Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1361 E. 2020/466 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1361
KARAR NO: 2020/466
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/11/2018
KARAR TARİHİ : 30/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça —–dosyasıyla — düzenleme — ödeme tarihli —- adet bono nedeniyle kambiyo takibi başlatıldığını, takibe konu edilen bonodan ötürü borçlarının bulunmadığını, şirket bünyesinde —yılında sermaye arttırımı yapıldığını ve hali hazırda şirketin —– hissesinin—-adına kayıtlı olduğunu,— ayında yapılan genel kurulda — temsil yetkisinin kaldırılarak yetkinin münferiden diğer ortağa verildiğini, —– tarihinde şirkete ait adreslerde talimat icra dairesince haciz işlemi uygulanmasıyla başlatılan takipten haberdar olduklarını, davalı şirket ile aralarında hiçbir ticari ilişki, mal ya da para alımı söz konusu olmadığını, takibe konu edilen senedin —- tarafından temsil yetkisi kaldırıldıktan sonra sahte olarak düzenlendiğini, bononun şirket kayıtlarında da mevcut olmadığını, durumun bonodaki yazı yaşının tespiti ile anlaşılacağını, başlatılan icra takibi kapsamında gönderilen ödeme emrinin —– tarihinde usulsüz olarak tebliğ edildiğini, bu kapsamda icra mahkemesinde açtıkları davanın derdest olduğunu, aynı zamanda — ile birlikte davalı şirket ve ortakları — —- hakkında da resmi evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından cezalandırılmaları istemiyle C.Savcılığına suç duyurusunda bulunduklarını, davalı şirket ortaklarının aynı zamanda önceki şirket yetkilisi —– oğlu olduğunu belirterek davanın kabulüyle takibe konu bono nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine ve dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında —- tarihli makina kiralama sözleşmesi imzalandığını, takibe dayanak yapılan bononun da bu nedenle düzenlendiğini, davacının sorumluluktan kaçmak için bu davayı açtığını, davacı yanın usulsüz tebligata yönelik iddialarını kabul etmediklerini, senedin —– temsil yetkisi kaldırıldıktan sonra sahte olarak düzenlendiği iddiasının da doğru olmadığını, davacının —— nezdinde konkordato talepli dava açtığını, icra takibinin durduğunu, bu nedenle dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, davacının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile;İİK.nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, davalı tarafça ——–ödeme tarihli —- adet bono nedeniyle kambiyo takibi başlatıldığını, takibe konu edilen bonodan ötürü borçlarının bulunmadığını, şirket bünyesinde —yılında sermaye arttırımı yapıldığını ve hali hazırda şirketin —— adına kayıtlı olduğunu, —-ayında yapılan genel kurulda —- temsil yetkisinin kaldırılarak yetkinin münferiden diğer ortağa verildiğini, —– tarihinde şirkete ait adreslerde talimat icra dairesince haciz işlemi uygulanmasıyla başlatılan takipten haberdar olduklarını, davalı şirket ile aralarında hiçbir ticari ilişki, mal ya da para alımı söz konusu olmadığını, takibe konu edilen senedin —— tarafından temsil yetkisi kaldırıldıktan sonra sahte olarak düzenlendiğini, bononun şirket kayıtlarında da mevcut olmadığını, durumun bonodaki yazı yaşının tespiti ile anlaşılacağını, başlatılan icra takibi kapsamında gönderilen ödeme emrinin —- tarihinde usulsüz olarak tebliğ edildiğini, bu kapsamda icra mahkemesinde açtıkları davanın derdest olduğunu, aynı zamanda — ile birlikte davalı şirket ve ortakları ——- hakkında da resmi evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından cezalandırılmaları istemiyle C.Savcılığına suç duyurusunda bulunduklarını, davalı şirket ortaklarının aynı zamanda önceki şirket yetkilisi —— oğlu olduğunu belirterek davanın kabulüyle takibe konu bono nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine ve dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı yan, taraflar arasında —— tarihli makina kiralama sözleşmesi imzalandığını, takibe dayanak yapılan bononun da bu nedenle düzenlendiğini, davacının sorumluluktan kaçmak için bu davayı açtığını, davacı yanın usulsüz tebligata yönelik iddialarını kabul etmediklerini, senedin —- temsil yetkisi kaldırıldıktan sonra sahte olarak düzenlendiği iddiasının da doğru olmadığını, davacının——- Mahkemesi nezdinde konkordato talepli dava açtığını, icra takibinin durduğunu, bu nedenle dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını savunduğu, davacının cevaba cevap dilekçesinde davalının ibraz ettiği makina kiralama sözleşmesini kabul etmediklerini, sözleşmenin de aynen takip konusu bono gibi —– tarafından temsil yetkisinin kaldırılmasından sonra eski tarihli olarak düzenlendiğini, söz konusu sözleşmenin de şirket kayıtlarında mevcut olmadığını, davalının kendilerine kiraladığını iddia ettiği makinaların —- tarafından şirkete sermaye koyma borcuna karşılık —- yılında getirildiğini, ancak makinaların devlet teşviki ile alınmış olmasından ötürü şirkete devrinin yapılamadığını,—– tarafından resmi devir işlemleri için teşvik süresinin bitmesi gerektiğinin bildirildiğini, sözleşmedeki yazı yaşının incelenmesi halinde de bu durumun ortaya çıkacağını ileri sürmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —— günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişiden rapor alınmak suretiyle sonucu gidilmiştir.
