Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/779 E. 2022/26 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/779 Esas
KARAR NO : 2022/26

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 27/06/2018
KARAR TARİHİ : 13/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından —- ile sigorta edilen —– aracın sigortalı tarafından onarım için davalıya ait işyerine bırakıldığı esnada işyerinden çalındığını, aracın davalı işyerinden çalınmış olmasına— tedbirlerinin davalı tarafından alınmamasının sebep olduğunu, davalının kusurlu olduğunu, bu nedenle sigortalının şikayetçi olduğu—- ———soruşturma dosyasının mevcut olduğunu, sigortalı aracın rayiç değeri müvekkili tarafından 120.000,00 TL olarak sigortalı araç sahibine ödendiğini, kasko tazminatını ödeyen müvekkili şirketin TTK.1472. Maddesine göre sigortalısının hukukuna halef olduğundan, bu kanuni halefiyete dayanılarak dava açılması zorunluluğu ortaya çıktığını, bu nedenle 120.000,00TL. tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin faaliyette bulunduğu—- isimli onarım servisine bakım ve onarım için bırakılan —– tarihinde iş yerine zorla giren kişilerce çalındığını,—- gördüğünü, ancak — aracın tüm aramalara rağmen bulunamadığını, bunun üzerine —- aracın—-dava dışı araç sigortalısına 120.000.TL. tazminat bedelini (araç rayiç bedeli) ödediği, —— aracın müvekkil işyerinden çalınmış olması nedeniyle gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığını, aracın çalınmasında kusurunun bulunması iddialarıyla Sayın Mahkeme nezdinde “rücuen tazminat alacağı” davası ikame edilmiş bulunduğu, meydana gelen hırsızlık olayında müvekkil şirketin herhangi bir kusur ve ihmali bulunmadığından davanın reddi gerektiğini,—— aracın çalınmasında müvekkil şirket tarafından alınması gereken her türlü güvenlik önlemlerinin alındığını, buna rağmen hırsız veya hırsızların işyerine zorla girerek ve çalmış oldukları araçları işyeri kepengine çarpıp aralayarak hırsızlık olayını gerçekleştirdiklerini, bu nedenle “hırsızlık olayında müvekkili şirketin kusurundan bahsedilmeyeceğini, bu sebeplerden dolayı yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin talebi ile dava, davalıya ait işyerinin —- numaralı——–ihbar edilmiş, ihbar olunan şirket cevap dilekçesi sunmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, TTK.’nun 1472. maddesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacının sigortalısına ait araç, davalının işlettiği servise onarım için bırakılmış ve araç burada iken çalınmış olup, sigortalı ile davalı arasında BK.’nun 463. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan—- sözleşmesi ilişkisi kurulmuştur. Bu durumda, davalı işletmenin somut olaydaki sorumluluğunun BK.’nun 481. maddesi kapsamında, —– saklama borcunu kötü ifa etmiş olmasından kaynaklandığının kabulü ile, bu çerçevede kusur durumu değerlendirilmelidir. Davalı şirket, kendisine teslim edilen aracı,—– — borcunu yerine getirdiğini, BK.’nun 96. maddesi uyarınca, kendisine çalınmak hususunda hiçbir kusur ve ihmal isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe mesuliyetten kurtulamaz. (Emsal;— kararı)
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Mahkememizce taraf tanıkları dinlenilmiştir.
Tanık —- mahkememizde alınan beyanında; olay tarihinde davalı—-olarak çalıştığını, —- şirketten ayrıldığını, sözkonusu işyerinin——– büyüklüğünde iki bölümden oluşan işyeri olduğunu, iki bölüm arasının duvarla ayrıldığını, bölümlerden birisinin—– yapıldığını, işyeri karşısında—-olduğunu, alt tarafında ——-olan —–, işyerinin bulunduğu arka tarafta———- yaşadığı yer olduğunu, işyerinde—– hırsızlık yapanların kamera cihazının yönünü değiştirdiklerini sandığını, ayrıca sistemin kayıt almadığını, yani kameraların bozuk olduğunu, işyerinde motorlu —mevcut olduğunu, onun da kolay açılmadığını, hırsızların işyerine —– —- boşluğundan girerek hırsızlık yaptıklarını, kendilerinin de sonra anladıklarını, kamera kayıtlarında herhangi bir sonuca ulaşamadıklarını, —–geldiğinde —– zararını gördüğünü, içeri girdiklerinde üç aracın yerinde olmadığını fark ettiklerini, iki aracın — olduğunu,—- aradıklarını, polisin gelerek inceleme yaptığını, polisin kendilerine o gün ——- araçlar alındıktan sonra içeri taraftan vurmak suretiyle — çıkılmış olduğunu söylediğini, — taraftan dış tarafa doğru büküldüğünü ve ezildiğini, bu da içerden araçla kepenklerden geçilmeye çalışıldığını gösterdiğini, ———– bulunduğunu, diğer çalıntı aracın ruhsatının başka bir aracı kullanan şahısta çıktığını duyduğunu,— tanımadığını, bunun da ceza almadığını duyduğunu beyan etmiştir.
