Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/222 E. 2019/741 K. 09.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/288
KARAR NO : 2019/740

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/02/2018
KARAR TARİHİ : 09/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın —–.arasında 25/04/2017 tarihinde bankacılık hizmetleri sözleşmesi ve 26/04/2017 tarihinde genel kredi sözleşmesiyle Hazine destekli ———kefalet kapsamında genel kredi sözleşmesi ek sözleşmesi imzalandığını, davalının bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borçlu şirkete kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek ihtarname gönderildiğini, sonuçsuz kalınca asıl borçlu ve davalı hakkında İstanbul Anadolu ————- İcra Müdürlüğü’nün 2017/20341 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini, ayrıca kullandırılan çek karnesine istinaden ödenen 1.410,00 TL.tutarın da takibe aktarıldığını, hesabın kat edilip takibin açıldığı tarih itibariyle yasal yükümlülük tutarı 14.100,00 TL.iken 8.460,00 TL.ödeme yapıldığını, gayri nakit risk tutarının 5.830,00 TL.olarak kaldığını belirterek davalının itirazının iptaliyle takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile dava hukuki niteliği itibariyle İİK 67 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı vekili müvekkili bankanın ————arasında 25/04/2017 tarihinde bankacılık hizmetleri sözleşmesi ve 26/04/2017 tarihinde genel kredi sözleşmesiyle hazine destekli ——– kefalet kapsamında genel kredi sözleşmesi ek sözleşmesi imzalandığını, davalının bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borçlu şirkete kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek ihtarname gönderildiğini, sonuçsuz kalınca asıl borçlu ve davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini, ayrıca kullandırılan çek karnesine istinaden ödenen 1.410,00 TL.tutarın da takibe aktarıldığını, hesabın kat edilip takibin açıldığı tarih itibariyle yasal yükümlülük tutarı 14.100,00 TL.iken 8.460,00 TL.ödeme yapıldığını, gayri nakit risk tutarının 5.830,00 TL.olarak kaldığını belirterek davalının itirazının iptaliyle takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamış yargılamaya katılmamıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanarak yürütülen ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün 2017/20341 sayılı takip dosyası getirtilmiş, davacının davalı ve dava dışı asıl borçlu şirket hakkında ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin tebliği ile davalının takibe süresinde itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ dilmediği mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Davalı borcu bulunmadığını belirterek takibe itiraz etmiştir.
Dayanak sözleşme, kat ihtarı, hesap özetleri dosya içine alınmış, asıl borçlu şirketin sicil kayıtlarından kredi sözleşmesinin imzalandığı tarih itibariyle davalının şirket ortağı olduğu TBK 584/3 maddesindeki koşulun da gerçekleşmiş olduğu görülmüştür.
Davacı bankanın krediyi kullandıran şubesinde banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olup olmadığı ve miktarının belirlenmesi yönünden bankacı bilirkişiden kök ve 2 adet ek rapor alınmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporlarıyla, davacı banka ile dava dışı —— arasında 600.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, aynı zamanda kredi asıl borçlusu şirketin ortağı olan davalının bu kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kefaletin TBK 583 maddesinde kabul edilen şartları taşıdığı ve geçerli olduğu, genel kredi sözleşmesi uyarınca kredi borçlusu şirkete taksitli ticari kredi kullandırılıp çek karnesi tahsis edildiği, davacının kredi borcunun ödenmediğinden bahisle kredi hesabını 31/07/2017 tarihi itibariyle kat edip Kartal —–. Noterliği’ne ait —- yevmiye nolu kat ihtarını asıl borçlu ve davalı kefile göndererek borcun ödenmesi için 1 günlük süre verdiği, ayrıca gayri nakdi çek bedelinin 14.100,00 TL olarak depo edilmesini talep ettiği, söz konusu ihtarın asıl borçluya gönderildiği, adresinden taşındığından bahisle 01/08/2017 tarihinde tebligatın iade olduğu, davalıya gönderilen ihtarnamenin de aynı tarihte taşındığı belirtilerek iade olduğu görülmüştür.
Yargıtay —–. Hukuk Dairesinin 2015/3357 esas 2015/16301 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere kefil, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumludur. Kefil, asıl borçlunun, asıl borcu ile temerrüt faizi borcundan kefalet limiti kadar sorumludur. Ancak, kendi temerrüdü oluştu ise bu aşamadan sonra limit ile sınırlı olmaksızın sorumluluğu başlar. Kefil takipten önce temerrüde düşürülmemiş ise hesap kat tarihinden takip tarihine kadar işleyen akdi faizden limit dahilinde sorumlu olur. Temerrüt için hesap kat ihtarının kefile tebliği şarttır. Asıl borçlu yönünden sözleşmede belirlenen adrese tebligat çıkarılması ve tebliğ edilememesi halinde temerrüdün gerçekleşeceğine dair sözleşmede hüküm bulunması halinde İİK.nun 68/B maddesi uyarınca asıl borçlu yönünden temerrüt oluşur ise de bu hükmün kefil yönünden uygulanması mümkün değildir. Yargıtay —-.Hukuk Dairesinin 2016/1351 esas 2017/4363 karar sayılı emsal içtihatında ve Ankara BAM —-.Hukuk Dairesinin 2017/577 esas 2017/548 karar sayılı kararında belirtildiği üzere kefil asıl borçlunun borcundan kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarıyla sorumlu olacaktır. Asıl borçlu temerrüde düşürülse dahi asıl borçlunun borcu ödemekte geciktiği, ödemediği hususları kefile takip öncesinde ihbar edilmediğinden asıl borçlunun temerrüdünden ötürü oluşan temerrüt faizinden kefilin sorumlu tutulması mümkün değildir. Tüm bu nedenlerle takdiri mahkememize ait olmak kaydıyla dosya kapsamında davalı kefile gönderilen hesap kat ihtarının tebliğ edilemediği, iade olduğu, bu durumda kefil temerrüde düşürülmeden takip öncesi için kendisinden temerrüt faizi istenemeyeceği, asıl borçlunun temerrüde düşürülmüş olmasının kefilin de temerrüde düşmesi sonucunu doğurmayacağı gözetilerek kefilin temerrüdünün takiple oluştuğu göz önünde bulundurularak hesaplama yapılmak üzere dosya bilirkişiye verilip ek rapor alınmıştır.
