Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/6 E. 2022/705 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/6
KARAR NO: 2022/705
DAVA : Tazminat (Ayıplı Mal Bedelinin İadesi)
DAVA TARİHİ : 02/01/2018
KARAR TARİHİ: 11/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ayıplı Mal Bedelinin İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında uzun süredir devam eden ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin davalı şirketten —-aldığını, müvekkili ile davalı arasındaki anlaşma uyarınca müvekkilinin davalı şirketten —- tarihlerde satın aldığını ve alınan malzemenin ürünlerin üretim aşamasında ürünün son şeklini almasını sağlamak amacıyla kullanıldığını, müvekkilinin davalıdan aldığı — ürünleri ihraç edip iç piyasaya sattığını, bu şekilde davalıdan aldığı malzeme ile—– kullandığını, — tarihinde gelen müşteri şikayeti üzerine müvekkilinin ürünlerin incelemesini yaptığında davalıdan —– tarihleri arasında aldığı ——malzemesinin içinden değişik—— çıktığının belirlendiğini, bu konuda rapor düzenlenerek davalıya gizli-ayıplı mal bildiriminde bulunduğunu, davalıdan satın alınan ham maddenin üretim aşamasında ——- olarak kullanıldığında içeriğinin incelenmesinin teknik ve uzmanlık isteyen bir konu olduğunu, olağan bir gözden geçirme ile ortaya çıkarılamayacak bir ayıp niteliğinde bulunduğunu, müvekkilinin ——tarihinde müşteri şikayeti üzerine durumu tespit ve derhal davalıya bildirdiğini, ardından henüz kullanılmayan diğer ürünlerinde incelendiğini ve tüm ürünlerde yabancı katı cisimlerin tespit edilmesi üzerine müvekkilinin davalıdan —– üretim yapılmasını durdurduğunu, ayrıca iç pazara dağıtılan ürünleri de tüm müşterilerden geri almak zorunda kaldığını, davalının durumu kabul etmemesi üzerine müvekkilinin —- Sulh Hukuk Mahkemesinde inceleme yaptırdığını ve rapor aldırdığını ancak alınan raporda ayıplı —–kullanımından dolayı uğranılan zararın tespit edilemediğini, kullanılan ——malzemesinin bedelinin ise ——-olduğunun belirlendiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tespit edilen —-ayıplı ——-malzemesine ilişkin bedelin davalıdan tahsiline, ayıplı ——malzemesinden doğan zararın tespit ve davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği gibi —— şirketten satın almadığını, davacının ayıplı ürün aldığının doğru olmadığını, üretim sisteminde davacının iddia ettiği gibi ——– içinde —— olmadığını, yapılan alışverişle ilgili fatura ve irsaliyelerin davacı tarafça sunulması gerektiğini, rapor hazırlayan bilirkişilerin davacının çıkarlarını gözeterek yanlı rapor hazırladıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; ayıplı mal satışından doğan alacak ve tazminat davasıdır. Davacı yan dava dilekçesinde davalı ile aralarında uzun süredir devam eden ticari ilişki bulunduğunu, davalı şirketten ham madde olarak —–malzemesi alındığını, aralarındaki anlaşma uyarınca davalı şirketten —- değişik tarihlerde satın aldıklarını ve alınan malzemenin ürünlerin üretim aşamasında ürünün son şeklini almasını sağlamak amacıyla kullanıldığını, davalıdan alınan ——ile üretilen ürünlerin ihraç edilip iç piyasaya satıldığını, bu şekilde davalıdan alınan malzeme ile — tarihleri arasında üretim yapıldığını, toplam —kullanıldığını, —- tarihinde gelen müşteri şikayeti üzerine ürün incelemesi yapıldığında davalıdan —– tarihleri arasında alınan ——-malzemesinin içinden değişik boyutlarda —– çıktığının belirlendiğini, bu konuda rapor düzenlenerek davalıya gizli-ayıplı mal bildiriminde bulunulduğunu, davalıdan satın alınan ham madde üretim aşamasında stabilizatör olarak kullanıldığından içeriğinin incelenmesinin teknik ve uzmanlık isteyen bir konu olduğunu, olağan bir gözden geçirme ile ortaya çıkarılamayacak bir ayıp niteliğinde bulunduğunu, —- tarihinde müşteri şikayeti üzerine durumun tespit ve derhal davalıya bildirildiğini, ardından henüz kullanılmayan diğer ürünlerinde