Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1369 E. 2020/321 K. 08.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/1369
KARAR NO : 2020/321

DAVA : Alacak (Alacağın Temlikinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2018
KARAR TARİHİ : 08/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Alacağın Temlikinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;dava ———.arasında —— sözleşmeleri imzalandığını, bu sözleşmelerin yanı sıra dava dışı ——-arasında da———-sözleşmesi imzalandığını, her üç sözleşmeden doğan borçların ödenmediğini, sözleşmenin tarafı ———- ile bankanın bu şirketten olan alacaklarını temlik aldıklarını, davalının her üç sözleşmede de müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine icra takipleri başlatıldığını ve takiplerin kesinleştiğini, davalının takiplerin kesinleşmesinden sonra İstanbul ——-.İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde açtığı davalarla takiplere karşı zaman aşımı itirazını ileri sürerek takiplerin durmasına neden olduğunu, icra takibine ve bu davaya konu çek ve senetlerin kambiyo vasfını yitirdiğini belirterek toplam———-alacağa temlik tarihinden itibaren akdi temerrüt faizi uygulanarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; derdestlik ve yetki itirazında bulunarak davaya bakmaya yetkili mahkemenin —— olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin sözleşmelerde kefil sıfatı ile yer aldığını, asıl borçlunun ne kadar borcu olduğunun bilinmediğini, müvekkiline herhangi bir hesap kat ihtarnamesi tebliğ edilmediğini, talep edilen faize ilişkin faiz başlangıç tarihlerinin yasaya aykırı olduğunu, faiz başlangıcının dava tarihi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile alacak davasıdır. Davacı, dava——–.arasında genel faktroring sözleşmeleri imzalandığını, bu sözleşmelerin yanı sıra dava ———-.arasında da genel kredi sözleşmesi imzalandığını, her üç sözleşmeden doğan borçların ödenmediğini, sözleşmenin tarafı ——— ile bankanın şirketten olan alacaklarını temlik aldıklarını, davalının her üç sözleşmede de müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine icra takipleri başlatıldığını ve takiplerin kesinleştiğini, davalının takiplerin kesinleşmesinden sonra İstanbul ——.İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde açtığı davalarla takiplere karşı zaman aşımı itirazını ileri sürerek takiplerin durmasına neden olduğunu, icra takibine ve bu davaya konu çek ve senetlerin kambiyo vasfını yitirdiğini belirterek ——-.asıl alacağa temlik tarihinden itibaren akdi temerrüt faizi uygulanarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı taraf ise derdestlik ve yetki itirazında bulunarak davaya bakmaya yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin sözleşmelerde kefil sıfatı ile yer aldığını, asıl borçlunun ne kadar borcu olduğunun bilinmediğini, müvekkiline herhangi bir hesap kat ihtarnamesi tebliğ edilmediğini, talep edilen faize ilişkin faiz başlangıç tarihlerinin yasaya aykırı olduğunu, faiz başlangıcının dava tarihi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ———- günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişiden rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Davalı taraf davacının yine mahkememizin ——– esas sayılı dosyasında aynı davayı açtığını ileri sürerek HMK 114/1-(ı)maddesi uyarınca derdestlik itirazında bulunmuştur.
Davacı tarafça———– hitaben düzenlenen dava dilekçesi ile ihtiyati haciz talepli olarak davalı aleyhine alacak davası açıldığı, ancak ön büro tarafından talep ihtiyati haciz olarak kayda alınıp —– dosyası olarak İstanbul Anadolu— tevzi edildiği, dava kayıt tarihinin — olduğu, Mahkemenin —- tarihli kararı ile değişik iş esasını kapatarak esastan tevzi için dosyayı tevzi bürosuna gönderdiği, dosyanın bu kez ————–esas numarası ile Mahkememize tevzi edildiği anlaşılmış, davacı vekilinin sunduğu dilekçe ile mahkememiz bu dosyasına ilişkin kaydın kapatılması yönünde talepte bulunduğu, mahkememiz ———-esasında tevziden kaynaklı sıkıntı nedeni ile bu davayı açtıklarını bildirdiği görülmüştür.
Mahkememizin —— esas sayılı dosyasının incelenmesinden, aynı davanın —— itibari ile esasa kayıt edilmek sureti ile mahkememize tevzi edildiği, bu itibarla sonradan açılan davanın —- esas sayılı dosya olduğu, —–esas sayılı dosyanın bugün ki duruşmasında derdestlik dava şartı yokluğundan usulden red kararı verildiği, davalının derdestlik itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ise de cevap dilekçesi süresinde sunulmadığından yetki itirazının reddine karar verilerek esas hakkındaki tahkikata devam edilmiştir. Aynı şekilde süresinde ileri sürülmeyen zaman aşımı itirazı da reddedilmiştir.
Davacının sunduğu delillerden dava dışı—— tarihli alacak temlik sözleşmesi uyarınca yine dava dışı——.tutarındaki borcunu temlik aldığı, —- tarihli temlik sözleşmeleri uyarınca aynı şirketin —.tutarlı borcunu temlik aldığı— tarihli sözleşme uyarınca da yine aynı şirketin —.tutarındaki borcunu temlik aldığı görülmüştür.
Bu borçların oluşumuna esas olan borçlu—- temlik edenler arasında imzalanan faktoring sözleşmeleri ile genel kredi sözleşmeleri dosya içine alınmış, davalının tüm bu sözleşmeleri müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı anlaşılmıştır.
Davacının bu sözleşmeler nedeniyle davalıdan talep edebileceği bir alacağının bulunup bulunmadığının tespiti bakımından dava dışı olup temlik sözleşmesinin tarafı olan faktoring —–.kayıtlarında inceleme yapılıp rapor düzenlenmek üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi sunduğu 20/01/2020 tarihli raporunda, davacının temlik alacaklısı sıfatıyla talepte bulunabileceğini, her 3 sözleşmedeki kefalet limitlerinin alacak tutarlarını karşılamaya yeterli olup, davalının dava öncesinde temerrüdü oluşmadığından ancak dava tarihi itibariyle faiz talep edilebileceğini, temlik tarihi ile dava tarihi arasındaki faiz talebinin yerinde olmadığını belirtmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ile davacının temlik sözleşmeleri uyarınca devraldığı alacakların dayanağını teşkil eden faktoring sözleşmeleri ve banka genel kredi sözleşmesinde davalının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzasının yer aldığı davacının temlik aldığı alacakların tahsili için kefil durumundaki davalı aleyhine dava açtığı, bilirkişi raporuyla davacının davalıdan talep edebileceği miktarların dava dışı temlik eden şirketlerin kayıtları incelenerek belirlendiği, raporun gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olması nedeniyle hükme esas alınabileceği, buna göre davacının davasında haklı olduğu, davacı tarafça temlik sözleşmesi tarihlerinden itibaren sözleşmelerde mevcut akdi faiz oranının uygulanması talep edilmiş ise de sözleşmelerde böyle bir faiz oranı bulunmadığının bilirkişi tarafından tespit edildiği bu durumda davacının temlik aldığı alacak kalemlerine dava tarihinden itibaren (açıkca avans faizi talep edilmemiş olduğundan)yasal faiz yürütülmesinin uygun olduğu kabul edilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE,
431.810,41 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
2-Karar harcı 29.496,96 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 146,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.146,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—– esaslara göre belirlenen 38.640,52 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.