Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/757 E. 2022/643 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/757 Esas
KARAR NO:2022/643

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/06/2018
KARAR TARİHİ:22/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalının — davacıya sattığını, bedelini aldığını, davacının makinayı teslim aldıktan sonra malın gerektiği gibi çalışmadığını tespit ettiğini, bu durumun bildirildiğini, davalının ödenen bedelin iadesini yapmak için maddi durumunun yeterli olmadığını söylemesi üzerine davalının makinayı– ay içinde—bedelle satmayı,—bedelini alacağını, satamazsa makine bedelinin ve zararların davacıya ödeneceğinin taahhüt edildiğini, buna ilişkin sözleşmenin — tarihinde imzalandığını, davalının satışı yapamadığını, ayrıca bedeli ve zararları da ödemediğini, bunun üzerine—sayılı icra takibinin başlatıldığını, davalının kötüniyetle itiraz ettiğini, yetki itirazının ve zamanaşımı def’inin yersiz olduğunu, davalının beyanlarının çelişkili olduğunu, hurdaya çıkan makinenin atıl halde durduğunu, asıl alacak yönünden davanın açıldığını belirtmiş ve işlemiş faiz hariç olarak itirazın iptalini, —- az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep edilmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:yetki itirazının olduğunu,—-tarihli faturadan anlaşıldığı üzere alım satım ilişkisinin davacı ile dava dışı firma arasında olduğunu, taraf sıfatının bulunmadığını, kendisine bedel ödenmediğini, masanın satımında aracılık yaptığını, protokolün geçersiz olduğunu, davacının imzasının olmadığını, protokolde sadece davacıya ait makinenin satılacağının taahhüt edildiğini, davacının makinayı başkasına sattığını belirtmiş ve davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda —dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava —tarihinde açılmakla davacının dava şartı— koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı — başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının —-başvurduğu, yapılan toplantıya tarafların katıldığı, toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin —- son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.—-Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, yapılan incelemesinde; davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine —-protokol alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.Sözleşme — raporda özetle; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine başlatılan— sayılı icra takibinde “borcun sebebi” olarak gösterilen— tarihli — tutarlı protokol uyarınca — asıl alacağın tahsilinin talep edildiğini—- tarihli——- başlıklı belgede davalının, davacıya sattığı ve bedelini aldığı—–. bedelle — ay içinde satmayı ve—içinde masayı satamadığı takdirde de bu durumdan doğan zararları davacıya ödemeyi taahhüt ettiğini, ayrıca masanın satışı halinde davacıdan—-tahsil edileceğini beyan ettiğini, —tarihli “—” başlıklı, adi yazılı şekilde, sadece davalı tarafça imzalanan tek taraflı olarak hazırlanan belgede yer alan irade beyanları TBK m. 19/1 hükmünce yorumlandığında bu belgenin niteliğinin, tek taraflı olarak düzenlenmiş adi yazılı borç senedi olduğunu, TBK m. 1/1 hükmünce “karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları icup/kabul” bulunmadığından “sözleşme” niteliğinde olmadığını, davacı tarafından— tarihinde sunulan dilekçenin ekinde belgenin “—-” olduğu beyan edilmiş olup, — ilişkin olup olmadığı uzmanlık alanına girmediğinden anlaşıladığını, eğer sayın Mahkemece— hurdaya ayrıldığı, davalı tarafça bir başkasına satılmadığı kabul edilecek olursa bu takdirde — tarihli protokol yani borç senedi uyarınca davalının borcunu (masayı başkasına satıp devretme borcunu) hiç ifa etmediğini, TBK m.112 hükmü uyarınca davacının olumlu (müspet) zararını tazmini borcu altına girdiği ve bu kapsamda adi yazılı borç senedinde borçlanılmış satım bedeli olan— davacının olumlu (müspet) zararını oluşturabilceği görüş ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.Davacı tarafça dava dışı —- bedelinin ödenip ödenmediği, —-davalı tarafça başkasına satılıp satılmadığı ya da hurdaya ayrılıp ayrılmadığı hususlarının tespiti için sözleşme—eklenmek suretiyle taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından her iki tarafın tüm yasal ticari defterleri ve defterlerin bu uyuşmazlığa ilişkin dayanak kayıtları üzerinde inceleme yapılması suretiyle —-incelemesi yaptırılmıştır— heyetinin — tarihli raporunda özetle; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine başlatılan—-sayılı icra takibinde “borcun sebebi” olarak gösterilen—- asıl alacağın tahsilinin talep edildiğini, —- başlıklı belgede davalının, davacıya sattığı ve bedelini aldığı— ay içinde satmayı ve— içinde masayı satamadığı takdirde de bu durumdan doğan zararları davacıya ödemeyi taahhüt ettiğini, ayrıca masanın satışı halinde davacıdan— tahsil edileceğini beyan ettiğini, — başlıklı,—- sadece davalı tarafça imzalanan