Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/605 E. 2023/813 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2018/605 Esas
KARAR NO:2023/813
DAVA: Tespit
DAVA TARİHİ: 14/11/2017
KARAR TARİHİ: 02/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili —– Davalı—– dosyaya sundukları —-davalı şirketin olağan genel kurul toplantısına ait hazurun cetvelinde hissedar olarak gözükmekte olduğunu, daha önce davaya konu hisseler ile ilgili —– suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin babasının şirketin diğer ortaklarından —– alınan ifadesinde “15 sene önce birinci eşinden oğlu olan———— şirkete hissedar olarak koyduğunu ve birkaç sene sonrada müvekillinin hisselerini almadan şirketten ayrıldığını” belirttiğini, ortaklıktan çıkma ve çıkarılmanın nasıl uygulanacağının TTK. 638 madde ve TTK.640 maddelerinde belirtildiğini, ———- ortaklıktan çıkma ve çıkarılma hallerinin nasıl gerçekleştirilebileceğinin belirtildiğini, müvekkilinin babası diğer ortak ——– ifadesinde de söylediği gibi “hisselerinin şirketten almadan gitmesinin” mümkün olmadığını, müvekkilinin ortaklık için belirtilen hisse adetlerinin—— tarihli olağan genel kurul toplantısına ait hazurun cetvelinde 1.200 iken, davalı şirketin sermayesinde herhangi bir değişiklik olmamasına rağmen —– tarihli —– ait hazurun cetvelinde hisse adedi 800’e düştüğü görüldüğünü, bu çelişkinin de sayın mahkeme tarafından giderilmesi gerektiğini, müvekkilinin —- tarih ———-sayılı ———- sayfasında davalı şirketin ilanında şirketin ortağı olarak gözükmekte olduğunu, davalı şirketin ———tarihinden sonra şirketin 110.000.000 TL (YüzonmilyonTL) olan sermayesini 410.000.000 TL (DörtyüzonmilyonTL)’ye çıkarmış olduğunu, yine davalı şirkete ait ——— ait hazurun cetvelinde müvekkilinin ortak olarak gözükmediğinin gözlenmekte olduğunu, müvekkiline ait hisselerin akıbetinin tespitini sayın mahkemeden talep ettiklerini; müvekkili —— ilgili açıklamalarında müvekkili —- 06.09.2000 tarihinde vefat eden diğer ortak—— annesi olduğunu,———-veraset ilamına göre murisin alt soyu olmadığı için anne ve babası yasal mirasçıları olduğunu, dolayısıyla şirket ortaklarından —– ait hisselerin devri hak sahibi müvekkilinin adına tescil edilmesi gerektiğini, muris ——– ait hisselerin pay defterinde yeni pay sahiplerine ilişkin güncellenme yapılması gerektiğini, mahkemece uzmanlardan oluşan bilirkişi tayin edilerek, davalı şirketin ——— incelenmesini; pay defterinin geçmiş ve günümüzdeki kayıtlarının tetkik edilmesini; davalı şirketin resmi defterlerinin incelenmesi suretiyle sermaye hesabındaki hareketlerin ve ortaklar cari hesaplarının araştırılması suretiyle müvekkillerinin hisselerinin akıbetlerinin belirlenmesini, yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde, müvekkillerinin hisselerinin kendi rıza ve irade beyanları olmaksızın ve her hangi bir ivaz olmadan yasa dışı yöntemler veya iş ve işlemlerle gıyaplarında el değiştirdiği anlaşıldığı taktirde, hisselerin müvekkillerine iade edilmesi ve bu amaçla ———- gerekli kayıtların yapılmasına karar verilmesini, müvekkillerinin hisselerini yasa dışı yollarla ele geçirmiş kişi ve kişiler tespit edildiğinde bunların nedensiz zenginleşme amacıyla ———- göre işlemiş oldukları suçlar söz konusu olacağından haklarında suç duyurusunda bulunulmasını ve mali açıdan takipleri için —– birimlerine bildirimde bulunulmasına karar verilmesini, yukarıda belirtilen taleplerinin kabulüyle, mahkeme ve vekalet giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin hisse senetlerinin hamiline olduğunu, bu durumun şirket ana sözleşmesi ve genel kurul tutanakları ile de sabit olduğunu, davacılar tarafından şirkete tevdi edilmiş hisse senedi bulunmadığını, şirketin tüm hisse senetleri hamiline yazılı olduğundan eski TTK 368 yeni kanun 414 maddesi uyarınca pay sahipliğini şirkete ispatlayıcı belge ile sunan pay sahiplerine bildirim yapıldığını, davacıların hisse sahibi olduğuna ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığını, davacıların ellerinde bulunan hisse senetlerini şirkete ibraz etmeleri durumunda genel kurula katılmalarına engel hal bulunmadığını, şirketin tüm hisseleri hamiline olduğundan hamiline hisse senetleri pay defterine kayıt edilmediğini şirket hisse senetleri hamiline yazılı olduğundan davacı——- kurullara çağrılabildiğini, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Davanın, anonim şirket ortaklık payının tespiti davası olduğu