Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/320 E. 2021/6 K. 06.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/320
KARAR NO: 2021/6
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 08/03/2018
KARAR TARİHİ : 06/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : ——– tarafında kendi adına asaleten diğer davacılar adına vekaleten sunulan dava dilekçesinde özetle; davacıların davalı şirkette —– pay sahibi olduklarını, şirket yönetiminin hukuka aykırı işlemleri bulunduğunu, dava konusu toplantıda azlık pay sahipleri olarak önergeyle kâr, kâr yedekleri ve sermaye yedeklerinin dağıtılmasına dair gündeme ek yapılmasının divandan talep edildiğinin toplantıya tüm ortakların katılmaması nedeniyle uygun bulunmayarak reddedilmesinin kanuna, usule ve afaki iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, gündemin üçüncü maddesinin —- kâr zarar hesaplarının okunması müzakere edilmesi ve tasdiki olduğunu, —–yılı dönemine ait bilançonun, ayrıntılı gelir tablosu birlikte incelenmesi halinde davalı şirketin kârlılık oranının çok düşük olduğunu, davalı şirketin hiç kâr dağıtmadığını, bankalarda —nakdi bulunduğunu, gösterilen kârın —- olduğunu, bu tutarın banka faizinden dahi düşük olduğunu, bir evvelki döneme göre net kârının —– oranında azaldığını, şüpheli alacakların denetim noksanlığından dolayı —– gibi çok yüksek bir tutara ulaştığını, basiretli bir tacir gibi davranılmadığını, bilanço ve kâr zarar hesaplarının şirket aleyhine olduğunu, bilançoda gösterilen alınan sipariş avansları ve stokların gerçeği yansıtmadığını, şirket ile ilgili olarak azınlık pay sahiplerine kanunun öngördüğü hiçbir bilginin verilmediğini, belgenin gösterilmediğini, ——- oy hakkının muvazaalı olduğunu, kendisinin ortaklığının kabul edilmediğini, tutanakta —– olumlu oy ile alınan tasdik kararının ana sözleşme ve kanuna aykırı olduğunu, toplam oyun içinde ——- muvazaalı —olduğunu, —– yetkisiz temsilci tarafından kullanıldığını, dolayısıyla alınan kararda gösterilen olumlu oy sayısının geçersiz olduğunu, hazerun cetveli incelendiğinde — toplam oylarının—gösterildiğini, ana sözleşmenin ——–bulunduğunu, bu sınırlama uygulandığında hakim ortakların kullanabileceği oy sayısının daha az olduğunu, ayrıca karar nisabınm katılanların çoğunluğu ile hesaplanmasa dahi——–muvazaalı ortak olduğunu, kullandığı oyların geçersiz olduğunu, ———- oydan ve oy hakkndan yoksun olduğundan bilanço kâr zarar hesaplarını tasdik edemeyeceklerini, alınan kararın yok hükmünde olduğunu, yetkisiz müdür ——– bilanço ve kâr zarar hesaplarına esas olan işlemlere bizzat imzası ile müdahil olduğunu, bu konuda TTK m. 436 maddesi uyarınca oy hakkının bulunmadığını, gündemin 4. maddesinde alınan ibra kararının hem nisap hem de içerik olarak yok hükmünde olduğunu, şirket müdürünün ibra kararında TTK m.620 uyarınca alınacak kararlarda ana sözleşmede aksine hüküm yoksa toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu alınması ifadesi kullanıldığından somut olayda ana sözleşme hükümlerinden —– belirtilen üçte bir oy sınırlamasının geçerli olduğunu, ayrıca ortağın kendi ibrasında oy kullanamayacağını iddia ederek —– gündem maddeleri kapsamında alınan kararların yokluğunun tespiti ve iptalini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline usulüne uygun tebligat yapılmadığını, müvekkili hakkında açılan davayı —– günü tamamen tesadüfi bir şekilde öğrendiğini, bu tarihten önce yapılan tebligatların hiçbirini kabul etmediklerini, her ne kadar davacı taraf ——– Mahkemesinde açılan davanın