Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/961 E. 2020/714 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/961 Esas
KARAR NO : 2020/714

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/08/2018
KARAR TARİHİ : 15/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket ——mevcut olduğunu, taraflar ——- tarihli iki yıl süreli ———– akdedildiğini, akdedilen iş bu —— gereğince müvekkili şirketin davalı şirketin personellerini taşıma işini üsteleneceğini, davalı şirketinde bu hizmete ilişkin ödemeleri gerçekleştireceğini, taraflar arasındaki sözleşmenin IV maddesi gereğince tarafların anlaşmaları halinde sözleşmenin bir yıl daha uzatılacağını, müvekkili şirketin sözleşme tarihinden sözleşmenin feshi tarihine kadar davalı şirketin — taşımacılığını layıkıyla yaptığını, taraflar arasında bu sözleşmeden öncede ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili şirketin 01/01/2014 tarihinden bu yana davalı şirketin ——işini yürütmekte olduğunu, taraflar arasında sözleşme —- sona ereceğini, yapılan ikili görüşmelerde sözleşmenin bir yıl daha uzatılacağı sözünün verildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin devam ediyor olması ve uzatılacağı sözü karşısında bulunmadığını, başka iş almadığını, keza kendi araçlarının dışında davalı şirketin talepleri gereğince —— araç satın almak zorunda bırakıldığını, bu araçların banka kredilerinin halen devam etmekte olduğunu, müvekkili şirketin sözleşme gereği edimlerini eksiksiz yerine getirmekte iken davalı şirketin hiçbir sebep göstermeksizin—- şirkete şifahi olarak taraflar arasındaki sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih ettiklerini, işten el çektireceklerini beyan ettiklerini, bu fesih beyanından sonrada müvekkili şirkete işten el çektirdiklerini, — yaptırmaya başladıklarını, müvekkili şirketin bunun üzerine davalı şirkete Kartal ——— yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ederek müvekkili şirketin uğramış olduğu zararların kazanç kaybının ve yapmak zorunda olduğu masrafların tazminini talep ettiğini, ancak davalı şirketten herhangi bir geri dönüş ve zarar, kazanç kaybı ve masraf tazminin yapılmadığını, öncelikle 8 adet —— borcunun devam etmesi nedeniyle bir zarar oluştuğunun muhakkak olduğunu, yapılacak bilirkişi incelemesi ile zararın ortaya çıkacağını, müvekkili şirketin taraflar arasındaki işin ifası için çalıştırdığı personel ve şoförlerin maaşını ödemek zorunda olduğunu, bu şekilde oluşan zararların bilirkişi marifetiyle ortaya çıkacağını, davalı işverenin taraflar arasındaki sözleşme sonuna kadar 236.500 TL kazanç kaybına uğrayacağını, taraf ticari defterleri incelendiğinde haklılıklarının kanıtlanacağını, müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki —sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshi nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu kazanç kaybı ve yapmak zorunda kaldığı masraf bedeli olarak belirsiz alacak davası mahiyetinde ve fazlaya ilişkin alacaklarının talep ve dava etmek haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 120.000,00 TL’sinin sözleşmenin haksız feshi tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
SAVUNMA:
Dava dilekçesi davalı şirkete tebliğ edilmiş, davalı şirket tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki—– hizmet işi sözleşmesinin haksız feshedildiği iddiasıyla davacının uğradığı zarar, kazanç kaybı, yapmak zorunda olduğu masrafların tazmini talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Davacı vekilinin sözleşmenin davalı tarafından haksız feshi nedeniyle uğradığı zarar nedeniyle hakkında birçok icra takibi başlatıldığı beyanı kapsamında ilgili icra dosyaları celp edilerek incelenmiştir.
İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün —-. Sayılı Dosyası; ——— tarafından, davacı ve kefili aleyhine 5 adet araç kapsamında —— tahsili için rehinin paraya çevrilmesi yoluyla 28.11.2018 günü takip başlatıldığı, akıbetinin dosyaya yansımadığı;
İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün —- Sayılı Dosyasında; —– tahsili —– günü genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, takibin kesinleştiği; bir takım haciz talepleri olduğunun görüldüğü, akıbetinin dosyaya yansımadığı,
İstanbul —. İcra Müdürlüğünün —. Sayılı Dosyasında; —-. tarafından, davacı ve dava dışı—– tahsili için genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, takibin kesinleştiği; bir takım haciz talepleri olduğunun görüldüğü, akıbetinin dosyaya yansımadığı;
İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —-. Sayılı Dosyasında; —-, tarafından, davacı ve dava dışı —– tahsili için genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, takibin kesinleştiği; bir takım haciz talepleri olduğunun görüldüğü, akıbetinin dosyaya yansımadığı;
İstanbul— İcra Müdürlüğü’nün —-. Sayılı Dosyasında;— —- tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, akıbetinin dosyaya yansımadığı;
İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —-. Sayılı Dosyasında; —- tarafından, davacı şirket ——– tahsili için genel haciz yoluyla takip başlatıldığı; takip borçlusunun itirazı üzerine takibin durduğu,
İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün———–, davacı şirket hakkında ——tahsili için rehinin paraya çevrilmesi yoluyla 29.08.2018 günü başlatılan takip olduğu, —- İcra Müdürlüğü’nün—– Talimat saydı dosyasından yapılan ihale sonucu ——- günü yapılan ihale sonucu — bedelle ——- İhale edildiğinin görüldüğü,
İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —- Sayılı Dosyasında; —— tarafından, davacı şirket —- —tahsili için genel haciz yoluyla—– günü başlatılan takip olduğu, takibin kesinleşmesi üzerine ——- plakalı araçlara haciz konulduğu; sonrasındaki akıbetinin yansımadığı,
—– Cumhuriyet Başsavcılığının —– Soruşturma sayılı dosyasında, görüşüne başvurulan bilirkişi — —-müşteki şirketteki meslek ve hizmet ilişkisini kötüye ——-müşteki şirketin banka hesabından kendi şahsi banka hesabına gönderdiği toplam ——— haksız kazanç sağladığı, şüphelinin kendi hesabından tespitler kısmında detayları —- şirketlere yaptığı büyük meblağlı ödemeler olduğu şeklinde tespitte bulunulduğu, Sanığın sabit olan emniyeti suiistimal suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 155/2 maddesi uyarınca, 6 yıl hapis ve 2600 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına; TCK. m. 62 uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak, 5 yıl hapis 2166 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına” karar verildiği görülmüştür———
Mahkememizce taraf ticari defterlerinin incelenmesi ve davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarının belirlenmesi açısından mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
Mali müşavir ——— tarafından hazırlanan bilirkişi kök raporunda özetle: davacı ——– defterinin usulüne uygun olduğu, taraflar arasındaki servis hizmet alım/satım işinin ———————— kadar sürdürüldüğü, davacı şirketçe davalı şirkete —-halinde olmak üzere; ——–yapıldığı, hizmet satışı nedeniyle davacı şirketçe düzenlenmiş işbu faturaların davalı şirket tarafından —- halinde çekler keşide etmek suretiyle ödendikleri, davacı şirketin davalı şirketten faturalara dayalı açık cari hesap bakiyesinden kaynaklanan 997,04 TL bakiye alacağı kaldığı, davalı tarafın defterlerinin usulüne uygun olduğu, Mahkemece Taraflar arasındaki yazılı hizmet sözleşmesinin varlığı ve sözleşmenin süresinden önce davalı şirketçe tek taraflı olarak haksız feshedildiği ve bu fesih nedeniyle davacı şirketin davalı şirketten mahrum kalınan kar talep edebileceği yönünde hüküm kurması halinde, davacı şirketçe talep edilebilecek mahrum kalınan kâr tutarı aylık bazda olmak üzere, ——-koşullarda sonlanacağı 2018 yıl sonuna kadar geçecek 6 aylık süre için mahrum kalınan kâr talebinde bulunulabileceğinin benimsenmesi halinde, davacı şirketçe talep edilebilecek toplam kar mahrumiyeti miktarının —–olabileceği belirtilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi ——— dilekçesinde; Davalının sözlü olarak 1 yıl uzatılacağı sözüne güvenerek başka ihalelere girmediğini, talebiyle satın alınan araçlar için başlatılan kredilerin ödenememesi nedeniyle icra takibine maruz kalarak zarara uğradığını, icra takipleri sebebiyle de elindeki araçları kaybettiğini, bu zarar kalemlerinin raporda dikkate alınmadığını, müvekkilinin müspet zararları yanında menfi zararlarının da hesap edilmesi gerektiğini, krediler ve yasal süreç kapsamında başlatılan takipler sebebiyle, faiz masraf ve ücreti vekalet ödemek durumunda kaldığını, ticaret hayatında bahse konu hizmet sözleşmelerinin genel anlamda yılbaşı dönemlerinde birkaç yıllık akdedildiğini, uzun dönemli sözleşmelerin sene başında ve çok önceden imzalandığını, benzeri bir işi 6 ay gibi bir süre içinde bulmasının mümkün bulunmadığını, hiçbir gerekçe gösterilmeksizin haksız olarak feshedildiğinden bahisle, mahrum kaldığı kârın yanı sıra uğradığı menfi zararların tespiti için ek rapor alınmasını beyan ve talep etmiştir.
