Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/932 E. 2022/211 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/932 Esas
KARAR NO: 2022/211
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/08/2018
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: — seyir halinde bulunan — sevk ve idaresindeki —-çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucunda —-ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığını, hastaneye varmadan hastaneye kaldırıldığını, hastaneye varmadan aynı gün hayatını kaybettiğini, kazanın meydana gelmesinde— plakalı araç sürücüsü —–kavşaklara yaklaşırken aracın hızını azaltmak kuralını ve aracın hızını yol ve trafik durumuna göre hızını ayarlamak kuralını ihlal ettiğinden tali kusurlu bulunduğunu, trafik kaza tespit tutanağı düzenlendiği sırada davacılardan — olay yerinde olmadığını, —- olayın acısı ile — hastaneye götürdüğünü, tutanağı davalı —-beyanları uyarınca doldurulduğunun, kabulünün imkansız olduğunu, meydana gelen kazada davalı aracını — kullandığını iddia ettiğini, davalının kullandığı araç — seyir halinde olması fiziken imkansız olduğunu, —- — hızla giderken durma mesafesi —- metre civarı olduğunu, olay yerinde fren izi olmadığı gibi davalı kaçmaya çalışırken tekrar— üzerinden geçtiğini, karşıdan gelen araç sebebi ile kaçamamış ve —ileride durmak zorunda kaldığını, —- gelen ve fren yapan bir aracın çarpma kuvveti ile bir kişinin yerden havalanması ve ileriye düşmesi fiziken imkansız olduğunu, yaşanan üzüntü verici olay sonrası, müvekkillerin hayatı karardığını, kaza tarihinden sonra —– sayılı numarası ile müracaat edildiğini, cevap verilmediğini, fazlaya ilişkin her türlü dava, talep, alacak ve başkaca yasal haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik —–tazminatın davalıdan müvekkillerine verilmesini, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davanın başlangıçta —- karşı açıldığı, kaza tespit tutanağında karşı taraf araç —– olarak gösterildiği, davacı vekilinin de iş bu tutanağı baz alarak — karşı dava açtığı, dava sırasında karşı taraf araç —- olduğunun anlaşıldığı, davacılar vekilinin taraf değişikliği talebinde bulunduğu, söz konusu yanılgının HMK 124 maddesi uyarınca kabul edilebilir yanılgıya dayanması ve dürüstlük kurallarına aykırı olmaması nedeniyle davacı vekilinin taraf değişikliği talebinin kabulüne, davalı tarafın —- olarak değiştirilmesine karar verilerek, dava dilekçesi, tensip zaptının, duruşma tutanakları — tebliğ edilmiş ve davaya—– yönünden devam edilmiştir.
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu, kaza tarihinde dava dışı —sevk ve idaresindeki, dava dışı —-plakalı araç için müvekkili şirketçe —- düzenlendiğini, müvekkili şirketin sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere,—- kapsamı ile sınırlı olduğunu, poliçe üzerinde ölüm/sakatlık halleri için kişi başına teminat limiti azami olarak sınırlandırıldığını, şirketimiz tarafından —tarihinde müteveffa ——- ödendiğinden bakiye sorumluluğumuz kalmadığını, trafik sigortası bir meblağ sigortalı olmadığını, zarar sigorta sigortası olduğunu, söz konusu teminat limitinin tamamının ödenmesi söz konusu olmadığını, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusur oranında bu gerçek zararının tazmini esas olduğunu, sigortalı —–tarihinde yaptığı trafik kazası nedeniyle, müvekkil sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine —– ödeme yapıldığını, davacı vekili açılan dava ile sigortalılarına ait aracın karışmış olduğu kaza nedeni ile ——- talep ettiğini, davacı tarafın dilekçesini kabul etmediklerini, sigorta bir zenginleşme aracı olmayıp sigorta şirketi sigortalısının, kaza nedeniyle oluşan maddi zararları tazmin etmekle yükümlü olduğunu, sigortalı aracın sebep olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait mal veya bedeni zarardan ötürü sigortacı poliçede gösterilen limit meblağın tamamını değil, üçüncü kişilerin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödemesinin gerekli olduğunu, müvekkili şirket kaza nedeniyle poliçe kapsamında oluşan tüm sorumluluğunu tamamen yerine getirmiş olup, davacı tarafından müvekkili şirketçe yaptırılmış bulunan aktüerya hesabına hiçbir somut maddi ve gerekçeli