Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/363 E. 2019/484 K. 08.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/363
KARAR NO : 2019/484

DAVA : Tazminat (Nakliyat Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 20/03/2018
KARAR TARİHİ : 08/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Nakliyat Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sigortalısına ait 24.480,00 kg.——-naklini 2 nolu davalının üstlendiğini, davalı şirkete ait römorka yüklenen emtianın gümrük işlemlerinin yapılması için 09/05/2017 tarihinde ——- Müdürlüğü’ne giriş yaptığını, araç sürücüsünün —- çekiciden ayırarak başka bir yerde çekicinin içerisinde uyuduğunu, 10/05/2017 tarihinde gümrük işlemleri tamamlanmak istendiğinde emtianın yerinde olmadığının görüldüğünü, kamera kayıtlarının incelenmesinden plakası tespit edilemeyen bir çekicinin ——– götürdüğünün tespit edildiğini, 1 nolu davalının emtiayı kendi gümrük sahasında muhafaza edemediğini, diğer davalının da tam ve eksiksiz aldığı emtiayı alıcısına ulaştıramadığını, müvekkili tarafından yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucunda dava dışı sigortalısına 605.247,00 TL hasar tazminatı ödendiğini, bu ödeme ile müvekkilinin sigortalısının haklarına halef olduğunu ileri sürerek 2 nolu davalıya ait araç ve gayrimenkuller üzerine teminatsız olarak HMK 389 ve 392 maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir konulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 605.247,00 TL maddi tazminatın ödeme tarihi olan 16/06/2017 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, TTK 855/3 maddesi uyarınca dava şartının gerçekleşmediğini, davanın zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin davaya konu olayda hiç bir sorumluluğu ve kusurunun bulunmadığını, davalı nakliye firmasının davaya konu olayda basiretli bir tacir gibi davranmadığını, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, zararın oluşmasına diğer davalının sebebiyet verdiğini, iddia edilen cinste ve değerde bir malın bulunup bulunmadığı hususunda müvekkili tarafından yapılan bir tespitin olmadığını, mühürleme işlemi yapılmadan olayın vuku bulduğunu, davaya konu olayın yaşandığı yerin gümrüklü saha olmadığını, gümrük işlemleri yapılmadan önce tırların beklediği ve girişte araç çıkış ücreti alınan park alanında gerçekleştiğini, hırsızlık olayının suçüstü olmadığını, bu nedenle rejimin ihlal edilmesinden dolayı dava dışı firma ile davalı nakliye firmasının sorumlu olduğunu, dava konusu olayın Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3. maddesinde bahsi geçen fiilleri içerdiğinden kaçakçılık suçu oluştuğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı —————–. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sigortalısına ait emtianın taşıma işini yaptığını, emtia ile birlikte ————- girdiğini, dava dışı sigortalının ——– çıkış işlemlerini tamamlayamaması nedeniyle aracın gümrük sahasına park edildiğini, çekiciyi kullanan şoförün ayrıldığını, geldiğinde ——- yerinde olmadığının anlaşıldığını, —————- tarafından gerekli kontrol yapılmadan çıkış verilmesi nedeniyle olayın meydana geldiğini, olayın gümrük sahası içinde olduğunu, bu yüzden sorumlu tutulamayacaklarını, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın müvekkili yönünden reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; rücuen tazminat davasıdır. Davacı sigortalısına nakliyat sigorta poliçesi teminatından ödediği hasar bedelinin rücuen tahsili için davalılar aleyhine dava açmıştır. Halefiyet ilkesine dayanmaktadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 31/10/2018 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığı anlaşılmakla uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak mahallinde keşif yapılmış, bilirkişi raporu alınarak sonuca gidilmiştir.
Davacı tarafın düzenlediği hasar dosyası getirtilmiş, dava dışı —————————– —- müşterisine sattığı — nakliyesi sırasında oluşabilecek hasarlara karşı davacı tarafça ——— poliçesi ile sigortalandığı belirlenmiştir. Dava dışı sigortalanın ürünlerinin ———- taşınması işi davalı ———-.tarafından üstlenilmiş, bu konuda ——— plakalı araç için uluslararası karayolu taşıma belgesi—–düzenlenmiştir.
—– Gümrük Müdürlüğü nezdinde düzenlenen tüm evraklar, — ve — —- plakalı araçların tescil kayıtları, dava konusu olayla ilgili İstanbul Anadolu C.Başsavcılığının ——— hazırlık sayılı dosyası da getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Davacı yan sigortalıya ait emtianın — tarihinde —- plakalı çekici/——— plakalı römorka yüklenip—- Müdürlüğüne girişinin yapıldığını, araç sürücüsünün dinlenmek maksadıyla çekiciyi ——— ayırıp başka bir yere götürerek çekicinin içinde uyuduğunu, 10/05/2017 tarihinde gümrük işlemlerini tamamlamak için gittiğinde emtianın yüklü olduğu — yerinde olmadığının anlaşıldığını, kamera kayıtlarından — plakası tespit edilemeyen bir çekici tarafından götürüldüğünün tespit edildiğini, davalı ——– Müdürlüğünün —- sahasındaki emtiayı muhafaza edememesinden ötürü ve diğer davalınında emtiayı alıcısına ulaştıramamasından ötürü sorumlu olduğunu iddia etmektedir.