Davacı tarafça konkordato talepli olarak dava açılmış olması nedeniyle ihtiyati tedbiren davaya konu bono nedeniyle başlatılan icra takibinin durmuş olması davacının menfi tespit davası açmasına engel teşkil etmediğinden davalının aksi yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir.
——-sayılı takip dosyasında davalı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının —- düzenleme, —- vade tarihli —- bedelli keşidecisi davacı olan bir adet bono olduğu görülmüştür.
Mahkememizde açılan dava ile birlikte davacı tarafça ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş, mahkememizin ——tarihli ara kararı ile davacının takibin durdurulması yönündeki talebi İİK.nun 72.maddesi uyarınca reddedilmiş ancak icra veznesine yatacak paranın takip alacaklısına ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Davacı tarafça kararda öngörülen teminat yatırılmamış, mahkememiz ihtiyati tedbir kararının uygulanmadığı anlaşılmıştır.
—– davacı şirketin sicil kayıtları getirtilmiş, davacı şirketin ortaklarının—- olduğu, şirketin —- yılına ait genel kurul toplantısında —– tarihine kadar şirketi münferiden temsile yetkili kılındığı, —-temsil yetkisinin sona erdirildiği görülmüştür.
Davacı tarafça bildirilen ——- sayılı hazırlık dosyası istenmiş, soruşturma dosyasının yetkisizlik kararıyla —— soruşturma sayılı dosyada davalı şirket ve ortakları ——aleyhine resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşları ile tüzel kişilerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık iddialarıyla yapılan şikayet neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, sahtecilik iddiasının konusunu teşkil eden bono ile makina kiralama sözleşmesinin sahte olarak düzenlendiğine dair yeterli delil elde edilememesinin gerekçe olarak gösterildiği, bu karara davacı tarafça yapılan itirazında——— tarafından kesin olarak reddedildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafın dayandığı makina kiralama sözleşmesi incelenmiş —-tarihli oduğu bu tarihin aynı zamanda senet düzenleme tarihi olduğu, sözleşmenin 7.maddesinde kiralama bedelinin düzenlendiği, —– tarihleri arasındaki kira bedeli toplamının — olarak kararlaştırılmış olup kira bedelinin — düzenleme — vade tarihli bono ile ödendiğinin belirtildiği, madde de geçen bononun davaya konu bono olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf cevaba cevap dilekçesinde makina kiralama sözleşmesine konu makinaların—-sonunda şirket ortağı ——-tarafından davacı şirkete sermaye koyma borcuna karşılık getirildiğini, şahsın sermaye koyma borcuna yönelik nakit herhangi bir ödeme yapmadığını, söz konusu makinaların devlet teşviki ile alınmış olmasından ötürü davacı şirkete devrinin yapılamadığını, —– tarafından resmi devrin yapılabilmesi için teşvik süresinin dolmasının beklenmesi gerektiğinin ifade edildiğini beyan etmiştir.
Davalı vekili ——- tarihli dilekçesinde makina kiralama sözleşmesinin konusunu teşkil eden makinaların müvekili şirkete ait olduğunu beyan etmiş, makinaların teşvik belgelerine ilişkin bilgilerini sunmuştur. Bu doğrultuda ——–davalı şirkete ait makina listesi getirtilmiştir.— de söz konusu makinaların——–dosya içine alınmıştır.