tek taraflı olarak hazırlanan belgede yer alan irade beyanları TBK m. 19/1 hükmünce yorumlandığında bu belgenin niteliğinin, tek taraflı olarak düzenlenmiş adi yazılı borç senedi olduğunu, TBK m. 1/1 hükmünce “karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları icup/kabul” bulunmadığından “sözleşme” niteliğinde olmadığınını, mali yönden yapılan değerlendirme neticesinde davacının ibraz ettiği—- yılı ticari defterlerinde davalı—-ile ilgili bir kaydın bulunmadığı bu halde davacı tarafından davalı yana —-ödendiği iddiasının ticari defter kayıtları ile kanıtlanamadığını, davacı tarafından —- tarihinde sunulan dilekçenin ekindeki belgenin “—- olduğu beyan edilmiş olup teknik inceleme neticesinde— kesilerek hurdaya ayrılan — davaya konu makine olmadığını, ayrıca dosyaya davaya konu satışından sonra — tarihli protokola kadar geçen — aylık zaman diliminde makine ayıpları ile ilgili servis raporu, yazışma vs. ile bildirimde bulunulmadığını, davaya konu makinanın ikinci el olarak satın alındığını, davacı firmada makinanın çalıştığı. ancak zaman zaman arıza yaptığını, makinanın kullanılmış ve yıpranmış olduğu dikkate alınırsa makinanın sıfir gibi çalışmayacağını, kullanma ve yıpranmışlıktan kaynaklı arızaların normal olduğu, bunun bir ayıp olmadığını; hurda olarak — tarihinde satışı yapılan makinanın, davaya konu edilen makine ile uyumlu olmadığını, bu takdirde borçlar mevzuatı yönünden değerlendirme yapıldığında adi yazılı borç senedinde borçlanılmış satım bedeli olan —davacının olumlu (müspet) zararını oluşturamayacağını, ancak eğer Sayın Mahkemece teknik değerlendirme kabul edilmez ve kesim masasının hurdaya ayrıldığı, davalı tarafça bir başkasına satılmadığı kabul edilecek olursa bu takdirde borçlar mevzuatı yönünden değerlendirme yapıldığında —-, yani borç senedi uyarınca davalının borcunu( masayı başkasına satıp devretme borcunu) hiç ifa etmediğini, TBK m,112 hükmü uyarınca davacının olumlu müspet) zararını tazmini borcu altına girdiği ve bu kapsamda adi yazılı borç senedinde borçlanılmış satım bedeli olan — davacının olumlu (müspet) zararını oluşturabileceği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller; —- raporu, iddia ve beyanlar ile tüm dosya kapsamı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; Dava, davacının dava konusu — adet — satın aldıktan sonra malın gerektiği gibi çalışmadığı, çalışmayan makineye ilişkin olarak aldığı satış bedelinin davalıdan tahsili istemi ile başlatılan icra takibine, davalının vaki itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. — sektöründe —ürün satış yapan firmalar ile bu ürünleri almak isteyen kişi veya firmalar arasında malın satışına aracılık ettiğini, makinenin tarafına teslim edilmediğini, sorumluluğu bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Yapılan yargılama neticesinde—raporu aldırılmıştır. —-raporunda; — kesilerek —davaya konu makine olmadığını, davaya konu makinanın ikinci el olarak satın alındığını, davacı firmada makinanın çalıştığı ancak zaman zaman arıza yaptığını, makinanın kullanılmış ve yıpranmış olduğu dikkate alınırsa makinanın sıfir gibi çalışmayacağını, kullanma ve yıpranmışlıktan kaynaklı arızaların normal olduğu, bunun bir ayıp olmadığını; hurda olarak —tarihinde satışı yapılan makinanın, davaya konu edilen makine ile uyumlu olmadığını, bu takdirde borçlar mevzuatı yönünden değerlendirme yapıldığında adi yazılı borç senedinde borçlanılmış satım bedeli olan —- davacının olumlu (müspet) zararını oluşturamayacağı bildirilmiştir. Davalı tarafça dava konusu makinenin kendisine teslim edilmediğini ileri sürmesine karşılık davacı taraf, dava konusu makineyi davalıya teslim ettiğine dair ispat külfetini yerine getiremediği anlaşılmıştır. Davalı taraf yargılamanın başından bu yana makinenin kendisine teslim edilmediğini, davacı tarafça sunulan protokol gereği aralarında para alışverişi olmadığını, makinenin kendisine teslim edilemediği için satışının da yapılamadığını ileri sürmüş, davacı tarafça da makinenin hurdaya ayrıldığı beyan edilmiştir. Dosya kapsamından davacının dava konusu makineyi ikinci el olarak bilerek satın aldığı anlaşılmaktadır. Davada ispat yükü yasal düzenlemeler gereğince davacı taraf üzerinde bulunmaktadır. Davalı tarafça herhangi bir garanti yada güvence verildiğini ispat edilebilmiş değildir. Aynı şekilde makine —– bir mal olup tüm dosya kapsamına göre arızanın sebebinin davalı tarafça gerçekleştirildiği ve arızanın meydana gelmesinde davalının kusurlu olduğu hususunun usulen ispatlanamamış olduğu, ayrıca yemin deliline de dayanılmadığından davacının ispatlanamayan davasının reddine dair, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı — davacı tarafça peşin olarak yatırılan —- harçtan mahsubu ile bakiye—harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı tarafından yapılan —- yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden —- haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.