Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/2 E. 2019/310 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/2
KARAR NO : 2019/310

DAVA : Hisse Devri(Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2017
KARAR TARİHİ : 26/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Hisse Devri (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin abisi ——– verdiği borç karşılığında dava konusu hisse senetlerinin abisi tarafından kendisine havale edildiğini, bu işlem için davalı bankanın ——- Şubesinde hesap açtırdığını,—— hisse senedinin havalesi için havale talimatına ilişkin evrakları bizzat imzaladığını, işlemin 31/03/2017 tarihinde yapıldığını, 03/04/2017 tarihine kadar beklemesine rağmen havale işleminin gerçekleşmemesi üzerine ilgili banka şubesi ve çağrı merkezi ile iletişime geçtiğini, 04/05/2017 tarihinde davalı banka tarafından ——- şeker hastası olduğu, sağlıklı karar veremeyeceği ve evrakları taksi içinde imzaladığından bahisle işlemleri yapamayacaklarının bildirildiğini, ——- 06/04/2017 tarihinde vefat ettiğini, davalı bankanın işlemi virman olarak tanımladığını ancak yapılan işlemin kıymetli evrakın havalesi niteliğinde olduğunu belirterek davalı bankanın 31/03/2017 tarihli havale talimatını haklı bir neden olmaksızın gerçekleştirmemesi nedeniyle halen davalı banka bünyesinde bulunan 10.788,91 adet —— hisse senedinin müvekkiline devredilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hisse senedi havalesi yahut virmanı talebinin yerine gelmemesi nedeniyle dava açıldığını, kendilerinin banka olarak hisse senedi ve benzeri hususlara ilişkin yatırım işlemleri yapma yetkileri bulunmadığını, yalnızca emir iletimi hususunda ——-iş birliği halinde olduklarını, davaya konu hisse senedinin virman işlemlerinin yapılmasında müvekkilinin işlemi gerçekleştirme yetkisi bulunmadığını, söz konusu işlemin müvekkili tarafından gerçekleştirilmediğini, öte yandan muris —- hesabında bulunan hisse senetlerinin virmanına ilişkin dava açılmış olmakla bu davayı mirasçıların açması gerektiğini belirterek aktif ve pasif husumet itirazları olduğunu, müteveffanın bankanın—– Şubesi müşterisi olup işlemlerin — şube tarafından gerçekleştirildiğini, davacının da dile getirdiği üzere dava konusu virmana ilişkin işlemlerin bir taksi içinde müteveffanın imzası alınarak başlatıldığını, taksi içinde kısıtlı bir zamanda talimat alındığı iddiası sebebiyle müteveffanın iradesini etkileyen herhangi bir olay olup olmadığı, imza atması sırasında iradesini sakatlayan bir tehdit yahut bilinç kaybı bulunup bulunmadığı hususunda banka personelinin fikir yürütebilmesinin mümkün olmadığını, nitekim işlemden birkaç gün sonra vefat ettiğini, işlemi yapan personelin olayın oluş biçimi itibariyle imza sahibinden teyit alma zorunluluğu hissetmesinin hayatın olağan akışına uygun olduğunu, ancak telefon teyidinin alınamadığını, ayrıca davacının müteveffaya verdiği borcu da ispatla yükümlü olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Uyuşmazlık TBK 555 ve devamı maddelerinde düzenlenen havale işlemine dayanmaktadır.
Davacı, abisi ——- verdiği borç karşılığında dava konusu hisse senetlerinin abisi tarafından kendisine havale edildiğini, bu işlem için için davalı bankanın —- Şubesi’nde hesap açtığını, —- havale talimatını bizzat imzaladığını, bu işlemin 31/03/2017 tarihinde yapıldığını, 03/04/2017 tarihine kadar beklenmesine rağmen havale işleminin gerçekleşmediğini, davalı banka ile iletişime geçtiğini, ancak bankanın —– şeker hastası olup sağlıklı karar veremeyeceği, evrakların taksi içinde imzalandığı gibi sebeplerle işlemleri yapmadığını ve abisinin 06/04/2017 tarihinde vefat ettiğini, davalının 31/01/2017 tarihli havale talimatını haklı neden olmaksızın gerçekleştirmediğini belirterek halen banka bünyesinde bulunan 10.788,91 adet —–hisse senedinin kendisine devredilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ise banka olarak hisse senedi ve benzeri hususlarda yatırım işlemi yapma yetkilerinin olmadığını,—– hesabında bulunan hisse senetlerinin virmanına ilişkin davanın mirasçılar tarafından açılması gerektiğini belirterek aktif ve pasif husumet itirazını ileri sürmüş, söz konusu işlemlerin taksi içinde—- imzası alınmak suretiyle başlatıldığını, şahsın işlemden bir kaç gün sonra vefat ettiğini, olayın oluş biçimi itibariyle imza sahibinden teyit alınmak istenmesinin hayatın olağan akışına uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 12/06/2018 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma faaliyetinden sonuç alınamamakla uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişi raporu alınıp sonuca gidilmiştir.
TBK 555 maddesinde havale işleminin tanımı yapılmış olup havale, havale edenin kendi hesabına para, kıymetli evrak ya da diğer bir misli eşyayı havale alıcısına vermek üzere havale ödeyicisini, bunları kendi adına kabul etmek üzere havale alıcısını yetkili kıldığı bir hukuki işlem olarak tanımlamıştır.
Bu tanımlamayı somut olaya uyguladığımızda —–havale eden olup kendi hesabına bir miktar kıymetli evrakın havale ödeyicisi olan—– tarafından havale alıcısına verilmesi için yetki vermektedir. Havale çift taraflı yetkilendirmeyi içermekte olup havale ödeyicisi havale edenin hesabına bir miktar parayı yahut kıymetli evrakı vermeye havale alıcısı ise kabul etmeye yetkilendirilmektedir.
TBK 557 maddesinde havale ödeyicisinin borcu düzenlenmiş olup buna göre havale ödeyicisi çekince belirtmeden havaleyi kabul ettiğini havale alıcısına bildirirse ifa ile yükümlü olur ve ona karşı ancak aralarındaki ilişkiden veya havalenin içeriğinden doğan savunmaları ileri sürebilir; havale eden ile kendi arasındaki ilişkiden doğan savunmaları ileri süremez.
Havale eden, havale ödeyicisi ve havale alıcısı arasındaki 3’lü ilişkide havale eden ile havale ödeyicisi arasında karşılık, havale eden ve havale alıcısı arasında bedel ve havale ödeyicisi ile havale alıcısı arasında ise havale ilişkisi mevcuttur. Somut olay da uyuşmazlık havale ilişkisi noktasında doğmuştur. Havale ödeyicisi ile havale eden arasında verilen ödeme yetkisinin kabulü ile mücerret bir havale ilişkisi kurulmuş olur. Havale ödeyicisinin havale alıcısına yönelik kabul beyanı ile de havale edilen para yahut kıymetli evrakın ödenmesi borcu doğar. Havale ödeyicisi davalı banka tarafından havale alıcısı davacı yana bu yönde bir kabul beyanı iletilmemiştir. Bu durumda davacının havale alıcısı sıfatıyla davalı bankadan talepte bulunma hakkının doğmadığının kabulü ile davanın husumet yokluğundan reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
2-Karar harcı 44,40 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 762,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 718,38TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——- 7/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan 14,00 TL.yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
6-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.