incelendiğini ve tüm ürünlerde ——- tespiti üzerine davalıdan—— durdurulduğunu, ayrıca iç pazara dağıtılan ürünlerinde tüm müşterilerden geri alınmak zorunda kalındığını, davalının durumu kabul etmemesi üzerine —– Sulh Hukuk Mahkemesinde inceleme yaptırdıklarını ve rapor alındığını, ancak alınan raporda ayıplı ——-kullanımından dolayı uğranılan zararın tespit edilemediğini, kullanılan —–malzemesinin bedelinin ise —-olduğunun belirlendiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tespit edilen —ayıplı —–malzemesine ilişkin bedelin davalıdan tahsiline, ayıplı —–malzemesinden doğan zararın tespit ve davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, —günlü duruşmada yalnızca — karşılığı —talep ettiklerini, ayıplı —— kullanımından doğan zararın tespit ve davalıdan tahsili yönünde bir taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir. Dosyada bu talep yönünden harç yatırılmak suretiyle açılmış bir dava olmadığı da anlaşılmıştır. Davalı yan ise davacıya ———malzemesi satmadığını, davacının iddia ettiği parçaların üretim sistemi içinde pakete girmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —- günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Davacı vekilince dosyaya sunulan fatura ve sevk irsaliyeleri incelendiğinde davalı tarafından dava dışı — düzenlendikleri davacı ile davalı arasında—-alımına ilişkin olmadıkları görülmüştür. Davacı vekili—- tarihli dilekçe ekinde —- tarihli temlik sözleşmesini sunmuş ve davacı şirketin—– ——- bulunduğunu, tüm — aynı adreste yer aldığını, müvekkilinin —- hissesine sahip olduğunu, dava konusu alacak ve dava hakkının davacı şirkete temlik edildiğini beyan etmiştir. —-incelenmesinden davacı ve —-arasında imzalandığı, bu iki şirketin davalıdan alınan ayıplı —–malzemelerinden doğmuş ve doğacak tazmin haklarını ve dava hakkını davacıya devir ve temlik ettiği anlaşılmıştır. Davalı vekili davacının iddiasını değiştirmesine muvafakatları olmadığını, temlik eden ve temlik alan imzalarının aynı olduğunu bildirmiştir. Yargılamanın devamında dosyaya sunulan sicil kayıtlarından —- tarihli ——-birleşme yoluyla davacı şirkete devrolduğu, kararın tescil ve ——ilan olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin ——günlü duruşma ara kararı ile “davacı nezdinde bulunan hammadde ve ürünler üzerinde inceleme yapılarak davacının ayıp iddialarının değerlendirilmesi, malzemenin açık/gizli ayıplı olup olmadığı, malzemenin davalıya ait dosyaya sunulan faturalar kapsamında davalı tarafından dava dışı ——- satışı yapılan malzeme olup olmadığı, malzemenin davalı tarafından tesliminden sonra ayıbın olağan bir gözden geçirmeyle anlaşılıp anlaşılamayacağı, bu malzeme kullanılarak üretilen ürünün ne olduğu, üretim sırasında ve ürün elde edildikten sonra müşteriye teslimden önce ayıbın anlaşılıp anlaşılamayacağı, davacı tarafça iade alındığı belirtilen ürünlerde incelenerek değerlendirme yapılması ve davacının alacak talebinin değerlendirilmesi bakımından mahkemece re’sen seçilecek bir —— bilirkişiden rapor alınmasına, —- verilmiş, —— tarihli rapor alınmıştır. Bu rapora her iki taraf vekilince itiraz edilmiş ve mahkememizin—– tarihli duruşma ara kararı ile malzemeler üzerinde keşfen inceleme yapılmasına karar verildiği halde bu şekilde inceleme yapılmadığı anlaşıldığından tekrar keşif yapılarak inceleme yapılması yönünde ara karar oluşturulmuş ve bu kez —– keşif yapılmak suretiyle aynı bilirkişi heyetinden —– alınmıştır. İş bu rapora da davalı tarafça itiraz edilmiş, itirazların esaslı nitelikte olduğu, mevcut raporların hüküm kurmaya elverişli olmadığı sonucuna varılarak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş,—- tarihinde talimat mahkemesi gözetiminde yapılan keşif neticesinde ——- rapor alınmıştır. Bu raporda davalıdan temin edilen —–malzemesinin incelendiği, —- olduğu, ——malzemesinin birçok ürünün dolgu maddesi olup, ürün içindeki bozukluk ya da ——hasara/zarara yol açacağı, ürünün ——–itibariyle gözle görülebilecek durumda olmamaları nedeniyle ürün tesliminde fark edilmesinin mümkün olmayacağı, ancak elekten geçirilirse yabancı cisimlerin fark edilebileceği, bununda ek maliyet ve zaman kaybına yol açacağı ürünün bu haliyle gizli ayıplı olduğu ifade edilmiş, ancak sonuçta dava dışı —- nasıl ve ne miktarda zarara uğradığının tespit edilmesinin mümkün olmadığı açıklanmıştır. —– tarihli duruşmada “….Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporundaki tespitlere göre dava dışı şirket ile davalı arasında —–satım ilişkisi kurulduğu, bunun toplam—— tarihleri arasında üretimde KULLANILAN —–sonra düzenlenip satışı yapılan ——-malzemesinin hesaplamaya dahil edilmesi mümkün olmadığı halde bilirkişi raporunda hesaba dahil edilmesinin hatalı olduğu,
Aynı şekilde davacının talebinin ———bedeline ilişkin olduğu, satın alınan tüm malzeme bedelinin talep edilmediği, halen satın alınıp davacı/dava dışı şirket elinde bulunan —–malzemesi olduğuna göre davacının kullandığı ——malzemesinin tespit edilerek hesaplama yapılması, dolayısıyla —- tarihleri arasında üretimde kullanılan ——malzemesi miktarının belirlenmesi gerektiği halde bu belirlemenin yapılmadığı, satın alınan tüm malzemenin hesaplandığı anlaşıldığından mahkememizin ——– duruşma ara kararları dikkate alınarak bu ara kararlarda sorulan tüm sorulara cevap verir şekilde ve yukarıdaki tespitlere de dikkat edilmek suretiyle ek rapor düzenlenmek üzere dosyanın bilirkişi heyetine tevdiine,—— duruşma ara kararı oluşturularak aynı bilirkişi heyetinden —-ek raporlar alınmıştır. Bu raporlarda davalının dava dışı —-gerçekleştirilen ürün satışının —-tekabül ettiği, davacının ndava dilekçesindeki “ürünler üzerinde yapılan inceleme sonunda davalı şirketten ——malzemesinin içindeki ——şeklindeki beyanı ——- birlikte değerlendirildiğinde davacı şirket fabrikasında —– bakiye ayıplı mal bulunduğunun tespit edildiği, ürünün bedelinin —–olabileceği; bu malzemenin davalıya iadesi koşuluyla bedelinin tazmininin mümkün olduğu ancak——- işlenerek elde edilen mamul malzemelerin satışının yapılması nedeniyle bu kısma ilişkin bedel iadesi talebinin yerinde olmadığı açıklanmıştır.
Davacı vekili —- tarihli ıslah dilekçesi sunmuş taleplerinin ayıplı imal bedeline ilişkin olduğunu, ürünün gizli ayıplı olduğunun tespit edildiğini, davacı şirketin dava tarihi itibariyle —– bulunduğunu ve bu şirketlerin %95 oranında hissesinin sahibi olduğunu, dava sürecinde —–katıldığını, sunulan temlik sözleşmesine davalının itiraz ettiğini, dava dilekçesinde bahsedilmediğini ileri sürdüğünü belirterek dava dilekçesi ve ekinde dayandıkları delilleri aynen muhafaza edilmek kaydıyla delil listelerine —-tarihli temlik sözleşmesini de kısmi ıslah yoluyla dahil ettiklerini bildirmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları neticesinde davalı ile dava dışı —– malzemesinin alım satımı hususunda ticari ilişki kurulduğu, dava dilekçesinde davacının kendisi ile davalı arasında satım akdi olduğu iddiasına dayandığı ancak faturaların sunulması ile ticari ilişkinin davacı ve davalı arasında olmadığının anlaşılması üzerine—– temlik sözleşmesini sunduğu bu sözleşmeye göre dava dışı şirketin davalıdan aldığı ayıplı ——malzemesinden doğan tüm alacak ve dava hakkının davacıya temlik edildiği, davalı tarafın bu belgenin adi yazılı olarak sonradan düzenlendiği ve temlik eden temlik alan imzalarının aynı olduğu ifade edilmiş ise de, alacağın temlik sözleşmesinin yazılı olması yeterli olup başkaca şekil şartı aranmadığından ve eski tarihli olarak düzenlendiğine dair bir delilde sunulmadığından bu iddialar yerinde görülmemiş, yine davacı ile temlik sözleşmesinde yer alan diğer——-aynı bina içinde olması, şirketlerin grup şirketi olup yöneticilerinin de aynı olması karşısında bu durumunda sözleşmenin geçerliliğine