kesinleştiğini belirtmiş ise de henüz kesinleşmediğini, —- olduğunu, —– gündeme bağlılığın esas olduğunu, gündemin önceden belirlenerek açık bir şekilde pay sahiplerine bildirilmesi ve bildirilen bu gündemin —– müzakere edilecek olmasının zorunlu olduğunu, TTK 411 maddesi uyarınca gündeme madde konulması isteminin çağrı ilanının ———– yayınlanmasına ilişkin ilan ücretinin yatırılması tarihinden önce yönetim kuruluna noter aracılığıyla yapılması gerektiğini, ancak davacıların kâr, kâr yedekleri ve sermaye yedeklerinin dağıtılmasına dair maddenin —— eklenmesinde bu usule uymadığını, usulüne uygun olmayan bir talebin ——alınmasının düşünülemeyeceğini, TTK 413 maddesi uyarınca gündemde bulunmayan konuların ——– müzakere edilemeyeceğini ve karara bağlanamayacağını, usulüne uygun olarak talep edilmemiş bulunan gündem maddesinin —— sırasında önerge ile talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ve bu sebeple bu talebin reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığını,———- tamamen hukuka uygun bir şekilde müvekkili şirkete ortak olduğunu, mal rejimine ilişkin hükümler doğrultusunda pay iktisap ettiğini ve şirkete ortak olduğunu, ortaklığa kabul edilmesi için de yine aynı çerçevede —— onayına gerek olmadığını, TTK 596 maddesi uyarınca eşler arasında mal rejimleri hükümleri uyarınca hisselerin —- onayına gerek kalmaksızın devrinin mümkün olduğunun düzenlendiğini, böylece dava dışı ———— konusunda yasal düzenlemeler gereğince herkes gibi kanunun alternatif sunduğu bu olanaktan istifade ettiklerini, davacı tarafın —– dava dışı —- ve dava dışı eşi —– arasında yapılan bu yeni mal rejimi sözleşmesinin iptali için dava açtığını ilk derece mahkemesinin davayı kabul etmesine karşın ———-tarihli kararı ile ilk derece mahkemesinin kararının bozulduğunu, söz konusu ibra oylamasında herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, mevzuat hükmüne uygun olarak şirket müdürünün oylamaya katılmadığını ve —- olumlu oyu ile ibra edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; limited şirket ————- alınan kararların geçersizliği ve yok hükmünde olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmesine ilişkindir.
Davacılar, davalı şirketin —- pay sahibi ortakları olduklarını,—-yılından itibaren ——- oranında büyük pay sahibi olup, yetkisiz olarak müdürlüğe devam ettiğini, pay oranına güvenerek ana sözleşme, Kanun ve dürüstlük kurallarına aykırı hareket ettiğini, şirket ana sözleşmesinin —-maddesinde varolan —- sınırlamasını yok saydığını, ard arda yapılan ana sözleşme değişikliği ve ——- mahkemelerce iptal edildiğini, ana sözleşmenin ——sınırlamasını yok etmek amacıyla eşine muvazaalı olarak pay devrettiğini, bu işlemlere karşı —nezdinde davalar açıldığını, — kararının da ——— verilen karar ile yok hükmünde sayıldığını, söz konusu kararın —– kesinleştiğini, buna rağmen yetkisiz müdür olarak — ettiğini, davaya konu ——– tarihli —– öncesinde gönderilen ihtarnameyle geçmiş ve gelecek yıllara ilişkin kar dağıtımı talep edildiğini, bu hususun gündeme eklenmesi talebinin oylanmadan reddedildiğini, red kararının yasa, usul ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, gündemin ——- zararlarının müzakere ve tasdikine ilişkin olup bu konuda muhalefet şerhi sunduklarını, muvazaalı ortak —– bulunmadığını, kendisinin ortaklığa kabul edilmediğini, dolayısıyla alınan kararda gösterilen olumlu oy sayısının geçersiz olduğunu, ana sözleşmenin —— oy sınırlamasının da uygulanmadığını, muvazaalı ortak ———oy ve oy hakkından yoksun olmaları itibariyle