Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1428 E. 2019/263 K. 13.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/1428
KARAR NO : 2019/263

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 29/11/2018
KARAR TARİHİ : 13/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkettin %10 payla ortağı olduğunu, şirket ortaklarından ———— şirketle haksız rekabet yapması üzerine Kadıköy ————- ATM.de haksız rekabetin önlenmesi davası açtıklarını ve adı geçen ortakların haksız rekabet ettiklerinin saptandığını, ——- bu nedenle yetkilerinin kaldırıldığını, şirkete verilen zararların şirkete ödenmesi, şirket değerinin tespiti ve haklı sebeple şirketten çıkma davasının halen derdest olduğunu, bu ortakların sahte ortaklar kurulu kararı düzenleyerek şirket merkezini taşımaları üzerine yapılan şikayet sonucunda sahtecilik suçundan ceza aldıklarını, hükmün açıklanmasının geri bırakıldığını, İstanbul —– ATM.nin 2014/2010 esas sayılı dosyasında—- yetkileri kaldırılmış olmasına rağmen tekrar müdür olarak kendisini seçmesi üzerine ana sözleşmenin haksız rekabet hükümleri ile pay devri konusundaki değişiklikleri konu eden ortaklar kurulu kararlarının iptalini istediklerini, bu talebin yerel mahkeme tarafından reddedildiğini, Yargıtay —-.Hukuk Dairesinin bu kararı bozduğunu, yapılan bilirkişi incelemelerinde sermaye arttırım kararının müvekkilinin şirketteki payını azaltmaya yönelik olduğunun tespit edildiğini, ayrıca alınan diğer raporlarda da sermaye arttırımı kararının mutlak butlan ile sakıt olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle 07/03/2012 tarihli sermaye arttırımı kararının geçersiz olduğuna ve iptaline karar verildiğini ve kesinleştiğini, ortakların müvekkilinin payını kötü niyetli olarak azaltma çabası içinde olduklarını, nakdi olarak iptal edilen karardaki miktarı arttırma yönünde karar aldıklarını, müvekkilinin genel olarak sermayenin arttırılmasına itirazı bulunmamakla birlikte, sermaye artışı yapılacak ise bu artışın şirketteki kar payının sermayeye eklenmesi suretiyle yapılması gerektiğini, müvekkilinin şirkette kar payı sahibi olmasına rağmen kar payı ödenmediğini iddia ederek 29/08/2018 tarihli sermaye arttırımına ilişkin ortaklar kurulu kararında derdest olan haklı sebeple şirketten çıkma davası sonucunu etkilemeye matuf, kötü niyetli ve hukuken iptali gereken bir karar olduğundan iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından yapılan 29/08/2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların hukuka uygun olduğunu, davacının usulüne uygun olarak toplantıya davet edildiğini, genel kurul toplantı çağrısında belirtilen tarihte ve adreste 29/08/2018 tarihinde toplantı açıldığını, yoklama yapıldığını ve her ortağın pay adedinin, pay tutarının, şirket sermayesindeki pay oranlarının ayrı ayrı tespit edildiğini ve hazır bulunanlar listesine kaydedildiğini, davacının toplantıya asaleten katıldığını ve herhangi bir ek madde önerisinde bulunmadığını, gündemin her maddesinin TTK 620 maddesine uygun şekilde alındığını, davacı her ne kadar müvekkili —- şirketi temsil ve ilzam yetkilerinin kaldırıldığını iddia etmiş ise de İstanbul —-.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/280 esas sayılı dosyası ile müvekkili tarafından dava açıldığını, davacının bu davaya asli müdahil olarak katıldığını, mahkemece müvekkili şirket ortak ve müdürü ——– temsil ve ilzam yetkilerinin kaldırılması ile ilgili paragrafın silinmesine ve asli müdahilin tüm taleplerinin reddine karar verildiğini, hükmün onandığını savunarak TTK 448/son maddesi hükmü uyarınca davacı tarafından teminat gösterilmesine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; limited şirket genel kararlarının iptali istemine ilişkindir. Davacı mahkememizde açtığı davada davalı şirketin 29/08/2018 tarihli genel kurul toplantısında sermaye arttırımına ilişkin olarak alınan genel kurul kararının iptalini talep etmektedir. TTK 622 maddesinin yollamasıyla anonim şirket genel kurul kararlarının butlan ve iptaline ilişkin hükümler kıyas yoluyla limited şirketlerede uygulanacaktır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla 13/03/2019 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Davalı şirkete ait sicil dosyası getirtilmiş, davacının davalı şirket ortağı olduğu, şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırları içinde kaldığı, davacının bu davaya konu 29/08/2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına katıldığı, davanın 3 aylık hak düşürücü süre içinde 29.11.2018 tarihinde açılmış olduğu belirlenmiştir.
