Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/642 E. 2020/749 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/642 Esas
KARAR NO: 2020/749
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2018
KARAR TARİHİ : 22/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——– büyük bankanın ————arasında mevduat, ——— hizmetleri bakımından ortak fiyat tespitine gitiğini, kasıtlı şekilde ———oluşturduğunu tespit edildiğini, söz konusu ——— içinde davalı bankanın da bulunduğunu, davacı müvekkili şirket tarafından, müşterisi olduğu davalı bankadan —— tarihlerinde sırasıyla ———— olmakla uygulanan haksız ve fahiş ———faizi sebebiyle zarara uğramış olduğunu, ———– her kim bu kanuna aykırı olan eylem, karar, sözleşme veya anlaşma ile rekabeti engeller, bozar ya da kısıtlarsa yahut belirli bir mal veya hizmet piyasasındaki hakim durumu kötüye kullanırsa, bundan zarar görenlerin her türlü zararını tazmine mecburdur ifadesinin yer aldığını, aynı kanunun 58. maddesinde, rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu bundan zarar görenler, ödedikleri bedelle, ——-sınırlanmasaydı ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebilir iadesinin yer aldığını, müvekkilinin haksız ve fahiş ——-faizi uygulaması sebebiyle fazladan faiz ödeyerek zarara uğratıldığını, belirterek netice olarak; davalı bankanın ————-haksız ve fahiş ——–faizi uygulaması nedeniyle, müvekkili şirketin uğramış olduğu zararın, ————– zarar bedeline ilaveten, zararın 3 katı oranında tazminine, saptanacak olan bedele zarar tarihinden itibaren reeskont avans faizi işletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili düzenlediği — tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle;—— tarihinde ————–Karar ile mevduat, krediler ve kredi kartları hizmetleri bakımından ortak fiyat tespitine giderek, karşıtlı şekilde ——-oluşturduğu tespit edilen bankalar içerisinde davalı bankanın da bulunduğunu, mezkur kararın iptali için ——- davalı banka tarafından iptal davası açılmış olduğunu, ——- verilen ————- onandığını, müvekkili şirkete davalı banka nezdindeki hesaplarının ——— tarihinden önce açılmış olmasının, davalı banka tarafından müvekkile verilen kredilerde fahiş ———faiz oranlarının uygulanmasına engel olmadığını, müvekkili şirketten, o günkü piyasa şartlarında olması gerekenden fazla faiz tahsil etmek suretiyle, şirketi haksız ve kanuna aykırı biçimde ciddi zarara uğratan bankanın, bu zararı tazminle yükümlü olduğunu, belirtmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:——– kararına karşı açılmış dava henüz kesinleşmediğini, davanın dava şartı eksikliği nedeniyle reddi gerektiğini, gerek davaya dayanak yapılan kredi tarihinden, gerekse ——— kararının yayın tarihinden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtiğinden, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkili banka sistemlerinde ve şubelerinde yapılan tetkikler ile davacının yukarıda tarihleri belirtilen kredileri kullanmadığının görüldüğünü, anılan krediler kullanılmamış olduğundan mevcut bir zararın da doğmadığını, davacı yanın, müvekkil bankadan kendi iradesi ile kredi talebinde bulunmuş olduğunu, kredi çekmeden önce bilinçli bir tacir olarak piyasa araştırması yapmış olduğunu ve en uygun bankayı seçerek söz konusu krediyi kullanmış olduğunu, müvekkili bankanın haksız bir eyleminin bulunmadığını, ———- kararının, adli yargı tarafından kabul edilmeyecek ispat usulleri takip edilerek, üçüncü şahısların elinden sadır olan ve hiçbir yan delille desteklenmeyen bir yazışmaya binaen alındığını, müvekkili bankanın ———kararında, genel olarak kredilere özel olarak da ticari kredilere ve ihtiyaç kredilerine ilişkin tespit edilmiş ihlali bulunmadığını, müvekkili banka hakkında, kredi faizi alanıyla ilgili olarak verilmiş bir karar bulunmadığını, bu nedenle krediyle ilgili açılmış davanın reddi gerektiğini, müvekkili bankanın ——- en az cezayı aldığını, bu sebeple 3 katı tazminat talebinin kabul edilmediğini, ayrıca avans faiz oranı yerine yasal faiz talep edilebileceğini ve faizin başlatılma tarihinin de dava tarihi olması gerektiğini, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili düzenlediği ———- ikinci cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka aleyhine ———-ihlaline ilişkin kesin delillerden söz edilmesinin dayanağının bulunmadığını, müvekkili bankanın ve diğer bankaların ——– oluşturduğu iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkili bankanın cevap dilekçesinin hiçbir yerinde yetki itirazının yer almadığını, belirtmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava; 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
4054 sayılı RKHK.’un “Tazminat Hakkına” ilişkin 57. maddesi; “her kim bu Kanuna aykırı olan eylem, karar, sözleşme veya anlaşma ile rekabeti engeller, bozar ya da kısıtlarsa yahut belirli bir mal veya hizmet piyasasındaki hakim durumunu kötüye kullanırsa, bundan zarar görenlerin her türlü zararını tazmine mecburdur. Zararın oluşması birden fazla kişinin davranışları sonucu ortaya çıkmış ise bunlar zarardan müteselsilen sorumludur” hükmü ile aynı Kanunun “Zararın Tazminine” ilişkin 58. Maddesinde; “rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu bundan zarar görenler, ödedikleri bedelle, ——–sınırlanmasaydı ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebilirler. Rekabetin sınırlanmasından etkilenen rakip teşebbüsler, bütün zararlarının tazminini rekabeti sınırlayan teşebbüs ya da teşebbüslerden talep edebilir. Zararın belirlenmesinde, zarar gören teşebbüslerin elde etmeyi umdukları bütün kârlar, geçmiş yıllara ait bilançolar da dikkate alınarak hesaplanır.