bir itirazı olmamasına rağmen huzurdaki dava ikame edilmiş olmakla müvekkil şirketin dava açılmasına hiçbir şekilde sebebiyet vermediği ve davacı yanın beyanlarındaki kötü niyetin varlığı açıkça anlaşılamadığını, davanın açılmasına müvekkili şirket sebebiyet vermediğinden faiz, masraf ve vekalet ücreti yönünden davanın reddinin gerektiğini, manevi tazminat talepleri teminat dışı olduğunu, ——- manevi tazminat talepleri poliçemiz kapsamında talep edilemeyeceğini, müvekkili şirkete yöneltilen manevi tazminat, cenaze ve defin gideri talepleri ——–girmediğini, davacı tarafın müvekkili şirkete müracaat ettiğini, hesaplanan tazminat bedeli davacı vekiline ödemediğini, müvekkili şirket poliçeden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirdiğini, temerrüde düşmediğini, bu nedenle müvekkili şirketin faiz sorumluluğunun ancak dava tarihinden itibaren söz konusu olacağını, bu nedenle talep edilen faize ve faiz oranına tamamen itiraz ettiğini, açılan haksız, maddi ve hukuki gerekçeleri mesnetsiz bulunan davanın tamamen reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, — tarihinde davalı sigorta şirketine sigortalı ve dava dışı — sevk ve idaresindeki — plakalı aracın yaya konumunda bulunan —– çarpması sonucu müteveffanın ölmesi nedeniyle davacı anne babasının destekten yoksun kalma tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizce davaya konu aracın trafik kayıtları, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, kazaya ilişkin ceza dosyası celbedilmiş; —–müzekkere yazılarak davacılara ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş; kolluk vasıtasıyla davacıların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmış; —- mühendislerinden oluşan heyetten ve —–kusur raporları alınmış; dosya aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek hesap raporu alınmıştır.
—-tarihli bilirkişi raporunda; sürücü— tali kusurlu olduğu, —– asli kusurlu olduğu kanaati belirtilmiştir.
—- tarihli bilirkişi raporunda; sürücü — tali kusurlu olduğu,—müteveffa yaya —- asli kusurlu olduğu kanaati belirtilmiştir.
— sunulmak üzere — tarihli raporda; sürücü — kusursuz olduğu, — müteveffa yaya —-asli kusurlu olduğu kanaati belirtilmiştir.
Mahkememizce —-kusur raporunda; Sürücü —- sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken, seyre göre sağ tarafta park halinde bulunan araçların arasından kaplamaya giriş yapan —- doğumlu müteveffa çocuk yayaya karşı alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığından meydana gelen olayın oluşumunda; atfı kabil bir kusuru bulunmadığı, — doğumlu müteveffa yaya—-, taşıt yolunu kontrol etmeden park halinde bulunan araçların arasından kaplamaya giriş yaparak seyir halinde olan sürücü— idaresindeki vasıtanın —– maruz kaldığı anlaşılmakla olayda; yaşı nedeni davranış faktörleri sonuç üzerinde asli etken olup, sürücü — kusursuz olduğu, — yaşı nedeni ile davranış faktörleri sonuç üzerinde %100 (yüzde yüz) oranında etken olduğu belirtilmiştir.
Davacılar vekilinin rapora itiraz ettiği, itirazlarının değerlendirilmesi açısından —– oluşan heyetten kusur raporu alınmıştır.
—– tarafından hazırlanan kusur raporunda özetle: alınan tüm raporları incelediklerini, yayayı yukarı fırlatan sürücünün kavşağa yaklaşırken—- göre hızını yeterince azaltmadığı ve çarptığını farketmeyecek bir dikkatsizlikle aracını sevk ettiği hususlarını değerlendirmeye almadığı cihetle —– bulmadıklarını, ancak, davacı vekili tarafından sürücünün yayaya park etmiş araçlar arasında çarptığı ileri sürülmüşse de, sürücünün park etmiş araçlar arasına girip yayaya çarpıp çıkmış olması hayatın normal akışına uygun olmadığı gibi müteveffanın dedesi tarafından verilmiş beyana da aykırı olduğunu, bu sebepten Sürücü—- olayda % 25 oranında tali kusurlu olduğu, olayı — bulunmayan müteveffa yaya —- park etmiş araçların arasından aniden yola intikal etmekle aynı yasanın — ihlal ettiğinden kazanın meydana gelmesinde— oranında asli etkili olduğu, sonuç olarak kazanın meydana gelmesinde; müteveffa çocuk — % 75 (yüzde yetmişbeş) oranında etkili, sürücü —– % 25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce hesap uzmanından davacıların zarar hesabının yapılması amacıyla rapor alınmıştır.
