Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/201 E. 2021/761 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/201 Esas
KARAR NO : 2021/761

DAVA : İtirazın iptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/02/2018
KARAR TARİHİ : 19/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu tarafından icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildiğini, bu itirazın yersiz olduğunu, zira taraflar arasında akdedilen 02.05.2016 tarihli sözleşmenin “Yetkili Mahkeme’ başlıklı 13 md göre doğabilecek ihtilaflarda — Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğu kararlaştırıldığını, ilaveten İİK 50 atfıyla, HMK ile belirtilen genel yetki kuralları uyarınca borçlu şirket merkezinin bulunduğu yer icra müdürlüğü de genel yetkili olduğundan başlatılan takibin yetki bakımından usulüne uygun olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca müvekkili şirketin 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında işveren konumunda olan davalıya, yaptıkları yada yapacakları —- alanlarında yasal mevzuat —– hizmetin verilmesinin akabinde hizmet bedellerinin faturalandırılarak davalı şirkete gönderildiğini, faturaların davalı tarafından itiraz edilmeyerek kabul edildiğini, ancak ödeme yapılmadığını, takibe dayanak faturaların müvekkili şirket defterlerinde kayıtlı olduğunun yapılacak incelemede görüleceğini, verilen hizmetin aksamaması ve davalı———– gereği müvekkili — vermeye devam ettiğini, ancak ödemelerin fazlasıyla aksaması üzerine sözleşmenin sona erdirildiğini, her ne kadar davalı şirket sözleşmedeki imzayı kabul etmemiş olsa da gerek itiraz dilekçesinde hizmet verilen yerin —-olduğunu belirtmesi gerekse defter kayıtları ve faturaların taraflar arasında mevcut bir ilişkiyi ortaya koyduğunu, kaldı ki imzanın davalı borçlu şirket kaşesi üzerine atılmış olmakla birlikte hizmet verildiğinin davalının kabulünde olduğu göz önüne alındığında davalı —— inkarının nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğunu, davalı —– —- itiraz ettiğini, oysa faturalara uygulanan faizin sözleşmeye dayandığını, sözleşmenin 6 madde 6/2 bendi; “Ödeme en geç takip——– yatırılması hükmünü içerdiğinden faizin belirtilen vade sonunda işlemeye başlayacağını, bu bakımdan talep edilen faiz usule uygun olup, faize itirazın haksız olduğunu, davalının vaki itirazının iptali ile takibin devamına ve davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: yetkiye ilişkin itirazlarında, müvekkilin — verildiği iddia edilen yerin müvekkilinin yüklenici olduğu —— mahkemelerinde açtığını, dosyanın yetkili —- gönderilmesini talep ettiklerini, esasa ilişkin itirazlarında, müvekkilinin davacıya işbu davaya dayanak yapılan icra takibi ile talep edilen şekilde borcu bulunmadığını, müvekkili ile davalı arasında müvekkili tarafından—– —- için bir fiyat üzerinden anlaşıldığını, müvekkilinin davalıdan ——– aldığını, bu tarihe kadar davalı tarafından kesilmiş —– bedellerini davacıya ödediğini, davalıya yapılan ödemelerin miktarlarının ve tarihlerinin;—- —- müvekkilinin davalıdan almış olduğu hizmete ait tüm — işlediğini ve ödemesini yaptığını, ancak davalının ——- rağmen bu —– düzenlediğini, davacının tahsil ettiği faturaları mükerrer tahsil etmeye çalıştığını, sonuç olarak müvekkili şirketin davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını, davacı tarafından işletilmiş olan faiz de fahiş olup haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının faturaların teslimine ilişkin teslim belgesi, tutanağı sunması gerektiğini, sözleşmedeki imzanın müvekkili şirketin yetkilisine ait olmadığını, bu nedenle davacının sunmuş olduğu sözleşmeyi ve şartlarını kabul etmediklerini, sözleşme üzerinde imza incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, davacının mesleğinin gerektirdiği özen yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve müvekkiline———-vermediğini, davacının müvekkili şirkete ——– bırakmadığını, tutulması —– evrakları,—- doldurmamış, gerekli iş ve işlemleri eksik yaptığını, öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili —gönderilmesine, davacının haksız ve yasal dayanaktan yoksun davasının reddine, davacının müvekkiline kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
—–takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine fatura alacağının tahsili amacıyla——olmak üzere——- tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde yetkiye, takibe, sözleşmeye, borca ve ferilerine itirazlarını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları incelenmiştir.
