Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/655 E. 2020/370 K. 09.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/655
KARAR NO : 2020/370
DAVA: Ticari Şirket (Bağımsız Denetçinin Azli ve Yerine Yenisinin Atanması)
DAVA TARİHİ: 28/05/2018
KARAR TARİHİ: 09/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Bağımsız Denetçinin Azli ve Yerine Yenisinin Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette —-oranında pay sahibi ortak olduğunu, —- yılına ait olağan genel kurul toplantısında gündemin 7.maddesiyle bağımsız denetçinin seçimi hususunun görüşülerek——- bağımsız denetçi olarak atanmasına karar verildiğini, söz konusu kararın ——- tarihinde yayınlandığını, bağımsız denetçi olarak atanan firmanın davalı şirketin yaklaşık —- yıldır bağımsız denetim ve tam tasdik raporlarını hazırladığını, ancak firmanın gerçek anlamda davalı şirketi denetlemekten çok şirket çalışanı gibi hareket ederek firmayı yöneten pay sahiplerinin talimatları doğrultusunda işlem yaptığını, kendisinin sorduğu sorulara cevap alamadığını, bu şekilde denetçinin görev ve yükümlülüklerini ihlal ettiğini, denetçiye genel kurulda da bir takım sorular sormak istendiğini, ancak sorulara cevap alamadığı gibi yönetim kurulu tarafından denetçiye müdahale edilerek cevap vermesinin de engellendiğini, bu durumun TTK 407/2 maddesine aykırılık teşkil ettiğini, denetçinin ——- ise hiç katılmadığını, tarafsızlığı ve güvenilirliği hakkında şüphe uyandırdığını belirterek bağımsız denetçi olarak atanan şirketin görevden alınıp mahkemece uluslararası standartta bağımsız denetçi atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hukuki dayanaktan yoksun gerçek dışı ithamlarla doldurulmuş şekilde iddialar ileri sürerek dava açtığını, genel kurulda yapılan oylama neticesinde kabul oylarının çoğunluğu sonucu bağımsız denetim firmasının seçildiğini, genel kurul kararının usul ve yasanın aradığı tüm şartları taşıdığını, seçilen bağımsız denetim firmasının müvekkili şirkete hizmet vermekte olup, işinin ehli, usul ve yasa çerçevesinde görevini yerine getiren bir firma olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; 6102 sayılı TTK.nun 399/5 maddesi uyarınca açılmış davalı anonim şirket için tayin edilen bağımsız denetçinin görevden alınarak yerine yeni bir bağımsız denetçi atanması talebine ilişkindir. TTK 399 maddesi anonim şirkette denetçinin şirket genel kurulunca seçileceğini, seçim sonrasında yönetim kurulunun gecikmeksizin denetim görevini hangi denetçiye verdiğini ——, internet sitesinde ilan edeceğini düzenlemiştir. Aynı maddenin 2 fıkrasında denetçiden denetleme görevinin sadece 4.fıkrasında öngörüldüğü şekilde ve başka bir denetçi atanmış ise geri alınabileceği kabul edilmiştir. 4.fıkrada ise şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinin yönetim kurulunun, sermayenin %10’unu halka açık şirketlerde esas veya çıkarılmış sermayenin %5’ini oluşturan pay sahiplerinin istemi üzerine ilgilileri ve seçilmiş denetçiyi dinleyerek seçilmiş denetçinin şahsına ilişkin haklı bir sebebin gerektirmesi, özellikle de onun taraflı davrandığı yönünde bir kuşkunun varlığı halinde başka bir denetçi atayabileceği kabul edilmiştir. Maddenin 5.fıkrasında görevden alma ve yeni denetçi atama davasının denetçinin seçiminin ———-ilanından itibaren 3 hafta içinde açılacağı, azlığın bu davayı açabilmesi için denetçinin seçimine genel kurulda karşı oy vermiş, karşı oyunu tutanağa geçirtmiş ve seçimin yapıldığı genel kurul toplantısı tarihinden itibaren geriye doğru en az 3 aydan beri şirketin pay sahibi sıfatını taşıyor olmasının şart olduğu düzenlenmiştir.
