Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/960 E. 2020/284 K. 01.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/960
KARAR NO : 2020/284

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Doğan Takip Sonrasında Açılmış)
DAVA TARİHİ : 09/08/2018
KARAR TARİHİ : 01/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Doğan Takip Sonrasında Açılmış) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişkide davalının müvekkilinin tedarikçisi durumunda olduğunu, davalıdan ürün satın alındığını ve alınan mal karşılığının bazen çek, bazen de nakit olarak ödendiğini, ticari ilişki kapsamında davalıya teslim edilen ve davalı tarafça İstanbul Anadolu —.İcra Müdürlüğünün —-sayılı takip dosyasına konu edilen çeklerden ötürü müvekkilinin davalıya borçlu olmadığını, söz konusu çeklerin davalıya verildiğini, bu çeklerin bir kısmının keşidecisinin müvekkili, bir kısmının da müşterilerden ciro yoluyla alınan çekler olup ödeme maksadıyla davalıya teslim edildiğini, keşidecisinin müvekkili olduğu çeklerin bir kısım olumsuzluklar nedeniyle ödenemediğini, aynı şekilde müşterilerden ciro yoluyla alınıp davalıya verilen bir kısım çeklerin de ödenememesi üzerine davalı ile anlaşıp bu çeklere karşılık yeni çekler verildiğini, ayrıca nakit ödemede yapıldığını, ancak aralarındaki güven ilişkisi nedeniyle takibe konu edilen çeklerin iade alınmadığını, yapılan ödemelere rağmen davalının kötü niyetli olarak çekleri iade etmediği gibi takibe konu ettiğini, ayrıca taraflar arasında 31/12/2016 tarihi itibariyle mutabakat sözleşmesi imzalandığını ve bu tarih itibariyle müvekkilinin davalıya 108.615,99 TL.borçlu olduğunun da açıkça belirtildiğini, bu tarih sonrasında mal alışverişi gerçekleşmediğini, davalının düzenlediği tüm fatura ve ödemelerin müvekkilinin defterlerinde kayıtlı olduğunu belirterek İstanbul Anadolu –.İcra Müdürlüğünün — sayılı takip dosyasına konu çeklerden ötürü takip konusu asıl alacak yönünden davalıya borçlu olmadıklarının tespitine ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan takipten sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişkide davalının kendisinin tedarikçisi olduğunu, davalıdan aldığı ürünlerin karşılığını bazen çek bazende nakit olarak ödediğini, davalıya teslim edilen ve İstanbul Anadolu—.İcra Müdürlüğünün —-sayılı dosyada takibe konu edilen çeklerden bir kısmının kendisi tarafından keşide edildiğini, bir kısmınında müşteri çeki olduğunu, bu çeklerden bir kısmının ödenemediğini, bu yüzden davalı ile anlaşıp ödenemeyen çekler yerine yenilerinin verildiğini, ayrıca nakit ödeme yaptığını, ancak aradaki güven nedeniyle takip ve davaya konu edilen çeklerin iade alınmadığını, davalının bu çekleri takibe koyduğunu, 31/12/2016 tarihi itibariyle mutabakat imzalandığını, borcun 108.615,99 TL.olarak kabul edildiğini, bu tarih sonrası mal alış verişi olmadığını belirterek takip konusu edilen çeklerden ötürü takip konusu asıl alacak yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 12/06/2019 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip delillerin toplanmasına karar verilmiştir.
Davacı taraf delil olarak ticari defter ve dayanak kayıtları ile ödeme dekontlarına, banka kayıtlarına, borç mutabakat belgesine, tanık ve bilirkişi incelemesine dayanmış, davalı taraf HMK 200 maddesi uyarınca senede karşı senetle ispat zorunluluğu nedeniyle tanık dinletilmesine muvafakat etmediğini bildirmiştir.
Davacının dayandığı 31.12.2016 tarihli mutabakat mektubu hakkında davalı şirket yetkilisi isticvaben dinlenmiş şirket yetkilisi mutabakat mektubundaki tutarın cari hesap alacağı olduğunu, çeklerle ilgisi bulunmadığını, çek bedellerinin ödenmediğini beyan etmiştir.
Davacı yan dava konusu çeklerin davalıya verildiğini, bu çeklerin bedellerini ödeyemediklerini bu yüzden davalı ile anlaşarak davalıya ödenmeyen çek bedelleri için yeni çekler verip bir kısımda nakit ödeme yaptığını belirterek takibe konu çeklerden ötürü borçlu olmadığı yönünde dava açmış olup davalı taraf bu iddiayı kabul etmemektedir. İspat yükü davalı tarafta olup delil olarak kendi ticari defter ve dayanak kayıtlarında bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, ancak davacı vekili verilen kesin süre içinde bilirkişi için öngörülen ücreti yatırmamış bu yüzden 01/11/2019 tarihli inceleme yapılamadığına ilişkin tutanak tutulmuştur. Davacı 02/10/2019 tarihli duruşma ara kararında belirtilen ücreti 13/01/2020 tarihinde yatırmış ve ara kararından rücu talebinde bulunmuş, davalı taraf muvafakat etmediğini bildirmiştir.
Mahkememizin 02/10/2019 tarihli duruşma ara kararında davacıya kesin süre verilirken sonuçları da hatırlatılmış olup, davacı kesin süreden ve inceleme için tayin edilen günden çok sonra, izleyen duruşmadan 2 gün önce ücreti yatırmıştır. HMK 94 maddesinde kesin süre ve sonuçları düzenlenmiş olup, hakim de tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir, bu durumda aynı maddenin 3.fıkrası gereği kesin süre içinde yapılması gereken işlemi süresinde yapmayan tarafın o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar, davacı bilirkişi ücretini izleyen duruşmaya 2 gün kala yatırmakla hem kesin süreyi kaçırmış hemde yargılamanın uzamasına sebebiyet vermiştir. Mevcut deliller itibariyle de davacı takibe konu edilen çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığını ispat edememiş durumda olduğundan davanın reddine karar verilmiş, ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olup davalının alacağını almasında bir gecikme söz konusu olmadığından davalı lehine tazminata hükmedilmeyerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İSPATLANAMAYAN DAVANIN REDDİNE,
2-Karar harcı 54,40 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 683,19 TL harçtan mahsubu ile bakiye 628,79 TL harç ile davacı tarafça tamamlama harcı olarak yatırılan 6.246,00 TL.harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —— esaslara göre belirlenen 36.852,50 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.