anlaşıldı.Mahkememizce alınan 18/01/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; 6762 sayılı ETTK m. 312/ II’ye göre, yönetim kurulu üyelerinin kural olarak pay sahibi ortaklar arasından seçilmesi gerektiği ancak pay sahibi olmayan kimseler üye olarak seçilirse, bunların göreve başlayabilmesi için pay sahibi sıfatını kazanması gerektiği, dolayısıyla pay sahibi olmanın göreve başlayabilmek için getirilmiş bir koşul olduğu, bu sebeple ——–yukarıdaki şirket ifadeleri gereği —– yılında pay sahibi oldukları, Her iki davacının da —–artırımında yer alan pay sahipleri arasında olduğu ve artırılan 110.000.000 TL sermaye içerisinde hem —- hem de —— 1.200 adet 6.000.000 TL’lik sermaye payını taahhüt ettiği ve ödediği, ———- yılında —–sermaye payının 1.200 adetten 800 adede, sermaye TL tutarının ise 6.000.000 TL’den 4.000.000 TL’ye düşmüş olduğu, ancak ——– sermaye payının 1.200 adetten 3.000 adede, Sermaye TL tutarının ise 6.000.000 TL’den 15.000.000 TL’ye çıkmış olduğu, İlgili yıllar —- tutanaklarından —- pay sahipliğinin —- tarafından vekaleten temsil edildiği, ——yılına gelindiğinde; —- tarihli olağan genel kurulu toplantısında yönetim kurulu üyeliğine tekrar —– seçilmiş olduğu tespiti ile ———yönetim kurulu üyeliklerinin bittiği, Tespitlerimiz bu şekilde olmakla birlikte dosya içerisinde davacılar açısından delil sayılabilecek pay sahipliğini ispatlayıcı evrak ve belge (hisse senedi ilmühaberleri, ödeme makbuzları, iadeli taahhütlü genel kurul toplantı bildirimleri, vs) yetersizliği, ayrıca şirkete ait dava konusu sermaye artırım dönemlerine——lişkin sermaye hesabına yatan tutarlar kayıtlarına ulaşılamadığının belirtilmesi gibi sebeplerle ——- yanı sıra —– de elindeki hamiline payları diğer ortaklara veya 3. kişilere devrederek pay sahipliğini sona erdirmiş olabileceğinin göz ardı edilmemesi gerektiği, Mahkemece —– ait —— pay sahipliğinin devam ettiği yönünde karar verilmesi durumunda murisin mirasçısı —– tarihinde vefat eden —- annesi olması ve —– sayılı veraset ilamı ile —- tarihli kararına göre tek mirasçı olmadığından, hisselerin —— mirasçılarına elbirliği ortaklığı ile ait olacağının tespitinin gerektiği, payların 1/2 oranında kendiliğinden davacıya geçişinin söz konusu olmayacağı, hususları tespit edilmiştir.——— ilamında da açıklandığı üzere; “…elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin TMK m.640 ve 702.md.uyarınca tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, mirasçının kendi payına yönelik tek başına üçüncü kişi aleyhine dava açamayacağı, diğer mirasçıların muvafakatinin sonradan alınmasının da hüküm ifade etmeyeceği, tereke temsilcisinin de miras payına ilişkin davaya devam edebilme olanağı bulunmadığından aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken…” şeklinde karar verildiği yine ——————–ilamında;” …. Davacı nın murisi adına olan tapu tahsis belgesine dayalı olarak payı oranında tescil talebinde bulunduğu, elbirliği mülkiyetinde tüm mirasçıların birlikte dava açması ya da TMK 640 md uyarınca miras şirketine temsilci atanması ve davanın temsilci aracılığı ile sürdürülmesi gerekirken esas hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” şeklinde karar verildiği anlaşılmakla davacılardan—- tarihinde vefat eden —— annesi olduğu ve tek mirasçısı durumunda olmadığı anlaşılmakla bu davacı yönünden davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş diğer davacı —-yönünden yapılan incelemede ise bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere —– 4.410.000.000 TL sermayenin tamamını temsil eden pay sahipleri arasında yer almaması sebebiyle artık pay sahipliğinin bulunmadığı, ——yılından sonraki pay sahipliğinde herhangi bir pay sahipliğinin bulunmadığı, pay sahipliğinin sona ermiş olduğu, doya içerisinde davacıların pay sahipliğini ispatlayıcı bir belge bulunmadığı, davacının davalı şirkette payı olduğunun kesin deliller ile ispatlanamadığı anlaşılmakla bu davacı yönünden davanın esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın davacı —— yönünden aktif dava ehliyeti yokluğundan usulden reddine,
2-Davanın davacı —— yönünden esastan reddine,
3-Karar harcı 269,85 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 238,45‬ TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı ——– tarafından yapılan 129,80 TL yargılama giderinin davacılardan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı/ davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/11/2023