bilanço, kar-zarar hesaplarını tasdik edemeyeceklerini, ——- mevcut ibra kararının hem nisap hem içerik açısından yok hükmünde olduğunu, müdürün ——- olumlu oyu ile ibra edildiğini, bu oyun somut toplantı karar nisabından az olması itibariyle yok hükmünde sayılacağını, aynı şekilde — muvazaalı ortaklığı nedeniyle oy kullanma hakkının da mevcut olmadığını, —- göz ardı edildiğini belirterek davalı şirketin ——— alınan kararların geçersizliği ve yok hükmünde olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesinde ——- sayılı dosyada şirketin karar alma nisapları ile şirket ana sözleşmesinin değiştirilmesini öngören———— iptali davasının görülüp sonuçlandırıldığını, bu davanın sonucunun mevcut davanın sonucunu etkileyecek olması nedeniyle bekletici mesele yapılmasını istediklerini, davacının iddialarını kabul etmediklerini, kesinleşmeyen mahkeme kararlarının delil olarak değerlendirilemeyeceğini, ——- tamamının usul ve yasaya uygun olarak yapıldığını, davacıların bugüne kadar ——— yetkili müdür olmadığına dair ——— itiraz ileri sürmediklerini, —–bağlılık ilkesinin esas olduğunu, pay sahiplerine bildirilen gündemin müzakere edilebileceğini, TTK 411.maddesinde gündeme madde konulması isteminin ne şekilde yapılması gerektiğinin belirlendiğini, bu usule uygun olmayan talebin ———– alınamayacağını, TTK 413 maddesine göre de gündemde olmayan konuların —— müzakere edilemeyeceğini, davacıların usulüne uygun şekilde yapılmış talepleri bulunmadığını bu nedenle red kararında bir usulsüzlük olmadığını, pay sahiplerinin tamamının hazır olması halinde gündeme oy birliğiyle konu ilave edilebileceğinin yönetmelikle kabul edildiğini, davacıların aksi yöndeki itiraz ve iptal taleplerinin reddi gerektiğini, davacıların ortaklıktan doğan haklarının kullandırılmadığı, hiçbir bilgi ve belge gösterilmediği iddiasının da ispata muhtaç olduğunu, ———– hukuka uygun şekilde şirkete ortak olduğunu, TTK 596 maddesi karşısında ortaklığa kabulü için ——onayına gerek olmadığını, davacıların asıl amacının şirket müdürünü yıldırmak olup, kötü niyetle hareket ettiklerini, davacı tarafın —— açtıkları davada verilen kabul kararının ——— davacıların bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından bahisle bozulduğunu, ibra oylamasında da herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —— günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilmiş, taraf delilleri toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Davalı şirketin ——- getirtilmiş —-mahkememiz yetki sınırları içinde kaldığı, şirket ortaklarının davacılar yanı sıra dava dışı —- göründüğü anlaşılmıştır.
Dava konusu— —– yılına ilişkin olup hazerun cetvelinin incelenmesinden şirket paylarının ——toplam itibari değerinin toplam değeri —–olan —- payın vekaleten olmak üzere —– adet payın toplantıda temsil edildiği anlaşılmıştır.
Davacılardan ——adına asaleten davacı ——– vekaleten toplantıda hazır bulunmuş, diğer iki davacının da toplantıda hazır olduğu ortaklardan——– toplantıya katılmadığı görülmüştür.
Dava konusu ——- gündem konularının görüşülmesine geçilmeden öncesinde davacıların kar dağıtımına ilişkin gündeme madde eklenmesi yönünde talepte bulunduğu, bu talebin toplantıya tüm ortakların katılmamış olması nedeniyle gündeme alınmasının uygun olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Gündemin 1.maddesi toplantı başkanının seçimine ilişkin olup karar oy birliğiyle alınmış, — gündem maddesinde ise —- faaliyet raporu okunarak müzakere edildiği belitilmiş ancak herhangi bir oylama yapılmadığı görülmüştür.
