Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1336 E. 2019/1332 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1336
KARAR NO: 2019/1332
DAVA : İtirazın İptali (Teknik Servis ve Satıcılık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/11/2018
KARAR TARİHİ: 25/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Teknik Servis ve Satıcılık Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında imzalanan ——– uygun şekilde davalıya teknik servis hizmeti ile ürün pazarlama hizmeti verildiğini, davalının —- tarihli ihtarnameyle sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmenin feshinden sonra davalı adına düzenlenen —– adet fatura bedelinin tahsili için davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak davalının takibe haksız yere itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptaliyle takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında 04/05/2011 tarihli ——- imzalandığını, bu sözleşme uyarınca davacının —— yetkili servisi ve bayiisi olarak yetkilendirildiğini, davacının, müvekkili şirket üyelerine verdiği teknik servis ve davalıya kazandırdığı yeni üyeler karşılığında müvekkili şirketten prim alarak ticari kazanç sağladığını, bunun dışında taraflar arasında ticari yetkili satıcılık sözleşmesi imzalanmış olup, müvekkilinin davacıyla — yılından itibaren ——yılı dahil futbol sezonlarında ticari bayi olarak birlikte çalıştığını, davacının bu sözleşmeden de kazanç elde ettiğini, yapılan denetimler neticesinde davacının haksız kazanç sağlamak amacıyla müvekkilinin zararına bir takım usulsüz eylemler içinde olduğunun belirlendiğini ve bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini belirterek davanın reddiyle davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalı ile aralarında imzalanan —————- uygun şekilde davalıya teknik servis hizmeti ile ürün pazarlama hizmeti verildiğini, davalının 03/07/2018 tarihli ihtarnameyle sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmenin feshinden sonra davalı adına düzenlenen 9 adet fatura bedelinin tahsili için davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak davalının takibe haksız yere itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptaliyle takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı taraflar arasında 04/05/2011 tarihli ———– imzalandığını, bu sözleşme uyarınca davacının —— yetkili servisi ve bayiisi olarak yetkilendirildiğini, davacının, davalı şirket üyelerine verdiği teknik servis ve davalıya kazandırdığı yeni üyeler karşılığında davalıdan prim alarak ticari kazanç sağladığını, bunun dışında taraflar arasında ticari yetkili satıcılık sözleşmesi imzalanmış olup, davacıyla —– yılından itibaren —–yılı dahil futbol sezonlarında ticari bayi olarak birlikte çalışıldığını, davacının bu sözleşmeden de kazanç elde ettiğini, yapılan denetimler neticesinde davacının haksız kazanç sağlamak amacıyla kendilerinin zararına bir takım usulsüz eylemler içinde olduğunun belirlendiğini ve bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini belirterek davanın reddiyle davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 20/03/2019 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından, uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
——-.İcra Müdürlüğünün ——- sayılı takip dosyası getirtilmiş, davacının, davalı hakkında faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin tebliği ile davalının takibe süresinde itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı yan süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile mahkememizin yetkisine itirazla İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüş; ayrıca takibin de yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, İstanbul İcra Dairelerinin yetikli olduğunu, bu nedenle geçerli bir icra takibi bulunmadığından davanın reddi gerektiğini belirtmiştir. Davalı yan takibe itirazında icra dairesinin yetkisine itiraz etmediğinden geçerli bir icra takibi bulunmadığı yönündeki itiraz bu nedenle yerinde görülmemiştir. Taraflar arasında 04/05/2011 tarihli ——— imzalandığı, davalının da kabulünde olup davacı takibe dayanak yaptığı faturaların davalı tarafça feshedilen bu sözleşme kapsamında düzenlenen faturalar olduğunu belirtmiştir. Davalı bu sözleşmeden sonra taraflar arasında —– yılında bir sözleşme daha imzalandığını beyan etmiş ise de sunduğu sözleşmede herhangi bir tarih yazılmamış olup —– yılında ayrıca sözleşme imzalandığını davacı kabul etmemektedir. Davalı, davacıya gönderdiği 03/07/2018 tarihli ——.Noterliğine ait ihtarname ile ——– feshedildiğini bildirmiştir. Dayanak sözleşme 04/05/2011 tarihli olup HMK.nın yürürlüğe girmesinden öncedir. HUMK.nın yürürlükte olduğu dönemde yapılan yetki sözleşmeleri yasal olarak yetkili olan genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini ortadan kaldırmaz. Dava sözleşme ile yetkili kılınan mahkemede açılabileceği gibi kanunen yetkili mahkemede de açılabilir. Davanın konusu alacak bir miktar para alacağının tahsili istemine ilişkin olarak başlatılan takibe itirazın iptali davası olup alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahı mahkemesinde de dava açılabileceği gibi sözleşmenin ifa yeri mahkemesi de yetkili olacaktır. Sözleşmenin ifa yeri Kadıköy, davacının ikametgahı Kadıköy’dür. Kadıköy ilçesi mahkememiz yargı çevresi sınırları içinde olduğundan davanın yetkili mahkemede açıldığının kabulü ile yetki itirazı reddedilip tahkikata devam olunmuştur.
