Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/18 E. 2020/73 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/18 Esas
KARAR NO : 2020/73

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/01/2016
KARAR TARİHİ : 23/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin —- yılında kurucu ortakları ——- tarafından kurulmuş olduğunu, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun olarak — tarihinde ——- —– tarafından —– sicil numarası ile tescil edildiğini ve—- sicil gazetesinde———-, davacı şirketin ticaret unvanında da yazılı olduğu üzere ———— bugüne kadar sayısız — attığını, ancak … unvanıyla davalıya ait fatura, —- Belgelerin müvekkiline tebliğ edilmesiyle böyle bir firmadan haberdar olduğunu ve araştırmaları sonucunda davalının haksız ve hukuka aykırı bir şekilde bu ünvanla — tarihinde — Tescil edildiğini öğrendiklerini, TKK’nın ilgili maddesi uyarınca davacının üzerinde öncelik hakkı bulunan unvanının davalı yanca ticari unvan olarak tescili aynı ibarenin aynı hizmetler için her iki tarafça da kullanılması nedeniyle, iltibas gerçekleştiğini, işbu hükümden de anlaşılacağı üzere davacının ——- aykırı bir biçimde kullanıldığı ve bu durumun —— silinmesi gerektiğini, zira bu durumun herkesin aklında karışıklığa neden olmakta hatta davalının mali müşavirinin dahi gönderilerini müvekkil şirkete gönderdiğini davanın kabulü ile davalının —- terkin edilmesini, sicilden terkin işleminin —- ilan edilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşıldı.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından davacı şirkete ait —- kullanılması suretiyle oluşturduğu haksız rekabetin önlenmesi amacıyla davalı şirket ünvanının sicilden terkini istemine ilişkindir.
Mahkememizce, davanın markaya tecavüzün önlenmesi davası olduğu, uyuşmazlığa 556 sayılı KHK hükümlerinin de uygulanması gerekeceği ve Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir.
İstanbul Anadolu(kapatılan) —-. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi ise, davaya konu uyuşmazlığın, TTK 56 vd. maddelerinde öngörülen haksız rekabete dayalı olması nedeniyle asliye ticaret mahkemesinin görev alanında kaldığı gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.
Mahkememizin ve İstanbul Anadolu(kapatılan) —-. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin ayrı ayrı görevsizlik kararı vermesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İstanbul BAM ——–. HD gönderilediği, dosya içindeki tüm belgelerin incelenmesi ile 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Mahkememizin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir.
TTK’nın 5. maddesine göre, iktisadi rekabetin objektif iyiniyet kurallarına aykırı her türlü suistimali haksız rekabettir. Bu madde ile hâkime, çevreye, zamana ve günün —- uyan, uyarlanabilen geniş ve değişik bir kıstas verilmiştir. Kanunun amacı, — alanda doğruluk ve dürüstlük esaslarının ihlâlini önlemek olup, 57. maddede de sınırlayıcı olmamak kaydıyla iyiniyet kurallarına aykırı hareketler 10 bent halinde gösterilmiştir. 5. bentde, “——–, iş mahsulleri faaliyeti veya ticari işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, hususiyle başkasının haklı olarak kullandığı ad, ünvan, —- vasıtalarıyla iltibasa meydan verebilecek şekilde, — vasıtalarını kullanmak veyahut iltibasa meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmeyerek, — ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun ekinde bulundurma” eylemlerine yer verilmiştir. 10. bentde de “Rakipler hakkında cari olan kanun, nizamname, mukavele veyahut mesleki veya mahalli adetlerle tayin edilmiş bulunan iş hayatı şartlarına riayet edilmemesi” de haksız rekabet olarak sayılmıştır. Rakip olmayanlar bakımından eylemin, 56. madde ile birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira, haksız rekabet hükümleri sadece rakiplerin ekonomik çıkarlarını değil, rekabete dayalı ekonomik düzenin de korunmasını amaçlar.
