Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/948 E. 2019/260 K. 12.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/948 Esas
KARAR NO : 2019/260
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/08/2018
KARAR TARİHİ: 12/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 07/02/2017 tarihli ————Sözleşmesi uyarınca ticari iş ilişkisi kurulduğunu, verilen hizmet karşılığı kesilen faturalara karşılık ödeme yapılmadığını, davalı aleyhine icra takibi yoluna başvurulduğunu, davalı borçlu kötü niyetli olarak İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğünün ———-esas sayılı dosyasına borca ve ferilerine karşı itirazda bulunduğunu, davanın kabulünü, alacağın zamanında ödenmemesi nedeniyle faturanın karşı tarafa tebliğ edildiği yada icra takibinin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek reeskont avans faizin hesaplanarak alacak kalemine eklenmesini, davalıdan tahsilini, İstanbul Anadolu 10.İcra Müdürlüğünün ———- esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile % 20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili site yönetimi 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3.maddesi kapsamında tüketici sıfatına haiz olduğunu, davalı ile müvekkili arasındaki ilişki hizmet ilişkisinden kaynaklandığını, 6502 sayılı kanun kapsamında tüketici işlemi sayıldığını, davada görevli mahkemede Tüketici Mahkemeleri olduğunu, görev itirazının kabulünü, davanın usulden reddini talep ettiklerini, davacı şirket müvekkile yöneltmiş olduğu davada kısaca taraflar arasında alt işveren üst işveren ilişkisi olduğunu, ortaya çıkacak ödemelerden müteselsil sorumlu olunacağını, davacı şirket çalışanlarından dava dışı ———— iş akdinin feshinden dolayı kendisine ödeme yapıldığını, bu ödemeye istinaden fatura kesilmesine karşı faturanın ödenmediğini iddia ettiğini, müvekkili ile davacı arasında ——tarihli Temizlik ve Teknik Hizmet sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme uyarınca davacıdan hizmet alındığını, 28.02.2018 tarihinde sözleşme sona erdiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 5. maddesinin 11. bendinde “Yüklenici onay gerektiren tüm işlemleri işveren yetkilisine yazılı olarak ihbar edecektir.” denildiğini, davacı herhangi bir şekilde bildirimde bulunmadan tamamen kendi kararı ile dava dışı işçiye ödeme yaptığını, ———— sıra numaralı faturayı keşide ettiğini belirttiğini, tebliğ alınan faturaya —– Noterliği——yevmiye numaralı ihtarname ile itiraz edildiğini, davacının sonradan gönderdiği —– Noterliği ———— yevmiye numaralı ihtarnameye yine ——– Noterliği ———- yevmiye numaralı ihtarname ile cevap gönderildiğini, söz konusu ihtarnamede cari hesabın kapatıldığı, işçilere ise kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti yapılmayacağı zira işçilerin kıdem sürelerinin henüz dolmadığı belirttiğini, davacının işçisi olan ——– kendi iradesi ile işinden istifa ettiğini, 4857 sayılı İş Kanunu’na göre istifa eden işçi kıdem tazminatına hak kazanamadığını, davacının kendi inisiyatifiyle ödeme yaparak bunu müvekkili şirketten talep etmesi mümkün olmadığını, dava dışı —– ödeme yapıldığı belirtilmişse de,———— tarihinde kıdem tazminatı ve diğer alacak talepleri yönünden İstanbul Anadolu Arabuluculuk Bürosuna başvurduğunu——- büro dosya numarası ——– arabuluculuk numarası ile yapılan görüşmelerde taraflar anlaşamadığını, bu şekilde son tutanak imzalandığını, arabuluculuk görüşmelerine katılması için davacıya da tebligat yapılmasına rağmen, davacı görüşmelere katılmadığını, tarafların yapacağı ödemelere ilişkin sorumluluklar sözleşme ve ekinde belirlendiğini, buna göre hizmet sözleşmesinin ödeme ve mali hususlar başlıklı ekininin 6.maddesinde “Personelin kıdem tazminatı, resmi-dini bayram ve yıllık izin fonları; işveren bünyesinde birikmektedir. Oluşum sağlandığında ek fatura ile tahsilat sağlanacaktır.” denildiğini, bu koşul gerçekleşmeden müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, söz konusu madde yerine kesin surette sorumluluk belirleyen madde, Hizmet Sözleşmesinin 5. maddesinin 8. fıkrası olduğunu, söz konusu maddede “İş, Sosyal Güvenlik ve diğer ilgili mevzuat uyarınca yüklenici, istihdam ettiği güvenlik ile görevli personelin işvereni olarak kabul edilecek ve mevzuattan doğan bütün borç ve yükümlülükler ile yönetmelik ve tebliğlerle belirlenmiş tüm yükümlülükler yükleniciye ait olacaktır.” denildiğini, İş Kanunun’dan doğan tüm borçlar davacı şirkete ait olduğunu, ————. Noterliği———–yevmiye numaralı ihtarname ile işçilerin alacaklarının doğması halinde müvekkili tarafından ödeneceği bildirildiğini, dava dışı işçinin kıdem süresi dolmadığı için ödeme yapılmasının mümkün olmadığını, davacının kendi kararı ile ödeme yapması neticesinde müvekkile fatura kesmesi hukuka aykırı olduğunu, İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğü ———– esas sayılı dosyası ile takibe yaptıkları itirazın kabulünü, davanın reddini, kötü niyetli icra takibi nedeniyle davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile site yönetimi ile davalı arasında——– sözleşmesine istinaden şirket çalışanı işçiye ödenen bedelin davalı iste yönetimine rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Davalı site yönetimi vekili görev itirazında bulunmuştur.
HMK.nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. Dilekçelerin teatisi aşamasında da mahkemenin bu incelemeyi yapabileceği açıktır.
HMK.nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6502 Sayılı Yasının 3. Maddesinde tanımlar düzenlenmiş olup 3/1-k maddesinde tüketici ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlanmış, aynı maddenin (ı) bendinde tüketici işlemi ” mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma , simsarlık , sigorta, vekalet, bankacılık vb. Sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır. Yasanın 73.maddesi bu Kanun’un uygulanmasıyla ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Kanun’da düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Uyuşmazlığın bu yasa kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Mahkememizde açılan davada davacı site yönetimi tacir olmayıp hizmet alan tüketici konumundadır. Sözleşme site yönetimi ve davalı şirket arasında yapılmış olup, site yönetimi hizmet satın alan, hizmetten yararlanan kişi olması itibariyle tüketici sıfatına haizdir.———-Bu itibarla mahkememizin görevsiz olduğu, davaya bakmaya Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu düşünülmüştür. Her ne kadar davacı site yönetimiyle diğer davalı şahıs arasında tüketici hukukunu ilgilendiren bir ilişki bulunmasa da davacı site yönetimi ile davalı şirket arasındaki uyuşmazlık bu davanın temel konusunu oluşturduğundan verilecek karar diğer davalıyı da etkileyeceğinden dosyanın tümü hakkında mahkememizce görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemeninin İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/03/2019