Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/626 E. 2020/430 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/626
KARAR NO : 2020/430
DAVA : Cezai Şart (Rekabet Yasağından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/05/2018
KARAR TARİHİ: 23/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Cezai Şart (Rekabet Yasağından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; HMK 107 madde hükmü gereğince açtıkları davada maddi taleplerinin belirsiz alacak olduğunu, davalıların müvekkili ile aralarında akdedilen hizmet sözleşmesinde yer alan rekabet etmeme şartını ihlal ettiklerini, müvekkilinin ticari sırlarının ve üretim sırlarının davalılar tarafından bilindiğini, müşteri çevresinin davalılar tarafından tanındığını ve davalı çalışanların yeni işverenlerine müvekkiline ait ticari sırları ve üretim sırlarını ifşa ederek menfaat sağladıklarını ve davalı şirket ile birlikte müşteri çevresini ayarttıklarını iddia ederek müvekkillerin zararının bilirkişi marifetiyle tespitine, müvekkili şirket için her bir davalıdan ———-olmak üzere toplam ——–maddi tazminatın davalı şirketten haksız rekabet tarihinden itibaren ticari faizi ile, diğer davalılar için haksız rekabet tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, müvekkili şirket için davalı ——– için ——- üzere toplam——- cezai şartın haksız rekabet tarihinden itibaren yasal faiz ile tahsiline, her bir davalıdan ————–olmak üzere toplam ——- manevi tazminatın haksız rekabet tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle manevi tazminat talebinin belirsiz alacak davası ve kısmi dava yoluyla talep edilemeyeceğini bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkillerinin davacı ile aralarındaki hizmet sözleşmesini ihlal etmediklerini, davacının çalışanlarının müvekkili şirket ve çalışanları tarafından ayartıldığının doğru olmadığını, bir çalışanın rakip şirkette çalışmaya başlamasının haksız rekabet kurallarının ihlali için tek başına yeterli olmadığını, müvekkili ile çalışmaya başlayan müşterilerin eş zamanlı olarak her iki şirketten de hizmet aldıklarını, davacıdan hizmet almayı bırakan müşterilerin müvekkili ile birlikte diğer rakip firmalardan da hizmet aldıklarını, davacının uğradığını belirttiği zarar ile müvekkilinin doğrudan illiyet bağı olmadığını, bir zarar var ise bunun ispatlanması gerektiğini, kabul etmemekle birlikte talep edilen cezai şart miktarının işçinin ödeme gücüne göre ayarlanması gerektiğini, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını, yaklaşık ispat koşulunun bulunmadığını, alacak davalarında ihtiyati tedbir talebinde bulunulamayacağını, savunarak davacı tarafından yapılan haksız ve kötü niyetli taleplerin tamamı ile davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizin ———- sayılı dosyasında açılan davada davalı şahıslar ve şirket aleyhine TTK hükümlerine dayalı olarak açılan haksız rekabet iddialarına dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin talep dosyadan tefrik edilmiş mahkememizin ayrı bir esasına alınmış, bu dosyada işçinin hizmet sözleşmesinde düzenlenen rekabet yasağı ihlalinden kaynaklanan cezai şart istemine ilişkin talep değerlendirme konusu yapılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; işçinin hizmet sözleşmesinde düzenlenen rekabet yasağı ihlalinden kaynaklanan cezai şart istemine ilişkindir. Davacı taraf davalıların davacı şirket bünyesinde kıdemli date base admin kadrosunun birer üyesi olarak çalışırken istifa edip rakip firmada işe başladıklarını ve sözleşmeye aykırı olarak rekabet yasağını ihlal ettiklerini, cezai şart niteliğindeki hükümlerin gerektirdiği şekilde her bir davalının on iki aylık bürüt ücret tutarında cezai şart ödemekle yükümlü olduğunu belirterek toplamda ———.cezai şartın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davanın yasal dayanağını TBK 444 ve devamı maddeleri oluşturmakta olup TTK 4/1-c maddesinde rekabet yasağına ilişkin TBK 444 ve 447 maddeleri uyarınca açılan davalar ticari dava olarak düzenlenmiş ise de 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5/1-a maddesi “6098 sayılı TBK.nun ikinci kısmının altıncı bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuki uyuşmazlığa iş mahkemelerinde bakılır.”hükmünü içermektedir. Davalı işçilerin iş akitlerinin sona erdiği tarih itibariyle ——– tarihli resmi gazetede yayımlanan 7036 sayılı Yasa yürürlükte olup 6102 sayılı TTK.dan daha sonra yürürlüğe girmiştir. Bu durumda iş akdinin sona ermesinden sonra oluşacak rekabet yasağına ilişkin davalarda ticaret mahkemesinin değil iş mahkemelerinin görevli olduğunun kabulü ile mahkememizce davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ———
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafın davalı şahıslara yönelik hizmet sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart istemine ilişkin davasının mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Dosyanın karar kesinleştiğinde süresinde talep halinde görevli ———– NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİ’ne gönderilmesine, belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3- HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede karara bağlanmasına,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/09/2020