—- gündem maddesi ise —- yılı bilanço ve kar/zarar hesaplarının okunup müzakere edilmesine ilişkindir. Davacılardan —— madde ile ilgili oylama öncesinde muhalefet şerhi olduğunu belirterek tutanağa eklenmek üzere— sunmuş, bundan sonra yapılan oylama neticesinde— yılı bilanço ve gelir tablosu —– olumlu oy ile oy çokluğu ile kabul edilmiş, oylama sonrasında herhangi bir muhalefet beyanında bulunulmamıştır.
— ise şirket müdürünün —- ile ilgili olarak ibrasına ilişkin olup yapılan oylama neticesinde — oyuna karşılık —- olumlu oy ile şirket müdürünün ibra edildiği, şirket müdürünün —- ibra oylamasında oy kullanmadığı, davacı ortak ———- oylama sonrasında muhalefet şerhini içeren dilekçe sunduğu, muhalefet şerhinin toplantı tutanağına eklendiği anlaşılmıştır.
Dosyaya delil olarak bildirilen ——— sayılı dosyada davacıların şirket aleyhine açtığı davada şirketin ———–yok hükmünde olduğuna karar verilmesini talep ettiği, yürütülen yargılama neticesinde ———- kararının yok hükmünde olduğunun tespitine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, ——- şirketi münferiden temsile yetkili kılınmasına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
——— dosyada davacılar tarafından davalı şirket aleyhine ——- iptali istemli olarak dava açıldığı, davanın konusunun şirketin ————- kararına ilişkin olduğu, mahkemece yürütülen yargılama neticesinde davanın kabulüne —— hükmünde olduğunun tespitine karar verildiği görülmüştür. ———- kurulu kararı, şirket ana sözleşmesinin 6102 sayılı TTK ile uyumlu hale getirilmesi için gerekli değişiklikleri yapmak üzere ——-değiştirilmesine ilişkin olup, her iki ana sözleşme maddesinin oy çokluğu ile değiştirilmesine karar verilmiştir. Mahkemece alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitine yönelik verilen karar ——- denetiminden geçerek kesinleşmiş ve bu durumda —- hükümleri varlığını aynen korumuştur.
——- dosyada ise davacılar tarafından ——– aleyhine açılan davada, mahkemece yürütülen yargılama neticesinde — dışı olan ve davaya konu edilen —- ortakları davacılar ve davalı —- davalı kendisine ait olan şirket hissesinin ——–sözleşmesi ile diğer davalı —– devretmiştir. Ancak aynı gün bu işlem öncesinde aynı noterlikte ——y. ile mal ayrılığı sözleşmesi yapmıştır. Bilirkişi heyet raporunda açıklandığı üzere her iki davalının ——– yıldır kanuni mal rejimine tabi iken mal rejimini değiştirmelerini gerektirir haklı nedenleri açıklayamadıkları, —– maddeyi bertaraf etmek için kullanılan ilk yolun mahkeme kararı ile — kapatıldıktan sadece iki gün sonra —– tarihinde bunu yapmaları karşısında şüpheli olduğu belirtilmiştir. Davalı taraf bunun aksini ispat edememiştir. Yine raporda belirtildiği üzere Mal ayrılığı sözleşmesinde malların ayrıldığı, her eşin kendi malına sahip olduğu belirtilmekte ise de; mal aynlığına tabi tutulan malların neler olduğu, hangi malın kime verildiği sayılmadığı, benimsenen bilirkişi heyet raporu ile hisse devir sözleşmesinin muvazaalı olduğu sonucuna varılmakla, dava dosyası bir bütün halinde değerlendirildiğinde bilirkişi heyet raporu ile de teyit edilen davacı tarafın iddialarının kabulü ile davalıların —– sayı ile tanzim edilen —-davalı—- hissesini aynı noterliğin aynı tarih —— yapmış oldukları mal ayrılığı sözleşmesi esas alınarak diğer davalı—- yapılan hisse devir sözleşmesinin —– geçersizliğinin tespitine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği ve kararın —- geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davalı şirketin ana sözleşme hükümleri incelendiğinde —-maddede oy konusunun karara bağlandığı maddede “her ortağın oy