Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/140 Esas
KARAR NO : 2021/309
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/04/2019
KARAR TARİHİ : 20/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların ——–vefat ettiğini, müteveffanın ölümünden sonra yapılan araştırmada davalı—–hesabına rastlandığını, hesabın kapatıldığı —– bulunduğunu, davalı banka, hesapta yüklü miktarda para olmasına rağmen emsallerine nazaran son derece düşük faiz işleterek parayı nemalandırdığını, örneğin —- döneminde ise % 11 oranında faiz uygulandığını, aynı dönemlerde——-% 28’e varan mevduat faizi uygulandığını, hatta—–tarafından bile politika faizleri % 6,25 oranında artırılarak, % 17,25’ten % 24’e yükseltildiğini, görüleceği üzere davalının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediğini, bu sebeple 07.09.2015- 17.12.2018 yılları arasında müvekkillerin, bankanın hukuka aykırı eylemi neticesinde zarara uğradıklarını belirterek netice olarak; tahkikat sonucunda müvekkillerin zararının değerinin tam ve kesin olarak mümkün olduğu anda artırılmak üzere, asgari 1.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren ——. tarafından 1 yıl ve üzeri TL cinsinden mevduat hesapları için belirlenen en yüksek mevduat faiziyle beraber ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Müteveffa—- nezdinde açıldığını, —– müvekkil bankaya devri neticesinde müteveffaya ait hesabın müvekkil bankada nemalandırıldığını, müteveffa ——- devir sonrasında yeni bir vade ve faiz oranı talep etmediğini ve hesap üzerinde herhangi bir işlem yapmadığını, bu sebeple müvekkil banka tarafından —- üzerinden faiz işletilerek mevduatın nemalandırıldığını, vadeli hesabın müvekkil banka nezdinde nemalandırıldığı — zarfında, hesap sahibi tarafından herhangi bir itiraz ileri sürülmeyerek, uygulanan faiz oranlarının kabul edildiğini, bu sebeple yıllar sonra ileri sürülen itirazların hakkaniyete aykırı olduğunu, bankacılık uygulamaları gereği, müşteri ile mutabık kalınan vade çerçevesinde yine anlaşmaya konu faiz oranı üzerinden —– yapıldığını, vade bitiminde ise müşteri tarafından yeni bir vade uzatım talebi gelmemesi halinde, —– bildirilen tabela faiz oranından düşük olmamak üzere, belirlenen faiz oranı üzerinden nemalandırma yapıldığını, davalı banka uygulaması ve müşteriler ile akdedilen sözleşmede yer alan hükümler uyarınca, işlem yapılmayan vadeli hesabın kapatılmasının mümkün olduğunu, ancak müvekkil banka tarafından müteveffanın hesabının kapatılmadığını ve mevduatına faiz işletildiğini, belirterek sonuç olarak; haksız ve hukuki mesnetten yoksun olan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davacıların murisinin vadeli hesabına vefat tarihinden sonra uygulanan faiz oranlarının düşük olduğu iddiası ile eksik ödendiği ileri sürülen faiz tutarının tahsili istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
—— faiz oranlarına ilişkin veriler istenilmiş ve dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce bankacı bilirkişi—- alınan bilirkişi kök ve ek raporunda özetle; Müteveffa—– nezdinde açılan hesabın, adı geçen— tarihinde fiilen davalı bankaya devri ile aktarıldığı, müteveffaya—– itibaren — vadelerle davalı bankaca temdit edildiği, davalı bankaca söz konusu hesaba; —— tarihli temdit işleminde de % 11,00 faiz oranı üzerinden faiz işletildiği, 04.06.2018 tarihli temdit hariç, müteveffanın hesabına uygulanan faiz oranlarının makul seviyelerde olduğu, —— döneminde mevduat hesabına, davalı—- Oranın uygulandığı, ancak söz konusu dönem için de bir sonraki temdit tarihindeki (10.09.2018) % 11,00 faiz oranı üzerinden faiz tahakkuk ettirilmesinin uygun olacağı, buna göre % 11,00 faiz oranı esas alınarak hesaplama yapıldığında, 17.12.2018 tarihinde hesap bakiyesi 270.830,58 TL olacağı, davalı banka tarafından ise davacı ——– ödendiği, mahkeme tarafından işbu görüşümüzün benimsenmesi durumunda, davacı varisler tarafından toplam — tutarın talep edilebileceği, bununla birlikte hesaba — Oranları üzerinden de faiz hesaplandığı, bu takdirde dava konusu hesabın kapatıldığı tarihte hesap bakiyesinin 291.691,00 TL bakiyeye ulaştığı, davacılara yapılan ödeme mahsup edildiğinde davacı varisler tarafından davalı bankadan— talep edilebileceği belirtilmiştir.
Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu 05/01/2021 tarihli talep artırım dilekçesi ile; 1.000,00 TL olarak açmış oldukları davayı 26.640,77 TL olarak artırdıklarını beyan etmiş, talep artırım dilekçesinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları, tüm dosya kapsamına göre; davacıların murisinin davalı banka nezdindeki vadeli mevduat hesaplarına eksik faiz uygulandığından bahisle eksik faizin tazmini talebiyle davacı mirasçıları tarafından işbu davanın açıldığı, müteveffa—-hesabın, bankanın 5230 sayılı kanun uyarınca — tarihinde fiilen davalı bankaya devri ile aktarıldığı, davacıların —vadelerle davalı bankaca temdit edildiği, davalı bankaca söz konusu hesaba —- döneminde % 9,25; —— tarihleri arasında % 10,00, 04.06.2018 tarihli temdit işleminde %4,75 ve —- tarihli temdit işleminde de % 11,00 faiz oranı üzerinden faiz işletildiği, taraflar arasında paranın nemalandırıldığına dair bir uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın, nemalandırma sırasında uygulanan mevduat faizinin miktarına ve bu faiz alacağından davalı bankanın sorumluluğuna ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Bankalar ödünç para verme,—— kabulü işlemleri gibi kuruluş amaçları doğrultusunda yaptıkları işlemlerde tespit edilen asgari ve azami sınırlar dahilinde serbest piyasa ekonomisi içerisinde var olabilmek ve rekabet edebilmek için müşteri çekmek adına faizi ———-olarak kullanmaktadır. Her ne kadar bankalar yasal mevzuat çerçevesinde uygulayacağı faizi belirlenen sınırlar dahilinde serbestçe takdir edecek ise de, bankacılık hizmet kalitesinin artırılması, kaynakların en iyi şekilde kullanılması, bankalar arasında adil ve dürüst rekabet ortamının sağlanması, haksız rekabetin önlenmesi amaçlarından yola çıkarak, müşterileri ile olan—– uygun şekilde düzenlemesi gerektiği açıktır.—–tarafından kabul— menfaatlerinin korunması,…” esas alınmış, bankaların faaliyetlerini yerine getirirken dürüstlük ilkesine bağlı kalması, tüm hizmet ve işlemlerde, müşterilere karşılıklı güven anlayışı içerisinde açık, anlaşılır ve doğru bilgi vermesi, ayrıca– hesap verilebilirlik— doğrultusunda hareket etmesi, mevzuat gereği denetim ve kontrol amacıyla istenen bilgi, belge ve kayıtları doğru eksiksiz şekilde ve zamanında iletmesi gerektiği hususları düzenlenmiştir.
Somut olayda; mahkememizce davalı bankadan —-cinsinden vadeli mevduatlara uygulamış oldukları fiili faiz oranlarının istenildiği,——- vadeli mevduatlara uygulamış olduğu fiili faiz yerine ilan edilen faizi bildirdiği, serbest ——- para vermek ve mevduat sağlamak için müşteri çekmeye çalışan bankaların, rekabet ortamında ekonomik geleceğini devam ettirebilmek için müşterisini memnun edebilecek oranlarla hizmet vermesinin—– oranlarının günümüz şartlarında uygulanmasının—başka bir deyişle bu oranlarla müşteri kazanmanın günümüz ekonomik şartlarında pek mümkün olmayacağı açıktır. Davalı banka tarafından ilan edilen faiz oranlarının, vadeli mevduatlara uygulanan fiili faiz oranlarından da anlaşılacağı üzere ilan edilen faiz oranları ile bankaların TL cinsinden vadeli mevduatlara uyguladığı fiili faizlerin çok farklı olduğu anlaşılmıştır.—— tutarlı —— müşteri talimatı olmasa dahi, müşterisinin yararına olan faiz oranlarının uygulanması gerektiği açıktır. Davalı ——–dönemleri itibariyle yeni faiz oranları talep edilmemiş olsa bile müşterisinin hak ve menfaatlerini gözetmesi gerektiği, aksi halde uygulamış olduğu faiz oranları arasında dürüstlük ilkesine aykırı bir şekilde işlem yapması halinde sorumlu olacağı açıktır. Diğer ———- üzerinden bilirkişinin yaptığı hesaplamanın açık, anlaşılır ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşıldığından mahkememizce hükme esas alındığı, bu oranlar üzerinden hesaplama yapıldığında dava konusu hesabın kapatıldığı tarihte ——- talep edilebileceği anlaşıldığından davanın artırılan haliyle kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1———- dava tarihinden itibaren ———– daha uzun süreli—– için belirlenmiş en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
2-Karar harcı 1.819,83 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 484,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.335,43 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 484,40 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL ilk masraf, 114,40 TL tebligat gideri ve müzekkere gideri, 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 858,80 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde —- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin —- ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.