Davacı mahkememizde açtığı davada davalı şirketin —–oranında pay sahibi ortağı olduğunu, —– yılına ait olağan genel kurul toplantısında gündemin 7.maddesiyle bağımsız denetçinin seçimi hususunun görüşülerek —— bağımsız denetçi olarak atanmasına karar verildiğini, söz konusu kararın ——- tarihinde yayınlandığını, bağımsız denetçi olarak atanan firmanın davalı şirketin yaklaşık —- yıldır bağımsız denetim ve tam tasdik raporlarını hazırladığını, ancak firmanın gerçek anlamda davalı şirketi denetlemekten çok şirket çalışanı gibi hareket ederek firmayı yöneten pay sahiplerinin talimatları doğrultusunda işlem yaptığını, kendisinin sorduğu sorulara cevap alamadığını, bu şekilde denetçinin görev ve yükümlülüklerini ihlal ettiğini, denetçiye genel kurulda da bir takım sorular sormak istendiğini, ancak sorulara cevap alamadığı gibi yönetim kurulu tarafından denetçiye müdahale edilerek cevap vermesinin de engellendiğini, bu durumun TTK 407/2 maddesine aykırılık teşkil ettiğini, denetçinin —— yılı olağan genel kuruluna ise hiç katılmadığını, tarafsızlığı ve güvenilirliği hakkında şüphe uyandırdığını belirterek bağımsız denetçi olarak atanan şirketin görevden alınıp mahkemece uluslararası standartta bağımsız denetçi atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesinde davacının hukuki dayanaktan yoksun gerçek dışı ithamlarla doldurulmuş şekilde iddialar ileri sürerek dava açtığını, genel kurulda yapılan oylama neticesinde kabul oylarının çoğunluğu sonucu bağımsız denetim firmasının seçildiğini, genel kurul kararının usul ve yasanın aradığı tüm şartları taşıdığını, seçilen bağımsız denetim firmasının müvekkili şirkete hizmet vermekte olup, işinin ehli, usul ve yasa çerçevesinde görevini yerine getiren bir firma olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —– tarihli ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişiden rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Davalı şirketin sicil kayıtlarından şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırları içinde kaldığı anlaşılmıştır.
Davalı şirketin ——- yılına ilişkin genel kurul toplantısında davacının da hazır bulunduğu, gündemin 7.maddesinde —- yılı için bağımsız denetim hizmetinin ———– yerine getirilmesine ilişkin teklifin görüşüldüğü, davacının karşı oyuyla bu firmanın —– yılı için bağımsız denetçi olarak atandığı ve kararın —– tarihinde ilan edildiği, mahkememizde —– tarihinde açılan davanın TTK 399/5 maddesinde öngörüldüğü üzere ilan tarihinden itibaren 3 hafta içinde açıldığı, davacının azlık olarak genel kurulda denetçi seçimine karşı oy verdiği ve oyunu tutanağa geçirtdiği, davacının madde de aranan koşulları taşıdığı dava açma hak ve yetkisine sahip olduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirketin —- tarihli ————–TTK 399/4-b maddesi uyarınca davetiye gönderilmiş, —- günlü duruşma da dinlenen şirket yetkilileri ———- yetkilisi oldukları şirketin davalı firmanın—- yıldır sorumlu denetçisi olduğunu, yaptıkları işin sınırlarının yasalarca tespit edildiğini, ——— çıkardığı ——– ilişkin etik kuralların harfiyen yerine getirilmek suretiyle iş yapılmak zorunda olduğunu, ————yetkili kılındıklarını ve bu kurumlar tarafından her yıl denetlendiklerini, aynı şekilde dünya çapındaki denetim kurumunun da —–üyesi olduklarını, kalite kontrolü denetimine tabi tutulduklarını, mesleği gereği gibi yerine getirmedikleri taktirde bu işleri yapamayacaklarını, davacı tarafın yetkilisi oldukları firma adına kendilerine sanki iç denetçiymişler gibi sorular sorduğunu ve şirketle ilgili bilgi üretip bunun cevaplarını sunmalarının beklendiğini, ileri sürülen ithamların subjektif olup, bugüne kadar herhangi bir şirket ortağı ile birlikte görüldüklerinin davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, yapılan çalışmaların tümünün belirlenmiş denetim standartları kapsamında olduğunu, bu konu ile ilgili çalışma kağıtları ve firma ziyaretleri, denetim planlarının dosyada mevcut bulunduğunu, yapılan çalışmaların yanlış olduğuna dair bir itiraz ve tespitlerinin de bulunmadığını, bağımsız denetçinin sorumluluğunun mali tabloların makul seviyede güvence verdiğine dair görüşle sınırlı olduğunu, davacının özel istekleri için hile denetimi, iç denetim ve bilahare özel amaçlı denetimler yapılabileceğini, bu denetimlerin sözleşme ve standartları dahilinde olmadığını beyan etmişlerdir.
