından yaptığı paylaşımın davacı şirketin kişilik haklarına saldırı oluşturacak nitelikte olup olmadığı, söz konusu sosyal paylaşım sitesinde kullanılan mesajların davalıya ait olup olmadığı hususuna ilişkindir.
Davalı ——- tarihli dilekçesinde dava konusu yapılan paylaşımının kendisine ait olmadığını, sahte hesap olduğunu beyan etmiştr.
Görevsiz mahkemece ——– yazılan müzekkereye verilen —günlü 35768 sayılı cevabi yazısına göre, gerçek kimlik bilgisi içermeyen sosyal medya hesabı kullanıcılarına ait gerekli her türlü bilginin yer sağlayıcı marifetiyle edilebileceği değerlendirildiği beyan edilmiştir.
————– cevabi yazısı ve — şirketinin hesap sahiplerinin bilgisini paylaşmadığı bilindiğinden dava konusu mesajı gönderen hesabın davalıya ait olduğu yönünde somut bir delil elde edilememiş olup bu durum davacı tarafından ispat edilememiştir.
Sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı (husumet) dava konusu sübjektif hakka ilişkindir.
Dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen (nitelendirilen) kişiler, şeklen (biçimsel açıdan) o davanın taraflarıdır. Ancak mahkemenin bu taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerekir.Bir sübjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi, o hakka uymakla yükümlü (borçlu) olan kişidir (davalı sıfatı, pasif husumet ehliyeti). Örneğin, bir alacak davasında davalı olma sıfatı o alacağın borçlusuna aittir. Alacak davası, o alacağın borçlusundan başka bir (üçüncü) kişiye karşı açılırsa, davalının davalı (borçlu) sıfatına sahip olmadığından (sıfat yokluğundan, husumetten) dolayı reddedilir.
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere, bir sübjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu (yani bir davada, davacı ve davalı sıfatının kimlere ait olduğu) tamamen maddî hukuka göre belirlenir. Bu sebeple, bir kişinin belli bir davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı hususu, usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu (sübjektif) hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur.
Mahkemenin sıfat (husumet) yokluğunu kendiliğinden (re’sen) gözetmesi gerekir. Çünkü, sıfat yokluğu, bir def’i değil, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itirazdır. Hâkim, kendisine sunulan dava malzemesinden (davalı veya davacının bildirdikleri vakıalardan, yani dava dosyasından) bir itiraz sebebinin varlığını (sıfat yokluğunu) öğrenirse, bunu kendiliğinden (re’sen) gözetir. İşte bu sebeple, hâkim, sıfat yokluğunu kendiliğinden gözetir.
Taraf sıfatı, usul hukukuna değil, maddî hukuka ilişkin bir sorundur; diğer bütün maddi hukuk sorunlarında olduğu gibi, dava şartı değildir. Taraf sıfatının (davacı bakımından, aktif husumet ehliyetinin; davalı bakımından, pasif husumet ehliyetinin) yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için (def’i değil) bir itirazdır. Diğer bütün itiraz hallerinde olduğu gibi, sıfat yokluğu da, ancak dava dosyasından anlaşılabildiği ölçüde hâkim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir (————————.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı itibarıyla; dava konusu yapılmış olan paylaşım her ne kadar davalıya karşı dava konusu yapılmış olsa da ,bu paylaşımın yer aldığı ——— hesabının davalı tarafından reddedilmesi karşısında ,davacı tarafından davalıya ait olduğunun kanıtlanamaması sebebi ile davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden davanın pasif husumet yokluğu sebebi ile reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış olmakla aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Pasif Husumet Yokluğu sebebiyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 126,38 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ———– deki esaslara göre belirlenen 1.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.