Davalı vekili icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde; hizmet verilen yerin—— olması gerektiğini ileri sürmüştür. İcra dairesinin yetkili olması hususu itirazın iptali davalarında dava şartı olması nedeniyle öncelikli olarak incelenmiştir. Mahkememizce, davalının taraflar arasındaki akdi ilişkiyi inkar etmediği, sadece takip talebine eklenen sözleşmeyi ve şartlarını kabul etmeyerek imzaya itiraz ettiğini bildirdiği, bu sebeple sözleşmede kararlaştırılan yetki şartının geçerli olmadığı düşünülse dahi, davalının ikametgahının mahkememiz yetki sınırları içinde kaldığı, dava ve takibin sözleşmenin icra edileceği yer yanı sıra genel yetkili olarak davalının ikametgahında açılabileceği kaldı ki söz konusu alacak para alacağı olup TBK’nın 89. Maddesi uyarınca davacı alacaklının yerleşim yerinde de dava açılabileceğinden davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili ilk itirazlardan süresinde yetki ilk itirazını ileri sürmüş ve—- — yetkili olduğunu ileri sürmüşse de — yetkisine yönelik açıklama kısmında yapılan aynı gerekçe ile mahkememizin yetkisine yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce ön inceleme duruşmasında taraflara—- yararlanmak isteyip istemediklerini sorulmuş, sulh olma durumlarının olup olmadığı sorulmuş, davacı vekili karşı tarafla sulh için görüşmek üzere süre talebi olduğunu beyan etmesi üzerine, mahkememizce davacı vekilinin süre talebi kabul edilmiştir ancak devam eden aşamada tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır
Tarafların tacir olması ve delil olarak ticari defterlere dayanıldığından tarafların defterleri üzerinde davacının takip tarihi itibariyle davacıdan alacağının olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Talimat mahkemesince alınan talimat bilirkişi raporunda özetle: Davacı şirketin defterlerinin usule uygun olduğu, davacının defterlerine göre davacı şirketin davalı—- bulunduğu, bu asıl alacak için ———- oları faiz oranına göre hesaplanan gecikme faizinin 1.719,45 TL’sı olduğu, bu durumda davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibari ile toplam alacağının—- olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi —–tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda özetle: Davalı şirketin — yıllarına ilişkin tüm yasal ticari defterlerin incelenmesi amacıyla ara karar kurulduğu, davalı———dilekçesinde müvekkili şirketin ticari defterlerinin inceleneceği adresi bildirdiği ancak kiminle görüşüleceği hakkında bir bilgi vermediği gibi——— dilekçesinde yer alan cep telefonundan aranarak müvekkili şirketin ticari defterlerinin incelenebilmesi için arabuluculuk yapmasının istendiği, ancak çeşitli aramalara rağmen davalı vekili müvekkili şirket yetkilisi ile irtibat kuramadığını belirttiği, davalı şirket vekilinden müvekkili şirketin defterlerinin incelenebilmesi için olumlu bir cevap alınamadığından, mahkememizden 15 günlük ek süre talep edildiği, bu süre içerisinde de davalı şirketin defterlerini ibraz etmediği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından, davanın, davacının davalı şirkete —- düzenlenen fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, davacının defterleri — bulunduğundan davacı şirketin defterleri talimat mahkemesi aracılığıyla incelendiği, davacı şirketin usulüne uygun defterlerine göre; davacı şirketin icra takip tarihi itibariyle davalı taraftan —- durumda olduğu, davacının alacağının —- başlamak üzere 26.12.2016 tarihine kadar aylık bazda düzenlenen 3.386,00 TL bedelli hizmet faturalarından kaynaklandığı, davalı vekili 19.01.2021 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde; müvekkilinin davalıdan almış olduğu hizmete ait tüm faturaları —–, davacının müvekkiline hizmet vermemesine——düzenlediğini, ancak bu faturaların müvekkiline teslim edilmediğini, taraflara ait——- talep ettiği, mahkememizce davacı tarafından davalıya her ay düzenlenen faturalar —faturaların görünme imkanı bulunmadığından talebin reddine karar verildiği, davacı tarafın icra takibinde — bakiyesi için takibe geçmiş olup söz konusu faturaların davacının usulüne uygun tutulduğu anlaşılan ticari defterlerinde davalı borcuna olmak üzere kayıtlı olduğu, davalı tarafın takip konusu faturalara karşı 30.316,00 TL ödediğini savunduğu, nitekim davacı defterlerinde davalının 30.316,00 TL ödemesinin kayıtlı olduğunun görüldüğü,
——-cevabında; taraflara yönelik sözleşmelerin gönderildiği, bu sözleşmelerde davalı nezdinde davacının —— kişilerin davacı şirkette çalıştıkları, —— en son hizmet——- olduğunun görüldüğü, davalı vekilinin — delil listesi ekine müvekkiline ait —- davacının ilk önerisinin— olduğu sayfa altında davacı adına—— ile davalı şirket kaşesi ve imzası olduğu,———–isim ve imzası ile davalı şirketin kaşesinin bulunduğu, dolayısıyla taraflar arasında hizmet ilişkisinin bulunduğu, her ne kadar davalı vekili, taraflar arasında yazılı hizmet sözleşmesi olmadığını ileri sürmüş olsa da — tarihli yazı cevabı, davacı defter kayıtları ve diğer deliller nazara alındığında taraflar arasında sözleşme olduğunun anlaşıldığı, davalı şirketin ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı, bu halde davacı tarafın ibraz ettiği ticari defter kayıtlarına itibar edilmesi gerektiği, davacı şirket kayıtlarından icra takip tarihi itibariyle davalı taraftan 25.553,00 TL alacaklı durumda olduğu, davacı şirketin asıl alacağına sözleşmenin 6.2 bendine göre ödeme tarihlerinden takip tarihine kadar 1.719,45 TL işlemiş faiz hesaplandığı, bu durumda davacı şirketin davalı şirketten asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 27.252,45 TL alacağının olduğu, bu miktar üzerinden takibin devamı ile bakiye talebin reddine karar verilmesi gerektiği, alacak fatura alacağı olup likit olmakla hükmedilen tutarın takdiren % 20 oranında işlemiş faize hükmedilmesi gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının—– esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 25.555,00 TL asıl alacak, 1.719,45 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 27.252,45 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 9,75 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, bakiye talebin reddine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 27.252,45 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 1.861,61 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 733,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.127,96 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 733,65 TL peşin harç olmak üzere toplam 769,55 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 276,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 350,00 TL talimat bilirkişi rapor ücreti, 700,00 TL mahkememizce alınan bilirkişi rapor ücreti olmak üzere toplam 1.326,50 TL’nin kabul-red oranları gözetilerek 594,99 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——esaslara göre belirlenen 4.087,87 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —— esaslara göre belirlenen 5.025,83 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.