Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/140 E. 2020/277 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/140
KARAR NO: 2020/277
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2017
KARAR TARİHİ: 30/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan —-kullanımındaki——- plaka sayılı aracın müvekkilinin yaya olarak karşıdan karşıya geçmek üzere bekleyen kızına çarparak ağır şekilde yaralanmasına neden olduğunu, kazanın —- tarihinde meydana geldiğini,—— kaldırıldığı hastanede —— tarihinde vefat ettiğini, olayın meydana gelmesinde, davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, bu hususun ceza mahkemesindeki yargılamada da tespit edildiğini, müvekkilinin kızının ölüm tarihinde —– yaşında olup, asgari ücretli olarak çalıştığını ve müvekkiline destek olduğunu, sebebiyet verdiği olay nedeniyle müvekkilinin kızının hastanede kaldığı —- gün içinde davalının bir kez dahi ziyaret etmediğini belirterek destek tazminatı ve cenaze defin giderleri karşılığı ——–maddi tazminatın HMK 107 maddesi kapsamında davalı sürücü yönünden olay tarihinden itibaren ,sigorta şirketi yönünden ihbar tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müşterek ve müteselsilen, ——manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı sürücüden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı——- cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın zaman aşımına uğradığını, trafik kazası nedeniyle Asliye Ceza Mahkemesinde yürütülen yargılama sonucu verilen kararın hatalı olup, kazayı yapanın bir başka kişi olduğunu, yaralanan şahsın hastanede kaldığı süreçte müvekkilinin ilgilenmediği yönündeki beyanlarında doğru olmadığını, asıl davacının hastanede yatan kızı ile ilgilenmediğini, müvekkili ve ailesinin yaralı ve ailesi ile ilgilendiklerini, yaralı için kan ihtiyacı olduğunda müvekkilinin oğlunun yaralı için kan verdiğini, hasta yakınlarının ortamın gerginleşebileceğinden bahisle müvekkili ve ailesinin hastaneden ayrılmalarını istediklerini, bu nedenle müvekkili ve ailesinin telefonla ——– bilgi aldıklarını, yaralının vefat ettiği günde aynı kişiyle görüşüp yapılacak birşey olup olmadığını sorduklarını, aileye taziye ziyaretinde bulunmak istediklerini ancak kabul edilmediğini, müteveffanın davacı ile birlikte yaşamadığını, asgari ücret ile çalıştığını, kazandığı parayı ancak kendi harcamalarına kullanabileceğini, davacının eşi ile boşandığını, vefat eden kızıyla da ilgilenmediğini, hastaneye ziyaretine dahi gelmediğini, bu nedenle destek iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının manevi tazminat isteminin fahiş olduğunu, sağlığında kızı yok gibi yaşayan davacının kızının yokluğuna alışmasının zor olacağı ve ölümü nedeniyle derin üzüntü duyduğu iddialarının da gerçek dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı —— cevap dilekçesinde özetle;davacının 2918 sayılı Yasa’nın 97.maddesinde öngörülen dava öncesinde başvuru şartını yerine getirmediğini, bu nedenle davanın öncelikle dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, aynı yasanın 109/1 maddesine göre tazminat davasının zaman aşımına uğradığını bu nedenle de reddi gerektiğini, —— plaka sayılı aracın müvekkili tarafından ———- tarihleri arasında teminat altına alındığını, sorumluluklarının poliçe limiti ve gerçek zarar ile sigortalının kusuru oranında olduğunu, kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte destek tazminatı istenebilmesi için müteveffanın davacıların desteği olduğunun ispatlanması gerektiğini, müteveffanın —— doğumlu olup olay tarihinde bekar olduğunu, ———– doğumlu evlilik dışı bir çocuğu bulunduğunu, destek tazminatı talebi değerlendirilirken bu hususun göz önünde bulundurulması gerektiğini, yine evlenme ihtimalinin de değerlendirilmesini istediklerini, cenaze ve defin giderlerinin müvekkili sigorta şirketinden talep edilebileceğine ilişkin herhangi bir yasal düzenleme mevcut olmadığın, davacının davaya konu kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatlarında hesaplanacak tutardan mahsubu gerektiğini, hükmedilecek tazminata ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; trafik kazasından kaynaklanan destek tazminatı, cenaze gideri ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacı, yaya olarak karşıdan karşıya geçen —– davalı —— kullandığı, diğer davalı tarafından —-poliçesi ile sigortalanan ——- plakalı araçla çarpması sonucu yaralandığını ve kaldırıldığı hastanede —–tarihinde vefat ettiğini, belirterek HMK 107 maddesi kapsamında belirsiz alacak davası açmış, davalı —- zaman aşımına uğradığını, Asliye Ceza Mahkemesinde verilen kararın hatalı olduğunu, kazayı bir başkasının yaptığını, yaralanan kişi ile hastanede kaldığı sürece ilgilendiğini, kan ihtiyacı olduğunda oğlunun kan verdiğini, telefonla sürekli bilgi aldığını, davacının vefat eden kişiyle ilgilenmediğini, hastaneye dahi gelmediğini, destek iddialarının doğru olmadığını savunmuştur. Davalı——— süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesi de aracın———- düzenlediklerini, gerçek zarardan poliçe limitiyle sınırlı olarak ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduklarını bildirmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ——- tarihli ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplandıktan sonra bilirkişiden rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizdeki dava ——- tarihinde açılmış olup dava öncesinde sigorta şirketine başvuruda bulunulmuş olması dava şartı olduğundan bu husus davacı vekiline sorulmuş, davacı vekili sigorta şirketine yaptıkları başvuruya ilişkin olarak — tarihli dilekçe ibraz etmiş ve sigorta şirketine —– tarihinde başvurulduğunu ———- ödeme yapıldığını, ödemenin eksik ödeme olduğunu beyan etmiş bir adet ——- evrakını ekte sunmuştur.
