Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/83 E. 2020/502 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/83 Esas
KARAR NO : 2020/502
DAVA : Alacak (Hisse devrinden doğan)
DAVA TARİHİ : 11/01/2018
KARAR TARİHİ : 07/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak(Hisse devrinden doğan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —–nama yazılı hissesini —-bedelle devrettiğini, davalının devir bedelini ödemediğini, davalının hisse devir bedeline karşılık —- adet çek verdiğini, çeklerin karşılıksız çıktığını, çeklere dayalı olarak —- sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, —- sayılı dosyası ile de davalının menfi tespit davası açtığını, davalının hisse devir bedelini ödememesinin müvekkilini zor durumda bıraktığını belirterek şimdilik —– olan dava değerini teminat altına almak üzere davalının likit ve ayni malvarlıkları üzerine dava sonuna kadar tedbir kararı verilmesine, —- devir tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacının ——–bedel karşılığı satın aldığı hususunun doğru olduğunu, bu konuda protokol imzalandığını, ancak müvekkilinin davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, devir işlemi karşılığı —- sunulan ödeme belgeleri uyarınca ödendiğini, devrin — yapıldığını, hisse karşılığı —- ilişkin ödeme planı çerçevesinde bugüne kadar —ödendiğini, kalan —- ise —- tarihli 2 adet çek keşide edildiğini, bu şekilde ödeme planı çerçevesi içinde ödemelerin yapıldığını, ancak davacının maddi durumunun iyi olmaması, şirketin tek taraflı olarak kendisi tarafından finanse ediliyor olması, hisse bedeli olarak ödenen —— şirket borçlarını karşılamada yeterli olmaması ve kendisinden gizlenmiş olması, karşılanması mümkün olmayan borçların açığa çıkması karşısında ortaklığın sonlandırılmasına karar verildiğini ve müvekkilinin davacıdan aldığı hisselerin davacıya geri satışının gerçekleştirildiğini, davacının —- tarihli geri satış işlemine ilişkin bedeli ödemediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile ödenmeyen hisse devir bedelinin davalı taraftan tahsiline yönelik olarak açılmış alacak davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —– günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak sonuca gidilmiştir.
Dosyaya sunulan belgelerden davacının dava dışı ——tarihli şirket hisse devir sözleşmesi uyarınca davalıya devretmeyi kabul ettiği, sözleşmenin 2.maddesinde devir bedelinin —– olarak kararlaştırıldığı, aynı maddede ödeme şeklinin de nakit ve şahsi çek yahut şahsi cirolu çekler ile yapılacağının kabul edildiği görülmüştür.
Taraflarca sunulan belgelerin incelenmesi ve taraf vekillerinin dosyaya sundukları dilekçeler kapsamında, mahkememizce —- günlü duruşmada tarafların hisse devri için — bedel üzerinden anlaştıkları, bu hususun uyuşmazlık konusu olmadığı, davalı tarafın bu bedelin — ödediğini, kalan —için de — adet çek verdiğini savunduğu, davacının — tarihli her biri — bedelli 2 adet çek için —– dosyasında icra takibi başlattığı, davalının icra takibine karşı —– sayılı dosyada menfi tespit davası açtığı, bu davaya konu çeklerin hisse devir bedeline karşılık verilen çekler olmakla birlikte, davacı vekilince mahkememizde —– değer gösterilmek suretiyle açılan davada dava değerine bu çeklerin dahil edilmediği anlaşılmıştır.
Davacı vekili duruşmada bu davaya konu ettikleri — tutar içinde —- çek alacağının olmadığını, protokolde geçen — nakit ödemenin yapılmadığını, dava konusu miktar içinde —- nakit alacağın da yer aldığını beyan etmiştir.