hakkı sermayesine göre hesap edilip, ——— oy hakkı verir. Ancak bir ortak bütün ortakların sahip olduğu oy sayısının —- fazlasına sahip olamaz. Hakkında ibra kararı verilecek ortak bu kararın alınmasına oy kullanamaz”şeklinde düzenleme yer aldığı görülmüştür. Her ne kadar şirketin —— bu ana sözleşme maddesinin değiştirilmesi yoluna gidilmiş ise de yukarıda incelenen —-sayılı karar ile ——–kararının yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmiş olmakla, ana sözleşmenin —- halen geçerli ve ——- uyulması zorunlu bir kural olduğu sonucuna varılmıştır. Bunun yanısıra şirket ortağı —–aynı zamanda eşi olan ve dava konusu — katılıp oy kullanan —— yaptığı hisse davanın muvazaa nedeniyle geçersiz olduğu kesinleşmiş mahkeme kararıyla da sabit olduğundan — devredilen —değerindeki payın ——–payına eklenmesi gerektiği de mahkememizce kabul edilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında tekrar davaya konu ——–alınan kararlara dönüldüğünde davacıların ilk talebi gündeme madde eklenmesi hususudur, bu talep tüm ortakların toplantıda olmaması nedeniyle reddedilmiştir. Davacı yan gündeme madde eklenmesi talebini ——– ile aynı gün toplantı — sunduğu — tarihli dilekçe ile istemiştir. TTK 617/3 maddesi uyarınca limited şirketlere de uygulanması gereken TTK 413/2 maddesine göre gündemde bulunmayan konular —— edilemez ve karara bağlanamaz. Kanundaki istisnalar saklıdır. TTK 416/2 maddesinde çağrısız toplanan—– ile madde eklenebileceği kabul edilmiştir. Somut olayda bütün ortakların katıldığı çağrısız bir —— sözkonusu değildir. Bunun dışında TTK 411/2 maddesi uyarınca gündeme madde konulması istemi çağrı ilanının ——— yayınlanmasına ilişkin ilan ücretinin yaptırılması tarihinden önce yönetim kuruluna ulaştırılmalıdır. 3 fıkrada gündeme madde konulması isteminin noter aracılığı ile yapılması da kabul edilmiş olup davacı yanca bu prosedürlere uygun olarak yapılmış bir talep bulunmadığından red kararının yasa, usul ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğu iddiası yerinde bulunmamıştır.
—– gündem maddesi oy birliği ile kabul edilmiş, —– maddesinde ise herhangi bir oylama yapılmamış bir karar alınmamıştır. Bu yüzden —– maddesi hakkında iptal/yokluk davasına konu edilebilecek bir karar olmadığı sonucuna varılmıştır.
———- yılı bilanço ve kar/zarar hesaplarının müzakere ve oylanmasına ilişkin olup davacıların —–tasdik kararı verilmiştir. Davacı taraf açtığı davada yokluk ve iptal hukuki müesseselerine dayanmıştır.—— gündem maddesi her iki yönden de mahkememizce incelenmiştir. ———– alınan kararların iptali için dava açma hakkı ve koşulları TTK 445 ve 446 maddelerinde düzenlemiş olup davacılar pay sahibi sıfatıyla ve yasada öngörülen hak düşürücü süre içinde dava açmışlardır. İptal davası açabilmenin bir diğer koşulu ise toplantıya katılıp karara olumsuz oy verip muhalefeti tutanağa geçirmektir. —— gündem maddesi incelendiğinde davacıların muhalefet şerhini müzakere sırasında yani oylamadan önce verdikleri anlaşılmıştır. ———- kararı ve yerleşik ————– kabul edildiği üzere oylama öncesinde muhalefet şerhinin sunulması peşinen muhalefet anlamına gelip iptal davası açmak için aranan muhalefet şerhi niteliğinde sayılmamaktadır. Bilanço kar/zarar hesapları okunduktan sonra, muhalefet şerhinin sunulması ve sonrasında yapılan oylamada davacı yanın red oyu kullanıp muhalif olduklarına dair ayrıca bir beyanda bulunmaması karşısında “peşinen muhalefet” Yasanın aradığı muhalefet koşulunu sağlamadığından davacılar yönünden —– gündem maddesi için iptal davası açma koşulunun gerçeklemediği sonucuna varılmıştır.