Tanık— beyanında; davalı şirkette hasar uzmanı olarak çalıştığını,— çalışmanın devam ettiğini, —- öğrendiği kaarıyla işyerinde—çalışmaya devam edildiğini, işyeri anahtarının —— bulunduğunu, zaman zaman kendisinde de olduğunu, ——- — işyerine geldiğinde —- çıkmış olduğunu düşündüğünü, diğer çalışanlarla birlikte —- oturtuğunu—- bölümüne girdiklerinde burada bulunan üç aracın olmadığını farkettiklerini, polise ve kendisine haber verildiğini, bu araçlardan iki tanesinin —- ait olduğunu, —araçların daha sonra hasarlı olarak bulunduğunu, dava konusu aracın bulunamadığını, hırsızlık yapanların kamera yönünü değiştirdiklerini sandığını, ayrıca sistemin kayıt almadığını, kameraların bozuk olduğunu, kameralardan herhangi bir sonuca ulaşamadıklarını, işyerinde —— kolay açılamadığını, —- gelerek inceleme yaptığını, —- kendilerine o gün —– —- —— içeri girildiğini, araçlar alındıktan sonra içeri taraftan vurmak suretiyle kepenklerden çıkılmış olduğunu söylediğini, kepenkler iç taraftan dış tarafa doğru büküldüğünü ve ezildiğini, bu da içerden araçla kepenklerden geçilmeye çalışıldığını gösterdiğini, —— ait iki aracın resimlerine bakıldığında bu araçların kepenklerin üzerine sürüldüğünün belli olduğunu, araçların ön tarafından—hasar mevcut olduğunu, dava konusu aracın ruhsatının başka bir aracı kullanan şahısta çıktığını duyduğunu, ———–izleyici olarak katıldığını, bu şahsın da ceza almadığını, araç sahibini aracın bulunduğunu ancak— oraya gidip aracı almadığını, kendisinin almasını söylediğini, kendisinin de almadığını söylediğini beyan etmiştir.
14/09/2021 tarihli duruşmada dinlenen tanık —- aracın sahibi olduğunu, aracı tamir edilmek üzere işyerine bıraktığını, hatırladığı kadarıyla — olduğunu, aracı —– söylediklerini, daha sonra onları aradığında boyasının bitmediğini söylediklerini, —– aracı teslim almak işyerini aradığında aracın çalındığını söylediklerini, olayın oluşuyla ilgisinin olmadığını, aracının bulunmadığını, araç bedelini sigorta şirketinden aldığını, aracının sonuçta bulunmadığını beyan etmiştir.
— tarih ve ——- sayılı dosyasında; bahse konu hırsızlık olayı sanığı olarak hakkında adli işlem yapılan—- girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle hırsızlık, mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığını ihlal etme” suçlarından açılan ceza davasında yapılan yargılama sonucunda delil yetersizliğinden beraatına karar verilmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamında alınan tanık beyanları da gözetilerek hırsızlığın meydana gelmesinde davalı şirketin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, zarar miktarı, davacının ödediği bedeli davalıdan talep etme hakkı bulunup bulunmadığı hususunda değerlendirme yapılmak —– uzman bilirkişi ve sigortacıdan oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Bilirkişiler —raporunda özetle: Dava dışı —- tarihinde çalınması olayı ile ilgili olarak Davalı —– tarafından işyerinde muhafaza, hırsızlığı önlemeye yahut faillerini yakalamaya—- ihmali ve sorumluluğunun bulunduğu, asli kusurlu olduğu,—- plakalı—— meydana gelen hırsızlık olayında herhangi bir kusur ve ihmalinin bulunmadığı, aracın olay tarihi itibarı ile araç rayiç değerinin—– yönünden kusur tespiti değerlendirmeleri gözetildiğinde rücu olanağının bulunduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; dava dışı ——- marka aracının —- için davalı işyerine bıraktığı, 22/11/2016 tarihinde davalı işyerinde meydana gelen hırsızlık sonucu— birlikte toplam üç aracın çalındığı, işyerinde çalışan tanık —- sıralarında geldiğinde her üç aracın çalındığı ve—- çıktığını gördüklerini, — kapının tekrar yerine takıldığını beyan ettikleri, diğer araçların bulunduğu ve sahiplerine teslim edildiği, ancak —- aracın tüm aramalara rağmen bulunamadığı,
—- plakalı çalıntı araca ilişkin davacı—- tarafından —- arasında geçerli —yapıldığı, —-plakalı araca —-düzenlediği ve aracın kaydının kapatıldığı, davacı —- şirketi tarafından dava dışı araç malikine araç bedeli olarak —– tarihinde —–yatırıldığı, kasko tazminatını ödeyen davacı sigorta şirketi TTK.1472. Maddesine göre sigortalısının hukukuna halef olduğundan, bu kanuni halefiyete dayanılarak davalı işyerinin gerekli güvenlik önlemlerini almadığından ve söz konusu tazminattan sorumlu olduğundan bahisle iş bu davayı açtığı,
