Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1384 E. 2022/689 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1384 Esas
KARAR NO : 2022/689

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ : 06/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: —-araç ile—– aracın çarpışmaları sonucunda çift taraflı yaralamalı, maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazada — konumunda bulunan davacı—- yaralandığını, Kaza tespit tutanağında—- sürücüsü —- olduğu kanaatine varıldığını, —- plakalı aracın sürücüsü —-ise tali kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, davacı —-söz konusu kazada —ve —– meydana geldiğini, Kazaya sebebiyet veren—— davalı ————–poliçesi ile kaza tarihinde sigortalı bulunduğunu, Kazaya sebebiyet veren aracın davalı — plakalı aracın davalı—- şirketine—- poliçesi ile kaza tarihinde —-, Kaza nedeniyle meydana gelen maddi zararın tazmini için davalı —- şirketine yazılı başvuruda bulunulduğunu ancak, davacının maluliyet oranını bildirir —- raporunun kaza tarihinden itibaren 1 yılın dolmamış olması nedeniyle temin edilme imkanının bulunmamasından davalı sigorta şirketine teslim edilemediğini, Davalı — şirketinin taraflarından sürekli — edildiğini, davalı — ibanın yollandığını ancak sakatlık raporunun temin edilmediğinin bildirildiğini, davalı — sakatlık raporu olmadan işlem yapılamayacağının bildirildiğini, Kaza nedeniyle meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın davalı —- sigorta şirketinden karşılanması amacıyla doğrudan doğruya davalı şirketede yazılı başvuruda bulunulduğunu, ancak davacının maluliyet oranını bildirir engelli sağlık kurulu raporunun kaza tarihinden itibaren 1 yılın dolmamış olması nedeniyle temin edilme imkanının bulunmadığından davalı — edilemediğini, Kazanın — tarihinde gerçekleştiriğini maluliyetine ilişkin — raporunun temin edilebilmesi için gerekli olan 1 yıllık sürenin 2019 tarihinde dolacağını, bu nedenle engelli — alınamadığını, Bununla birlikte raporun alınmasından —- tarafından dönüş yapılıp yapılmayacağı belli olmadığını, davalı —- tarafından ödeme yapılıp yapılmayacağına ilişkin net bir cevap da verilmediğini, bu nedenle söz konusu süreyi beklemenin sadece hak kaybına yol açacağını, ayrıca söz konusu süre geçene kadar davacının hak kaybına uğrayacağına ve mağduriyetinin artarak devam edeceğini, Davacının kaza tarihi itibariyle — olduğunu ve —- olarak çalıştığını, Tüm bu nedenlerle; Fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla; —- daimi maluliyet (sakatlık) tazminatı ve 100-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmaz üzere toplam— daimi maluliyet (sakatlık) tazminatının ve — geçici iş göremezlik tazminatının, başvuru tarihi olan 06.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte —- daimi — geçici iş göremezlik tazmintatının, başvuru tarihi olan — itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte—– tazminini, dava yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle:
Davadan önce başvuru yapmak ve gerekli belgeleri —- hale getirilmiş ise de davacı tarafından gerekli belge ibraz edilmeden davanın açılmış olması nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini, davacının geçici iş görememezlik tazminatına ilişkin taleplerinin tedavi gideri kapsamında olup tedavi gideri kapsamında olup tedavi gideri taleplerinin—- teminat dışında olduğunu, Davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla 6111 sayılı yasa uyarınca davalı— geçici iş görememezlik tazminatı ve tedavi giderleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığın, davacı tarafın tedavi gideri taleplerinin davalı şirket açısından reddinin gerektiğini, yasa gereği artık trafik kazası nedeniyle tüm tedavi