Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/361 E. 2018/733 K. 02.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/361 Esas
KARAR NO : 2018/733

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2018
KARAR TARİHİ : 02/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında düzenlenen geçici kullanım izin belgesi ile müvekkil şirketin …b barkod numaralı 1 adet soğutucuyu davalıya ürünlerin teşhir ve satışında kullanmak üzere ve ariyeten teslim edildiğini, ancak daha sonra davalının mülkiyetinin müvekkil şirkete ait olan soğutucuyu da alarak faaliyetine son verdiğininin tespit edildiğini, bu durumun aynı zamanda davalı ile yapılan geçici kullanım izin belgesi sözleşmesi 2.3’e aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili şirket tarafından soğutucunun iadesinin talep edildiğini, davalı borçlu tarafından iade edilmemesi üzerine soğutucunun bedeli olan 1.911,60 TL nin tahsili için istanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün 2018/2793 E. Sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, söz konusu icra takibine borçlu tarafından itiraz edildiğini, davalı tarafından icra dosyasına yapılan haksız itirazın iptali ile icra takibi ve itirazın iptali davası konusu olan mülkiyeti müvekkil şirkete ait olan soğutucunun aynen iadesi ve bu mümkün olmaz ise soğutucunun bedeli olan 1.911,60 TL alacağın icra takibi tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, kötüniyetli ve icra takibini sürüncemede bırakmaya yönelik itiraz nedeniyle davalının icra takibi ve dava konusu olan alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsili ve davacıya ödenmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı 02/10/2018 tarihli duruşmadaki beyanında; dava konusu olayın olduğu sırada işyerinin olduğunu, ancak artık işyerini kapattığını, vergi borcunu ödediğini, ve vergi kaydını sildirdiğini, şuan herhangi bir iş yapmadığını beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, cihaz ariyet sözleşmesi uyarınca davalıya verildiği iddia olunan soğtucunun aynen iadesi mümkün olmaz ise iade edilmemesi nedeniyle bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Davalının gerçek kişi olması nedeniyle Mahkememizce davacının tacir olup olmadığı araştırılmasına gidilmiş ve gelen yazı cevaplarından davalının esnaf kaydının olmadığı, adına kayıtlı ticari işletme kaydının bulunmadığı, vergi dairesinden gelen yazı cevabında, davalının davadan önce mükellefiyetinin terk ettirildiği ve mükellefiyetinin bulunduğu dönemde de davalının kazancının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 177. Maddesinde belirtilen hadler altında kaldığı görülmüştür.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK ‘nın 5.maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1.maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası 6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret kanununun 5/(4). maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması Asliye ticaret mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması kararın kaldırılmasını gerektirecek bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Tüm dosya kapsamından, davalının ticaret sicil kaydının bulunmadığı, esnaf kaydının bulunmadığı, kaldı ki dava tarihinde vergi kaydının dahi bulunmadığı, dolayısıyla davalının tacir olmadığı, uyuşmazlığın TTK’daki hükümlerden kaynaklanmadığı, ariyet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu, ariyet sözleşmesinin Türk Borçlar Kanununda düzenlendiği, TTK’nın 4.maddesi uyarınca ticari dava niteliğinde bulunmayan uyuşmazlığın dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 2.maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden Mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 03/10/2016 tarihli 2016/6760 Esas ve 2016/8201 sayılı kararı, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 03/11/2016 tarihli 2016/9773 Esas 2016/9963 sayılı kararı, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 12/04/2017 tarihli 2017/194 Esas, 2017/262 Sayılı kararı)
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemeninin İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına ( ihtar edildi)
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair davacı vekili ve davalının yüzüne karşı tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.