Davalı vekili kök —- dilekçesiyle; bilirkişinin raporda uzmanlık alanı dışında kaldığını, 30.12.2016 tarihli sözleşmenin müvekkili şirket ——- imzalandığını, ancak adı geçenin ————– yapma ve sözleşmeye imza atma yetkisi bulunmadığını, müvekkili şirkette insan kaynakları müdürü olarak görev yapan adı geçenin tebligatları ve diğer evrakları şahsen alarak ya da çalışanı vasıtasıyla aldırarak, şirketten sakladığını, söz konusu şahsın kasten zarara sokmak amacıyla hareket ettiğini, haciz ihbarnamelerinden banka hesaplarına haciz ve araştırma ve incelemenin derinleştirildiğini, şahsın zimmetine para geçirdğinin anlaşılarak İstanbul Anadolu —–. Asliye Ceza Mahkemesi’nin—- Sayılı dosyasıyla açılan davada hapis cezası verildiğini, bağlayıcı olmayan bu sözleşmenin haksız feshinden söz edilemeyeceğini, dolayısıyla bu sözleşmeye dayalı taleplerin kabulünün mümkün bulunmadığını, ————————- kalınan ——olarak hesaplanan tutarın fahiş olduğunu, davacının kâr düşüşünden müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını,
Yargıtay —————-Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; “Dava, taşıma sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinin dava konusu dönem itibariyle yenilendiği, ve aynı dönem içerisinde ek taşıma sözleşmesi yapıldığı, davalının bu sözleşmeyi neden göstermeksizin haksız şekilde feshettiği dosya kapsamıyla sabittir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğradığı zararın tespiti noktasındadır. Mahkemece, sözleşmenin haksız feshinden sonra iş yapamadığı yılın kârı üzerinden bilirkişiye zarar hesabı yaptırılarak hüküm kurulmuştur. Ancak, davacının zararının aynı veya benzer şekilde sözleşme yapması için gereken makul süre tespit edilip, bu süre itibariyle elde edeceği gelir hesaplanıp, anılan süre itibariyle yapmadığı giderler mahsup edilmesi suretiyle belirlenmesi gerekmektedir. O halde, açıklanan şekilde hesaplama yaptırılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.”
Bilirkişi raporuna taraf vekillerinin itiraz ve beyan dilekçesi sundukları, raporda; sözleşme hükümleri değerlendirilmediğinden mahkememizce kök rapor alınan bilirkişiyle birlikte heyete bir sektör bilirkişisi ve hesap uzmanı eklenmek suretiyle taraflar arasındaki sözleşmenin değerlendirilmesi, sözleşme feshinin haklı olup olmadığı, sözleşmenin feshi haksız ise davacı tarafın ne kadar sürede yeni bir iş alacağı hususunun belirlenmesi bu hususta makul sürenin hesaplanması, davacının zarar taleplerinin tek tek değerlendirilmesi ve hesaplanması amacıyla ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından alınan bilirkişi ek raporunda özetle; —- işlerinde müşterilerin — ihalesine çıkması, teklif toplaması, —– karar vermesi, —-sözleşmeyi istişare etmesi ve sözleşmeyi imzalaması arasında geçen süre ortalama olarak 1 ay sürdüğü, —- kalındıktan sonra ——- araç ve —– yapması için zaman verildiği, genellikle bu süre 1 ay olduğu, davacı şirketin sektördeki piyasa araştırması ve —– belirlemesi süresi (1 ay) göz önünde bulundurulduğunda toplamda 3 aylık bir sürenin makul olduğu, yeniden benzeri bir —– benimsenen 90 günlük devrede, kök rapordaki tespitlere nazaran, davacının uğradığı kâr kaybının 17.562.32 TL olarak hesaplandığı; davacının sözleşmenin yürüyeceği inancına bağlı olarak kredi kullandığı, yeni araçlar aldığı ve bu