—— gündem maddesi uyarınca alınan kararın yoklukla malul olduğu yönündeki iddia da değerlendirilmiş davacı yanın gündemin bu maddesi ile ilgili olarak ortakların yeterince bilgilendirilmediği şirketin mali durumu hakkında bilgilere ulaşamadıkları yönündeki iddialarının yokluk yaptırımına tabi tutulamayacağı, yokluk için işlemin kurucu nitelikteki unsurlarının bulunmaması gerektiği, somut olayda —– yönünden yokluk durumunun söz konusu olmadığı mahkememizce kabul edilmiştir. Her ne kadar alınan bilirkişi raporunda şirket ana sözleşmesinin —- uyarınca kararın aranan oy nisabına uygun şekilde alınmadığından bahisle yok hükmünde olduğu belirtilmiş ise de muvazaalı hisse devri nedeniyle ortak —- payı——– ait kabul edilmiş ve bu maddenin oylanmasında şirket müdürünün oy kullanmasına engel bir hal bulunmadığından ——kullanılan oylar bu kabule göre değerlendirilmiştir. Ana sözleşmenin ——-bir oy hakkı vereceğini düzenlemiştir. Buna göre şirket toplam sermayesi ——olduğundan ortakların oy sayısı —- Bütün ortakların sahip olduğu oy sayısının —- olmaktadır. ——- oy sayısı sınırlamanın üstünde kaldığından, oy sayısı —– olarak alındığında davacıların oy sayısının tekabül ettiği — sayısına göre kararın —- oyuyla alındığı tespit edildiğinden karar nisabının mevcut olduğu kabul edilerek davacıların bu maddeye yönelik davacının reddine karar verilmiştir.
Gündemin—-maddesi ise yönetici ——– ibrasına ilişkindir. Toplantıya katılan yönetici kendi ibrasına ilişkin maddenin oylamasında oy kullanmamış, davacıların —— olumsuz oyuna karşılık toplantıya katılan —– olumlu oyu ile oy çokluğu ile ibra kararı alınmıştır. Yukarıda —-madde ile ilgili değerlendirme yapılırken belirtildiği üzere —- yapılan hisse devrinin muvazaa nedeniyle geçersiz olduğu mahkeme kararı ile sabit olduğundan hisselerin —–ait olduğu kabul edilmiştir. Bu durumda olumlu oylar —— ait olduğundan yöneticinin kendi ibrasına oy kullandığı sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Oydan yoksun olan kişilerin oy kullanmış olması tek başına kararın geçersizliği sonucunu doğurmayacak olsa da bu durum sonucu etkiliyorsa karar geçersiz olacaktır. Somut olayda davacıların olumsuz oylarına karşı kullanılan olumlu oyun tamamı —- ait olup onun kullandığı oylar da ——— olduğundan bu karar için verilmiş olumlu oy kalmadığından ibra kararının yok hükmünde olduğu sonucuna varılmış ve davanın kısmen kabulüne, davalı şirketin —- tarihli —- alınan —- kararın yok hükmünde olduğunun tespitine, fazla talebin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalı şirketin ——-nolu kararın yok hükmünde olduğunun tespitine,
Fazla talebin reddine,
2-Karar harcı 59,30 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 51,50 TL ilk masraf, 153,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.205,00 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranına göre (%50) ——davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacılar —– kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak bu davacılara verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere kendi adına asaleten diğer davacılar adına vekaleten —– ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/01/2021