Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/527 E. 2019/277 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS N : 2016/713 Esas
KARAR NO: 2019/179
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/06/2016
KARAR TARİHİ : 12/02/2019Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ——– Noterliğinin ——- yevmiye numarasıyla ortak olarak ———–vekili ——— ile satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği davalı ile müvekkili arasında arsa sahiplerine ait ——- parselde kayıtlı taşınmaz üzerine, — zemin kat ve- normal katlı toplam – katlı bir bina inşaa etmek üzere ortaklık kurulduğunu, müvekkili ile ortak olarak resmi kurumlardaki bürokrasi işlemleri halledilmiş olduğunu, harçların ödenmiş olduğunu, inşaatın başlamasına yakın dönemde davalı tarafından müvekkili ile bağlantı koparılmış ve müvekkilinin davalıya ulaşması engellendiğini ve davalı ile iletişime geçemediklerini, müvekkili arsanın bulunduğu yere gittinde tarafların imzaladığı sözleşme gereği ortak olarak başlamaları gerektiğini davalı şirketin müvekkilini bilgilendirmeden ortak tabelayı asarak tek başına inşaata başladığını gördüğünü, davalı tarafın müvekkilinin tüm çabalarına ve isteklerine rağmen ortaklığın devamına ve müvekkilinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesine ilişkin iletişim kanallarını kapattığını, davalı tarafın inşaat faliyetini tek başına tamamladığını müvekkilini aradan çıkarmaya ve tüm bunlarla beraber müvekkiline 1/2 hisseli olarak ortak olmaları gereken 5 adet daireyi satarak müvekkilini büyük bir kazançtan mahrum bırakmaya çalıştıklarını, müvekkilinin yaşadığı maduriyetin geri dönüşü olmayan bir mağduriyete dönüşmemesi gerektiğini noter huzurunda yapılan sözleşme gereği ortak hisseli olması gereken taşınmazların davalı tarafından satışının engellenebilmesi amacıyla teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderini ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ——— tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı ile birlikte arsa sahibi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmasını müteakip konuşulduğu gibi —-sözleşmesi imzalanması için görüşme yapmak üzere toplantı düzenlendiğini, fakat davalı tarafın müvekkiline ———-sözleşmesi imzalamayacağını bildirdiğini, müvekkilin bu inşaatın yapımında ortak olduklarını, bu nedenle ———- sözleşmesi ile işe birlikte başlamaları gerektiğini davalıya bildirdiğini, fakat davalı tarafın bu durumu kabul etmeyerek inşaatın bitirdiklerini, müvekkilinin tüm girişimlerine rağmen inşaata müdahil olması engellenerek inşaata davalı tarafından devam edildiğini, bu nedenle müvekkilinin——— tarih ve — yevmiye numarası ile———-.Noterliğinden ihtarname gönderildiğini, ancak davalının anılan ihtarnameye cevap dahi vermediğini, ayrıca davalının iddialarının aksine müvekkili tarafından proje müellifine ödeme yapıldığını, yatırılmış olan harçların ve kabuzların davalı adına tanzim edildiğini, davalıya giderlere katılım için elden ———–TL verildiğini, davalının ödemeleri inkar ile müvekkilin planlı bir şekilde zarara uğratmaya çalışıldığını beyan etmektedir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde kat karşılığı inşaat sözleşmesinin beraber yapıldığını, müvekkilin davacıya haber ve bilgi vermeksizin inşaatı tek başına yaptığını, uğradığı zararını şimdilik —– TL’sini talep ettiğini, dava konusu olay belirsiz alacak olmadığını, davacı taraf maddi tazminat bedelini net olarak belirtmesini, bunun üzerinden eksik harcını yatırması gerektiğini, müvekkili ile davacının söz konusu-. Noterliğinin – tarih ve —-yevmiye numarasıyla imzalanan Satış Vaadi ve kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesini ortak imzaladıkları hususu tartışma konusu olduğunu, müvekkilinin söz konusu sözleşmenin imzalanması ile beraber hemen işlemlere başlamış davacıya da işlemler için yardım etmesini ve ödenmesi gereken harçların verilmesini dile getirmiş olduğunu, davacının buna yanaşmadığını, davacı tarafın inşaatın başlamasından önceki ruhsat aşamasına ve inşaatın yapılması aşamasında giderlere ve iş bölümünün hiçbirisine katılmamış olduğunu, inşaat bitmesine müteakip,habersiz yapıldığını iddia ettiklerini, müvekkil şirketin adresi yıllardır aynı olduğunu, telefonunda aynı numara olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu, bu nedenle haksız davanın reddini ile dava değerinin %20’ sinden az olmamak üzere davacı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davalının davacıyı aradan çıkartmak suretiyle inşaatın davalı tarafından tamamlanması nedeniyle davacının uğradığı zararın ————– tazmine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Davacı şahıs olduğundan tacir araştırması yapılmış davacının ticari sicil kaydı olması ve bilanço esasına göre defter tutması nedeniyle tacir olduğu anlaşılarak yargılamaya devam edilmiştir. tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Dava konusu taşınmazın tapu kaydı, belediyeden alınan ruhsatlara ilişkin belgeler celp edilmiştir. Taraflar arasında arsa sahipleri ile birlikte düzenlenen —.Noterliğinin- tarih ve – yevmiye numarası ile ortak olarak ————- ile Satış vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi dosyamız arasındadır.
Mahkememizce tarafların tacir olması nedeniyle defterlerin incelenmesine yönelik ara karar kurulduğu, tarafların gelmemesi nedeniyle inceleme yapılamadığı, davacı vekilinin 3 nolu celse de defterlerde kayıtlı herhangi bir alacak bulunmadığını, taleplerinin sözleşme nedeniyle elde edilecek kazançtan mahrum kalma nedeniyle tazminat talebine ilişkin olduğunu beyan ettiği, yine davalı vekilinin de aynı şekilde beyanda bulunması üzerine mahkememizce teknik bilirkişi heyetinden yerinde inceleme yapılmak suretiyle tarafların dava konusu inşaata katkıları, maddi olarak hangi tarafın ne kadar katkı yaptığı, kat karşılığı inşaat sözleşmesi de değerlendirilerek davalı şirketin binanın yapımından elde edeceği kar, davacının davalıdan talep edebileceği bir alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı hususlarının tespitini içeren bilirkişi raporu alınmıştır.
Tüm dosya kapsamından; davacı taraf ; davacı ile davalı arasında ———-Noterliğinin – tarih ve – yemviye numarasıyla ortak olarak———–ile satış vaadi ve kat karşlığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, söz gereği davalı ile davacı arasında arsa sahiplerine ait taşınmaz üzerinde toplam 5 katlı bir bina inşaa etmek üzere ortaklık kurulduğunu, söz gereği müvekkili ile davalı şirkete %50 ortak olarak toplam – bağımsız bölümün pay edildiğini, davalı ile müvekkilinin birlikte resmi kurumlardaki bürokrasi işlemlerini hallettiklerini, harçları yatırdıklarını, davalı firmaya elden —–TL ödemede bulunduğunu, davalı şirketin müvekkilini bilgilendirmeden ortak tabelayı alarak tek başına inşaata başladığını, davalı şirkete ulaşılamadığını, davalıya TBK 113 mad. gereği edimin ifasına izin verilmesi için – tarihinde -.Noterliğinin – yeni numaralı ihtarnamenin yollandığını, ancak cevap verilmediğini, davalının bu inşaat faaliyetini tek başına tamamlayarak müvekkilini oradak çıkarmaya ve — hisseli olarak