Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1365 E. 2021/572 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1365 Esas
KARAR NO : 2021/572

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2018
KARAR TARİHİ : 13/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil—-davalıya —vermiştir. —— kısmı davalı— bakiye— ödenmemiştir——- dosyasından icra takibi başlatılmrş ancak icra takibi, davalı/borçlunun kötü niyetli itirazlan neticesinde durduğunu, müvekkil şirket tarafından gönderilen —- tarafça —- tarihinde tebliğ alınmıştır. Davalı taraf bu tarihten İtibaren ödeme yapılacağı konusunda müvekkili sürekli oyaladığını, ödeme emrinin davalıya tebliği sonrası, davalı şirketin—– tarafımızla —- —– icra takibine usulen itiraz ettiklerini, itirazın iptal davası açılmamasını, bakiye ——– ödeneceğini beyan etmiştir. —— üzere, davalı —– borcunu kabul etmiş ve ödeme günü —– verdiğini, icra dosyasına yapılan itiraza rağmen, davalı tarafın ödeme yapacağını beyan etmesi üzerine, tarafımızca— beklenmiş ancak borçlunun ödeme yapma niyetinde olmadığı ve müvekkili oyalama amacı güttüğü anlaşıldığını, davalı/borçlunun——-sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamını, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili yasal süresinden sonra sunduğu beyan (cevap) dilekçesinde özetle;
Davacı vekili dava dilekçesinde verilen —- huzurdaki davaya konu icra takibindeki alacağın ödenmemesi nedeni——- davalı —– çalışanı————— ——ispat eden bir delili dosyaya sunmamış tır. Halbuki taraflar arasında hizmet sözleşmesinin varlığı nedeni île, davacının——ispat etmesi gerekmektedir, çünkü davalı taraf sözleşme ile belirlenen hizmeti tam ve eksiksiz vermediği İçin müvekkil şirket İle aralarında —– müvekkil sözleşmeye uygun hizmet verilmediği için bakîye alacağı ödememiştir, her ne kadar davacı taraf ————– —- borcun müvekkil şirket tarafından kabul edildiğini iddia etmiş—— borcun kabul edilmesine — değildir. Aksine ———– olmadığı bir dönemde —- edilen konuyu araştırmak için zaman talebinde bulunmuş olup, —– çalışan olarak şirketi temsil ve borçlandırma yetkisi olmadığı gibi şirket adına borcu ——- bulunmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
—————–dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça davalı —- ödenmeyen fatura alacakları” sebebine—- faizi olmak —- tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamının ve tarafların—– incelenerek davacının takip tarihi itibariyle alacağının olup olmadığı varsa miktarının tespiti için mali müşavir bilirkişisinden —-”Davacının incelenen—- 6102 sayılı TTK ve 21S sayılı VUK’nun ticari defterlere ilişkin madde hükümlerine uygun tutuldukları, açılış tasdiklerinin bulunduğu, kapanış tasdiğinin ise bulunmadığı tespit edilmiştir.Davacının, davalı adına düzenlediği —-, aralarında akdettikleri sözleşme şartlarına uygun———– oldukları tespit edilmiştir. Davalının düzenlediği faturaların ve davalıdan yapılan tahsilatların davacının yasal ticari defterlerinde kayıt görmüş oldukları ve davacının incelenen —— davalı cari hesabının —— borç ——defterlerin birbirini doğruladığı tespit edilmiştir.Davacı ve davalı —- sözleşme kapsamında şartlar gereği, davacı davalıya aylık hizmet karşılığı aylık faturalar düzenlemiştir, —— tutarında borç bakiyesinin bulunduğu, söz konusu borç bakiyesinin davacının ticari defter kayıtlarıyla —– birbirini doğruladığı tespit edilmiştir.”denilerek görüş belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları, tüm dosya kapsamına göre; Dava, açık cari hesaba dayalı bakiye alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada—- aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde, davalı tarafın mahkememizce verilen kesin süreye rağmen defterlerini ibraz etmemesi ile davacının yasaya ve usule uygun tutulan ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğu mahkememizce kabul edilmiş olup davacının defterlerinin incelenmesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporu mahkememizce gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte görüldüğünden hükme esas alınmış olup davacının davaya konu cari hesap bakiyesine ilişkin alacağının ispatlanmış olduğu mahkememizce kabul edilmiş olup davalı taraf takip tarihinden önce temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talebi reddedilerek davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının —– Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 5.100,00TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranında ve değişen oranlarda avans faiz işletilmesine, fazla talebin reddine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan 5.100,00TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-Karar harcı 348,38 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 63,98 TL harcın mahsubu ile bakiye 284,40 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 35,90 TL başvuru, 63,98 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 99,88 TL’nin davalı—- ile davacı taraf ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 173,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 973.50 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 937,20 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ———- davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —— göre belirlenen ve reddedilen miktarı geçmemek üzere 197,52 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.