Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/888 E. 2020/140 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/888 Esas
KARAR NO: 2020/140
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 20/07/2018
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirketin, davalı şirkete ait emteaların uluslararası taşımasını çeşitli zamanlarda üstlenmiş olup, davalıya verilen taşıma işlemi karşılığında, navlun ücreti faturaları düzenlediğini, davacı şirketin davalı taraf ile olan ticari ilişkisi nedeniyle cari hesabında davalı taraftan ——— TL alacaklı bulunduğunu, davalı tarafın bakiye ——TL’yi ödemekten imtina etmesi üzerine davacının haklı cari hesap alacağının tahsili amacıyla ——- İcra Müdürlüğü’nün ———- Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu şirketin, borca karşı yapmış olduğu itiraz ile takibin durdurulduğunu, icra müdürlüğünün yetkisine karsı yapılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, itirazın iptali davasına konu icra takibinin dayanağının, davacı şirketin navlun ücreti alacağına ilişkin fatura ve cari hesap ekstresi olduğunu, navlun ücreti alacağının para borcu doğurmakta olup, TBK 89. Maddesi uyarınca para borcu alacaklının ikametgahında ödenmesi gerektiğinden, davacı şirket merkezinin de bulunduğu ———- İcra Müdürlüklerinin icra takibinde yetkili olduğunu ileri sürerek davalı borçlunun ——– İcra Müdürlüğünün ——— esas sayılı dosyasını yapmış olduğu yetki itirazının reddine ve borca itirazının iptali ile icra takibinin devamına, itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu sabit olduğundan, değerin % 20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı şirket yetkisili cevap dilekçesinde özetle, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, davalı şirket merkezinin dava dilekçesinde yazıldığı gibi ———- olduğunu, 6100 sayılı HMK’nın 6.maddesine göre “… Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşil mahkemesidir..” bu durumda davanın ————mahkemesinde açılması gerektiğini, esasına girilmeksizin yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacı şirket ile şirketleri arasında imzalanmış herhangi bir nakliye sözleşmesi bulunmadığını, davacının icra-inkar tazminatı talebinin de yasal olmadığını ileri sürerek öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini, aksi takdirde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
——– İcra Müdürlüğünün —— E sayılı takip dosyası incelendiğinde;davacı tarafça davalı aleyhine cari hesap alacağına dayalı ———— asıl alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde icra dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
—— İcra Müdürlüğünün ———— E sayılı takip dosyasına davalı/borçlu tarafından sunulmuş itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiştir.Davalı şirket itirazında, şirketlerinin adresinin ——— olduğunu,ödeme emrinin de ——– tebliğ edildiğini,,HMK ve İİK hükümlerine göre takip borçlunun ikametgahında yapılması gerektiğinden ——— İcra müdürlüğünün yetkili olduğunu,davacı şirketin,davalı şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığını bildirmiştir.
Davalı şirket cevap dilekçesinde mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir.Davalı şirketin merkezinin dava dilekçesinde yazılı olduğu üzere ——–olduğunu,6100 sayılı HMK nın 6.maddesine göre genel yetkili mahkemenin davalının dava açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğundan davanın ———– mahkemesinde açılması gerektiğini, davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanmış herhangi bir nakliye sözleşmesi bulunmadığını, ticari defterlerinin bilirkişice incelenmesi halinde aralarında bir ticari ilişkinin bulunmadığının ortaya çıkacağını bildirerek yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, itirazının iptali davasına konu icra takibinin dayanağının davacı şirketin navlun ücreti alacağına ilişkin fatura ve cari hesap ekstresi olduğunu, navlun ücreti alacağı para borcu doğurmakta olduğunu, TBK 89 maddesi uyarınca para borcu alacaklının ikametgahında ödenmesi gerektiğinden davacı şirketin merkezinin bulunduğu ——— İcra Müdürlüklerinin icra takibinde yetkili olduğunu belirtmiştir.
Mahkemenin yetkisi ile beraber ilamsız icra takibinin yapıldığı yer yetkisine de itiraz edildiği anlaşılmakla İİK nın 50/2 md uyarınca öncelikle icra dairesinin yetki meselesinin değerlendirilmesi gerekmektedir.HMK’daki yetki hükümleri ilamsız icradaki yetki hakkında kıyasen uygulanır.Buna göre ,ilamsız icrada genel yetkili icra dairesi,borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesidir.(HMK M.6,7;TMK m.19-22)HMK madde 8-17deki hallerde,icra daireleri özel yetkilidir.
HMK nın 6 md göre genel yetkili mahkeme davalı gerçek ve tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Davalının yerleşim yerinin ise ———— icra dairelerinin yetkisi içinde olduğu anlaşılmaktadır.
HMK nın 10 md göre sözleşmeden doğan davalar sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Ne var ki davalı tarafın hem takipteki hem dava açıldıktan sonraki itirazları değerlendirildiğinde sözleşmenin varlığı konusunun ihtilaflı olduğu, bu itibarla yetki hususunun HMK 10.maddesi ve TBKnın 89.maddesi çerçevesinde değerlendirilemeyeceği yani alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin hükmün somut olayda uygulanamayacağı anlaşılmış olup yetkili mahkemenin HMK nın 6. maddesine göre belirlenmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İcra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2-Karar harcı 54,40 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 7376,74 TL harçtan mahsubu ile bakiye 222,34 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarfedilen 48,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/02/2020