Davalının —-ödeme yaptığı savunması bakımından sunduğu çek bedelleri toplamının — tekabül ettiği anlaşılmakla, davalı vekilinden duruşmada sorulduğunda, bakiye —– davacıya ödendiği, kalanın ise çek ve senetle ödendiğini ifade etmiştir. Davalı vekiline aynı duruşmada, gerek nakit ödemeye ilişkin belgesini ve gerekse eksik kalan ödemelere ilişkin belgelerini sunması için 2 haftalık kesin süre verilmiş, davalı vekili —– tarihli dilekçe ve eklerini sunmuştur. Davacı vekili tarafından da bu dilekçeye karşı —– tarihli dilekçe sunulduğu ve davalının bir kısım ödeme beyan ve belgelerinin kabul edildiği anlaşılmıştır.
Tarafların dilekçelerini sunmaları akabinde yapılan—- duruşmada mahkememizce “Dosyada gelinen aşamada davacı vekilinin dilekçesinin–sayfasında davalının cevap dilekçesinde bildirdiği—–sayfada yine cevap dilekçesinde belirtilen —-ait çeklerin hisse devir bedeline yönelik olarak verildiğini beyan ettiği, bu çekler toplamının—- olduğu, söz konusu tutardan — sayılı dosyaya konu edilen toplam — bedelli çekin düşümü —– tutarın davalı tarafça çek ile ödendiğinin taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı,
Geçen duruşma ara karar uyarınca davalı tarafın protokolde kararlaştırılan —– nakit ödemeye dair varsa belgesini sunmak üzere süre talep ettiği, verilen kesin süre içinde herhangi bir belge sunmadığı, dolayısıyla bu tutarın ödendiği hususunun uyuşmazlık konusu olduğu, çeklerle ödendiği kabul edilen —–dosyasında davası görülen çekler dışında uyuşmazlığın —- ödeme ve bakiye —– tutara ilişkin olduğu anlaşıldı.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde bedelin çekle banka kanalı ile ödendiğini ileri sürdüğü, protokolde de ödemelerin çek ile yapılacağının belirtildiği, geçen duruşmada davalı vekilinin ödemelerin çek ve senetle yapıldığını bildirdiği, davacı tarafın savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediğini beyan ettiği anlaşıldı.
Davalı vekilinin sunduğu iki taraf yanı sıra dava dışı —- imzasını taşıyan cevap dilekçesi ek-6’da yer alan —- tarihli belgede davalının ödeme savunmasına dayanak gösterdiği toplam —- bedelli senetlerin vergilere karşılık olduğunun yazılı olduğu,
Aynı belgede—- toplam tutarlı senedin vadesi gelmeyen çekler için verildiğinin yazılı olduğu,
Aynı belgede —- tutarlı çek ödemesinin piyasa borçlarına karşılık olarak verildiğinin yazılı olduğu,
Söz konusu belgede hisse payına karşılık diye geçen 4.maddede yer alan toplam —- adet senet ve toplam — bedelli —-det çekin yer aldığı, bu maddede yer alan —– ait keşidecisi davalı olan çekler yönünden davacının başka bir devir alacak borç ilişkisi nedeniyle —- verildiğini beyan ettiği, davalı vekilince sunulan listede de bu çeklerin — verilen çekler olarak yer aldığı anlaşıldı. Aynı maddede yer alan — adet senetin hepsinin banka kanalı ile ödendiği, — tarihli olanın dava dışı —- ödemesinin yapıldığı, kalanların davacıya ödendiği, bu senetlerden — tarihli olanların lehtarının davacı olduğu,— senette davacının adının yer almadığı, diğerlerinin lehtarının ise —- tarihli olan dışında kalan tüm senetlerin ödemesinin davacıya yapıldığı anlaşıldı. ” şeklinde yapılan tespitlere davacı vekili aynen katıldığını, davalının —- tutarlı nakit ödemeye ilişkin belge sunamadığını, bu ödemenin ispatlanamadığını beyan etmiş, davalı vekili de mahkememizce yapılan tespitlerin yerinde ve doğru olduğunu, tutanaklarda adı geçen —- davacının damadı olduğunu, —- herhangi bir hisse devri yapılmadığı gibi müvekkili ile arasında önceye dayalı herhangi bir alacak verecek ilişkisi de mevcut olmadığını, tutanakta imzasının bulunma nedeninin —- yöneten kişi olmasından kaynaklandığını, eşi ve aynı zamanda davacının kızı olan—- da aynı vekalete sahip olduğunu, senetlerin de tüm işlemlerin —- tarafından yürütülmesinden ötürü bu şahıslar için düzenlendiğini beyan etmiştir.