bağlamda, faiz yükü ve takipler ile karşı karşıya kaldığına yönelik tazmin talebinin yukarıda değerlendirme başlığı altında (5) sayılı bentte yapılan irdelemesine, mevcut delil durumuna nazaran iştirak edilmediği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından, taraflar arasında—–bulunduğu, her ne kadar davalı taraf şirkette sözleşme imzalamaya yetkili şahıs tarafından sözleşmenin imzalanmadığını bildirmiş ise de taşıma ilişkisi kapsamında, her ay düzenli fatura kesilerek ödemeler yapıldığının görüldüğü; sözleşmenin de şekle bağlı olmadığı, dolayısıyla fiilen söz her ne kadar yazılı sözleme yerine fiili sözleşmede süre yönünden bir kararlaştırma bulunmadığı ileri sürülebilirse de —— en azından yıllık olarak devam edeceği esasının teamül olarak benimsendiği; dolayısıyla taraflar arasında geçerli bir sözleşme olduğunun kabul edildiği,
Taraflar arasında ——bulunduğu, davacının yüklenici, davalının işveren olup “Sözleşmenin Süresi” kenar başlıklı 4. Maddesinde; sözleşmenin —–tarihine kadar geçerli olduğu ve sözleşme süresinin 2 yıl olup götürü bedel olarak bağlanacağı, tarafların anlaşmaları halinde, sözleşmenin bitiminden 1 ay önce karşılıklı anlaşma ile süresinin 1 yıl daha uzatılabileceği ya da l ay önceden haber vermek suretiyle sözleşmenin tek taraflı olarak feshedilebileceği, yenileme halinde sözleşme bedelinin yeni duruma uygulanacağı hususlarının belirtildiği, davacı şirket tarafından davalıya Kartal —— günü keşide edilen—- ihtarnameyle; “İçeren tarafından hiçbir sebep gösterilmeksizin 02.07.2018 tarihinde tek taraflı olarak işten el çektirildiği; haksız fesih sebebiyle, dava dilekçesinde bildirilen zarar kalemlerinin oluştuğundan bahisle, tazmininin talep edildiğinin” görüldüğü;
Davacının talebinin değerlendirilebilmesi için öncelikle feshin haksız olup olmadığının belirlenmesi gerektiği, bu tespitten sonra sözleşme feshedilmeseydi (davacı açısından sözleşme sürdürülseydi) sağlayacağı karın belirlenmesi gerekmektedir.
Davalı tarafın sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği konusundaki ihtarnamelerdeki açıklamalarına karşı olmak üzere davacı taraf dava dilekçesinde bu konuyu kabul etmekte ve bu hususun davalı şirket yetkililerinin talepleri doğrultusunda gerçekleştiğini ve bu durumun kendilerini de mağdur ettiğini belirterek kısa bir süre sonra buna son verildiği beyan edilmiş olup, davacı şirketin dava dilekçesine yansıyan bu beyanı fesih nedeninin tevil yollu bir ikrarı sayılmak durumundadır. Bu durumda davalının taraflar arasındaki sözleşmeyi davacının servis araçlarında davalı çalışanlarını istihdam etmesi nedeniyle feshetmiş olduğu kabul edilmelidir.
TBK 112 maddesi uyarınca borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu kendisine hiç bir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür. TBK 114 gereği, borçlu genel olarak her türlü kusurdan sorumludur. Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerinde de uygulanır.
feshin haklı olduğunun ispat yükünün, davalı şirkette olduğu; bu yönde herhangi bir delil ikame etmediği; sadece sözleşmenin şirketin bağlamadığının savunulduğu, yukarıda fiili sözleşme ilişkisi dikkate alındığında — olarak bu ilişkinin devam ettiği esası benimsenmekle, mevcut delil durumuna nazaran, feshin haklı olduğunun sübuta ermediği kanaatine varılmıştır.