ortak olmaları geğreken – daireyi satarak müvekkilini kazançtan mahrum bırakmaya çalıştığını, müvekkilinin yapılacak olan iş neticesinde elde edeceği kazançtan mahrum bırakılmasına da şimdilik – TL’nin kabulünü talep ettiği, davalı vekili ise: kat karşığlığı hissesini birlikte imzaladıklarını, müvekkilinin sözleşmenin imzalanmasıyla hemen işlere başladığını, davacının kendisine yardım etmediğini, harçları ödemediğini, davacının gerek ruhsat aşamasında gerek inşaatın yapılması aşamasında giderlere ve iş bölümüne katılmadığını, davalının müvekkiline ulaşamadığı beyanının gerçeği yansıtmadığını ileri sürdüğü, davacı ve davalı (müteahhitler) ile davadışı arsa sahipleri arasında, – tarihli Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşmeyle davacı ve davalı (müteahhitler), davadışı arsa sahiplerine ait arsa üzerinde bina yapmayı üstlendikleri; davadışı arsa sahipleri de, yapılacak binadan davalılara arsa payı (daire) vermeyi üstlendikleri, sözleşmenin ilgili hükmüne göre; davacı ve davalıya (müteahhitlere) verilecek olan arsa payları (daireler) davacı ve davalı tarafından %50 davacıya %50 davalıya ait olmak üzere eşit hisseler halinde paylaşılacağı, böylece davacı ile davalı arasında, birlikte bina yapmayı ve bu binadan kendilerine verilecek daireleri paylaşmayı konu edinen bir adi ortaklık sözleşmesi akdedilmek suretiyle bir adi ortaklığın kurulmasına yönelik olarak bir ön sözleşme yapıldığı, bu ön sözleşmeyle davacı ve davalı, karşılıklı olarak, adi ortaklık sözleşmesi akdetmek suretiyle adi ortaklık kurma borcu altına girdikleri, ancak adi ortaklık sözleşmesinin akdedilmediği ve dolayısıyla da adi ortaklığın kurulmadığı, davacının, davalının adi ortaklığı kurmaktan kaçınması nedeniyle adi ortaklık sözleşmesinin akdedilemediğini ve adi ortaklığın kurulamadığını ileri sürdüğü, fakat dosya içerisinde davacının bu iddiasını destekler herhangi bir delil bulunmadığı, davacı her ne kadar bir takım ödeme makbuzlarının fotokopilerini sunmuşsa da, bu makbuzların altındaki imzaların kime ait olduğu anlaşılmadığı gibi, bu makbuzların, taraflar arasında akdedilmiş olan ön sözleşmeye istinaden verildiği hususunun da belirli olmadığı, öte yandan davacı vekili davalıya, müvekkili ile ortak olarak resmi kurumlardaki bürokrasi işlemlerinin halledildiği, birlikte hareket edilerek harçların ödendiği, inşaatın başlamasına yakın dönemde müvekkili ile bağlantıyı koparmış ve müvekkilinin davalıya ulaşmasını engellediği, müvekkilini bilgilendirmeden davalının inşaata başladığı, davalının inşaatı tek başına devam ettiği, sözleşmeye aykırı davrandığı, söz konusu satış vadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereklerinin ortaklık çerçevesinde yerine getirmesine yönelik – tarihli bir ihtar çekmişse de, ön sözleşmenin akdedildiği — tarihinin üzerinden uzunca bir zaman (yaklaşık 2 yıl 4 ay) geçtikten sonra davalıya çekilmiş olan bu ihtarnamenin de, davacının iddialarını ispata yetmeyeceği, ön sözleşmenin akdedilmesinin üzerinden yaklaşık 2 yıl 4 ay geçtikten sonra çekilen bu ihtarnamenin, davacının davalıyı, adi ortaklık sözleşmesini akdetme borcunun ifasında temerrüde düşürmeye yönelik bir ihtarname (TBK.md.117/f.1) olarak da kabul edilemeyeceği, davacının sözleşme kapsamında herhangi bir edim yerine getirmediği, dolayısıyla açıklanan nedenlerle davacının davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 126,38 TL harcın karar kesinleştiğinde, talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde, talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/02/2019