Davalı şirketin son –yılına ilişkin olarak düzenlenen denetim raporları dosya içine alınmış, davalı şirketin —– yılından itibaren tüm ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacının ileri sürdüğü sebeplerin TTK 399/4 maddesi uyarınca haklı sebep teşkil edip etmeyeceği yönünde bilirkişi heyetinden rapor ve itirazlar üzerine ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ek raporda———————–Resmi Gazetede yayınlanan Bağımsız Denetim Yönetmeliğinin 5.maddesinde;
(1) Denetim fınansal tablolar ve diğer fınansal bilgiler dâhil olmak üzere denetime tabi konuların belirlenmiş bir kıstasa uyumlu olup olmadığı hususunda kullanıcılara ———— güvence sağlayacak bir görüş oluşturulması amacı ile yapılır.
(2) Denetim, kullanıcılara denetim konusunun denetim kıstasına uyumuyla ilgili makul veya sınırlı güvence sağlar. Sınırlı güvence sağlayacağı ilgili mevzuatında veya denetim sözleşmesinde açıkça belirtilmemiş ise denetim makul güvence verecek şekilde gerçekleştirilir. Makul ve sınırlı güvence seviyesinin gerektirdiği denetimin kapsamı —– çerçevesinde belirlenir.
(3) Denetim; denetimin konusu hakkında, mesleki etik ilkelere bağlı kalmak ve mesleki şüphecilik içinde bulunmak suretiyle,—– çerçevesinde yeterli ve uygun denetim kanıtı toplanmasını, bu kanıtlara dayandırılarak bir görüş oluşturulmasını ve görüşün raporlanmasını kapsar.
(4) Denetimin unsurlarını; denetimin konusu, tarafları, kıstası, kanıtları ve denetim raporu oluşturur.
Bu madde hükmünde de açıkça belirtildiği üzere: bağımsız denetim nitelik itibariyle, denetim türleri hile denetimi, süreç denetimi, özel denetim, iç denetim gibi faaliyetleri ihtiva etmemektedir.————- göre hazırladığı finansal tablolarının Türk Ticaret Kanunu’nda öngörülün dürüst resim ilkesine ve gerçeğe uygun sunuma göre hazırlanıp hazırlanmadığı konusunda görüş vermek üzere yapılmaktadır. Bağımsız denetçi, bağımsız denetim faaliyetlerini gerçekleştirirken, bağımsız denetim standartlarına uygun olarak; finansal tabloların hazırlanması sırasındaki muhtemel olabilecek hileye ilişkin çalışma kağıtlarını hazırlar ve denetim riskini saptar. Şirketteki operasyon süreçlerini ve/veya var ise iç denetim faaliyetlerini değerlendirerek iç kontrol çalışma kağıtlarını hazırlar. Tüm bunlar bağımsız denetçinin, denetimi yapacağı şirketteki “denetim riskinin” tespiti ve buna uygun ömeklem seçimi ve çalışma sistematiği kurgulanması içindir.