giderlerinin — karşılanacağını, yaralının — olmadığına bakılmayacağını, bu kanun değişikliği ile sigorta şirketlerinin — payı olarak belirli — ödeyeceğini, Davacı tarafın sigortalıdan kusurunu ve zararını usullen ispat etmesinin gerektiğini, davalı şirketin faizden dava tarihinden itibaren yasal faiziyle sorumlu olduğunu, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, teminatın tek, hasar görenlerin birden fazla olması durumunda — gereğince teminatın paylaştırılmasının gerektiğini, davalı şirketin sorumluluğunun poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu, kaza tarihinde geçerli poliçenin — ile sınırlı olduğunu, haklarında açılan haksız davanın reddini, davacının davalısının iptalı halinde davalı şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmamasını, olmaz ise, asıl alacak yargılama giderleri ve vekalet ücreti açısından ayrı ayrı — sorumlu tutulmasını, faizin en erken dava tarihinden başlatılmasını, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle:
Davacı taraftan talep edilen eksik belgelerin davalı şirkete iletilmediğini, Davacı tarafından davalı— istenilen usulüne uygun ve “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve— Hakkında Yönetmeliği ”ne göre düzenlenmiş heyet raporu ve gerekli diğer belgeler usul ve yasalara aykırılık teşkil edecek şekilde —- iletilmediğinden davalı şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmamakta olup temerrüde düşmediğini, davacı tarafın —sebebiyle uğradığı zararını ispat etmesinin gerektiğini, Ayrıca davalı şirketin sorumluluğunun poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu, Davacı tarafın soruşturma aşamasında şikayetçi olup olmadığının araştırılarak şikayettin yokluğu halinde tazminat davası açma haklarının ortadan kalkacağından davanın reddinin gerektiğini, Ayrıca; şikayetin yokluğu ya da tarafların uzlaşmış olması durumunda zarar görenin tazminat davasının ortadan kalkmış olacağını, dava açılmış ise de davacının davasından feragat etmiş sayıldığını, Kusur oranlarının tespiti için dosyasının —-gönderilmesinin gerektiğini, Söz konusu maluliyet oranlarının belirlenmesi halinde maluliyet oranının tespiti bakımından dosyasının —–sevk edilmesinin gerektiğini, ——– itibaren geçerli olan mevzuat değişikliği sebebi ile davalı şirketin tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatı taleplerine ilişkin sorumluluğunun ortadan kalktığını, davacının geçici iş görememezlik giderine ilişkin talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Davacı tarafın sigortalının kusurunu ve kusur ile maluliyeti arasında illiyet bağı bulunduğunu usulen ispat etmesinin gerektiğini, Davacının talebinin fahiş olduğunu, Bir tazminat hesaplaması yapılması halinde bu hesapta ——– talep ettiğini, hesaplanacak tazminattan davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, muhtemel bakıcı giderlerine ilişkin hesaplamaların teminat dışında kalacağını, Faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olmasının gerektiğini, Davanın kabulü halinde dava öncesinde davalı şirkete gerekli belgelerle başvuru yapılmadığı gözetilerek temerrüt tarihinin dava tarihi olarak alınması gerektiğini,— gelmemek suretiyle aleyhlerine tazminata hükmedilmesi halinde ıslah edilmemiş tutar için tazminat faiz sorumluluğunun dava tarihinden itibaren ıslah edilmiş tutara ilişkin tazminat ve faiz sorumluluğu ise ıslah tarihinden itibaren başlatılmasının gerektiğini, bu nedenle davanın usulden ve esastan reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini beyan ile talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava;———- plakalı —– geçiçi iş göremezlik tazmini davasıdır.
Dosyanın incelenmesinde,———–tüm evraklarının ——— gönderildiği görüldü.