Her iki tarafın iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi bakımından mahallinde keşfen inceleme yapılmış——–Müdürlüğü giriş kapısından girilerek—- bırakıldığı park alanı gezilmiş, buradan ödemenin yapıldığı nokta ve aracın çıkarıldığı noktaya gidilerek olayın oluş şekli değerlendirilmiştir.
Olayla ilgili olarak devam eden soruşturma dosyasının faili meçhul olarak işlem gördüğü aracı gümrük müdürlüğü sınırlarından araç plakası ve şahısların belli olmadığı anlaşılmıştır.
Alınan bilirkişi heyeti raporunda da olayın oluş biçimi detaylı olarak açıklanmış, yüklenen aracın ihracatla ilgili gümrük formalitelerine ilişkin işlemlere————- nezdinde——.adına kayıtlı — tarih– tescil sıralı gümrük beyannamesine kayden başlandığı, — plakalı araç için —- —————- Müdürlüğünde varış idaresi olarak — Müdürlüğü gösterilmek suretiyle 10/05/2017 tarihli transit refakat belgesinin düzenlendiği, ancak ——— Sahasına —- tarihinde — plakalı çekiciye takılı olarak giriş yapan — plakalı ——– çekicisiz vaziyette tır sahasında beklerken aynı gün sahaya giriş yapan plakası alınmadığı için plakası belirlenemeyen bir çekiciye takılması nedeniyle usulsüz bir şekide ———- Gümrük sahasından çıkarıldığı, davalı taşıyıcının olayı emniyet birimlerine intikal ettirdiği, transit işlemleri ile ilgili formaliteleri talep eden dava dışı gümrükcünün ise ihracat ile ilgili belgeleri —- Müdürlüğüne iade ettiği belirlenmiştir. Bilirkişi heyeti ——– ve — Müdürlüğünün davalı —-Gümrük Müdürlüğüne gönderiği olaya ilişkin yazısında “— Müdürlüğü Sahasına giriş yapan araçların ——-plakaları üzerinden kayıt yapıldığını, çekici plakalarının girilmediğini, aynı şekilde sadece çekici olarak giriş yapan araçların da kaydının yapılmadığını, sahaya giriş yapan araçların çekici plakalarının da kayıt edilmesi halinde kaçakçılık takibinin de daha kolay yapılabileceği aynı zamanda bu tip olayların da önüne geçilebileceği değerlendirilmiştir. “şeklinde cevap verdiğini, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’na bağlı Gümrük Yönetmeliği’nin 3/ı maddesinde; —- sahanın; “–idaresinin denetim, kontrol, yetki ve sorumluluğunda bulunan; kara, demiryolu, hava gümrük kapıları, iç gümrükler ile diğer yer ve sahalarda fiziki olarak etrafından ayrılmış veya böyle addedilen yerleri; deniz gümrük kapılarında ise bu yerlerle birlikte ilgili liman yönetmelikleri ile belirlenen liman sahası ve demirleme sahalarını kapsayan deniz ve kıyı alanlarını” ifade ettiği açıklanmış; “Gümrüklü Sahaların Gözetimi ve İşletmelerin Yükümlülükleri” başlığı altındaki 72. maddesinde yer alan düzenlemede de Gümrük İdarelerinin; “kişi, eşya ve taşıtların gümrük işlemleri tamamlanmadan gümrüklü yer ve sahalardan çıkmalarını önlemeye yönelik her türlü tedbiri alması” öngörüldüğünden somut olayla ilgili olarak ——— Müdürlüğü denetimi altındaki gümrük sahasındaki ——-güvenliğinin — hizmet veren özel bir güvenlik şirketi tarafından sağlanması ya da park ücretinin—- tarafından alınması ve/veya ——Müdürlüğü içerisindeki — bekleme alanında dava konusu ——- çekiciden ayrılmak suretiyle “park halinde bırakılmış” olması karşısında davalı taşıyıcının olayda mutat dışı bir uygulama yaptığından, ihmalkar davrandığından ve dolayısıyla kusurlu olduğundan söz edilemeyeceğini, buna karşılık ——– ————plakalı araca giriş ve tartım bilgi formu verildiğini ve görevli tarafından tartı formunda kayıtlı plaka ile ———üzerindeki plakanın kontrol edildiğini, bu kontrol neticesinde dava konusu —- plakasında bir fark görülmediği için, “herhangi bir gümrük evrakı” ya da araca eşlik etmesi gereken —– olmadan” (sadece gümrük işlemleri tamamlanıncaya kadar — park ücreti ödeyerek bekleme yaptığı alandan değil) davalı idarenin denetimi altındaki gümrük sahasından—————- plakalı ———– çıkmasına izin verildiği halde, gerekli olan tüm tedbirlerin alındığı, ancak ——— — plakalı aracın, plakası belli olmayan bir çekiciyle ——- sahasından çıkışının önüne geçilemediği, idarenin denetimi altındaki gümrük sahasından —————- plakalı —— çıkmasına izin verilmesinde davalı idarenin kusurlu olduğunu ifade etmiştir. Davalı idare tarafından sunulan cevap dilekçesi ile öncelikle yargı yolu itirazında bulunulmuş olup yapılan keşif, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile idare yönünden hizmet kusurunun söz konusu olduğu davacının da davalı idarenin gümrük sahasındaki emtiayı muhafaza edemediği iddiasıyla dava açtığı, gözönünde bulundurularak davalı ——Müdürlüğünün yargı yolu itirazı yerinde görülmüş bu davalı yönüden davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Davalı————.somut olayda davacının dava dışı sigortalısının fındık emtiasının taşınmasını yapacak olan tüzel kişidir. Taşıma, uluslararası karayolu taşıma belgesi(CMR)eşliğinde yapılacak olup olayda CMR hükümlerinin uygulanması gereklidir. CMR Konvensiyonu’nun uygulanması bakımından taşıyıcı çalıştırdığı kişilerin ve taşımanın yapılması için hizmetlerinden yararlandığı diğer kimselerin görevleri sırasında hareket ve ihmallerinden (CMR md.3) keza taşımayı yapmak için kullandığı kusurlu taşıtlardan, bu taşıtı kiraladığı kişinin veya vekilinin yahutta çalışanlarının hata ve/veya ihmallerinden dolayı (CMR md.17/3) sanki bu hareket ve ihmalleri kendisi yapmış gibi sorumludur. CMR Konvansiyonunda öngörülen sorumluluk sistemine göre, taşıyıcı; taşıma sorumluluğunu üzerine aldığı emtiayı varma yerinde “teslim aldığı haliyle” alıcısı emrine veya onun temsilcisine teslim borcunu üstlendiği gibi yükün güzergâh üzerinde yaptığı aktarmalar dâhil olmak üzere taşıma süresi içerisinde eşyayı gözetim sorumluluğunun da altındadır ve kural olarak yükleme yerinden varış mahalline kadar “taşıdığı ya da tayin ettiği bir taşıyıcıya taşıttığı eşyaya” gelecek zararlardan da mesuldür (CMR md.17/1).
Eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut ta taşımacının önlemesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise (CMR md.17/2) ya da eğer kayıp veya hasar, hasara uğrayan malların ambalajlanmaması ya da hatalı ambalajlanmış olması, yükün gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden kişiler tarafından alınması, yüklenmesi, yığılması veya boşaltılması yüzünden yahut da kırılma suretiyle kısmen veya tamamen zarar görebilecek malların özelliğinin doğal sonucu olan (paslanma, çürüme, kuruma, normal fire gibi) özel risklerden doğmuş ise, taşımacı zarardan sorumlu tutulamaz (CMR md.i7/4,b-c-d). Bu sorumsuzluğu tespitte ölçü ise “deneyimli ve basiretli bir taşımacının” göstermesi gerekli özendir.
Bilirkişi heyeti CMR konvansiyonu hükümleriyle birlikte dava konusu olayı değerlendirmiş ve davalı taşıyıcının, ——— çekiciden ayırmak suretiyle, içerisindeki ihracat yüküyle birlikte park ettiği yer,——— sahasındaki — park alanı olduğundan ve bu alandan veya gümrük sahasından, herhangi bir gümrük evrakı ya da —- belgesi olmadan park halinde bırakılan ———–, plakası dahi belirlenemeyen bir çekiciye takılmak suretiyle çok kısa bir sürede ve kolaylıkla çıkartılabileceğini, basiretli bir tacir olarak önceden öngörüp, önleyebilme adına tedbir alabilmesi mümkün olmadığından ayrıca taşıyıcının düzenlediği CMR’de plakası kayıtlı —– için, sevkiyat sürecinin başından sonuna kadar aynı çekiciyi kullanmasını gerektiren herhangi bir düzenleme de bulunmadığından; davalı taşıyıcının zarar sorumlusu olmadığı gibi, CMR md.17/2’ye göre tazminat bağlamında sorumluluğunun da doğmadığını, üstlendiği taşıma işinin tabi oluğu kurallara göre, kendisini mesuliyetten kurtaracak beyyinelerden yararlanabileceğini belirtmiştir. Rapor gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan mahkememizce hükme esas alınmış, olayda taşıma işini yapan davalı şirketin tazminat sorumluluğunun doğmadığının kabulü ile davalı ——.yönünden açılan davanın esastan reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı —————–Müdürlüğü yönünden açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2- Davalı———————. Yönünden açılan davanın esastan reddine,
3-Karar harcı 44,40 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 10.336,11 TL harçtan mahsubu ile bakiye 10.291,71 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı ———- Müdürlüğü kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davalı ———– kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—– deki esaslara göre belirlenen 38.159,88 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı taraf vekilleri ile ihbar olunan sigorta vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.