Davalı ——— itirazında bulunmuş ise de dava konusu olayda uzamış ceza zamanaşımı uygulanacağından—- tarihinde meydana gelen trafik kazası yönünden ——- tarihinde açılan davanın zaman aşımı süresi içinde açıldığının kabulü ile yargılamaya devam olunmuş, davalı —– tarafından ileri sürülen zamanaşımı savunması cevap dilekçesi süresinden sonra olduğundan reddedilmiştir.
Davacı yan dava dilekçesinde mahkememizde açtıkları davanın ———- esas sayılı dosya ile birleştirilmesini talep etmiş ise de dosyada ——— tarihi itibariyle karar verildiğinden birleştirme talebi reddedilmiştir. Bu dosyada aynı olay nedeniyle anne ve kardeşlerin dava açtığı, maddi tazminat yönünden sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, manevi tazminata hükmedildiği anlaşılmıştır.
Meydana gelen trafik kazası neticesinde vefat eden—- geride anne ve babası ile —— bir kızının buluMeydana gelen trafik kazası neticesinde vefat eden—— geride anne ve babası ile ———adında bir kızının kaldığı, —— evlatlık olarak verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili —- tarihli dilekçesinde ————- esas sayılı dosyada alınan kusur raporunu kabul ettiklerini başka bir kusur raporu alınması yönünde talepleri bulunmadığını belirtmiş ise de ———- esas sayılı dosya içinde kusura ilişkin alınan herhangi bir rapor bulunmadığı, ceza mahkemesi dosyasında alınan raporla yetinildiği anlaşılmış, davacının bu talebi yerinde görülmemiştir.
Kazaya karışan ——— plakalı araca ait trafik kaydı, davalı —– tarafından düzenlenen hasar dosyası ve poliçe getirtilmiş, aracın davalı —– adına kayıtlı olduğu, ——– başlangıç tarihli olup davaya konu kazanın poliçe süresi içinde kaldığı, olayın poliçe düzenleme tarihi itibariyle——— tarihinde sigorta genel şartlarında yapılan değişikliklere tabi olmadığı anlaşılmıştır. Hasar dosyası kapsamından müteveffanın kızı ve annesi tarafından da başvuruda bulunulduğu, davacının başvurusu neticesinde davacıya —ödeme yapıldığı——–görülmüştür.
Tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılıp dosyaya konulmuş, dava konusu trafik kazası nedeniyle davalının yargılandığı —–Asliye Ceza Mahkemesi——–sayılı dosyasında verilen kararın kesinleşme şerhli bir örneği, bu dosyada kusura ilişkin olarak alınan raporlar getirtilmiştir. Ceza mahkemesi alınan kusur bilirkişi ve —— uyarınca davalının asli kusurlu olduğunu kabul etmiştir. Dava konusu kaza — tarihinde meydana gelmiş, ölüm olayı ise ——– gerçekleşmiştir. Ceza dosyasında ———- tarihli raporu da mevcut olup, trafik kazası sonucu yaralanma ile vefat arasında illiyet bağı bulunduğunun kabul edildiği anlaşılmıştır.
Vefat tarihi itibariyle cenaze giderlerinin tespiti bakımından—- ———- yazı yazılmış, gelen cevapta cenaze ve defin işlemlerinin ücretsiz yapıldığı bildirilmiştir.
Davalı ——— bildirdiği tanıklar kaza sonrasında davalının hastane süreci ve cenaze sırasında destek olup olmadığı konusunda dinlenmiştir.
