Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/479 E. 2019/952 K. 01.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1328
KARAR NO: 2019/959
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma veya ŞirketinTasfiyesi)
DAVA TARİHİ : 13/12/2016
KARAR TARİHİ : 02/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma veya Şirketin Tasfiyesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirketin kurulduğu tarih itibariyle ortak olmayıp sonradan hisse devri yoluyla ortak haline gelen dava dışı …’ın isteği üzerine yardım amaçlı olarak davalı şirkete kayden ortak olduğunu, şirketin diğer kurucu ortaklarıyla bu şahsın yakın akraba ve arkadaşlık ilişkileri bulunduğunu, şirkete ortak olurken kısa bir süre sonra hisselerinin satın alınacağı yönünde kendisine sözlü güvence verildiğini, buna rağmen kendi sahibi olduğu şirketin kredi işlemleri için bankaya müracaat ettiğinde halen davalı şirkete ortak kaydı bulunduğunu fark ettiğini, aynı zamanda şirketin sicilden terkin edildiği ve faal olmadığı bilgisine ulaştığını, ———- tarihli hisse devirlerine ilişkin kararlarda imzasının sahte olarak atıldığını, davalı şirketin hiçbir toplantısına ve faaliyetine katılmadığını, bu haliyle ciddi bir kamu borcu altına giren şirkette ortaklığının devamının kendi ticari hayati açısından risk oluşturduğunu belirterek TTK 638 maddesi uyarınca haklı sebeple şirket ortaklığından çıkarılmasını, bu talebi kabul edilmediği takdirde şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile 6102 Sayılı Yasa’nın 638/2 maddesinde düzenlenen haklı sebeple ortaklıktan çıkma, olmadığı taktirde limited şirketin fesih ve tasfiyesi talebine ilişkindir. TTK 638/2 maddesi her ortağın haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkarılmasına karar verilmesi için dava açılabileceğini düzenlemiştir. Aynı Kanunun 636/3 fıkrasında her ortağın haklı sebeplerin varlığında şirketin feshini isteyebileceği de kabul edilmiştir. Davacı, davalı şirkette sonra hisse devri yoluyla ortak haline geldiğini, kayden ortak olduğunu, kısa bir süre sonra diğer ortak tarafından hisselerin geri satın alınacağı söylenmiş olmasına rağmen halen davalı şirket ortağı olarak göründüğünü, şirketin ticaret sicilinden terkin edilmiş olup faal olmadığını öğrendiğini, ——— tarihli hisse devirlerindeki imzaların kendisine ait olmadığını, davalı şirketin hiç bir faaliyetine katılmadığını ileri sürerek talepte bulunmuştur. Davacı vekili ön inceleme duruşmasında müvekkilinin ortaklıktan çıkarılması halinde ayrılma payı taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Davalı şirkete ait sicil dosyasının incelenmesinden TTK Geçici 7. Maddesi uyarınca 18/02/2015 tarihinde şirketin sicil kaydının resen terkin edildiği tespit edilmiş davacı vekiline muhtıra gönderilerek davalı şirketin ihyası için dava açması sağlanmış, davalı şirket hakkında İstanbul Anadolu 7. ATM —— esas sayılı dosyasında mahkememiz dosyasında yürütülen yargılama ile sınırlı olarak ihya kararı verilip kararın kesinleşmesi beklendikten sonra, taraf teşkili sağlanıp yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin —– günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları tespit edilerek tahkikat aşamasına geçilip davacının bildirdiği deliller toplanarak sonuca gidilmiştir.
Davalı şirket sicil kayıtlarının incelenmesinden şirketin —–tarihinde tescil edildiği, şirketin son ortaklarının davacı ile dava dışı … olduğu, şirketi temsil yetkisinin münferiden …’a ait olup, şirketin TTK Geçici 7. Maddesi kapsamına alınarak 18/02/2015 tarihinde sicilden resen terkin edildiği anlaşılmıştır.
—- gelen cevapta şirketin —– tarihi itibariyle resen terk işlemine tabi tutulduğu,—– nezdinde iş yeri kaydının ise bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacının imzasını inkar ettiği davalı şirketin———-tarihli ortaklar genel kurulu kararları dosya içine alınmış, davalı şirkete ve yetkilisine ayrı ayrı muhtıra tebliği ile şirket karar defterlerinin ibrazı aksi halde HMK 220 maddesi uyarınca işlem yapılacağı bildirilmiş, davalı şirketin istenen karar defterleri mahkememize sunulmamıştır.
HMK 220 maddesi tarafın belgeyi ibraz zorunluluğunu düzenlemekte olup davacı, davalı şirketin ——-Tarihli ortaklar kurulu toplantılarındaki imzaların kendisine ait olmadığını beyan etmektedir. Karar defterlerinin şirkette ve yetkili kişisinde olması gerekli olup, gönderilen muhtıraya rağmen karar defterleri ibraz edilmemiş, bunun için kabul edilebilir bir mazeret de ileri sürülmemiştir. Bu durumda her iki ortaklar kurulu kararı altındaki imzanın davacıya ait olmadığı yönündeki iddia mahkememizce kabul edilmiştir. Öte yandan davalı şirket 2013 yılında ticareti terk etmiş hiç bir faaliyeti olmayan bu nedenle sicilden de terkin edilen bir şirkettir. Davacı bu şirket ortaklığından çıkmak istemektedir. Davacı yönünden haklı sebeplerin oluştuğunun kabulü ile davanın kabulüne, davacının davalı şirket ortaklığından çıkarılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE, davacının davalı şirket ortaklığından çıkarılmasına,
2-Karar harcı 44,40 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 29,20 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 33,50 TL ilk masraf, 200,00TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 233,50TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2,725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/10/2019