Davacı taraf gerek dava konusu bono gerekse davalının sunduğu makina kiralama sözleşmesinin dava dışı —- tarafından imza yetkisinin sonlandırılmasından sonra geçmiş tarihli olarak düzenlendiğini iddia ederek her iki belgedeki imza ve yazı yaşının tespiti yönünde rapor alınması talebinde bulunduğundan bu konuda —— rapor düzenlemesi istenmiş, gelen —– tarihli cevap ile yazı(mürekkep)yaşı tayinine yarayan ve halen kullanılagelen bir metod bulunmadığı bildirilmiştir. Davacı vekili bu incelemenin —— yaptırılmasını istemiş, bu kurumdan gelen —- tarihli cevapta da yazı yaşı ile ilgili bazı bilimsel araştırmalar olmakla birlikte henüz belge inceleme alanında rutin bir uygulamaya geçebilecek standart bir analiz yöntemi geliştirilmediği, mürekkep yaşı tayinine ilişkin taleplerin geri çevrildiği bildirilmiştir.
Her iki tarafın ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak ayrı ayrı rapor alınmış, davacı tarafın ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde yaptırılan inceleme sonucu alınan raporda davaya konu bono ve makina kiralama sözleşmesinin şirket kayıtlarında olmadığı, bunun yanı sıra davacı şirketin —- sermayesinin — çıkarılmasına —- tarihli —– verildiği ve sermayenin tamamının daha önce ortaklardan alınan ——hesaptan karşılandığı, bono ve makina kiralama sözleşmesinin düzenlendiği tarih itibariyle—— şirkete sermaye koyma borcunun olmadığı, makinaların şirket sermayesi olarak şirket kayıtlarına alınmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce davalı şirketin ticari defter ve dayanak kayıtlarında da inceleme yaptırılmış, aynı zamanda kiralama sözleşmesine konu makinaların, dosyaya sunulan haciz tutanaklarındaki makinalar ve —- listelerdeki makinalarla aynı olup olmadığının da tespiti talep edilmiştir. Alınan —–tarihli heyet raporunda mali bilirkişi taraflar arasında davalının ticari defterlerinde kayıtlı herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, bononun kayıtlı olmadığını, makina kiralama sözleşmesine konu makinaların davalı şirketin tesis-makina ve cihazlar hesabında yer aldığını belirlemiş, makina mühendisi bilirkişi ise, makina kiralama sözleşmesine konu makinalar ile yatırım teşvik belgesindeki makina ve teçhizatların birebir aynı olduğunu, buna karşılık dosyaya sunulan haciz tutanaklarındaki makinaların kiralama sözleşmesine konu makinalar olmadığını belirtmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ile davacı ve davalı arasında ticari defter ve kayıtlara yansıyan bir ticari ilişkinin varlığı tespit edilememekle birlikte ortada imzası inkar edilmeyen bir makina kiralama sözleşmesi ve bu sözleşmeye dayanak olarak düzenlenmiş bono bulunduğu, esasen makina kiralama sözleşmesine konu makinaların —– yılından bu yana davacı şirketin elinde olup kullanıldığı, bu makinaların teşvik belgeleri olup davalı adına kayıtlı makinalar olduğu, her ne kadar davacı tarafça söz konusu makinaların şirketin eski imza yetkilisi —– tarafından sermaye koyma borcuna karşılık şirkete getirildiği ileri sürülmüş ise de davacı şirketin sermaye arttırım kararının —— tarihli olup sermayenin tamamının daha önce ortaklardan alınan ——hesabından karşılandığı, — şirkete nakit sermaye borcunun bulunmadığı, davalı adına kayıtlı makinaların —– tarafından sermaye olarak getirilmesinin de mümkün olmadığı, bu durumda davacının bu iddasını ispat edemediği, davacı şirketin —— neticesinde — imza yetkisinin sona erdiği, gerek bono gerekse makina kiralama sözleşmesinin düzenlendiği tarihi olarak görünün ——- tarihi itibariyle şahsın şirketi münferiden temsile yetkili olduğu, davacı tarafça bu belgelerin geçmişe dönük olarak düzenlendiği ileri sürülmüş ise de yazı yaşı tespiti yönünde bir belirleme yapılmasının mümkün olmaması karşısında davacının bu iddiasının da sübut bulmadığı,———–sayılı benzer nitelikteki kararında da bu hususa değinildiği, öte yandan bononun ticari defterlerde kaydının olmamasının bonoyu hükümden düşürmesinin de mümkün olmadığı, davacının davaya konu bonodan dolayı borçlu olmadığını yazılı delille ispat etmesi gerektiği kabul edilmiş, davacının yemin deliline dayandığı görülmekle bu hakkı hatırlatılmış, davacı vekili yemin teklif etmeyeceklerini imzalı olarak beyan ettiğinden ispatlanamayan davanın reddine ve ihtiyati tedbir kararı uygulanmadığından davalı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2- Davalı tarafın tazminat isteminin reddine,
3-Karar harcı 54,40 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 63,018,03 TL harçtan mahsubu ile bakiye 62.963,63 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 125.526,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/09/2020