Davacı banka ile dava dışı —-arasında ayrıca bila tarihli kefalet protokolü imzalanmış olup davacı banka bu protokol uyarınca — kefaletine atfen dava dışı şirkete 100.000,00 TL tutarında taksitli ticari kredi kullandırmıştır.— kefaleti kapsamında kullandırılan bu kredinin yalnızca 1 taksidinin kredi borçlusu tarafından ödendiği, kalan 47 taksidin ödenmediği bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. —31/10/2017 tarihinde davacı bankaya 90.000,00 TL tutarında ödeme yapmış olup davacı banka — ile imzaladığı protokol hükümleri uyarınca — tarafından ödenen bedelin de icra takibi ve izleyen sürecinden sorumlu olduğunu belirterek takip yapmıştır. Bilirkişi de raporunda kefalet protokolünün D/1 maddesi, D/4.3.1 maddeleri uyarınca davacı bankanın KGF’den tahsil ettiği tutarı davalıdan tahsil etmeye yetkili ve yükümlü olduğunu açıklamış, protokol hükümleri incelendiğinde bilirkişinin görüşünün yerinde olduğu belirlenmiştir.
Mahkememizin 05/02/2019 günlü duruşma ara kararında belirtilen ilkeler ışığında hazırlanan 11/04/2019 tarihli ek rapordaki hesaplama mahkememizce gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan hükme esas alınmış, — tarafından yapılan ödemenin davalıdan tahsilinden davacı bankanın sorumlu ve yetkili olduğunun kabulü ile takip tarihi itibariyle belirlenen miktarlar üzerinden karar verilmiştir.
Davacının takipteki bir diğer talebi ise gayri nakdi çek bedelinin depo edilmesidir. Takip talebinde 10 adet çeke ilişkin olarak depo talebinde bulunulmuş olup takipten sonra 6 adet çek garanti bedeli 8.460,00 TL olarak ödendiğinden, geriye 4 adet çek yaprağı yönünden toplam 5.830,00 TL’nin deposundan davalının sorumlu olup olmayacağı değerlendirilmiş, sözleşmenin 40.maddesinde kefilin çek garanti tutarlarından açıkça sorumlu tutulduğu anlaşılmakla henüz ibraz olmayan 4 adet çek yaprağından doğan 5.830,00 TL’nin faiz getirmeyen bir hesapta deposu yönünden davalı hakkındaki takibin devamına ve sorumluluk tutarları ödenmekle nakdi krediye düşüren 6 adet çek garanti bedeli karşılığı 8.460,00 TL’nin de her bir çek yönünden ödenen tutara ödeme tarihinden itibaren %42,08 oranında temerrüd faizi uygulanmak suretiyle davalıdan tahsili yönünde takibin devamına karar verilmiştir.
Davalı takibe itirazında haksız ve alacak likid olduğundan hükmedilen tutarın %20’si oranında inkar tazminatının da davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, davalının İstanbul Anadolu —.İcra Müdürlüğü 2017/20341 sayılı takip dosyasında itirazının;
100.136,59 TL.asıl alacak
348,14 TL.işlemiş %17,88 akdi faiz
17,41 TL.%5 BSMV olmak üzere toplam
______________
100.502,14 TL.üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına. Asıl alacağa takip tarihinden itibaren %42,08 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygulanmasına,
Takipte talep edilen 10 adet çeke ilişkin depo talebi yönünden 14.100,00 TL.nin depo edilmesi talep edilmiş ise de takipten sonra 6 adet çek garanti bedelinin 8.460,00 TL.olarak ödendiği anlaşıldığından;
—— no.lu çek yönünden ödenen 1.410,00 TL.ye 27/07/2017 tazmin tarihinden itibaren;
—— no.lu çek yönünden ödenen 1.410,00 TL.ye 31/07/2017 tazmin tarihinden itibaren;
——– no.lu çek yönünden ödenen 1.410,00 TL.ye 07/08/2017 tazmin tarihinden itibaren;
—— no.lu çek yönünden ödenen 1.410,00 TL.ye 20/09/2017 tazmin tarihinden itibaren;
———no.lu çek yönünden ödenen 1.410,00 TL.ye 31/07/2017 tazmin tarihinden itibaren;
—–no.lu çek yönünden ödenen 1.410,00 TL.ye 19/12/2017 tazmin tarihinden itibaren %42,08 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygulanmak suretiyle davalıdan tahsili yönünde takibin devamına,
Henüz ibraz olmayan 4 adet çek yaprağından doğan toplam 5.830,00 TL.nin faiz getirmeyen bir hesapta deposu yönünden takibin devamına,
Fzala talebin reddine,
2- Hükmedilen tutarın %20’si oranında 21.792,42 TL.inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
3-Karar harcı 7.443,20 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.489,02 TL ile icra dosyasına peşin olarak yatırılan 516,75 TL.harcın mahsubu ile bakiye 5.537,43 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.489,02 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 41,10 TL ilk masraf, 189,40 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.030,50 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranına göre (%93) 958,36 TL.nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — deki esaslara göre belirlenen 11.466,97 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.