Bu noktaya kadar yapılan açıklamalar ile davalının—- tarihli dilekçesi ve ödeme belgeleri ile davacının — tarihli dilekçesi ve beyanları tekrar incelendiğinde davalının dilekçesinde —- ait çeklere ödeme savunmasında dayandığı görülmüştür. — tarihli her biri — adet çekin davalı tarafından hamiline düzenlendiği, ilk cironun—-olduğu, ondan davacıya geçtiği ve ödemenin davacıya yapıldığı, aynı bankanın —- bedelli çeklerinin de davalı tarafından hamiline düzenlendiği, davacının cirosunun bulunmadığı, bu iki çekteki ilk cironun —- ait olup ondan —- edildiği, onun tarafından — edildiği anlaşılmıştır. Toplam — bedelli çek ödemesi davacı tarafça kabul edilmiş, bu çeklerin ödemesinin hisse devir bedeli karşılığı yapıldığı beyan edilmiştir. Bu durumda —- düşüldüğünde —- tutarlı ödemenin tespit edilmesi gerekmektedir. Yine davalı taraf dilekçesinde — nolu bentte belirtilen— —-bedelli çekler olup toplamı —- Davacı bu çeklerin de hisse devir bedeli karşılığı ödendiğini kabul etmektedir. Dosyaya sunulan bu çeklerin davacı teslim edildiğine ilişkin davacının imzasını taşıyan belge de mevcuttur. Söz konusu çeklerin tümü dava dışı bir şirket tarafından —- lehine düzenlenmiş olup —-davalıya, ondan —-geçmiş ve bu şahsa ödenmiştir. Az önce de belirtildiği gibi davacı bu çeki ödeme olarak kabul etmektedir. —nolu çek aynı ciro zinciriyle davalıya ve ondan davacıya geçmiş ve davacı tarafından tahsil edilmiştir. —- nolu çekteki ciro zinciri de aynı şekilde —-olup bu şirkete ödeme yapıldığı bankadan gelen cevabi yazı ile anlaşılmıştır. Davacı yan bu çeklerdeki ödemeleri de kabul ettiğinden —— ödemenin daha belirlenmesi gerekmektedir.
Davalı dilekçesinin — nolu bendinde — nedeniyle yapılan toplam ——- ödemeye dayanmaktadır. Davacı dilekçesinde bu bonoların hisse devir bedeli ile ilgisi olmadığını, senetlerin alınmadığını, davalının bu senetler için bir çok mahkemede ortaklıktan ayrıldıktan sonra ki borç bölüşümünde kendi payına düşen vergi borçlarına karşılık verdiğini beyan ettiğini belirtmiştir. Davalı tarafın cevap dilekçesi ekinde sunulan davacı- davalı ve dava dışı—- imzasını taşıyan ——başlıklı belgede — noda vergi borçlarına karşılık —–yazılmış olduğu görülmüştür. Davalının kendi sunduğu imzasını taşıyan belgede bu senetlerin hisse devir bedeline karşılık verilmediği açıkça yazılı olduğu gibi, getirtilen —- sayılı dosyada dava dilekçesinde de davalı bu senetlerin şirketin vergi borcu karşılığı verildiğini açıkça belirttiğinden davalının —adet bonoya dayalı ödeme savunması mahkememizce yerinde görülmemiştir. Aynı bentte davalı —- bedelli senet ödemesinden de bahsetmiş, davacı bu senetlerin de hisse devri ile ilgisi olmadığını, ortaklıktan ayrılma neticesinde borç dağılımı nedeniyle henüz vadesi gelmeyen çeklere karşılık davalının payına düşen kısım için verdiği senetler olduğunu beyan etmiştir. —-vadesi gelmemiş çeklere karşılık toplam— adet senet —-olduğu görülmüş, davalının kendi dayandığı belge ile bu senetlerin hisse devir bedeli için verilmediği anlaşıldığından ödeme belgesi olarak kabul edilmemiştir.
