Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/81 E. 2018/284 K. 28.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/81
KARAR NO : 2018/284

DAVA : Şirket Yöneticisinin Sorumluluğu
KARAR TARİHİ : 28/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Şirket Yöneticisinin Sorumluluğu davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile birlikte …….’nin ortakları ve aynı zamanda kardeş olduklarını, ortak oldukları şirketin müdürlüğünden davalının haksız ve suç unsuru taşıyan işlemleri neticesinde ayrılmak zorunda kaldığını, davalının oğlu …..adına …..kurduğunu, şirket adresinin ….ile aynı adres olup davalının oğlu ile birlikte şirket müdürü olarak görev yapmaya başladığını, şirketin iştigal konusunun da aynı olup ünvanının “…i ile başlaması ile 3.kişiler nezdinde bu firmanın …..r ailesinin firması olarak algılanmasına neden olunduğunu, …… iş kapasitesi ve çevresinde yarattığı itibarın ……yararına kullanılıp şirketin iş kapasitesinin ve gelirlerinin ……Ltd.Şti.aleyhine artmasına neden olunduğunu, bu suretle şirket müdürü olan davalının oğlunun şirketinin menfaatlerini gözetip bağlılık yükümlülüğünü ihlal ettiğini, iki şirketin ticari ve ekonomik ilişkilerinin tek müdür durumundaki davalının kendi eylem ve işlemleri ile yürütüldüğünü, kredilerin …. adına kullandırılıp şirketin borçlandırıldığını, ekonomik getirisi kadar maliyeti yüksek olan proje ve ihalelerin …. adına alınmaya başlandığını, bu şekilde davalının şirket mal varlığı ve aktiflerini azaltarak, bir yandan oğlunun şirketini güçlendirirken bir yandan kendi mal varlığını arttırdığını, TTK 630/3 maddesine aykırı davrandığını belirterek davalının vermiş olduğu zararın tazminine, yargılama sırasında ortaya çıkacak sorumluluk miktarını talep etme hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000 TL.alacağın dava tarihinden itibaren hesaplanacak avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak kendisine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının bilgisi dahilinde müvekkilinin …… müdür olarak atandığını, davacının müdürlüğüne haksız bir şekilde son verilmediğini, davacının şirkete herhangi bir sermaye koymadığını, davacıya verilen hisseler için davacının herhangi bir bedel ödemediğini, davacının … firmasının kuruluşundan habersiz olmadığını, belli dönemler içinde bu şirkette sigortalı olarak çalıştığını, …… kefil olduğunu, müvekkilinin …… ünvanını yada itibarını zedelemediğini, müdür olarak kendisine yüklenen tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, …… pasifinin müvekkili malvarlığı veya ….. aktifini artıracak şekilde hareket etmediğini, diğer şirketin kuruluşundan 10 ay sonra ….. sermayesinin 950.000,00 TL daha arttırıldığını, dava dilekçesinde bahsi geçen taşınmazların satın alınmasında ….. kaynaklarının kullanılmadığını, kendi imkanları ve banka kredileri ile alındığını, taşınmaz üzerinde banka ipoteği bulunduğunu, davacının oturduğu ev ve kullandığı aracı müvekkilinin sayesinde aldığını, …. her ay düzenli olarak davacıya para ödendiğini, şirketin gelirlerinden payına düşenin de ayrıca verildiğini, müvekkilinin haberi olmaksızın davacının şirketin ünvanını ve malzemelerini bedel ödemeden kullanıp üçüncü kişilerle iş yaptığını, yapılan işten kazanılan parayı davacının kullandığını, şirket hesabına yatırmadığını, İstanbul…. İdare Mahkemesi’nce verilen karar ile ….. 5 büyük mahalledeki inşaatların durduğunu, yeni ruhsat verilemediğini, bu iptalden dolayı ……. firmalarının zarar ettiğini, dava süresince bu bölgede inşaatların durduğunu, şirketlerin elindeki ve yeni projelerine devam edemediğini, bu nedenle her iki şirketin pasiflerinde artma meydana geldiğini, şirketin bankalara olan borçlarının müvekkili tarafından ödendiğini, davacının bu davayı açarak şirket borçlarından kurtulmaya çalıştığını, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile limited şirket yöneticisinin sorumluluğu davasıdır. TTK 644/1 maddesinin atfı ile limited şirketlerde de uygulanması gereken TTK 553 ve devamı maddesine göre yöneticiler kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri taktirde hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludur. TTK 555/1 maddesine göre şirketin uğradığı zararın tazminin şirket veya her bir pay sahibinin isteyebileceğini ancak pay sahiplerinin tazmınatın şirket adına ödenmesini isteyebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme ortaklığın doğrudan, ortağın da dolaylı zarara uğraması haline ilişkindir. Müdürün ortaklığın malvarlığını azaltan, kötüleştiren yasa ve ana sözleşmeye aykırı davranışları ortakların dolaylı zarar görmesine yol açtığından, TTK 555 madddesi uyarınca dolaylı zarar nedeniyle açılan davada hükmedilecek tazminatın da ortak adına değil, ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabilir. Davacı ortak mahkememizde açtığı davada davalının sorumluluk miktarının tespiti ile kendisine ödenmesi yönünde talepte bulunduğundan davanın bu nedenle reddine karar verilmiştir. Karar verildikten sonra ancak karar yazım sürecinde davacı vekili davadan feragat ettiğine dair dilekçe sunmuş ise de, işin esasına yönelik karar verilmekle davadan el çekildiğinden ayrıca karar verilmeyerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-TTK 644/1 maddesinin yollaması ile uygulanması gereken TTK 553 maddesi ve devamı maddeleri uyarınca yöneticinin sorumluluğuna ilişkin davada zararın şirkete ödenmesi talep edilmesi gerekirken davacının zararın kendisine ödenmesi yönünde talepte bulunması nedeniyle davanın reddine,
2-Karar harcı 35,90 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 341,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 305,65 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.