Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/329 E. 2019/770 K. 10.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/329
KARAR NO : 2019/770

DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ : 09/03/2018
KARAR TARİHİ : 10/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 2009 yılından bu yana hissedarı olduğunu, şirketin 2003 yılında tescil edildiğini ancak tescil tarihinden itibaren hiçbir zaman faaliyete geçmediğini, sicildeki kayıt üzerine varlığını sürdürdüğünü, şirketin devamı ve amacının gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını belirterek davalı şirketin haklı nedenle fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; 6102 sayılı TTK.nun 636/3 maddesi uyarınca açılmış limited şirketin haklı nedenle fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Davacı, davalı şirkete 2009 yılında ortak olduğunu, şirketin kurulup tescil edildiği 2003 yılından itibaren hiçbir zaman faaliyete geçmediğini, şirketin devamının ve amacının gerçekleşmesinin mümkün olmadığını, haklı sebeblerin gerçekleştiğini iddia ederek dava açmış, davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır. Davacı açtığı davada ortağı olduğu şirket yanı sıra diğer ortağı da davalı göstermiştir.
TTK 636/3 maddesinde haklı sebeblerin varlığında her ortağın mahkemeden şirketin feshini talep edebileceğini mahkemenin fesih yerine davacı ortağın payının gerçek değerinin ödenmesi suretiyle ortaklıktan çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedilebileceğini düzenlemiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 06/06/2018 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık konuları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Davalı şirkete ait sicil dosyası getirtilmiş, şirket merkezi itibariyle mahkememizin yetki sınırları içinde kaldığı belirlenmiştir. Davacı ve davalı … davalı şirketin ortakları olup, en son 15/05/2015 tarihinde genel kurul toplantısı yapıldığı görülmüştür.
Davalı şirketin son 5 yıla ait kurumlar vergisi beyannameleri getirtilmiş, banka kayıtları istenmiştir.
Davalı şirkete ait son 5 yıla ilişkin — formları Vergi Dairesinden getirtilmiş, herhangi bir mal/hizmet alım satımının olmadığı, formların Vergi Dairesine boş olarak verildiği görülmüştür. Şirketin 2016 yılına kadar ki dönem için detay mizanları getirtilmiş, şirket ticari defter ve dayanakları temin edilerek inceleme yaptırılıp rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda, dosyada toplanan deliller ve ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde, şirketin 2014 yılından bu yana faaliyetinin bulunmadığını, dağıtabilir bir karının olmadığını, bu aşamada şirketin faaliyetlerine devam edebilmesinin ancak ortaklarca alınacak kararlara ve şirkete kaynak bulunmasına bağlı olduğunu ifade etmiştir.
TTK 636 maddesinde limited şirketlerin haklı nedenle fesih şartları düzenlenmiş, haklı sebeblerin varlığı durumunda her ortağa fesih talep etme hakkı tanınmıştır. Haklı sebeblerin varlığı her şirket yönünden mevcut koşullara göre değerlendirilmekte olup yasada nelerin haklı sebeb olduğu tek tek sayılmış değildir. Dosya kapsamında toplanan delillerden şirketin en son genel kurulunun 2015 yılında yapıldığı, hiç kar payı dağıtımının yapılmadığı, şirketin 2014 yılından bu yana hiçbir faaliyetinin olmadığı, son 5 yılda mal/hizmet alım satımı konusunda vergi dairesi bildiriminin bulunmadığı, öz sermayesini yitirdiği, hiçbir mal varlığının olmadığı, bu şartlarda faaliyetini sürdürmesinin imkansız olduğu, haklı nedenle fesih şartlarının oluştuğu belirlenmiştir. Her ne kadar TTK 636/3 maddesinde mahkemenin istemi yerine davacın ortağın payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen bir çözüme hükmedilebileceği düzenlenmiş ise de, somut olayda davalı şirketin gayrı faal olması devamında genel ekonomi ve ortaklar yönünden fayda kalmadığının anlaşılması, şirketin tüm özvarlığını yitirmiş olup ana sözleşmedeki amacını gerçekleştirme, kar elde etme amacına ulaşmak gibi bir durumunun da kalmaması karşısında çıkma payının belirlenmesi ve davacıya ödenmesi şeklinde bir çözümün uygulanması imkanının olmadığı kabul edilmiş, davanın şirket yönünden kabulü ile şirketin haklı nedenle fesih ve tasfiyesine, tasfiyenin gerçekleştirilmesi için tasfiye memuru atanmasına karar verilmiş; şirketin haklı nedenle fesih ve tasfiyesi istemli davada düzel kişiliğin davalı gösterilmesi gerekli ve yeterli olup ortağa husumet yönetilmesi gerekmediğinden davalı ortak yönünden açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın davalı … yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2- Davalı şirket yönünden açılan davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün—- sicil nosunda kayıtlı ———- haklı nedenle FESİH VE TASFİYESİNE,
Tasfiyenin ticaret sicilinde tescil ve ilanına, masrafın davacı tarafça karşılanmasına,
Tasfiye memuru olarak resen —– atanmasına, tasfiye memuru için aylık 2.000,00 TL ücret taktirine, tasfiye işlemlerinin mümkün olan en kısa zamanda tamamlanmasına,
Tasfiye işlemleri için 3.000,00 TL’nin tasfiye memurunun ücreti ile birlikte davacı tarafça mahkeme veznesine yatırılmasına,
Tasfiye avansının eksik kalması halinde davacı tarafça sağlanmasına, artması halinde davacı tarafa iadesine,
3-Karar harcı 44,40 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davalı ———-den tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın davalı ——– den tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 41,10 TL ilk masraf, 168,55 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.009,65 TL yargılama giderinin davalı ————— den tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, davacının davalılardan … yönünden yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——————– deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı ———- alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı … tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.