Davalı taraf dilekçesinin — bedeli olmak üzere toplam—- tutarındaki ödemeyi bildirmiş olup, davacı bu senetlere yönelik ödemeyi de kabul etmemiş, senetlerin kendisine verilmediğini beyan etmiştir. Bu bonolardan —— olanların davalı tarafından davacı lehine düzenlendiği ve davacı tarafından tahsil edildiği bankadan gelen cevaptan anlaşılmıştır. —– senetler ise davalı tarafından—- adına düzenlenmiş, ondan davacıya ciro edilmiş olup davacı tarafından tahsil edildiği de yine gelen banka cevaplarıyla tespit edilmiştir. — bedelli senet ise davalı tarafından — adına düzenlenmiş olup ondan da — ciro edildiği ve onun tarafından da tahsil edildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça da imzası inkar edilmeyen —- başlıklı belgede—- bonoların hisse payına karşılık verildiği yazılmış ve bu bonoların 6 tanesinin davacı tarafça tahsil edildiği belirlenmiştir. Her ne kadar senetlerden biri davacının kızı tarafından tahsil edilmiş olsa da, bu senedin davacıya hisse devri karşılığı verildiği imzası inkar edilmeyen —- tarihli tutanakla sabit olup davalının —- ödemeyi de ispatladığı kabul edilmiştir. Bu durumda —– ödemenin daha belirlenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Davalı taraf dilekçesinin—- davalının sahibi olduğu—- şirket hisse bedeli olarak verilen toplam —- tutarlı çeklere ödeme belgesi olarak dayanmış olup, davacı bu çeklerin kendisine teslim edilmediğini, söz konusu çeklerin—— borcuna karşılık verildiğini, — mal veya hizmet karşılığı kestiği faturaların karşılığı olduğunu ileri sürmüş ve —– Tarihli dilekçe ekinde bu çeklere ilişkin olarak düzenlenen tahsilat makbuzlarını sunmuştur. Dosya kapsamında bu çeklerin hisse devir bedeli karşılığı verildiğini ispata yarar başkaca delil sunulmadığından davalının bu çeklere ilişkin ödeme savunması mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Davalı dilekçesinin —- adet toplam bedeli — olan çeklere de ödeme belgesi olarak dayanılmış olup davacı bu çeklerin hisse devrine karşılık verilmediğini, bu çeklerin—- olan borca karşılık verilen çekler olduğunu,— zaman bu şirkete mal ve hizmet satışı yaptığını ileri sürmüştür. — tarihli teslim tutanağında — da piyasa borçlarına karşılık — teslim edildiği yazılıp olup, davalının — tarihli tutanağın arkasında ek — kağıdına dökülmüş listede de bu çekler —- çekler başlığı altında kayıt altına alınmıştır. Bu nedenle davalının bu çeklere ilişkin dayandığı ödeme savunmasının da ispat edilemediği kabul edilmiştir.