Davacı, taraflar arasında düzenlenen iki yıl müddetli sözleşmenin süresinden önce feshedildiğini; ayrıca ikili görüşmelerde şifahen 1 yıl daha uzatılacağı sözü verildiğini; bu kapsamda—- araç satın alındığını; yeni personel istihdam edildiğini, araçların aylık kredi tutarının 21.68 7,46 TL olduğunu; çalıştırdığı personel ve şoförlere maaş ödemek durumunda kaldığını, kâr kaybına uğradığından bahisle, şimdilik bu zararların tahsili amacıyla 120.000,00 TL’nin tahsilini istediği;
Yargıtay —- Hukuk Dairesi’nin — Karar sayılı ilamına göre; “Dava, personel taşıma sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup mahkemece davacının kazanç kaybı, sözleşmenin düzenlenmesi sırasında verilen — alacağı, bir kısım araçlarını piyasa fiyatları altında satmasından kaynaklanan tazminat olmak üzere toplam 309.475,86 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmiştir. Ancak davacı vekilince, yeni araçlar satın alınarak davacının davalı ile arasındaki sözleşme uyarınca taşıma yaptığı, sözleşmenin feshi nedeniyle zararın artmaması, yeni iş de bulunamaması nedeniyle davacının— zorunlu olarak piyasa değerinin altında sattığı ileri sürülmüşse de davacı vekilinin bu iddialarını ispatlayamadığı anlaşılmaktadır.
Davada taraflar arasındaki sözleşmenin imzalanmasıyla davacı tarafından ödenen — davalıdan tahsili istenmektedir. Müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ya da vaktinde ifa edilmemesinden doğan alacaklının mal varlığının mevcut durumuyla, borç ifa edilseydi alacağı durum arasındaki farkı; menfi zarar ise sözleşmenin geçerli olarak kurulduğu inancının boşa çıkmasından doğan zararı ifade eder. Somut olayda sözleşmenin süresinden önce davalı tarafından feshi nedeniyle uğranılan zararların tazmini istenebilecek olup, davalının karşılamakla sorumlu olduğu zarar, alacaklının müspet zararıdır, davacı menfi zararını isteyemez. Dolayısıyla sözleşmenin kurulması için yapılan giderlerden olan — menfi zarar kapsamında olup talep edilmesi yerinde değildir.
Bu suretle, davacının sözleşmenin düzenlenmesi sırasında verilen— davalıdan tahsili talebi ile bir kısım araçlarını piyasa fiyatları altında satmasından kaynaklanan tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir. “
Mahkememizce alınan ek raporda davacı şirketin 3 aylık bir sürede yeni iş bulabileceği, bu sürenin makul olduğu, davacının uğradığı kâr kaybının 17.562.32 TL olarak hesaplandığı; ek rapordaki belirlenen sürenin ve yapılan hesabın mahkememizce de uygun görüldüğü, hükme esas alındığı, her ne kadar davacı vekili kök rapor ile ek rapor arasında ciddi çelişki olduğunu ileri sürmüşse de; kök raporda yalnızca mali müşavir bilirkişiden rapor alındığı, mali müşavir bilirkişinin taşıma alanında uzman olmadığı, sözleşmenin kalan süresi için bedel hesabı yaptığı, ek raporda taşıma alanında uzman bilirkişi de eklenmek suretiyle rapor alındığından ayrıca makul süre belirlenerek davacının müspet zarar kapsamında kar kaybı belirlendiğinden esasen raporlar arası çelişki olmadığından yeniden rapor alınmasına gerek görülmediği, davacının sözleşmenin yürüyeceği inancına bağlı olarak kredi kullandığı, yeni araçlar aldığı ve bu bağlamda, faiz yükü ve takipler ile karşı karşıya kaldığına yönelik iddialarının ise davacı tarafın delil listesi ekinde sunduğu —–sözleşmelerinde yer alan araç modellerinden hareket ile en yenisinin ——olduğu; dolayısıyla feshedilen yıl kapsamında alınmış herhangi bir araç bulunmadığı gibi, araçlardan 5 tanesini ———– sattığı; davalı hakkında takip başlatılmasının aldığı ticari karara bağlı krediler sonucu oluştuğu; dolayısıyla hakkında başlatılan takiplerde sözleşmenin feshedilmesine bağlı uğradığı zarar olarak değerlendirilmediği ve zarar ile sözleşmenin feshi arasında illiyet bağı kurulamadığından bu taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir. (Emsal Yargıtay —— Hukuk Dairesi ‘nin — gün — —sayılı kararı)
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-17.562,32 TL’nin temerrüt tarihi olan 24/07/2018 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine,
2-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 2.019,30 TL peşin/nispi harç olmak üzere toplam 2.055,20 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 105,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.100,00 TL (3 farklı bilirkişi) bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.205,00 TL’nin kabul-ret oranları gözetilerek 322,71 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.