Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/158 E. 2019/1163 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2019/510
KARAR NO : 2019/1236

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 26/08/2019
KARAR TARİHİ : 11/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —–ile müvekkili arasında İstanbul Anadolu—- İş Mahkemesi’nin —- esas sayılı dosyası ile alacak davası görüldüğünü, şirketin sicilden terkin olması nedeniyle tebligat yapılamadığını ve dosyada taraf teşkilinin sağlanamadığını belirterek ——– ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yapılan işlemlerin TTK 32. Maddesi ve — Yönetmeliği 34. Maddesi hükmü uyarınca yapıldığını, müvekkilinin mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğünün bulunmadığını, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE
:Dava, hukuki niteliği itibari ile TTK Geçici 7/15 maddesi uyarınca açılmış ihya davasıdır. TTK Geçici 7.maddesi uyarınca sicilden terkin edilen ——— ihyasına karar verilmesi talep edilmektedir.
————– sicil dosyası getirtilmiş, ihyası talep edilen şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırları içinde kaldığı, şirketin ——tarafından TTK Geçici 7. maddesi uyarınca maddede öngörülen işlemlerin sicil tarafından yerine getirilmesinden sonra 18/02/2015 tarihinde re’sen terkin işleminin yapıldığı görülmüştür. Sicil tarafından şirkete gönderilen ihtarnamenin iade olduğu, ihtarın —– tarihinde gazetede yayınlandığı tespit edilmiştir.
TTK Geçici 7/15 fıkrasının son cümlesi uyarınca ticaret sicilinden kaydı silinen şirketin alacaklıları veya hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak mahkemeye başvurmak suretiyle şirketin ihyasını talep edebilirler.
Yargıtay —–Hukuk Dairesinin —–karar sayılı kararında “…..Dava, 6102 sayılı Yasa’nın geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden terkin edilen şirketin ihyasına karar verilmesi istemine ilişkin olup, anılan madde uyarınca 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre anonim ve limited şirketler 559 sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dahilindeki şirketlere bir ihtar gönderilir. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.
Somut uyuşmazlıkta, şirketin —- tarihinde geçici 7. madde uyarınca resen ticaret sicil kaydının silindiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça ihyası talep edilen şirketin taraf olduğu dava dosyalarının kesinleşmediği, böylece davacının taraf olduğu davalar var iken şirketin ticaret sicil kaydının silinmesi 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesine aykırı olup, yapılacak tasfiye işlemi de yasaya uygun olmayacağından mahkemece sadece ihya kararı vermekle yetinmek gerekirken tasfiye memuru da atamak doğru olmayacaktır.
Bu suretle, ek tasfiye işlemlerini yapması için son tasfiye memuru yahut memurlarının yahut da yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru atanması yönünde bir karar verilmesi gerekmediğinden davacı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin —– Karar sayılı ilamının 2. bendinin kaldırılmasına, 3 numaralı bendin 2 numaralı bent olarak düzeltilmesine, yine bozma ilamının “sonuç” bölümünde yer alan “ve (3)” ibarelerinin ilamdan çıkartılmasına karar vermek gerekmiştir. “denilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve yukarıda bahsi geçen Yargıtay —-.Hukuk Dairesinin kararı uyarınca davanın kabulüne,—– sicil nosunda kayıtlı iken TTK Geçici 7. Maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilen —- İstanbul Anadolu ——. İş Mahkemesi —– esas sayılı dosyada yürütülen yargılama ile sınırlı olarak ihyasına, şirketin ticaret siciline tesciline, kararın ticaret sicilinde tescil ve ilanına, karar verilmiş, davalı sicil müdürlüğü yasal hasım durumunda olup, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılarak lehine vekalet ücreti takdir edilmeyerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE, ——– sicil nosunda kayıtlı iken TTK Geçici 7. Maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilen ———————— İstanbul Anadolu —–. İş Mahkemesi —–esas sayılı dosyada yürütülen yargılama ile sınırlı olarak ihyasına,
Şirketin ticaret siciline tesciline,
Kararın ticaret sicilinde tescil ve ilanına,
2-Davacı taraf harçtan muaf olmakla, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.