Davalı tarafın— tarihli dilekçesinin —- Şubesi’ne ait davalının keşidecisi olduğu toplam—– adet çekten bahsedilmiş olup, bu çek ödemeleri de davacının kabulünde olmayan ödemedir. Davacı bu çeklerin davalı ile —- arasındaki başka bir ilişkiden ötürü — verildiğini beyan etmiştir. Bu çeklerden— nolu olanın iptal olduğu bankadan gelen yazı cevabı ile anlaşılmıştır. —– nolu çeklerin ise davalı tarafından hamiline düzenlendikleri ve —- tarafından tahsil edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar — tarihli belgede bu çeklerin hisse payına karşılık verildiği yazılı ise de, hemen arkasında davalı tarafça sunulan —– verildiğinin yazılı olduğu görülmüştür. Bu durumda biri zaten iptal olan 3 adet çeke ödeme belgesi olarak dayanılmasının mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Yukarıdan itibaren gelen gerekçeleri açıklanan tüm ödemeler sonucunda davalının —ödeme savunmasından geriye ispatlanamayan bakiye—-kabul edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen hisse devri sözleşmesinde —-nakit ödeneceği yazılmış olup, davalı vekili —- tarihli duruşmada nakit ödeme yapıldığını beyan etmiş ancak ödeme belgelerini sunamamıştır. Bunun yerine — tarihli dilekçesinde —- tarihli tutanağa dayanarak — ödeme karşılığı —- davacıya teslim edildiğini ileri sürmüştür. Dayandığı belgenin davacının imzasını taşımadığı, davalı ve dava dışı —- arasında düzenlendiği, davalının bu şahsa olan borcuna karşılık verildiği, hisse devir bedeli ile ilgisinin olmadığı anlaşılmıştır. Davalı vekili —- tarih dilekçesinde bu kez nakit olarak ödenmesi gereken —- araçların teslim edildiğini beyan edip ekinde tutanak sunmuştur. Ancak bu tutanakta da hisse devir bedeli karşılığı nakit olarak ödenmesi gereken — ilişkin bir kayıt olmadığı,— Adına kayıtlı araçların —-satışı yapılıp bila bedel devredileceğinin kararlaştırıldığı görülmüş, davalının —- nakit ödemeyi de ispatlayamadığı kabul edilmiştir.
Bu durumda davalı —- nakit ödeme dışında kalan çek ve senetle ödediğini savunduğu ——yönünden de ödeme savunmasını ispatlayamamış durumdadır. Davalı vekili davacının hisse devir bedeli alacağının olup olmadığının tespiti için ödeme belgeleri ve davacı tarafın ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiş ise de davacı ve davalı gerçek kişi olup davacının ticari defterlerinin bulunması söz konusu değildir. Dava davacının dava dışı şirketteki hisselerini davalıya devretmesinden doğan hisse devir bedeli alacağına ilişkindir. Davalı taraf ödeme savunmasına dayanmış ve tüm delillerini dosyaya sunmuştur. Dayandığı tüm çek ve senet ödemelerine ilişkin banka kayıtları getirtilmiş, diğer belgelerle karşılaştırılması mahkememizce yapılmıştır. Bir kısım ödeme davacının da kabulündedir. Bu yüzden ayrıca bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek duyulmaksızın yargılama sonlandırılmış, davanın kısmen kabulü ile tespit edilen —— davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davacı tarafça hisse devir tarihinden itibaren avans faizi talep edilmiş ise de sözleşmede hisse devir bedelinin ödenmesi için belirlenmiş bir gün olmadığı gibi davacının dava öncesinde de davalıyı temerrüde düşüren herhangi bir ihtarnamesi de bulunmadığından hükmedilen tutara dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
—— dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
2- Fazla talep ile davacı tarafın tazminat taleplerinin reddine,
3-Karar harcı 20.493,00 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 9.478,02 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.014,98 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 9.478,02 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 41,10 TL ilk masraf, 179,00 TL tebligat ve müzekkere olmak üzere toplam 220,10 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranına göre (%54) 119,00 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı tarafça yapılan 13,00 TL yargılama giderinin takdiren üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 29.450,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 26.300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2020