Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1363 E. 2019/1106 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/189 Esas
KARAR NO : 2019/1105

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 13/05/2016
KARAR TARİHİ : 07/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——-tarihinde ——— hesabından, müvekkili şirket hakkında “——————- numara taşımaya devam…”———- yönündeki ifadesi, birer yorum veya eleştiri değil, açıkça müvekkil şirket tarafından tecavüze destek olunduğuna dair fiil ve olgu niteliğinde olduğunu, davalının bu sözleriyle müvekkilinin bir eylem gerçekleştirdiğini ileri sürmekte ve bir isnatta bulunduğunu, davalarının kabulü ile davalının, müvekkil şirketin kişilik haklarını ve ticari itibarını ağır bir biçimde ihlal eden ve aynı zamanda gerçeğe aykırı ve incitici beyanlarla müvekkilinin rakibini rekabette öne çıkararak haksız rekabete sebebiyet veren açıklamaları nedeniyle, 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkil şirkete ödenmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, haksız rekabete sebebiyet verildiği iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dosyasının safahatı incelenmiş, davanın ilk olarak İstanbul Anadolu —–. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açıldığı, anılan mahkemece yapılan yargılama neticesinde — tarihli kararla davanın kısmen kabulü ile, 1.350,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verildiği, davacı vekilince kararın istinaf edildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —-Hukuk Dairesi’nin — esas, —- karar sayılı —- tarihli karar ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak somut uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesi’nin görev alanına girdiğinin belirtilerek kaldırıldığı, ilgili ilamın taraflara tebliğ edildiği akabinde dosyanın mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili —– tarihli dilekçesinde davacı hakkında dava konusu yapılan—- paylaşımı nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğunu,İstanbul Anadolu —–.Asliye Ceza Mahkemesi —-sayılı dosyası üzerinden yürütülen yargılamada davalı aleyhine adli para cezasına kesin olarak hükmedildiğini,bu paylaşım nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin dilekçe ekinde sunmuş olduğu İstanbul Anadolu —-.Asliye Ceza Mahkemesinin ——-sayılı kararı incelendiğinde dosyamız davalısının sanık olduğu ve 30 gün adli para cezasıyla cezalandırıldığı, cezasının —- adli para cezasına dönüştürüldüğü, adli para cezasının miktarı itibariyle CMK 305.maddesi gereğince KESİN olmak üzere kararın verildiği görülmüştür.
Borçlar kanununun 74.maddesi, hukuk hakiminin bağımsızlığı ile ilgili olarak şu hükmü içermektedir.”Hakim,zarar verenin kusurunun olup olmadığı,ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken,ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi,ceza hakimi tarafından verilen beraat kararlarıyla da bağlı değildir.Aynı şekilde,ceza hakiminin kusurunun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da,hukuk hakimini bağlamaz.”Hukuk hakimi,ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır.Ceza mahkemesince verilen mahkumiyet kararları bakımından bağımsızlık prensibi kanunumuz tarafından kusurun takdiri ve zarar miktarlarının tayini hususlarına hasredilmiş olsa da bu durum ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları bakımından geçerlidir.Davacı vekilinin dilekçe ekinde sunmuş olduğu İstanbul Anadolu —–.Asliye Ceza Mahkemesinin——sayılı kararı istinaf incelenmesinden geçmemiş olup KESİN olmak üzere karar verildiğinden ilgili ceza mahkemesinin mahkümiyet kararı mahkememizi bağlamamaktadır.(Yargıtay HGK.——————)
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı itibariyle, gerek AİHM ‘nin ilgili kararlarında ifade özgürlüğünün, demokratik bir toplumun vazgeçilmez esasını ve bu toplumun gelişiminin ve her bireyin kendisini geliştirmesinin temel koşulunu oluşturduğu, ifade özgürlüğünün çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirliliğin gereği olduğu ve dar yorumlanmaması konusundaki kararları, gerekse davalının somut olayda “———- paylaşımının yapıldığı tarihlerde kamuoyunda dava dışı —– bünyesindeki bir yurtta öğretmen tarafından çocuklara cinsel saldırı niteliği taşıyan eylemlerin yazılı ve görsel basımda ve sosyal medyada uzun süre yer aldığı, toplumun büyük kesiminden tepki aldığı ve infial yarattığı, davacı şirketin ise bu infialin yaşandığı dönemde ——- olduğunun öğrenilmesinin tepki çektiği, her ne kadar davacının ——– ve saldırı niteliği taşıyan eylemle birlikte anılmasının doğru olmadığı kabul edilmesi gerekli ise de, bir yandan da tüm toplumca kabul edilen ve ——-. firmasının güvenilirliğine ve bu yönde bir eylemle birlikte anılmasının toplum psikolojisinde bir algı yarattığı, davalının paylaşımının kamuoyuna yansıyan olayla ilgili bir tepki niteliğinde olduğu ve eleştiri niteliğinde sayılması gerektiği ve gerek AİHM sözleşmesi, gerekse Anayasanın 26.maddesi gereğince ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davalının kişisel ——- hesabındaki paylaşımın davacı aleyhine rakipleri karşısında haksız rekabete meydan verecek mahiyette bulunmadığı ve ticari itibarına saldırı niteliğinde bulunmadığı kanaatine ulaşılarak açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Emsal: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ——. Hukuk Dairesi’nin ——Karar sayılı kararı)
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli —- harcın başlangıçta yatırılan —– harçtan mahsubu ile ——fazla harcın talep halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.