İki tarafın da —- yılında Vergi Dairesine yaptıkları mal alı ve satım bildirimleri (BA/BS)getirtilerek dosya içine konulmuş, davacı vekili takip konusu faturaların dayanağı olan hak ediş belge ve raporlarının davalıya ait olup sözleşmenin feshi nedeniyle davalı tarafından kapatılan ———- ekranında mevcut olduğunu bu yüzden belgelere ulaşılamadığını, davalı tarafın sunmasını istediklerini bildirmiştir. Davacının dilekçesi davalı vekiline ve davalı asile tebliğ olmuş, davalı vekili 17/06/2019 tarihli dilekçe ekinde bir kısım belge ibraz etmiştir.
Tarafların ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılmasına karar verilmiş, tarafların sunulan ——– yılı ticari defter ve dayanak kayıtlarında yapılan inceleme ile oluşturulan bilirkişi raporunda davacının takibe dayanak yaptığı 9 adet faturadan 3 adedinin davacının kendi kayıtlarında mevcut olmadığını (toplam 6.593,99 TL.bedelli)diğer 6 adet fatura bedeli toplamının 325.318,83 TL.olduğunu, davalı şirketin de davacının faturalarını alıp BA formları ile vergi dairesine bildirimini yaptığının dosyaya gelen kayıtlardan anlaşıldığını, davalının beyan ettiği faturalar toplamının KDV dahil 388.223,54 TL.olduğunu, davalının esasen buna itiraz etmeyip, davacının davalı şirkete zarar verdiğini bu bedelin davacının alacağından fazla olduğunu bu yüzden davacıya borcu olmadığını ileri sürdüğünü, ancak dosyaya sunulan deliller itibariyle davalının bu zararını ispatlayıcı hiçbir delil yahut belge sunmadığını, davalının sunduğu cari hesap dökümünde ceza faturası, tazmin faturası gibi notlar varsa da bunlara ilişkin belge ve içeriklerin dosyaya sunulmadığını belirtmiştir.
Davalı vekili rapora itirazlarıyla birlikte bilirkişi raporunun düzenlenmesinden sonra hazırlanan 31/10/2019 tarihli bir adet ticari üyelik bedeli faturası ile 02/09/2019 tarihli denetim raporu olduğunu beyan ettiği ——–.tarafından düzenlenip imzalanan bir yazı sunmuş bu yazıda davalıya hitaben davacının 551.500,00 TL. borçlu olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Yapılan yargılama, toplanan deliller alınan bilirkişi raporu ile taraflar arasında varlığı kabul edilen 04/05/2011 tarihli sözleşme kapsamında davacının davalı adına düzenlediği 9 adet faturadan ötürü toplam 331.912,82 TL.nin davalıdan tahsili talebiyle takip başlattığı, ancak takibe konu ettiği 3 adet faturanın davacının kendi defterlerinde kaydının bulunmadığı, davacının kendi defter kayıtlarına göre davalıdan 325.318,83 TL. alacaklı göründüğü faturaların düzenlendiği aylar itibariyle davacının 13 adet belge için 249.413,00 TL.bildirimde bulunduğu, davalının ise aynı aylar için 5 adet belge toplamı 329.003,00 TL.tutarında bildirim yaptığı, davalı tarafından her ne kadar haksız kazanç sağlamak amacıyla davacının usulsüz eylemlerde bulunduğu iddia edilmiş ise de bu iddianın ispatı için bilirkişi raporu alınıncaya kadar davalı tarafça dosyaya sunulmuş herhangi bir delil bulunmadığı görülmüştür. Bilirkişi raporundan sonra dosyaya bu konuda bir fatura ve 02/09/2019 tarihli denetim raporu sunulmuş ise de davacı taraf dilekçeler aşamasının tamamlanmasından sonra oluşturulan bu belgeleri kabul etmediğini bildirmiştir. Davacının defterlerinde kaydı bulunan, 6 adet fatura karşılığı, 325.318,83 TL.üzerinden davalının takibe itirazının iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, fatura alacağı likid ve davalı itirazında haksız olduğundan hükmedilen tutarın %20’si oranında inkar tazminatının da davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Reddedilen kısım yönünden davacı takipte haksız ancak kötü niyetli olmadığından davalının inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar verildikten sonra davacı vekili aynı gün sunduğu dilekçe ile kısa kararda icra takip dosya numarasının sehven ——- olarak geçtiğini belirterek—— sayılı takip dosyası olarak düzeltilmesini istediklerini bildirmiş, dava konusu takip dosya numarasının aslında —— no.lu dosya olduğu, kısa kararda sehven rakam hatası yapıldığı anlaşılmıştır. HMK 304 maddesinde, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların mahkemece re’sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebileceği kabul edilmiş olup hüküm tebliğ edilmiş ise taraflar dinlenmeden karar verilemeyeceği de düzenlenmiştir. Mahkememiz kararı henüz yazım aşamasında iken durum fark edilmiş olduğundan her ne kadar kısa kararda icra takip dosya numarası ——olarak yazılmış ise de bu rakam hatası gerekçeli kararda düzeltilmiş, icra takip dosya numarasının doğru olan ——– olarak yazılması suretiyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, davalının ——.İcra Müd. —– sayılı takip dosyasında itirazının 325.318,83 TL.asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren %19,50 ve değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine,
Fazla talebin reddine,
Hükmedilen tutarın %20’si oranında 65.063,76 TL.inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar harcı 22.222,52 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 4.008,69 TL ile icra dosyasına yatırılan 1.659,56 TL. harcın mahsubu ile bakiye 16.554,27 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 4.008,69 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 41,10 TL ilk masraf, 139,35 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.180,45 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranına göre (%98)1.157,00 TL.nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 25.469,12 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/12/2019