Somut olayda, davacı vekili —- ünvanının —- tarihinde tescil edildiğini, —- ilan olunduğunu, davalı —— ise —- tarihinde tescil edildiğini, davalı firmanın —-ünvanı ile benzerliği sebebiyle davalı firmaya ihtarname gönderdiğini, ancak kendilerine ulaşılamadığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun —tarihli kararı uyarınca ——— yasanın ayırt edici olma koşulunu aradığı kısmın, ticaret ünvanının çekirdek kısmı olarak tanımlandığını, bununla beraber—–farklılıkların göz ardı edileceğini, dolayısıyla ayırt edici işaretlerin aynı olması ve hizmetlerin aynı olması halinde iltibasın ortaya çıkacağını ve sonraki ticari ünvan tescilinin önceki tescilsiz markaya tecavüzünün söz konusu olacağını, benzer şekilde Yargıtay —- Hukuk Dairesi’nin —– tarihli kararı uyarınca TTK’nun 54. maddesi kapsamında vurgu sözcüğünün benzerliği halinde ticari ünvanın terkininin mümkün olduğunu, benzer şekilde Yargıtay ——- Hukuk Dairesi’nin —- tarihli kararı uyarınca kök unsurun benzerliği halinde ticari unvanın terkininin mümkün olduğunu, davalının ticari unvanının iltibas ve haksız rekabet yarattığını belirterek, davalının ticaret unvanının ticaret sicilinden terkin edilmesine, sicilden terkin işleminin ——– edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, davalının müvekkili şirketin —- ettiğini belirterek davanın kabulü ile ——– kayıtlı olan “…” ibaresinin şirket unvanından çıkarılmasını ve kararın—– edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı ve davalı şirket ait sicil dosyaları getirtilip ayrı ayrı incelenmiş, davacı şirketin— tarihinde … unvanıyla kurulduğu, ———– kurucu ortak olduğu görülmüştür.
Davalı şirket ise —- tarihinde … adıyla kurulmuş olup —– kurucu ortağı olduğu görülmüştür.
Her iki şirketin faaliyet konuları incelendiğinde ise her iki şirketin amaç ve konuları arasında büyük benzerlikler olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı vekili, davalının —– davacı —- iltibas teşkil ettiği beyan ederek, — sicilden terkin edilmesine karar verilmesini talep etmektedir. Tarafların ünvanlarındaki “—–olarak tespit edilmesi gerektiği, buna göre davacı firma ticaret ünvanının çekirdek kısmının — davalı firmanın ticaret ünvanının çekirdek kısmının ise —— olduğu, bu kısımların dışında —-, ticaret limited şirketi gibi ibarelerin tasviri olduğu, ticaret ünvanlarının çekirdek kısımları arasındaki farkın, — ibarelerinin yer değiştirmesinden ibaret olduğu, bu yer değiştirmenin, sonra tescil edilen ticaret ünvanına ayırt edicilik vasfı kazandırmadığı, davacı ve davalı firma ticaret ünvanlarının tescilleri arasında —bir sürenin olduğu, davacı ———– yılında tescil edilmiş iken, davalı ticaret —- yılında tescil edilmiş olduğu, tarafların iştigal alanlarının —- — hizmetlerinin sunulması olduğu, dolayısıyla, davalı——– teşkil ettiği ve TTK m. 52 kapsamında sicilden terkininin mümkün olduğu belirtilmiştir.
Tüm bu değerlendirmeler ışığında bir kez daha bakıldığında davacı “———– ibaresini davalıdan daha önce — kullanmaya başlamıştır. Her iki şirketin ticaret unvanlarında —- asli unsurudur. Davalının unvanındaki —– kelimelerinin yerinin farklı olması ve ————ibaresi ayırt edici unsur olmayıp sadece iştigal konusunu göstermektedir. TTK 50.maddesine göre usulen tescil ve ilan edilen ticaret unvanını kullanma hakkı sadece sahibine aittir. Davacı ve davalı şirket tüzel kişi tacir olup TTK 18/2 maddesine göre tacirlerin basiretli davranma yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülük gereği tacirin gerekli dikkat ve özeni göstermesi aynı alanda faaliyet gösteren şirketlerin unvanını öğrenmesi ve mevcut unvanlardan farklı bir unvan seçmesi beklenir. Davacı ve davalı şirketin tescil edilen faaliyet konuları birebir aynı olup, her iki şirketin unvanında ————- kelimeleri vurgulayıcı – belirleyici unsurdur. — arasında iltibas meydana geldiği sabittir. Davacı açtığı davada “…” ibaresinin şirket unvanından çıkarılmasını, davacı şirket ile iltibas oluşturan bu unvanın kullanılmamasını istemiş ve bu ibarenin kullanımının haksız rekabet oluşturduğunu beyan etmiştir.
Davalının ticaret unvanında geçen ——davalının faaliyet konusunu gösterdiğinden bu talep yerinde görülmemiş ancak iltibas yarattığı kabul edilen ———— ibaresinin davalı unvanından silinmesi ve sicilden terkini, kararın kesinleşmesinden sonra —- edilmesine, dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1——— müdürlüğünün —sicil nosunda kayıtlı davalı —- ünvanında kullandığı “—-” ibaresinin davalı şirket ünvanından silinmesine, sicilden terkinine,
2-Kesinleşmeden sonra kararın — edilmesine,
3-Karar harcı —- davacı tarafça peşin olarak yatırılan — harcın mahsubu ile bakiye —harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan —harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan—– tebligat gideri ve müzekkere gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam — davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —. deki esaslara göre belirlenen — vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.