Ortaya çıkan zarar, tarafların anlaşması ya da kararı veya ağır ihmalinin olduğu hallerden kaynaklanmaktaysa, hakim, zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan kârların üç katı oranında tazminata hükmedebilir.”
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, davalı vekili söz konusu davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını ileri sürmüş ise de davada talep edilen zarar bankacı bilirkişi tarafından yapılacak inceleme sonucunda belirlenebileceğinden davacı tarafın söz konusu davayı belirsiz alacak davası olarak açabileceği anlaşıldığından bu husustaki itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Banka kayıtları, ——–kurulu kararı, emsal yargı kararları, kredi sözleşmeleri ve ekleri, banka kayıt ve belgeleri,———-kurulu soruşturması, davalı bankadan davaya konu kredilere ait belgeler getirtilerek dosya içerisine konulmuştur.
Bilirkişi —— tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arasında —— bedelli, müteselsil kefili —— bedelli, ———- bedelli —— müteselsil kefil olduğu genel kredi sözleşmesi imzalandığı, ————– Soruşturma Dosyası kapsamında, ———elde edilen —— konulu iç yazışma niteliğindeki ————- aralarında davalı bankanın da olduğu bir kısım bankalar arasındaki bilgi paylaşımının——– tarafından, rekabeti sınırlayıcı nitelikte bulunması nedeniyle, davalı bankaya idari para cezası verildiği, dava konusu kredilerin —- belgeden önce ————– tarihlerinde kullandırılmış olduğu, davacı şirket tarafından düzenlenen ve içeriğinde kredi tutarı, vadesi ve faiz oranı bilgilerinin bulunduğu kredi talep formlarına istinaden söz konusu kredilerin kullandırıldığı, davalı banka tarafından kullandırılan kredilere ilişkin faiz oranlarının, ——– faaliyet gösteren bankalarca açılan taksitli kredilere uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranlan seviyelerinde olduğu, ——- vadeli olarak kullandırılan dava konusu kredilerin faiz oranlarının, kaynak maliyetini belirleyen vadeli mevduat faiz oranlarına göre makul seviyelerde olduğu, davacı tarafın tacir vasfında olduğu ve ticari amaçla kullandığı kredilerin kendisine maliyetini hesap edebilecek konumda bulunduğu, birlikte değerlendirildiğinde, takdiri sayın Mahkemeye ait olmak üzere dava konusu kredilerin, piyasa koşullarına göre fiyatlandırıldığı ve ——– kararı kapsamında kalmadığı belirtilmiştir.
Taraf vekilleri rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunmuşlardır.
Tüm dosya kapsamından, davanın, taraflar arasında imzalanan ——kapsamında, davalı bankanın da içinde bulunduğu ——oluşturarak yüksek faiz oranı belirlemeleri nedeniyle fazladan ödenen faiz bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında —— bedelli ve ———— bedelli iki adet ticari nitelikte genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı vekili tarafından dosyaya uzman görüşü sunulduğu, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda davacıya kullandırılan kredilerin faiz oranlarının ortalama faiz oranları seviyesinde olduğu, davacının tacir olması nedeniyle kredilerin kendisine maliyetine hesap edebilecek konumda olduğu ve söz konusu kredilerin ——- kapsamında olmadığının belirtildiği, mahkememizce ——— incelemesinde bankaların anlaşmalı olarak yüksek faiz oranı belirledikleri tespit edilen kredilerin tüketici kredisi olduğunun anlaşıldığı, kurul kararının ticari kredileri kapsamadığı kanaatine varıldığı, keza ———— Sayılı kararında da konu edilen ürünlerin bireysel ürünler olduğunun görüldüğü, dolayısıyla ne kurul kararının ne de ——– kararının ticari nitelikteki krediler ile ilgili olmadığı, davacının kullandığı kredilerin de ticari krediler olması nedeniyle ticari kredilerin ——- kararı kapsamında olmadığı, bu nedenle ————- sonucunun beklenilmesine gerek görülmediği, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerektiği anlaşılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. —————–
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 54,40 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen ve talep edilen miktarı geçmemek kaydıyla 300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2020