Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/665 E. 2018/588 K. 10.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/665 Esas
KARAR NO : 2018/588

DAVA :İtirazın İptali(Trafik Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 10/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali(Trafik Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili ; müvekkili nezdinde ZMMS ile sigortalı bulunan davalıya ait… plakalı aracın … tarihinde dava dışı …. sevk ve idaresinde bulunduğu esnada, kusurlu olarak …. plaka sayılı araca çarpması sonucu ….. plaka sayılı aracın hasarlanmasına sebep olduğunu, müvekkilinin 15.500,00 TL hasar bedelini ödediğini, ancak sigortalı araç sürücüsü aracı ehliyetsiz olarak kullanmış olduğundan hasarın teminat kapsamı dışında olduğunu, müvekkili tarafından 3.kişiye ait araç için ödenen tutarın rücuen tazmini amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :Dava, trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. … tarihli 6335 sayılı Yasanın 2.maddesiyle değiştirilen TTK’nun 5.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Bunun yanında …. tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren …sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde belirtilmiştir. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda; davacı vekili, davalıya ait sigortalı aracın karıştığı kaza neticesinde zarar görene poliçe kapsamında yapılan ödemenin zorunlu mali sorumluluk sigorta sözleşmesi genel şartlarına aykırılık sebebiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı trafik sigorta sözleşmesine aykırılıktır. Davalı gerçek kişi olup sigortalı araç hususi bir araçtır. Davalının tacir olduğu yönünde bir iddiada bulunulmadığı gibi İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün cevabi yazısında da ticaret sicil kaydının olmadığı belirtilmiştir, dolayısıyla davalı tacir olarak kabul edilemez, tüketici olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda davaya bakma görevi Tüketici Mahkemelerine ait olduğundan(Emsal Yüksek Yargıtay …. HD’nin 21/01/2016 tarihli ….. E., 2016/721 K. sayılı kararı), HMK’nun 114/1-c ve 20. maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-TTK’nun 5/3. ve HMK’nun 114/1-c, 20. maddeleri uyarınca Mahkememizin Görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2-HMK’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. .