Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1303 E. 2019/791 K. 16.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2019/38 Esas
KARAR NO : 2019/722

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/02/2019
KARAR TARİHİ : 03/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %15 oranında ortağı olduğunu, davalı şirketin 25/10/2018 tarihinde yapılan 2017 yılı olağan genel kurul toplantısında gündemin 4.maddesinin müzakeresi esansında finansal tablolara itiraz edildiğini, denetçi atanarak rapor düzenlenmesinin talep edildiğini, bu talebin müzakere edilmediğini, red yada kabul kararı verilmediğini, bu hususlarda karar verilmeden toplantının 28/11/2018 tarihine ertelendiğini, yapılan işlemin yasaya aykırı olduğunu, 25/10/2018 tarihli genel kurulun tescil ve ilan edilmediğini, bu nedenle yok hükmünde olduğunu, bu genel kurulun devamı niteliğinde 28/11/2018 tarihinde genel kurul yapıldığını, önceki genel kurulun tescil ve ilan edilmemesi nedeniyle 28/11/2018 tarihli genel kurulunda hükümsüz ve yok hükmünde olduğunu, 28/11/2018 tarihli genel kurul gündeminin 4.maddesinde finansal tablolara itiraz edildiğini, tutanağa geçildiğini, şirket yetkilileri tarafından aydınlatıcı şekilde bilgi verilmediğini ve bu hususla ilgili tutanakta herhangi bir açıklama olmadığını, gündemin 5.maddesinde ise yönetim kurulu üyelerinin kendilerini ibra etmeleri yönünde oy kullandıklarını, bu durumun yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek davanın kabulü ile davalı şirketin 28/11/2018 tarihli genel kurulun hükümsüzlüğünün ve yoklukla malul olduğu ve yok hükmünde olduğunun tespitine, genel kurulda alınan kararlar ile gündemin 4. Ve 5.maddelerinde alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 25/10/2018 tarihli genel kurul kararının ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilan edildiğini, davacının 25/10/2018 tarihli genel kurul öncesinde TTK 438.maddesi gereğ bilgi alma veya inceleme hakkını kullanmadığını, davacı taleplerinin genel kurulu manipüle etmeye yönelik olduğunu, genel kurulun iptali talebinde bulunabilmek için tanınan üç aylık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının finansal tablolara yönelik itirazının genel kurulca reddedildiğini, davacı taleplerinin TTK 445 ve müteakip maddeleri uyarınca uygun olmadığını, genel kurul toplantısında alınan kararların kurucu değil açıklayıcı nitelik taşıdığını, açıklayıcı nitelikteki kararların tescil ve ilana tabi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile anonim şirket genel kurulunun usulsüz ve yasaya aykırı olması nedeniyle genel kurulda alınan kararların hükümsüzlüğü ve yoklukla malul olduğunun tespiti ve alınan kararların iptali talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 03/07/2019 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazları incelenmiş tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Davalı şirketin sicil kayıtları getirtilmiş şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırları içinde kaldığı, davacının davalı şirketin ortağı olduğu görülmüştür.
Davalı şirketin 2017 yılına ait genel kurul toplantısı 25/10/2018 tarihinde yapılmış olup bu toplantıda 2017 yılına ait faaliyet raporu okunmuş, davacının olumsuz oyu ile kabul edilmiştir. 5.gündem maddesinde 2017 yılı finansal tabloları okunduktan sonra davacının toplantıya katılan vekili finansal tablolara itiraz ettiklerini denetim raporu düzenlenmesini istediklerini bildirmiş, bunun üzerine toplantı ertelenerek 28/11/2018 günü yapılmasına karar verilmiştir. 