Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/794 E. 2021/901 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/794 Esas
KARAR NO : 2021/901

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/06/2018
KARAR TARİHİ : 25/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından——-dosya üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun borca ve yetkiye itirazı neticesinde takibin durdurulduğunu, takibe konu alacak —– —- dayalı alacak olup, bu faturanın tarafların ticari ilişkisi neticesinde ticari iş kaynaklı alışveriş nedeniyle usulüne uygun hazırlandığını, müvekkilinin—– düzenlenen hakedişe istinaden gerekli tüm malzemeleri teslim ve bunların —- gereği gibi ifa ettiğini, davalı tarafın itirazında adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından adi ortaklığa takip başlatılamayacağını iddia etmiş ise de, takip talebinde adi ortaklığı oluşturan şirketlerin yer aldığı hususunu gözden kaçırdığını, davalı şirketin haksız bir şekilde takibe itirazda bulunduğunu ve takibin durduğunu, yapılacak yargılama sonucunda alacaklarının açıklıkla ortaya çıkacağını iddia ederek, davalı şirketin vaki itirazının iptali ve takibin devamını, alacağın %20” sinden az olmamak üzere icra tazminatına mahkümiyetini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete karşı açılan davada müvekkilinin —ortaklığı tek başına temsil yetkisi bulunmadığından taraf sıfatının bulunmadığını, davacı şirketin sözünü ettiği cari hesap alacağından ve yapılan işlerden müvekkili şirketin haberdar olmadığını, ekte sunulan——- müşterek yetkili olarak temsil sıfatına haiz olduklarını, müvekkili şirket yetkilisinin davacı ile yaptığı bir anlaşma ya da sözleşmede imzası bulunmadığından hiçbir sorumluluğu olmadığını, dava dışı ———— yapılan ———– ve üzeri her işlem için —– temsil ve ilzam olunacağının açıklıkla düzenlenmiş olduğunu, müvekkilinin taraf sıfatı bulunmadığından öncelikle davanın husumetten reddi gerektiğini, sözleşme kapsamında müvekkiline yapılan bir iş de bulunmadığını, müvekkili şirketin —– mağdur olduğunu, yetkisi olmamasına rağmen ——– kendi başına sözleşmeler imzalayarak müvekkili şirketi borçlu ——– istediğini savunarak, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, faturadan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, davalı vekilinin davanın husumet yokluğundan reddedilmesi gerektiği yönündeki itirazı yerinde görülmediğinden reddedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Takip borçluları arasında adi ortaklık ilişkisi bulunmakta ise de, alacak para alacağına ilişkin olduğundan müteselsil sorumluluk esasının geçerli olduğu anlaşılmıştır ——
Taraf ehliyeti 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartlarından olup, taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece resen nazara alınabilecektir.
Adi ortaklığa karşı açılacak dava ve talepler yönünden ikili bir ayrım yapmak gerekmektedir. Dava ya da talebin konusu paradan başka birşey ise bütün ortaklara karşı birlikte açılması gerekirken ————; ortaklar bu borçtan müteselsilen sorumlu olduklarından ortaklardan biri, bazıları ya da tümüne karşı (—— dava arkadaşlığı) açılabilecektir——- Karar sayılı kararı).
Dolayısıyla somut olayda, davacı para alacağı yönünden adi ortaklığa tabi ortaklardan birisi hakkında dahi icra takibi yapıp onun itirazı üzerine itirazın iptali davası açabileceğinden somut olayda her iki ortağa karşı birlikte icra takibi yapılmasına rağmen bunlardan sadece birisinin takibe itiraz etmiş olması ve davanın da sadece bu ortağa karşı açılmış olmasında dava şartı bakımından bir eksiklik görülmemiştir. Zira, borç para borcu olup, —– arasında müteselsil sorumluluk ilkesi geçerlidir——
Tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmak suretiyle bilirkişi raporu alınmıştır.
