Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/571 E. 2020/796 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/571 Esas
KARAR NO : 2020/796

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/03/2018
KARAR TARİHİ : 24/12/2020

İstanbul Anadolu —-.Tüketici Mahkemesi —-esas—- Görevsizlik Kararı ile mahkememize gönderildiği, mahkememizin ——- mahkememize tevzi edilmiş olduğu anlaşılmış olmakla;
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı — şirketine ———–ile sigortalı olan ve—– tarihinde dava dışı——– sevk——– ve idaresinde iken meydana gelen kaza sonucu, müvekkili şirket tarafından kazada mağdur olan taraflara ödenen tazminatın,—– genel şartları dâhilinde rücuen tazminat alacağının sağlanması amacı ile davalı/borçlu aleyhine İstanbul Anadolu—-. İcra Müdürlüğü’nün —-. sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatılmış olduğunu, davalının süresi içerisinde borçlu olmadığı iddiası ile borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davacı müvekkili sigorta —— plaka sayılı aracın, 01.12.2015 tarihinde dava dışı —- plaka sayılı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiş olduğunu, İşbu hasara sebebiyet veren kazanın akabinde olay yerine gelen —- ekibi tarafından tanzim edilen 01.12.2015 tarihli kaza tespit tutanağında; kazanın oluşumunda kusurlu olduğunu, Ayrıca, olay mahallinde görevli ——- tarafından yapılan alkol ölçümü sonucunda ——araç sürücüsü olan ————olduğu tespit edilmiş ve tanzim edilen resmi tutanak ile imza altına alınmış olduğunu ve dilekçeside belirttiği diğer nedenlerle; davalı/borçlunun haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazının iptali ile takibin devamını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ——- alanında ticari faaliyetini sürdürmekte olduğunu, Huzurdaki davanın açılmasına sebebiyet veren kazalı aracı kullanan kişi …, müvekkilin izin veya rızası bulunmadan müvekkile ait olan aracı alarak; müvekkilin ——olmadan herhangi bir müşteriye hizmet vermeyip tamamen kendi ——-esnasında ilgili kazanın yaşandığının belirttiği, davacı tarafça ileri sürülen iddialar mesnetsiz olup davanın reddini, … müvekkili şirkette şoför olarak çalışmakta olduğu zaman zarfında dava konusu kazanın gerçekleştiğini, kazanın oluş saatinin mesai saatleri dışında olduğunu, davanın reddine karar verilmesini ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederiz.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; …nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğünün—- sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine 16.603,80 TL asıl alacak, 1.432,093 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.036,93 TL alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe borca ve ferilerine itirazlarını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Her ne kadar davalı vekili hak düşürücü süre itirazında bulunmuş olsa da dava 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığından bu itirazın reddine karar verilmiştir. Yine zamanaşımı itirazının da dava 2 yıllık sürede açıldığından reddine karar vermek gerekmiştir. tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Davalı, sigorta sözleşmesinin tarafı olduğundan husumeti de bulunmaktadır.
Mahkememizce —— meydana gelip gelmediği, dava dışı sürücü ..—-olmasının kazaya etkisi, alkollü olmasaydı dahi kazanın meydana gelip gelmeyeceği hususunda bir makine mühendisi, bir —— bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti raporunda; Davacı ——, davalının maliki olduğu araç sürücüsü dava dışı ..—— takiben seyir halinde iken gereken dikkatini yola vermediği, mahal şartlarını, yol özelliklerini ve görüş alanını da dikkate alarak hızını tedbir alabilecek düzeye düşürmediği ve istikametine göre sağ taraftan park yerinden çıkarak yola katılmaya çalışan dava konusu aracın sol yan kısmına çarparak olayın meydana gelmesine katkı sağladığı ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/a(Hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak (Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçti yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, —— —–hızlarım azaltmak) maddesini ihlal ettiği anlaşılmış olup, sürücü —— yönetimindeki aracın ———-yol bölümüne katılmaya çalıştığı hususu, dava konusu aracınınsol yan kısmında hasar oluştuğu hususu ve ilk tespitleri içeren krokideki araçların çarpışma anındaki konumları da dikkate alındığında; dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı %30(Yüzde otuz) oranında kusurludur. Dava dışı sürücü ——- plaka sayılı minibüs ile park yerinden çıkarak kontrolsüz şekilde ——, düz seyir halinde olan … yönetimindeki ——- aracın uzaklık ve hızını dikkate almadığı, araç sürücüsüne geçiş hakkını vermediği ve olayın meydana gelmesine ağırlıklı katkı sağladığı kanaatine avrılmış olup, dava konusu araç sürücüsü ————– hazırlıktaki beyanında gelen aracı gördüğünü belirttiği hususu ve aracının sol yan kısmında hasar oluştuğu hususu da dikkate alındığında, dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı olayda %70 (Yüzde yetmiş) oranında kusurludur. Zarar miktarının hesaplandığı, alkolün …—- zamanında uzamaya yol açtığı düşünülmekle beraber kusur oranları göz önüne alındığında sürücü … alkollü olmasa dahi mevcut kazanın meydana gelebileceği, kazaya münhasıran alkollü araç kullanmanın sebebiyet vermediği belirtilmiştir.
2918 sayılı KTK’nun 48.maddesinde alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
2918 sayılı KTK’nun 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliğinin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde; alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde; —– almış olarak araç kullandığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden ——— olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
Öte yandan, ——– Genel Şartlarının B.5.5 maddesinde; Ayrıca Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5. Maddesinde, taşıtın Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların, —- teminatı dışında olduğu belirtilmiştir.
Bununla birlikte, Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5 maddesinin dayanağını teşkil eden KTK’nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin — sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve mütakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan —— alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabülü de mümkün değildir.
O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün ——-altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK’nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK ——- sayılı ilamları)
Tüm dosya kapsamından, davanın; davacı … şirketine ——-ile sigortalı davalı şirkete —- plakalı aracın 01/12/2015 tarihinde dava dışı sürücü .— idaresindeyken meydana gelen kaza sonucu dava dışı diğer sürücüye ait ————– plakalı araçta meydana gelen zararın karşılanması ve ..— alkollü olduğundan bahisle kazanın meydana geldiği iddiasıyla ödenen bedelin rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptaline yönelik olduğu, hasar dosyasının ve—– celbedildiği, dava konusu kaza sonrası olay mahallinde —— tarafından yapılan alkol ölçümü sonucunda sigortalı ——– alkollü olduğu, kazanın meydana gelmesinde —– sayılı araç sürücüsü …’in %30 oranında kusurlu olduğu, park yerinden çıkarak yola katılmaya çalışan karşı taraf araç sürücüsü ———– plaka sayılı araç sürücüsünün %70 oranında kusurlu olduğu, alınan raporda alkolün …— zamanında uzamaya yol açtığı düşünülmekle beraber kusur oranları göz önüne alındığında sürücü … —- mevcut kazanın meydana gelebileceğinin belirtildiği, kazanın meydana gelmesinde alkolün münhasıran etkili olmadığı ve davacı taraf kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiğini ispatlayamadığından davalı sigortalısına rücu etme hakkı olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 181,85 TL harçtan mahsubu ile bakiye 127,45 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—-esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.