Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1443 E. 2022/591 K. 06.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1443 Esas
KARAR NO: 2022/591
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 03/12/2018
KARAR TARİHİ: 06/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: —- tarihinde sürücü—- sevk ve idaresindeki —plakalı araç ile davacı —— sevk ve idaresindeki —— çarpışması sonucunda yaralamalı maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini ve davacının yaralandığını, Kaza tespit tutanağında diğer araç sürücüsü—— asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davacının ise herhangi bir kusurunun olmadığının belirtildiğini, kaza sonucunda yaralanan davacının sağ bacağına platin takıldığını, —– göre davacının geçirmiş olduğu kaza neticesinde——oranında maluliyeti olduğunun belirlendiğini, kazaya sebebiyet veren — aracın davalı ——- kaza tarihinde sigortalı bulunduğunu, vuku bulan kazanın meydana gelmesine asli ve tam kusurlu olarak sebebiyet veren —— plaka sayılı aracın sürücüsü ve ruhsat sahibi olduğunu, davacının kaza tarihinde —yaşında olduğunu, Davacının iş bu elim verici trafik kazasının mağduru olduğunu, davacının yaşamış olduğu bu kaza nedeniyle davacının bundan sonraki çalışma hayatı, toplumsal ilişkilerini,———-etkileyecek bir kaza olduğunu, davacının sağ bacağının yaralandığını ve tibia plato kırığının meydana geldiğini, bu nedenle hem madden hem de manen hayatını devam ettirmekte zorlandığını, bu nedenle davacının manevi zararını karşılamak için davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu, bu nedenle, davacının geçirmiş olduğu kaza nedeniyle sakat kalmasından dolayı —— manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müstereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı————cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu kazaya karışan— plaka sayılı aracın davalı nezdinde—- numaralı genişletilmiş —- tarihleri arasında sigortalı olduğunu, davalı şirket nezdinde ———— aracın ———- içinde ek teminat olarak yer alan ——- poliçesi gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, masraf ve vekalet ücreti sorumluluğunun da bu miktara isabet eden oranlarda olacağını, poliçe limitinin maktuen ödenecek rakam olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, sigortalı araç sürücüsüne yüklenecek kusuru ve meydana gelen zararı davacının ispatlaması halinde ——– üzerinde kalan kısmından ve ihtiyati mali sorumluluk sigortası teminat limiti ile sınırlı olarak davalı şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, kazaya sebep olan olayda kusur durumunun tespitinin gerektiğini davacının kusurlu bulunması halinde hiçkimsenin kendi kusuruna dayanarak bir hak ileri süremez ilkesi gereğin manevi tazminat isteminde bulunamayacağını, ayrıca talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, taraflarında kabulü mümkün olmadığını, zira belirlenecek manevi tazminat miktarının tayininde hasız fiili oluşturan olayın özelliğinin yanında tarafların sıfatı, sosyal ve ekonomik durumlarının dikkate alınmasının zorunlu olduğunu, diğer taraftan belirlenecek miktarın ceza olarak tayin edilemeyeceği gibi, zenginleşme amacı olarak da kullanılamayacağını, bu nedenle açılan davanın reddini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava; —— tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası sonucu davacının yaşağıda elem ve üzüntünün giderilmesi ve yaşam boyu sürekli sakatlığı dolayısıyla manevi tazminat davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Dosyada gerekli yazışmalar yapılmış, —–raporu dosya içerisine alınmıştır.
Davacı vekilinin ——- tarihli dilekçe ile; tarafların sulh olduklarını ve davanın konusuz kaldığını bildirir ibraname ve sulh anlaşması sundukları ve bu şekilde karar verilmesini talep ettikleri, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan ettikleri anlaşılmış ve dilekçe ekinde sulh olduklarına dair protokolü sundukları görülmüştür.
Taraflar arasında imzalanan ——— tarihli sözleşme Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 313. maddesinde düzenlenen sulh sözleşmesidir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu 315. maddesinde sulhün davayı sona erdireceği, kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı düzenlenmiş olup, yine aynı maddede “Mahkeme taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” hükmü yer almaktadır.
Sulh ise kanunun 313. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, yargılaması devam eden bir davada tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda yapılmış olan sözleşme sulh olarak tanımlanabilir. Sulh sadece davacı ve davalının üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalar açısından söz konusudur. Feragat ve kabulden farklı olarak sulh şarta bağlı olarak da yapılabilir. Dava konusu dışında kalan hususların da sulhun kapsamına dahil edilmesi mümkündür. Sulh de hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Sulh, davayı sona erdiren ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuran bir taraf işlemidir. Mahkeme tarafların talebi doğrultusunda sulh sözleşmesine göre karar verebileceği gibi taraflar sulhe göre karar verilmesini istemezler ise karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verir. Zira sulh, davaya son veren bir sözleşme olduğundan, şarta bağlı sulh ile dava kendiliğinden sona erecek ve mahkeme de sulh sebebiyle karar verilmesine yer olmadığını tespit ile yargılamayı sona erdirecektir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Davacı vekilnin sunduğu dilekçe ve eklerinden, tarafların karşılıklı olarak anlaştığı ve yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığı; böylece sulh nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Her iki tarafın da karşılıklı olarak talebi bulunmadığından yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden hüküm kurulmamıştır.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kalması sebebi ile 6100 sayılı HMK m.313 ve devamı gereğince KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan başlangıçta alınan harcın mahsubu ile bakiye 12,39 TL harcın davacı taraftan alınarak, hazineye irat kaydına.
3-Davacı ve davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına
4-Vekalet ücreti talepleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin ve tarafların yokluklarında karar verilmiştir.06/09/2022