Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1337 E. 2022/141 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1337 Esas
KARAR NO : 2022/141

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2018
KARAR TARİHİ : 17/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı—— olduğunu, müvekkili şirketten işletmesinin gereklerine uygun olarak çeşitli hizmetler almakta olduğunu, itiraz konusu takipten doğan borcun davalının ——– verdiği hizmetten kaynaklandığını, müvekkili şirket tarafından borçluya — tutarında cari hesap bakiye borcunun tahsili için taraflarınca — sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını yapılan takip neticesinde borçlu sunduğu itirazla, herhangi borçları bulunmadığını söz konusu borçla beraber ferilerine de itiraz ettiklerini beyan ederek takibin durdurulmasını talep ettiğini beyan ederek borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, 12.035,38 -TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden sonra işleyecek reeskont avans faizinin ferileriyle birlikte tahsiline %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı tarafın dosyaya cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Davaya konu —- getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine takip talebine — borcun sebebi gösterilerek toplam —- alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe borca ve ferilerine itirazlarını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Dosyanın tüm kapsamıın ve tarafların 2017-2018 yıllarına ilişkin ticari defter ve dayanak kayıtlarının incelenerek davacının takip tarihi itibari ile alacağının olup olmadığ varsa miktarının tespit edilmesi için dosyanın mahkememizce seçilecek mali müşavir ve hesap uzmanına tevdi ile hazırlanan—– yasal ticari defterlerinin ; 6102 sayılı TTK. Ve ——- hükümlerine uygun oldukları, açılış kapanış beratlarının onaylı ve sahipleri lehine delil olma niteliklerinde olduklarının tespit edildiği, davalı tarafından düzenlenen faturaların irsaliyelerin bulunmadığı, her fatura üzerinde cari hesap son bakiyesinin ve son ödeme tarihinin ve hangi —- üstü alım – satımlarının—- davacının bu tutarı, incelenen —- — döneminde aştığı, davacının söz konusu dönemde form — beyanda bulunduğu, bildirilen beyan tutarı ile Sayın Mahkemenin celp ettirdiği beyan tutarının örtüştüğü, sonuç olarak davacı … —–akip tarihi itibariyle cari hesaptan kaynaklanan 12.035,08 TL. alacağının bulunduğu, takip konusu faturalardan kaynaklanan işin yapılmadığına yönelik bir savunma bulunmadığı gibi, davacının ticari defterlerinin delil niteliği dikkate alındığında, bu yönde bir incelemenin gerekli olmadığı, ticari defterlerin aksinin davalı tarafından kendi ticari defterlerinin sunulması suretiyle çürütülebileceği ancak davalının defter ibraz etmediği belirtilmiştir.
Davalı şirketin ticari defter ve dayanak kayıtlarının incelenmesine karar verilmişse de inceleme gün ve saatinde davalı taraf defterlerini sunmadığından inceleme yapılamamıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları, tüm dosya kapsamına göre; Dava, 10 adet faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın — defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde, davalı tarafın mahkememizce verilen kesin süreye rağmen defterlerini ibraz etmemesi ile davacının yasaya ve usule uygun tutulan ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğu mahkememizce kabul edilerek, davacının defterlerinin incelenmesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunun mahkememizce gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte görülerek hükme esas alınmış olup bilirkişi raporu ile davacının —- yılı yasal ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. Ve 213 sayılı VUK’nun ticari defterlere ilişkin madde hükümlerine uygun olduklarının tespit edildiği, davacının incelenen muavin defterlerinde tespit edilen hesap hareketlerine göre davacı nezdinde davalının —bakiyesinin bulunduğu, 29.06.2018 tarihi itibariyle, davalının borç bakiyesinin takip konusu — olduğu tespit edildiği, davacı … —- takip tarihi itibariyle cari hesaptan kaynaklanan —. alacağının bulunduğu tespit edilmesi ile gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte görülen bilirkişi raporu hükme esas alınmış olup davanın kabulüne karar verilerek, davalının— dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile; takibin — alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranında ve değişen oranlarda avans faiz işletilmesine, alacak likit olmakla, hüküm altına alınan — %20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının —–takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile; takibin 12.035,08 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranında ve değişen oranlarda avans faiz işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 12.035,08 TL’nin %20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 822,12 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 205,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 616,58‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 205,54 TL peşin harç olmak üzere toplam 241,44‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 181,80 TL tebligat gideri ve müzekkere gideri, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.181,80 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.