6102 sayılı TTK. 420/1 maddesi ” Finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların sermayenin onda birine ait halka açık şirketlerde yirmide birine ait pay sahiplerinin istemi üzerine genel kurulun başkaca karar almasına gerek olmaksızın toplantı başkanının kararıyla 1 ay sonraya bırakılır. Erteleme 414 maddesinin 1.fıkrasında yazılı olduğu şekilde pay sahiplerine ilanla bildirilir ve internet sitesinde yayınlanır. İzleyen toplantı için genel kurul kanunda öngörülen usule uyularak toplantıya çağrılır.” hükmüne haizdir. Davalı şirketin 25/10/2018 tarihli 2017 yılına ait genel kurul toplantısında davacı ortağın vekilinin talebi ile genel kurul toplantısı ertelenmiş, belirlenen 28/11/2018 tarihli genel kurul toplantısına ilişkin toplantıya çağrı, 05/11/2018 tarihli sicil gazetesinde ilan edilip, ortaklara iadeli taahhütlü mektup gönderilmek ve şirket internet sitesinde yayınlanmak suretiyle haber verilmiştir. Şirketin 28/11/2018 tarihli genel kurul toplantısına tüm ortakların katıldığı hazerun cetvelinden anlaşılmıştır. 28/11/2018 tarihli genel kurulda 2 ve 3 nolu kararların oy birliği ile alındığı, 4 nolu gündem maddesinin finansal tabloların okunmasına ilişkin olduğu madde kapsamında finansal tablolar ile davacı vekilinin 25/10/2018 tarihli genel kuruldaki istemi üzerine alınan denetim raporunun müzakere edildiği, davacı vekilinin itirazlarını açıkladığı oylama neticesinde 2017 yılı finansal tablolarının davacının karşı oyuyla oy çokluğu ile kabul edildiği, davacının oylama sonrası muhalefet şerhi yazdırmadığı anlaşılmıştır. Genel kurulun 5 nolu gündem maddesi ise yönetim kurulunun ibrasına ilişkin olup davacı vekilinin aynı şekilde yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanamayacaklarını belirterek itiraz ettiği, ibranın davacının karşı oyu ile oy çokluğu ile kabul edildiği, davacının oylama sonrası muhalefet şerhi yazdırmadığı görülmüştür. Genel kurulun 6 nolu gündem maddesi 2017 yılına ait karın dağıtılmaması şirket bünyesinde tutulması, 8 nolu gündem maddesi yönetim kurulu üyelerine TTK 395-396 maddelerinde sayılan hususlarda yetki verilmesine ilişkin olup bu maddeler de davacının karşı oyu ile oy çokluğu ile kabul dilmiş, davacı muhalif kaldığını bildirmemiştir. 7 nolu gündem maddesi ise yönetim kurulu üyelerinin huzur hakkı, ücret, …. prim ödenmemesine ilişkin olup oy birliği ile kabul edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde 25/10/2018 günü ilk genel kurul toplantısında denetçi tayini ve bu hususta rapor düzenlenmesi yönündeki taleplerine kabul yada red yönünde bir karar verilmediğini, bu hususun tutanağa geçirilmediğini, hiçbir işlem yapılmadan toplantının ertelendiğini, 25/10/2018 tarihli genel kurulun tescil ve ilan edilmediğini, bu nedenle yok hükmünde olduğunu ileri sürmüştür.
TTK 422/2 maddesi yönetim kurulunun tutanağın noterce onaylanmış bir suretini derhal ticaret sicil müdürlüğüne vermek ve bu tutanakta yer alan tescil ve ilana tabi hususları tescil ve ilan ettirmekle yükümlü olduğunu düzenlemiştir. Madde her genel kurulun tescil ve ilanını zorunlu kılmamış, tescil ve ilana tabi hususların tescil ve ilan edilmesinden bahsetmiştir. Her genel kurul kararının tescil ve ilan zorunluluğunun olmadığı Yargıtay —–. Hukuk Dairesi’nin 2017/4750 esas —- karar sayılı kararında da açıkça vurgulanmıştır. Söz konusu genel kurulda 2017 yılı faaliyet raporu okunmuş ve davacının olumsuz oyuyla kabul edilmiştir. Faaliyet raporuna ilişkin karar tescil ve ilan zorunluluğu olan kararlardan değildir. 5.gündem maddesinin görüşülmesi sırasında ise davacı vekili erteleme talep etmiş, TTK 420 maddesi uyarınca toplantı ertelenmiş, izleyen toplantı için yasanın aradığı koşullar yerine getirilmiştir. Öte yanda özen denetçi isteme hakkının nasıl kullanılacağı TTK 438 ve 439 maddelerinde açıklanmış olup davacının bilgi alma ve inceleme hakkını kullandığına dair dosyaya bir delil sunulmamıştır. Bu husus davalı vekilince cevap dilekçesinde itiraz olarak ileri sürülmüştür. Yine özel denetçi tayini belirli olayların açıklığa kavuşturulması için istenebilir iken toplantı da davacı vekili sadece denetim raporu istediğini ifade etmiştir. Özel denetçi atanması yönünde açık bir talebi olmamıştır. Bu yönde talebinin bulunduğunun kabulü halinde ise genel kurulun bu isteme sessiz kalması red olarak algılanmalıdır. Davacı TTK 439 maddesindeki düzenleme uyarınca herhangi bir başvuruda bulunduğunu ileri sürmemiştir.
