Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/657 E. 2019/1252 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/92
KARAR NO : 2019/1264
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/01/2018
KARAR TARİHİ: 17/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının malzeme alımından dolayı düzenlenen faturalardan doğan borcunu müvekkiline ödemediğini, bu nedenle hakkında başlatılan icra takibine haksız yere itiraz ettiğini, takibe konu fatura ve malları almadığı iddiasının doğru olmadığını, faturaların verdiği ticari adrese gönderildiğini, talep edilen faiz oranının hukuka uygun olup, yapılan işin ticari nitelik taşıdığını, davalının aktif ticaretle uğraşmadığı, faturalardan haberdar olmadığı yönündeki beyanlarının kötü niyetli olduğunu belirterek davalının itirazının iptaliyle takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında yazılı bir ticari ilişki bulunmadığını, faturanın sözleşmenin ifa aşamasıyla ilgili olup, salt fatura tebliği ile akdi ilişki kurulamayacağını, icra takibine konu edilen bir kısım fatura konusu malın teslim edildiği kişinin belirli ve imzasının mevcut olup bazı faturalarda ise herhangi bir isim ve imza mevcut olmadığını, faturalardaki isim ve imzaların müvekkilinin çalışanı olan kişilere ait olmadığını, temerrüt faizi talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddiyle davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı davalının malzeme alımından dolayı düzenlenen faturalardan doğan borcunu ödemediğini, bu nedenle hakkında başlatılan icra takibine haksız yere itiraz ettiğini, takibe konu fatura ve malları almadığı iddiasının doğru olmadığını, faturaların verdiği ticari adrese gönderildiğini, talep edilen faiz oranının hukuka uygun olup, yapılan işin ticari nitelik taşıdığını, davalının aktif ticaretle uğraşmadığı, faturalardan haberdar olmadığı yönündeki beyanlarının kötü niyetli olduğunu belirterek davalının itirazının iptaliyle takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ise, taraflar arasında yazılı bir ticari ilişki bulunmadığını, faturanın sözleşmenin ifa aşamasıyla ilgili olup, salt fatura tebliği ile akdi ilişki kurulamayacağını, icra takibine konu edilen bir kısım fatura konusu malın teslim edildiği kişinin belirli ve imzasının mevcut olup bazı faturalarda ise herhangi bir isim ve imza mevcut olmadığını, faturalardaki isim ve imzaların çalışanı olan kişilere ait olmadığını, temerrüt faizi talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddiyle davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla yargılamanın yürütülen ön inceleme safhasında dava şartlarının mevcut olduğu, ilk itirazlar ileri sürülmediği, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığı anlaşılmakla uyuşmazlık noktaları belirlenip, tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
İstanbul Anadolu—.İcra Müdürlüğünün —sayılı takip dosyası getirtilmiş, davacının davalı hakkında faturaya dayalı takip başlattığı, asıl alacak ve işlemiş faiz yanı sıra — TL.ecrimisil alacağı talebinde bulunduğu görülmüş, davacı vekili sunduğu — tarihli dilekçesinde böyle bir talepleri olmadığını bildirmiş ve — günlü duruşmada takipte talep ettikleri bu tutar alacaktan feragat ettiklerini beyan ve imza etmiştir. Takip dosyasında ödeme emrinin davalıya tebliğ edilemediği, ancak davalının takibe itiraz ettiği, takibe konu faturalardan haberdar olmadığını, mal veya hizmetin kime teslim edildiğini bilmediğini, fatura tarihlerinde aktif ticaret yapmadığını bildirdiği görülmüştür.
İtiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu belirlenmiştir.
Tarafların tacir oluşu göz önünde bulundurularak her iki yanın ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, ancak davalı taraf ticari defter ve dayanaklarını ibraz etmemiştir. Davacı yanın ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde talimat mahkemesi kanalıyla bilirkişi incelemesi yaptırılıp rapor alınmıştır. Raporda davacının davalı ile olan cari hesabı incelenmiş olup davalı tarafından yapılan ödeme (çek-senet-nakit ödeme)kayıtlarının düşümü ile davacının cari hesaptan kaynaklı olarak davalıdan — ve takip tarihi itibariyle— TL.alacaklı olduğu belirlenmiştir. Bilirkişinin takip faturaya dayalı olmasına rağmen cari hesap yönünden inceleme yaptığı görülmüştür. Davalı vekili bilirkişinin tespit ettiği ödeme kayıtlarına itiraz etmiş, verilen senet ve çekin kim tarafından keşide edilip verildiğinin, nakit ödemelerin kimin hesabından yapıldığının belirlenmesini istediklerini, müvekkilinin davacı ile herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, davaya konu malların müvekkili tarafından teslim alınmadığını bildirmiştir.
Davacı vekilinden müvekkilinin defterlerinde davalının ödemesi olarak kayıtlı tutarların belgeleri talep edilmiş, davacı vekili 28 adet tahsilat makbuzu sunmuştur. Davalı vekili söz konusu belgeler de müvekkili adına atılmış bir imza bulunmadığını, dolayısıyla müvekkili tarafından yapılmış ödemeler olduğunun ispatlanamadığını ileri sürmüştür. Sunulan belgelerin davacı tarafa ait tahsilat makbuzları olduğu görülmüştür.
Davacının takibe dayanak yaptığı faturaların mal satış faturası olduğu, bir kısmının imzasız olup imzalı olanlarda—- isim ve imzasının yer aldığı anlaşılmıştır. Davacı vekili bu şahsın davalının çalışanı olduğunu bildirmiştir.— yazı yazılarak davalının fatura tarihleri itibariyle sigortalı çalışanlarının olup olmadığı ve varsa isim-soyad bilgileri istenmiş, ancak bu husus tespit edilememiştir. Davalı bu konuda isticvaben alınan beyanında — isimli bir çalışanı olmadığını, kendisini tanımadığını, fatura konusu malları teslim almadığını, sigortalı çalışanı olmadığını beyan etmiştir. Teslim alan sıfatıyla —- beyanının alınmasına karar verilmiş, ancak davacı taraf şahsın adresini temin edememiştir.
Gelinen aşamada davacı, davalı ile aralarında mal alım satımından kaynaklanan ticari ilişki olduğunu ileri sürmüş, ancak davalı ticari ilişkiyi kabul etmemiş durumdadır. Davacı takibe konu ettiği faturaları davalıya gönderdiğini, içeriği malları davalıya/adına çalışanına teslim ettiğini ve borcun ödenmediğini mevcut deliller itibariyle ispatlayamamıştır. Davacı taraf delil listesinde açıkça yemin deliline dayanmış olduğundan bu husus davacı vekiline hatırlatılmış, davacı vekili yemin teklif edeceklerini beyan etmiştir. Davalı asile yemin davetiyesi tebliğ edilmiş, davalı yemin için çağrıldığı —- günlü duruşmada davacı ile arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, takipte talep edilen tutarda borcu olmadığını yeminli olarak beyan ve imza etmiştir.
Davacı takipte talep ettiği faturaya dayalı alacağını ispat edemediği gibi, takipte istediği ecrimisile ilişkin talebinden de feragat ettiğini bildirdiğinden davanın reddine, davacının takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı 44,40 TL.nin peşin olarak yatırılan 589,57 TL harçtan mahsubu ile bakiye 545,17 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.142,77 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/12/2019