Bilirkişi — tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda özetle: bakiye ömrün belirlenmesinde—- ancak hesaplamalarda —- yönteminin kullanılması ile bilinmeyen — devredeki gelirlerin her yıl için —edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanacağını, kazanın —-tarihinde meydana geldiği, davacılara davalı sigorta şirketi tarafından —-tarihinde ödeme yapıldığı, kazanın ve ödemenin — sonra meydana geldiği, ancak yapılan ödemenin —- önce gerçekleşmesi nedeniyle ödeme yapıldığı tarihte yapılan ödemenin yeterliliği açısından yapılacak hesaplamada ——– faiz uygulanarak hesaplama yapıldığını, bu şekilde yapılan hesapta davacılara yapılan ödemenin yeterli olduğunun belirtildiği görülmüştür.
— Tarihinde——– denilmekle,—- —- kapsamındaki tazminatlar bu Kanun—- öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun —-düzenlenmeyen hususlar hakkında—– maddenin birinci cümlesinde yer alan ———– aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.” Şeklinde değiştiği görülmüş olup;
—— Sayılı İlamı İncelendiğinde;— esas alınan tazminat hesaplamasında, yeni —- cetvellere göre hesaplama yapılmış ise de, —– çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin —aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni —- kullanılması mümkün olmadığından ve —– teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, — teknik faiz uygulanmadan yapılması gereklidir ki,— esas alınan rapor bu yönüyle yeterli bir rapor değildir. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacı için,——–muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve—– teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması; bilinmeyen/ işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için —- artırılıp —- edilmesi yönteminin kullanılması için davacının maluliyet oranı belirlendikten sonra daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denilmekle
Bakiye yaşam sürelerinin tespitinde —— göre hesaplama yapılması gerektiği vurgulanmıştır.
Karayolları Trafik Kanunu ‘nun bazı maddelerinde değişiklik yapan, —— tarihinde —– tarafından hesap tarihi itibariyle henüz bir—– — tarihli —- değişiklik uyarınca, en güncel tarihli ——- İlamları dikkate alınarak; —önce/sonra veya ödemenin —- iptal kararından önce/sonra olup olmadığına yönelik bir ayrım yapılmadan; yaşam tablosu olarak —– yapılması uygundur.
Mahkememizce ödemenin yeterli olup olmadığnı tespit açısından yapılacak hesaplamada —- tablosunun ancak hesaplamalarda ——-kullanılması ile bilinmeyen —- suretiyle hesaplama yapılmak üzere bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
Hesap bilirkişisi ek raporunda özetle; Yapılan ödemenin yerindeliğinin tespiti açısından ödeme tarihi esas alınarak yapılacak hesaplamada — kullanılarak — göre hesaplama yapıldığı, davalı —– ödeme yapıldığı, davacıların kusur oranları da gözetilerek yapılan zararından bu tutarların güncellenerek tenzil edildiği, —- olan ödeme tarihine göre değerlendirildiğinde, davacılara yapılan ödemenin yeterli olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından, davanın — tarihinde davalı sigorta şirketine sigortalı ve dava dışı —– plakalı aracın yaya konumunda bulunan —— çarpması sonucu davacıların çocuklarının ölmesi nedeniyle davacı anne babasının destekten yoksun kalma tazminat talebine ilişkin olduğu, mahkememizce alınan kusur raporu ile ceza dosyasında alınan kusur raporları arasında çelişki bulunduğundan çelişkinin giderilmesi amacıyla —– oluşan heyetten rapor alındığı, raporda alınan tüm raporların değerlendirildiği ve kazanın meydana gelmesinde davalıya sigortalı araç sürücüsünün % 25 oranında, davacıların çocuklarının % 75 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, bu kusur oranları, ödeme tarihindeki veriler gözetilerek davacılara yapılan ödemenin ödeme tarihi itibariyle yeterli olduğu ve davacıların bakiye alacakları kalmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu eksik 44,80 TL harcın davacılardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen ve dava miktarını geçmemek üzere 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/03/2022