Her ne kadar davalı vekili; meydana gelen hırsızlık olayında müvekkilinin herhangi bir kusur ve ihmali bulunmadığını, müvekkil şirket tarafından alınması gereken her türlü —-alındığını, hırsızlık olayının gerçekleştiği tarihte, işyeri çalışanlarının, “hırsız veya hırsızların —– nedeniyle —- arasındaki yaklaşık—– yükseklikteki —– girerek araçları aldıklarını, çaldıkları araçlar ile işyeri içerisinden — vurarak kepengi araladıkları, bu aralıktan araçları işyeri dışına çıkardıktan sonra çaldıkları, bu nedenle meydana gelen hırsızlık olayında müvekkile yüklenebilecek bir ihmal veya kusurunun veya kasti bir hareketinin sözkonusu olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmişseler de;
Davalı ———- araç giriş kapısının —– kapı ile açıldığı,—- dışında işyeri içinde herhangi bir —– — bırakılan —- bulunmadığı, —- karşı içerden açılabilecek şekilde düzenlenebildiği, işyerinde ayrıca ———olup, bu boşluğa ——insanların geçebileceği—– işyeri —– ile ilgili herhangi—- ilişkin dosyaya belge sunulmadığı, hırsızlığa ve yetkisiz kullanıma karşı araçların korunmaları—- ruhsatlarının muhafazası için herhangi bir —– kilitli bir dolapta muhafaza altına alınmaması, otoların çalınmasını ve denetimden kaçınmayı kolaylaştırdığı, dolayısıyla —-kilitli bir dolapta ya da kasada muhafaza edilmediği, yahut yetkililer tarafından üzerlerine alınmadığı, işyerindeki tezgah üzerine bırakıldığı, iş yerinde kepenk kapı dışında güvenlik tedbiri alındığını ortaya koyan hiçbir belge ve bilgi bulunmadığı, İşyerinde 5188 sayılı —–ve Yönetmeliği çerçevesinde alınan herhangi bir özel —-bulunmamakta, — görevlendirilmediği, tanıklar ifadelerinde işyerinde kamera cihazı olduğunu, hırsızlık yapanların —- değiştirdiklerini, ayrıca —- kayıt almadığını, yani kameraların bozuk olduğunu beyan ettikleri, işyerinde kamera kayıt sistemi ve alarm sisteminin bulunmadığı, dolayısıyla dava dışı—– tarihinde çalınması olayı ile ilgili olarak —-. tarafından işyerinde hırsızlığı önlemeye yahut faillerini yakalamaya yönelik gerekli güvenlik tedbirlerinin alınmadığı, ihmali ve kusurunun bulunduğunun anlaşıldığı, davalı aracın güvenli bir şekilde muhafazası için üzerine düşen dikkat ve özeni gösterdiğini kanıtlayamadığı,— Karar sayılı kararı)
—- aracını onarım—, meydana gelen hırsızlık olayında herhangi bir kusur ve ihmalinin bulunmadığı,
Davalının ihmalinin ve kusurunun bulunması nedeniyle zarardan sorumlu olduğu, bilirkişi heyet raporunun gerekçeli ve denetlenebilir olması nedeniyle hükme esas alındığı,
Davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya ödenen 120.000 TL rayiç değerin kadri maruf olduğu, davacının TTK.1472. Maddesine göre sigortalısına halef olduğundan, bu kanuni halefiyete dayanılarak ödediği 120.000,00 TL’yi davalıdan talep edebileceği, her ne kadar davacı taraf ödeme tarihinden itibaren faiz talep etmişse de davadan önce davalıya gönderilen bir ihtarname vs sunulmadığından dolayısıyla davalının davadan önce temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından dava tarihinden itibaren avans faiz işletmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-120.000,00 TL tazminatının dava tarihi olan 27/06/2018 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 8.197,20 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.049,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.147,90 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL başvurma ve 2.049,30 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.085,20 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 195,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.995,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 125,45 TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, e-duruşma yolu ile duruşmaya katılan davacı vekili, davalı vekilinin yüzüne karşı ve ihbar olunan—- yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.