Dosya olaydaki kusur oranlarının belirlenmesi ve davacının talep edebileceği destek tazminatı tutarının tespiti bakımından bilirkişi heyetine verilmiş, kusur bilirkişisi davalı araç sürücüsünün 2918 sayılı Yasanın 52/b, 53 ve 84/h maddelerini ihlal ettiğini, hızını kullandığı aracın yük ve teknik özelliklerine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak, kurallara uygun şekilde geçiş yapan yayaya ilk geçiş hakkını vermemek ve kavşaklarda geçiş önceliğine uymamak suretiyle kazanın meydana gelmesinde %75 oranında kusurlu olduğunu, vefat eden şahsın ise yaya durumunda olup, aynı Kanunun 68.maddesini ihlal etmesi nedeniyle olayda %25 oranında kusurlu olduğunu açıklamıştır. Kusur raporu olayın oluş şekli, ceza mahkemesinde saptanan maddi vakıalarla uyumlu olduğundan mahkememizce de uygun bulunmuştur.
Aktüer bilirkişi de müteveffanın yaşını, kazanç durumunu, muhtemel ömrünü, geride kalan kişileri, davalı — yapılan ödemeleri değerlendirip davacının talep edebileceği maddi tazminat tutarını ——-olarak hesaplamış olup yaptığı hesaplama ve değerlendirmeler mahkememizce gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte görüldüğünden hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili ——tarihli ıslah dilekçesini sunmuş, harç yatırmak suretiyle destek tazminatı talebini —–olarak ıslah ettiklerini bildirmiş, avans faizi talebinde bulunmuştur.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ile davacının —-tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde kaldırıldığı hastanede —— tarihinde vefat ettiği, müteveffanın olayda yaya pozisyonunda olup kazanın meydana gelmesinde %25 oranında kusurunun bulunduğu, çarpan ——— plakalı ——- vasfındaki aracın sürücü ve işleteninin davalı —– kesinleşen ceza mahkemesi kararında da saptandığı üzere asli ve %75 oranında kusurlu olduğu, davalı —– aracın ———-düzenlediği ve kazanın poliçe teminatı içinde kaldığı, kaza nedeniyle davacı yanı sıra ölenin annesi ve kızının da sigorta şirketine başvurup ödeme aldıkları, davacıya da sigorta şirketi tarafından dava açılmasından sonra ——–ödeme yapıldığı belirlenmiş, davacının ölenin babası olması itibariyle çocukların ebeveynlerine destek olduklarının kabulü doğrultusunda destek tazminatı talep edebileceği davacının toplam ——–bakiye zarar talebinde bulunabileceği kabul edilmiş, maddi tazminat istemi bu miktar kadar hüküm altına alınmıştır. Öte yandan kazaya karışan araç ticari olduğundan avans faizine hükmedilmiştir.
Davacının bir diğer talebi ise manevi tazminata ilişkindir. Yukarıda da ifade edildiği üzere olay neticesinde davacının kızı yaşamını kaybetmiştir. Manevi tazminat TBK 56.maddesinde düzenlenmekte olup ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir tazminat verilmesi mümkündür. Duyulan üzüntünün parasal bir değer ile ifade edilmesi mümkün olmadığı için manevi zararın bir miktar para ile giderilebileceğini söylemek de mümkün değildir. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. Manevi tazminat takdir edilirken tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olaydaki kusur durumu, olay tarihi itibariyle paranın alım gücü dikkate alınarak zarar gören için hak ve nesafet kuralları, duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesini sağlayıcı şekilde manevi tazminata hükmedilmelidir. Somut olayda davacının kızını kaybetmesinden ötürü büyük bir üzüntü ve acı duyduğu açıktır. Dava konusu olayda eylemin meydana geldiği tarih, kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu, paranın alım gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları bir arada değerlendirilmiş, davacının manevi tazminat istemi de kısmen kabul edilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının destekten yoksun kalma tazminatı talebinin ıslah edilen haliyle KABULÜNE, ——- davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Hükmedilen tutara davalı——-yönünden kaza tarihi olan —— tarihinden itibaren, sigorta şirketi yönünden —– tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine,
Davacının cenaze giderine yönelik talebinin reddine,
Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile ——- davalı ———— olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, davacı tarafa ödenmesine,
Fazla talebin REDDİNE,
2-Kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden karar harcı 2.201,02 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 478,17 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 970,50 TL. harcın mahsubu ile bakiye 752,35 TL harcın davalılardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.448,67 TL harcın davalılardan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
3-Kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden karar harcı 341,55 TL’nin davalı —— tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk masraf, 378,15 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.414,15 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranına göre (% 61) 1.473,00 TL.nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.833,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.400,00TL vekalet ücretinin davalı ——– alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı —— kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
Davalı —– kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Davalı —— kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
9-Davacı ve davalı —— tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı —— ile vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/06/2020