Dosyaya ——- başkanlığınca hazırlanan maluliyet raporu sunulduktan sonra; kusur ve zarar hususunda inceleme yapılmak üzere kusur bilirkişisinden ve aktüerya uzmanından oluşan bir heyet oluşturularak rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler——-tarafından sunulan —- tarihli bilirkişi raporunda özetle; kusur yönünden: Davalı —– aracı kullanan dava dışı sürücü — olayın meydana gelmesinde %75 oranında kusurlu olduğu, Davalı — sigortalı aracı kullanan dava dışı sürücü— olayın meydana gelmesinde ——–oranında kusurlu olduğu, Davacı —— meydana gelmesinde atfı kabil her hangi bir müterafik kusurunun olmadığı; Tazminat hesabı yönünden; davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik maddi—- olduğu, ancak; davacıya—– nakdi tazminat ödemesi yapılmış ise — ödemesinin sürekli iş göremezlik maddi zarar tutarından — gerekeceği, Temerrüt başlangıcının —- dava tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu hususlarında beyan ve mütalaada bulunmuşlardır.
Mahkememiz ——- duruşmada; Dosyanın incelenmesinde maluliyet raporunun Özürlülük ölçütü … Yönetmeliğine göre hazırlandığını, Anayasa mahkemesini iptal kararı sonucunda ilgili yönetmeliğin uygulanma imkanı kalmadığı ayrıca kaza tarihinin— sebebiyle maluliyet raporunun “maluliyet tespiti işlemleri yönetmiği”ne göre hazırlanması gerektiğinden bahisle —- tarihli——– kurulu raporunda özetle;Mevcut belgelere göre;———- Verilecek —- Raporları hakkında yönetmeliği dikkate alındığında;
—– hastalıkları,—– formülüne göre: Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %15 (yüzdeonbeş) olduğu,——– tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği beyan ve mütalaa edilmiştir.
Davacı tarafından sunulan 29/06/2022 tarihli dilekçe ile davacı yana ödeme yapıldığına dair beyanda bulunulduğu anlaşıldı.
Davacı vekilinin—- beyan dilekçeleri ile davalılar — şirketi ile sulh olduklarını ve davanın konusuz kaldığını, yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan ettiği anlaşıldı.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Hukuk Muhakemeleri Kanunu 315. maddesinde sulhun davayı sona erdireceği, kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı düzenlenmiş olup, yine aynı maddede “Mahkeme taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” hükmü yer almaktadır.
Sulh ise kanunun 313. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, yargılaması devam eden bir davada tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda yapılmış olan sözleşme sulh olarak tanımlanabilir. Sulh sadece davacı ve davalının üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalar açısından söz konusudur. Feragat ve kabulden farklı olarak sulh şarta bağlı olarak da yapılabilir. Dava konusu dışında kalan hususların da sulhun kapsamına dahil edilmesi mümkündür. Sulh aynı zamanda davayı sona erdiren ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuran bir taraf işlemidir. Hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Mahkeme tarafların talebi doğrultusunda sulh sözleşmesine göre karar verebileceği gibi taraflar sulhe göre karar verilmesini istemezler ise karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verir. Zira sulh, davaya son veren bir sözleşme olduğundan, şarta bağlı sulh ile dava kendiliğinden sona erecek ve mahkeme de sulh sebebiyle karar verilmesine yer olmadığını tespit ile yargılamayı sona erdirecektir.
Somut olayda, tarafların sunmuş olduğu dilekçelerden, tarafların karşılıklı olarak anlaştığı ve yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığı; böylece sulh nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, her iki tarafın da karşılıklı olarak talebi bulunmadığından yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden hüküm kurulmamıştır.
Harçlar kanunu 22. maddesi gereği; Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa,karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır, hükmü gereğince eldeki davada ilk celseden sonra sulh olunduğundan alınması gereken harcın 2/3’üne hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK md 315 gereği; konusuz kaldığı anlaşıldığından, KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-492 Sayılı Harçlar Yasası’nın 22. Maddesine göre davada ilk celse sonrası sulh olma durumu bulunması nedeniyle, davanın reddi halinde alınması gerekli maktu harcın (80,70 TL) üçte ikisi (2/3) olduğu anlaşılmakla; alınması gerekli 53,80 TL harçtan, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 17,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı ve davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
4-Vekalet ücreti talepleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca tarafların yokluğunda verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.