Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/852 E. 2019/1312 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/852 Esas
KARAR NO: 2019/1312
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/07/2018
KARAR TARİHİ : 24/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile — plakalı aracın ruhsat sahibi olan — arasında araç değer kaybı ve kazanç kaybı hususunda temlik sözleşmesi imzalandığını, temliğe konu —- plakalı araç — tarihinde —- plakalı aracın şoförünün % 100 kusurlu olması sebebiyle oluşan kazada hasar gördüğünü, davalı sürücü yazılı ve imzalı beyanıyla kazaya tam kusuruyla sebebiyet verdiğini açıkça ikrar ettiğini, tramer kayıtlarında davalı araç sürücüsünün % 100 kusurlu olduğu hususu sigorta şirketlerince kabul edildiğini, kaza sebebiyle temliğe konu araçta maddi hasar meydana geldiğini, ortaya çıkan hasar sebebiyle temliğe konu araç 6 gün onarımda kaldığını, bu süre içerisinde ticari işlevini yerine getiremediğini, kazanç kaybına ilişkin alacak oluştuğunu, dava konusu kazanç kaybına ilişkin taleplerinin sigorta şirketinden talep edilmesinin mümkün olmadığını, — başlıklı A/6. Maddesinde kazanç kaybı taleplerinin teminat kapsamı dışında bırakıldığını, temliğe konu aracın uğradığı günlük —- TL’den olmak üzere 6 günlük kazanç kaybı zararını davalı/borçlulardan talep ettiklerini, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarınının saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile davalı/borçluların İstanbul Anadolu -.İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazlarının iptalini, takibin kaldığı yerden devamını, davalıların itirazları haksız ve kötüniyetli olduğunu, alacağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; alacağın temlik edildiğine ilişkin hiçbir belge icra takibinde bulunmadığını, icra takibi sebebiyle gönderilen ödeme emrinin hiçbir yerinde alacağı temlik alan sıfatı ve ibaresinin bulunmadığını, müvekkiline takip öncesinde alacağın temlik edildiğine ilişkin hiçbir yazısı gönderilmediğini, icra takibi başladığında husumet itirazında bulunduklarını, davacı firmanın araç sahibi olmadığını, icra takibinde zarar gören sıfatlarının bulunmadığını, ödeme emri incelendiğinde alacağın temlik alındığına ilişkin hiçbir bilgi ve belgenin bulunmadığını, alacağı temlik alan sıfatıyla ——- Firması ünvanı dahi bulunmadığını, borcun sebebi kısmında da alacağın temlik alındığına ilişkin herhangi bir açıklama ve dayanak temlik sözleşmesinin bulunmadığını, alacağın temlik sözleşmesi noterden yapılmadığını, imzaların doğru olup olmadığı temlik eden—– imza atan yetkilisinin belirsiz olması çift imza zarureti olup olmadığı gibi hususlarda belirsiz olduğunu, alacağın temlik sözleşmesinin de geçersiz olması ihtimalinin bulunduğunu, bu hususun da araştırılmasının gerektiğini, alacağı temlik eden —— süreli araç kiralama sözleşmesi yaptığını, haksız fiilden zarar gören araç sahibi değil, kiralamayı yapan firma olacağını, yetkili mahkemede davalının ikametgahı haksız fiilin gerçekleştiği yer ve zarar görenin ikametgahının olacağını, temlik eden firma zarar gören olmadığı için Anadolu İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkisinin bulunmadığını, uzun süreli araç kiralama şirketleri araçları kiralarken fiyatlarına bu tür kazaları ve kazanç bedeli kayıplarını da eklediklerini, bu durumda kazanç kaybı gibi bir taleplerinin olması hukuken mümkün bulunmadığını, bu tür firmaların her zaman ikame araçları da filolarında beklettiklerini, kazanç kaybının varlığı için öncelikle aracın kullanılamadığı içinbir kaybın oluşmasının şart olduğunu, uzun süreli filo kiralama şirketleri kazanç kaybı talebide bulunamadıklarını, o süreçte başka bir araçlarının bulunmadığını ispat etmelerinin gerektiğini, icra takibi ve ödeme emrinde davacının alacağı temlik aldığına ilişkin hiçbir belge ve beyanının olmaması tarafına alacağın temlik edildiğine ilişkin sözleşmenin gönderilmediğini, bu nedenle husumet nedeniyle yaptığımız itirazın kabulünü, öncelikle yetkisiz icra dairesinde yapılan takip nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, —— şirketinin aracı olan —- plakalı araç nedeniyle kazanç kaybının mümkün olmaması ve icra takibine aracın serviste kaldığı günlere ilişkin herhangi bir kaydın konulmamış olması nedeniyle de itirazın iptali davasının reddini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin adresinin —- olduğunu, İstanbul Anadolu İcra Müdürlükleri ve Mahkemelerinin yetkisiz olduğunu, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, müvekkili şirket uzun dönem araç ve filo kiralama işiyle iştigal ettiğini, mülkiyeti kendisine ait olan araçları 3.kişilere kiralayarak gelir elde ettiklerini, davaya konu mülkiyeti müvekkili şirkete ait olan —- plakalı araç — tarihli—- dava dışı —-kiralandığını, davanın — ihbarını talep ettiklerini, işleten sıfatına sahip olmadıklarını, bu nedenle sorumluluklarının bulunmadığını, kazaya karışan araç —- poliçe numaralı —- tarih — nolu — —tarafından sigortalanığını, bu sebeple davacı taleplerinin muhatabının müvekkili şirket olmadığını, davacı yanın alacağının likit olmadığını, dayanaksız talepte bulunduklarını, İstanbul Anadolu -.İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyasına itiraz ettiklerini, itiraz içeriğinde müvekkili şirketin işleten sıfatının bulunmadığını, bu nedenle icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gereken tarafgın davacı taraf olduğunu, davada taraf sıfatlarının olmadığını, müvekkili şirket ticari ünvanda —–ibaresi yer almakta olduğunu, faaliyet konusununda bu yönde olduğunu, davanın pasif husumet yokluğundan reddedilmesinin gerektiğini, davacı yanın icra inkar tazminatına mahkum edilmesinin gerektiğini, müvekkili şirket açısından davanın öncelikle husumetten reddini, davacı yanın ihtiyati tedbir taleplerinin reddini, bu talepleri haklı görülmezse yapılacak yargılama neticesinde hukuki dayanaktan yoksun haksız davanın esastan reddini, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın —– ihbarını talep ettiklerini, dava —– dava dilekçesi, cevap dilekçesi, delil dilekçesi, ihbar dilekçesi tebliğ edilerek dava ihbar olmuştur.
İhbar olunan—– vekili cevap dilekçesinde özetle; aracın kaza tarihinde kime ait olduğu hususu temlik sözleşmesi kanıtlamadığını, davaya konu —- plakalı aracın temlik sözleşmesine konu bir araç olup olmadığı bilinmediğini, aracın — tarihinde kime ait olduğunun öğrenilmesinin gerektiğini, davacıya ait değilse yada davacı hak sahibi olduğunu açık ve kesin deliller ile kanıtlayamaz ise davanın davacının taraf sıfatının bulunmaması, taraf sıfatı yokluğu sebebiyle reddini, kaza tarihinde aracın gerçek sahibinin öğrenilmesi ve Temlik Sözleşmesinin kaza tarihindeki gerçek hak sahibi ile yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi için trafik sicil müdürlüğüne yazı yazılmasını, davanın esastan reddini, masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan —— cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile; trafik kazası nedeniyle oluşan kazanç kaybının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizce ön inceleme duruşması yapılıp deliller toplanarak bilirkişi raporu alınmıştır.
HMK.nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır.
HMK.nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. —- tarihli 6335 sayılı Yasanın 2.maddesiyle değiştirilen TTK.5.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
Ticari davalar TTK.4.maddesinde sayılmıştır. Buna göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde davanın konusuna bakılmaksızın dava nispi ticari dava olarak mahkememizin görevi alanında olacaktır. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde ise mutlak ticari dava söz konusu olup mahkememizin görev alanı içinde kalacaktır. Somut olayda uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup, dava her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığından 6102 sayılı TTK.nun 4 ve 5.maddelerinde öngörülen ticari davalardan olmadığı açıktır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —.Hukuk Dairesinin – Esas –Karar sayılı ve — tarihli ilamında da belirtildiği gibi – tarihinde kabul edilen ancak —- tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde ticari davaların genel tanımı yapılarak “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” davaların ticari dava olduğu belirtilirken, devam eden fıkrasında, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava sayılacak işler arasında “Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve diğer ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde” öngörülen hususlardan kaynaklanan davalar da sayılmıştır. Kanunun 5. maddesi ise ticari davalarda görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğu hükmünü amirdir. Kanun yürürlüğe girmeden, 6335 sayılı Kanun ile 5. maddede değişiklik yapılmış ve asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk (ve diğer hukuk mahkemeleri) arasındaki ilişki, “işbölümü” ilişkisi olmaktan çıkarılıp, “görev” ilişkisine dönüştürülmüştür. Bilindiği üzere, mahkemelerin görevi, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. Ancak, 6335 sayılı Kanunla 6102 sayılı TTK’na eklenen Geçici-10. madde, görev düzenlemesinin derdest davaları etkilemeyeceğini hükme bağlamıştır.
Somut olaya gelince; meydana gelen trafik kazasında dava dışı —- ait araca davalı şirkete uzun dönem kira sözleşmesi ile kiralanan aracın çarpması sebebiyle maddi zarar meydana geldiği, olayın haksız fiil kapsamında kaldığı ve olay sırasında hasar gören araçların davacı ve davalı şirketin ticari işletmeleri ile ilgili olduğuna dair bir delilin bulunmadığı anlaşılmakla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu anlaşıldığından, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, dosyanın karar kesinleştiğinde süresinde talep halinde görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemeninin İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair davacı vekili ve davalı — vekilinin, davalı — vekilinin, ihbar olunan —-vekilinin yüzüne karşı, ihbar olunan —— yokluğunda tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/12/2019