Yukarıdaki ifadeleri kök raporda da belirtiğimizden kök raporumuza bu konuda uymaktayız.
Dava dosyası muhteviyatında davacının yukarıdaki hüküm çerçevesinde denetçiden bilgi istediği ve cevaplarının almadığı iddiası soyut kalmakta olup, bu hususların tespiti heyetimizce mümkün bulunmamaktadır. Bu husustan hareketle denetim raporlarının ——– hangi hükümlerine aykırı olduğu ve bu aykırılıkların neler olduğu konularında davacı tarafından dosya kapsamında delil ileri sürülemediği görülmüş olup, genel iddialara ilişkin yapılan olan işin “yapılmış denetimin tekrar bilirkişi heyetince yapılması” anlamına geleceğinden, Sayın Mahkemenizinde görevlendirme kararında açıkça belirttiği üzere bilirkişi heyetimizin görevi denetim yapmak değildir. Dosya muhteviyatında bulunan denetim raporlarının incelenmesinden, denetim şirketinin —- yayınladığı —— denetim yaptığına dair bir tespit yapmak mümkün bulunmamaktadır. Davacının, pay sahipliği haklarını sahip olduğu pay oranı da dikkate alınarak kullanmak istemesinin ve bilgi edinmenin hakkı olduğunun bilinci ile somut deliller ileri sürmesi gerekmektedir.
Davacı tarafın ileri sürdüğü finansal tabloların gerçeği yansıtmadığı iddiasının öncelikli muhatabı şirketim yönetim kuruludur. Finansal tabloların hazırlanması ve sunulmasından şirketin yönetim kurulu sorumludur. Bağımsız denetçi hazırlanan fınansal tabloları———– göre denetler ve görüşünü bildirir. Davacı bu konuda da iddialarını omut olarak ifade etmemiş, genel hükümlerle bağımsız denetim raporunun hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Bu iddiaların incelenebilmesi için davacının somut deliller ileri sürmesi gerekmektedir. Bilirkişi heyetimizin iddia edilen giderlerin raporlara doğru yansıyıp yansımadığını saptayabilmesi için bir kez daha bağımsız denetim yapması gerekmektedir, ki bu görev heyetimize tevdi edilmemiş olup görev kapsamımızın dışındadır.
Davacının pay sahipliği oranın çokluğu önemli bir konu olmakla birlikte, pay sahipliği oranının (pay sahipliği haklarını kullanmak konusunda asgari paya sahip olmak koşulu ile) azlığı veya çokluğu denetçi azline dayanak teşkil edemeyeceği görüşündeyiz.
Davacının, özetle denetçinin tarafsız olmadığı, sergilediği davranışlara taraflı davrandığı kuşkusu uyandırdığı ve çoğunluk lehine muhasebe gizlemelerini içerdiği, iddialarının somut deliller olmaksızın heyetimizce tespiti mümkün değildir” denilmiştir. Bilirkişi heyetinin ek raporda belirttiği bu hususlar uyarınca kök rapordaki görüşlerini koruduklarını bildirdiği, bilirkişi heyetince davacının öne sürdüğü nedenlerle ve bağımsız denetim kuruluşunun bağımsızlığını yitirdiği iddiasının dosya kapsamıyla birlikte incelenmesinden ———————– kapsamında bağımsız denetim kuruluşunun bağımsızlığını yitirdiğine dair hususlara rastlanmadığından Bağımsız Denetçinin azli ve yerine yenisinin atanması için gerekli koşulların oluşmadığını kök raporunda açıkladığı anlaşılmış, yapılan yargılama ve toplanan deliler uyarınca düzenlenen bilirkişi heyeti kök ve ek raporu gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan mahkememizce de hükme esas alınmak suretiyle davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar harcı 54,40 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/09/2020