Davacının 25/10/2018 tarihli genel kurulun tescil ve ilan edilmemesi nedeniyle yok hükmünde olduğunu iddiası açıklanan nedenlerle yerinde olmadığı gibi davacının ertelenen 28/11/2018 tarihli genel kurulunda 25/10/2018 tarihli genel kurulun devamı niteliğinde olmasından ötürü ve önceki genel kurul tescil ve ilan edilmemiş olduğundan yoklukla malul olduğu iddiası yerinde görülmemiştir. 25/10/2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların tescil ve ilan zorunluluğu olmadığından bu durum 25/10/2018 tarihli genel kurulu geçersiz kılmayacağı gibi TTK 420 maddesi uyarınca ertelenen 28/11/2018 tarihli genel kurulu da geçersiz / yok hükmünde kılmayacaktır. Davacı 28/11/2018 tarihli genel kurulda alınan kararların da tescil ve ilan edilmemesi nedeniyle hükümsüz, yok hükmünde olduğunu ileri sürmektedir. TTK’da tescil ve ilana tabi kararların neler olduğu , her biri ilgili maddede düzenlenmek suretiyle gösterilmiştir. Örneğin TTK 40 maddesinde şubenin tescil ve ilan zorunluluğu, TTK 152/1 maddesinde şirket birleşmelerinde birleşmeye katılan şirketler tarafından birleşmenin tescil ettirilmesi zorunluluğu, TTK 189/2 maddesinde tür değiştirmenin ve şirket sözleşmesinin tescil zorunluluğu, TTK 371 maddesinde anonim şirketlerde temsil yetkisine ait sınırlamaların tescil ve ilan zorunluluğu, TTK 373/1 maddesinde anonim şirket yönetim kurulunun, şirketi temsile yetkili kişileri ve bunların temsil şekillerini gösterir kararın noterce onaylanmış suretini tescil ve ilan ettirmesi … gibi)
28/11/2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararlara tek tek bakıldığında finansal tabloların müzakeresi, yönetim kurulu üyelerinin ibrası, kar dağıtmama kararı, üyelere huzur, ücret … vs. ödenmemesi ve yönetim kurulu üyelerine TTK 395-396 maddelerine göre yetki verilmesi hususlarının karara bağlandığı görülmüştür. Bu kararların hiç biri tescil ve ilan zorunluluğu getirilen kararlardan olmadığından davacının bu nedenle kararların yok hükmünde olduğu yönündeki iddiası yerinde görülmemiştir.
28/11/2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararlarda (2,3 ve 7 nolu dışındakiler) davacı karşı oy kullanmış muhalefet şerhini yazdırmamıştır. Davacı aynı zamanda genel kurulda alınan kararların iptalini de talep etmektedir.
Karşı oy kullandığı kararlardan 5 nolu olan hariç diğerleri iptali talep edilebilecek kararlar olup TTK 446.maddesi uyarınca davacının oylama sonrasında muhalefet şerhinin bulunması dava açması için zorunlu şarttır. Davacı bu şartı yerine getirmediğinden ilgili maddeler yönünden iptal talebinde de bulunamayacaktır.
28/11/2018 tarihli genel kurulun 5.gündem maddesi ise yöneticilerin ibrasına ilişkindir. TK 436/2 maddesi şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde imza yetkisini haiz kişilerin yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamayacaklarını kabul etmiştir. Kanundaki bu düzenleme emredici nitelikte olup aykırı hareket edilmesi halinde karar yok hükmünde olacaktır. Bu durumda dava açan ortağın muhalefet şerhi koymasına da gerek yoktur. 5.maddede yönetim kurulu üyeleri davacının 450 olumsuz oyuna karşılık 2550 olumlu oyla oy çokluğu ile ibra edilmişlerdir. Şirketin 20/03/2017 günlü olağan genel kurul toplantısında ———- 3 yıl süreyle yönetim kurulu üyesi olarak seçilmişlerdir. 28/11/2018 tarihli genel kurul hazerun cetveli incelendiğinde toplantıya bu kişilerle birlikte davacının katıldığı, davacının payının 450 olup kalan payların ise aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olan ortaklara ait olduğu, yönetim kurulu üyelerinin gerek kendi gerekse diğer yönetim kurulu üyelerinin ibralarında oy kullanamayacak olmaları karşısında ibra oylamasının geçersiz olduğu anlaşılmış, davacının 28/11/2018 tarihli davalı şirketin 2017 yılına ait genel kurul toplantısında alınan kararların hükümsüz ve yoklukla malul olduğunun tespiti yönündeki talebinin ilgili genel kurulun 5 nolu gündem maddesi ile sınırlı olarak kabulüne, 5 nolu yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olarak alınan kararın yoklukla malul olduğunun tespit ve iptaline, fazla talebin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının 28/11/2018 tarihli davalı şirketin 2017 yılına ait genel kurul toplantısında alınan kararların hükümsüz ve yoklukla malul olduğunun tespiti yönündeki talebinin ilgili genel kurulun 5 nolu gündem maddesi ile sınırlı olarak kabulüne, 5 nolu yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olarak alınan kararın yoklukla malul olduğunun tespit ve iptaline,
Fazla talebin reddine,
2-Karar harcı peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 50,80 TL ilk masraf, 96,70 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 147,50 TL yargılama giderinin taktiren tamamının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —-deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —-. deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı … davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı … davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.