—— icra dosyası incelendiğinde, davacının, adi ortaklığı temsilen dava dışı—– alacağına dayalı—— olmak üzere toplam ——- üzerinden icra takibi başlatmış olduğu, davalının yasal sürede borca itirazı ile takibin durduğu, iş bu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Dosya içinde yer alan——- tarafından hazırlanan bilirkişi kök ve ek raporunda özetle; davacı … davalı —– defterlerinin incelendiği,—– sunulmadığı, davacının —– defterinin incelenmeye sunulmadığı, dolayısıyla davacının defterlerinin usulüne uygun olmadığı, davalı şirketin defterlerinin ise usulüne uygun olduğu ve davalı defterlerinde davacıyla arasında herhangi bir ticari ilişki tespitinin yapılamadığı, davacının alacağı adi ortaklığın borcu olarak defterlerine işlediği, davacı şirketin ticari ilişki içinde bulunduğu ve takip/dava dayanağı faturayı düzenlediği firmanın davalının da ortağı olduğu dava dışı ————- olduğu, dolayısıyla davacının düzenlediği faturanın ve dava dışı iş ortaklığının davacı şirkete yaptığı ödemelerin kaydedileceği ticari defterin adi ortaklık ticari işletmesine ait ticari defterler olacağı, davacı şirketle davalı şirketin ortağı olduğu dava dışı———-bulunduğu, —– tüzel kişiliğinin bulunmaması nedeniyle gerek huzurdaki davada gerekse davanın dayandığı takipte davalı ….—–olması nedeniyle davanın tarafı olduğu——dolayı sorumlu tutulabileceği, davacının kendi ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle adi ortaklıktan 32.829,71 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda; davanın fatura ve cari hesap alacağı için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı, davalı … dava dışı———- sürdürülen———- davacının—— faturaya konu hizmeti sunduğunu savunduğu——sevk irsaliyesinin sunulmadığı, davalı tarafça davacıya borçlu olunmadığı, borcun —— borcu olduğu, kendisinin bilgisi ve onayı olmadan ticari ilişkinin kurulduğu ve dava dışı —— — olduğu savunularak davanın reddinin savunulduğu, davalı ..—– olduğu, davaya konu uyuşmazlığın adi ortaklık ile yürütülen ticari ilişkiden kaynaklandığı hususunun ihtilaf konusu olmadığı, taraflar tacir olduğundan ve işin ticari iş olması nedeniyle davacı, davalı ….——- ortaklığının ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş ise de, davalı …——- tarafından adi iş ortaklığının—— incelemeye sunulmadığı, ticari ilişkinin adi ortaklıkla yürütülmüş olması nedeniyle davalı şirketin ticari defterlerinde herhangi bir ticari ilişki tespit edilemediği, davacı tarafça sunulan ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde davacının cari hesabını ve takibe konu borç tutarını oluşturan faturanın mal satışı ve hizmet bedeline ilişkin olduğu belirlenmiş ise de dosya kapsamında davacı alacağını oluşturan faturanın davalı tarafa tebliğ edildiğine dair herhangi bir delil sunulmadığı, davalı tarafın, icra dosyasına sunduğu itirazında ve mahkememize sunduğu cevap ve beyan dilekçelerinde borcu olmadığını ileri sürdüğü, davacının kendisine ait ticari defter ve kayıtlarda alacağının kayıtlı olması, alacağın varlığını tek başına ispata yeterli delil olarak kabul edilemeyeceği gibi davacının——- —- defterlerinin incelemeye sunulmamış olması dolayısıyla ticari defterlerin usulüne uygun olmadığı ve HMK 222 maddesi uyarınca davacı lehine delil olamayacağı, dosya kapsamında davacının alacağını somut delillerle ispat edemediği ve ticari defterlerinin kendisinin aleyhine delil olmasından dolayı açıklanan tüm nedenlerle davacının davasını ispatlayamadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
1-Karar harcı 59,30 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 584,16 TL harçtan mahsubu ile bakiye 524,86 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından 60,00 TL tebligat giderinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde——göre belirlenen 5.130,88 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin ve ihbar olunan vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.