Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1318 E. 2020/127 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1318
KARAR NO : 2020/127

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2018
KARAR TARİHİ : 12/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan ————-müvekkili arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca kredi kullandırıldığını, diğer davalıların da müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıklarını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek ihtarname gönderildiğini, sonuç alınamayınca icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe haksız yere itiraz ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla faiz ve masraflar hariç olmak üzere takip koşullarında asıl borçlu için ——-tutarında alacağın tahsil tarihine kadar işleyecek faizi ile birlikte tahsilini temin için davalıların itirazının iptaliyle takibin devamına ve davalıların %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karair verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açılmadığını,sözleşme ile yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olarak kararlaştırıldığını,davalılardan —–sözleşmenin tarafı olmadıklarını,sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladıklarını, kredi asıl borçlusuna başvurmadan kefiller aleyhine icra takibi yapılamayacağını, bu nedenle davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, borcun olmaması nedeniyle müvekillerinin temerrüde düşürülmediklerini, dava dilekçesinin sonuç ve talep kısmını kabul etmediklerini belirterek davanın reddiyle davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur. Yargılamanın devamında davalılar vekili vekillikten istifa etmiş, davalı asillere tebligat yapılmak suretiyle yargılamaya devam olunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile;İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı banka davalılardan ——.ile aralarında imzalanan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi uyarınca bu davalıya kredi kullandırdığını, diğer davalılarında sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilip ihtarname gönderildiğini ancak borcun ödenmediğini bu yüzden davalılar hakkında icra takibine girişildiğini, ancak davalıların takibe haksız yere itirazı ile takibin durduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı asıl borçlu için ————.tutarında alacağın tahsil tarihine kadar işleyecek faiziyle birlikte tahsilini temin için davalıların itirazının iptali ile takibin devamına ve davalıların %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini taleple dava açmıştır. Davalılar ise husumet itirazında bulunarak sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladıklarını, asıl borçluya başvurmadan kefil aleyhine icra takibi yapılamayacağını, temerrüde düşürülmediklerini belirterek davanın reddi ile davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 27/03/2019 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları saptanıp tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğünün — sayılı takip dosyası getirtilmiş, davacının davalılar hakkında ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalılara tebliği ile takibe süresinde itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalılar süresinde sundukları cevap dilekçesi ile mahkememizin yetkisine itirazla, yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu ileri sürmüş iselerde dayanak —— tarihli sözleşmede yetkiyi düzenleyen 6.2 maddesinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığına dair herhangi bir açıklama olmadığı, aynı madde uyarınca dava konusu kredilerin bankanın ——- tarafından kullandırılmış olması karşısında banka şubesinin mahkememiz yetki sınırları içinde kaldığı, mahkememizin yetkili olduğu, aynı zamanda davalıların ikametgahı itibariyle de mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmakla, davalıların yetki itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dayanak sözleşmelerin incelenmesinden kredi asıl borçlusunun davalı —— davalılarında sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, kullandırılan kredi borçlarının ödenmediği belirtilerek davacı bankanın 17/08/2018 tarihi itibariyle hesabı kat ettiğine dair 28/08/2018 tarihli ihtarnameyi düzenlediği, ihtarnamenin davalılara 31/08/2018 tarihinde tebliği ile ihtarnamede verilen 7 günlük süre uyarınca temerrüdün 08/09/2018 tarihinde oluştuğu anlaşılmıştır. Davalıların kat ihtarına itiraz ettiklerine dair bir beyanları olmamıştır. Davalılardan ——- asıl borçlu şirketin hissedarı olduğu bu nedenle kefalet sözleşmesini imzalarken TBK 584/3 maddesi hükmü uyarınca eş rızasına gerek olmadığı tespit edilmitir.
TBK 586/1 maddesi uyarınca kefil müteselsil kefil sıfatıyla yahut bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girmeyi kabul etmiş ise alacaklı borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak bunun için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Somut olayda da banka kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle kredi hesabı kat edilerek asıl borçluya ve müteselsil kefillere ihtarname gönderilmiş ve ihtar sonuçsuz kalmıştır. Bu yüzden davalıların aksi yöndeki savunmaları yerinde görülmemiştir.
Dosya davacının takip tarihi itibariyle davalılardan talep edebileceği bir alacağının olup olmadığı ve miktarının tespiti bakımından bilirkişiye verilmiş, kök ve ek rapor alınmıştır. Bilirkişi tarafından yapılan tespit ve hesaplamalar gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan raporlar hükme esas alınmış, davacı tarafça her ne kadar takip talebinde ihtiyati haciz vekalet ücretinin de davalılardan tahsili isteminde bulunulmuş ise de dayanak ihtiyati haciz kararında davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmediğinden bu alacak kalemi yerinde görülmeyerek davanın kısmen kabulüne ve davalıların itirazında haksız alacağın likit olması göz önünde bulundurularak hükmedilen tutarın %20’si oranında inkar tazminatının da davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalıların İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü —- sayılı takip dosyasında itirazının;
2.230.000,00 TL asıl alacak,
322.235,00 TL işlemiş %20,40 oranında akdi faiz,
56.963,19 TL işlemiş temerrüt faizi,
21.424,06 TL BSMV olmak üzere toplam
2.630.622,25 TL üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına,
Asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren yıllık %40,80 oranında temerrüd faizi ve %5 BSMV uygulanmasına,
Takip borçlularından —– borcun tamamından, davalılardan ——- —— sorumlu olmasına,
Fazla talebin reddine,
2- Hükmedilen tutarın %20’si oranında 526.124,45 TL ( davalı ——– tamamından, davalı —— sorumlu olmaları kaydıyla) inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Karar harcı 179.697,80 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 32.855,00 TL.ile icra dosyasına yatırılan 13.601,74 harcın mahsubu ile bakiye 133.241,06 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 32.855,00 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 41,10 TL ilk masraf, 368,10 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.209,20 TL. yargılama giderinden davadaki haklılık oranı göz önünde bulundurularak (%97) 1.172,92 TL.nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —-vekalet ücretinin (davalı ————- sınırlı olarak sorumlu olmak kaydıyla) davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı —- karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.