29/08/2018 günlü olağanüstü genel kurul toplantısında tüm ortakların asaleten temsil edildiği, davaya konu sermaye arttırım kararının 40.000 TL.sermaye payı 1600 adet hisse sahibi davacının olumsuz oyuna karşılık diğer ortakların tamamının olumlu oyuyla, oy çokluğuyla alındığı anlaşılmıştır.
Şirket ana sözleşmesinin ilk halinde 16.maddesi ile “bu sözleşmede mevcut olmayan hususlar hakkında TTK hükümlerinin tatbik edileceği” kabul edilmiş, 6102 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra şirket ana sözleşmesinin 16.maddesinin 26/04/2018 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında değiştirilerek “bu ana sözleşmede mevcut olmayan hususlar hakkında 6102 sayılı TTK hükümleri uygulanır” hükmü getirilmiştir.
Şirket ana sözleşmesinde genel kurul toplantıları için ayrıca bir toplantı ve karar nisabı öngörülmemiştir.
TTK 621 maddesinde limited şirketlerde önemli kararlar düzenlenmiş, TTK 621/1-d maddesinde esas sermayenin arttırılması da bu kararlar arasında sayılmıştır. Buna göre temsil edilen oyların enaz üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması koşulu kabul edilmiştir. Dava konusu genel kurulda yasanın aradığı toplantı ve karar nisabının mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Öte yandan genel kurul kararlarının Yasa, ana sözleşme ve afaki iyi niyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptali isteminde bulunabilmek için 6102 sayılı TTK 446 maddesi uyarınca toplantıya katılan üyenin karara ret oyu kullanarak muhalif kalması ve bu keyfiyeti zapta geçirtmesi gerekir. Oylama öncesi yapılan görüşme sırasında bir öneriye karşı olunduğunun belirtilmesi yahut ret oyu kullanılması alınan karara muhalif olunduğu anlamını taşımaz.(Emsal nitelikte Yarg.———HK.D.2014/18887 E.2015/13122 K sayılı kararı / aynı dairenin 2014/818 E. 2014/2043 K sayılı kararı / ve aynı dairenin 2016/2698 E. 2017/6435 K.sayılı kararları ile İst.BAM —–.Huk.Dairesi 2017/835 E. 2018/234 K.)
Somut olayda dava konusu genel kurul toplantısında 2 no.lu gündem maddesi ile şirket ana sözleşmesinin “sermaye ve pay senetlerinin nevi” başlıklı 6.maddesinin tadili hususu müzakereye açılmış, davacı söz alarak görüşünü yazdırıp sermaye artışına karşı olumsuz oy kullanacağını beyan etmiş, bundan sonra oylama yapılmış, davacı red oyu kullanmakla birlikte oylama yapıldıktan sonra karara muhalif olduğunu tutanağa geçirtmemiş bu yönde beyanda bulunmamıştır. Davacı tarafça ileri sürülen sebebler(TTK 447.maddesinde düzenlenen butlan kapsamında olmayıp iptal davasına konu olabilecek hususlar olduğundan davacının iptal davası açabilmek için gerekli red oyunu kullanmış olmakla birlikte oylama sonrasında muhalefet şerhini yazdırmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar harcı 44,40 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.