etki etmeyeceği sonucuna varılmıştır. Öte yandan dava sırasında —- yoluyla davacı şirkete devrolmak suretiyle infisah olmuş ve TTK 153 m.1.fıkrası uyarınca tüm aktif ve pasifleriyle devralan davacı şirkete geçmiştir. Davacı vekili bunun yanı sıra ıslah dilekçesini de sunarak dava dilekçesindeki delillerine ıslah yoluyla temlik sözleşmesini dahil etmiş olduğundan HMK 141/2 maddesi hükmü gözönünde bulundurulmak suretiyle davalının ididasını genişletmesi yönünden itirazları uygun görülmemiş, davacının davada aktif husumetinin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Davacı yan alınan ürünün ayıplı olduğunu belirterek ürün bedelinin iadesi talebinde bulunmuştur. Davalı üründeki ayıp iddiasını kabul etmediklerini, zamanında ayıp bildiriminde bulunulmadığını, ayrıca davalı fabrikasında inceleme yapıldığında ——–malzemesinde kastedilen şekilde küçük cisim ve parçaların bulunamayacağının tespit edileceğini ileri sürmüştür. Davacı yan davalıdan — tarihleri arasında alınan — çıktığını,—– kullanıldığını, üretilip müşterilere satılan ürünlerden şikayet alınması ile—- tarihinde davalıya bildirimde bulunulduğunu belirtmiştir. TTK 23/1-c maddesinde ayıp ihbar süreleri düzenlenmiş olup —– de atıf yapılmıştır. Bilirkişi heyetince malzemenin gizli ayıplı olduğu, ancak elekten geçirme suretiyle yabancı cisimlerin görülebileceği bununda ürünün tonaj olarak çok olmasından ötürü zaman ve emek kaybına yol açacağı belirtilmiştir. Davacı — kullanarak elde ettiği ürünü satıp gelen şikayet üzerine inceleme yaptırarak durumun hemen davalıya bildirildiğinden ayıp ihbarının süresinde yapıldığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan davacı elinde kalan——- bilirkişi heyetince incelenmiş ve ürünün gizli ayıplı olduğu belirlenmiştir. Bu durum karşısında davalının üretim yerinde —– üretim ve paketleme aşamasının incelenmesinin sonuca bir etkisinin olmayacağı düşünülerek davalının bu talebi uygun görülmemiştir.
Davacı yan üretimde kullanılan —-talep etmektedir. Bilirkişi raporlarıyla davacının üretimi neticesinde elinde —– kaldığı belirlenmiştir. Kalan kısım davacı tarafın üzerinde kullanılıp —– edilmiş ve satılmıştır. Bu durumda davacının elinde olmayan malzeme yüzünden bedelinin iadesini talep etme hakkının olmadığı ancak bu nedenle uğradığı zararı isteyebileceği bu konuda harç yatırmak suretiyle açılmış bir davasının olmadığı ancak elinde kalan ayıplı malzemeyi davalıya iade etmek kaydıyla —-malzeme bedelini davalıdan talep edebileceği sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN ISLAH EDİLEN HALİ İLE KISMEN KABULÜNE,
Davacının elinde bulunan ——davacı tarafından davalıya iadesine, bu ürünün bedeli karşılığı —- davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, hükmedilen tutar için malın fiilen teslim tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesine,
Fazla talebin reddine,
Uğranılan zararın tespiti ve davalıdan tahsili yönünde harç yatılmak suretiyle açılmış bir dava olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar harcı 80,70 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 823,19 TL harçtan mahsubu ile bakiye 742,49 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 41,10 TL ilk masraf, 458,20 TL tebligat ve müzekkere gideri, 698,90 TL. Keşif harcı, 220,00 Yol gideri, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti,— dosya masrafı olmak üzere toplam 5.640,00 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranına göre (%2) 112,80 TL.nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 4.615,00 TL.yargılama giderinin davanın reddedilen kısmı gözönünde bulundurularak (%98) 4.522,70 TL.nin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafça ödenmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına, 6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 1.053,74 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/10/2022