Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1300 E. 2020/210 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1300 Esas
KARAR NO : 2020/210

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2018
KARAR TARİHİ : 10/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında evsel ve —- mevzuata uygun bir şekilde toplanması, taşınması, ayrıştırılması ve bertaraf edilmesi amacıyla —- tarih aralığını kapsayan 3 yıl süreli “— — Sözleşmesi” akdedildiğini, müvekkili şirketin bu iş için personel alımının yanı sıra gerekli makine ve teçhizat aldığını, çeşitli sigortalar yaptırdığını, vergiler ödediğini ve hizmet edimini sunmaya başladığını, müvekkili şirket sözleşmesel yükümlülüğünü gereği gibi ifa ederken, davalı şirketin daha sözleşmenin kurulmasından 3 ay sonra 30.05.2018 tarihinde Kartal——-Noterliği vasıtasıyla — yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmenin 10.1 maddesini gerekçe göstererek tek taraflı olarak sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, ancak yapılan bu feshin haksız ve kötü niyetli olduğu ve bu sebeple müvekkili şirketin uğramış olduğu zararların tazminini talep hakkı hasıl olduğunu, müvekkili şirketin sunmuş olduğu hizmet ediminde hiçbir kusuru olmadığı halde 3 ay gibi kısa bir süre sonra tek taraflı fesih bildiriminin, hakkın kötüye kullanımı olduğunu, her ne kadar taraflar tacir, sözleşmede davalı şirkete tek taraflı fesih hakkı tanınmış ve fesih halinde herhangi bir alacak talebinde bulunulamayacağı hususları belirtilmiş ise de — gereğince hak ve borçların kullanımı ve ifasında iyi niyet kurallarına uyulması gerektiğini, ticari ilişkide tarafların bu ilişkiden zarar görmemeyi aksine menfaat sağlamayı ümit ettiklerini, 3 yıl süreliğine akdedilen sözleşmenin feshini gerektirecek hiçbir durum yokken ticari hayatın akışına ters bir şekilde 3 ay gibi kısa bir süre sonra feshedilmesinin müvekkili şirketin maddi ve manevi zararına sebep olduğunu, müvekkili şirketin uzun yıllar emek sarf ederek kazanmış olduğu ticari itibarın yaşanan bu hadise ile zedelendiğini, müvekkilinin toplam 80.848,67 TL ve 3.961,00 Euro zarara uğradığını, fazlaya dair her türlü dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin haksız ve kötü niyetli fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi zararın davalı şirketçe tazmini ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tarafların imzaladıkları 22.03.2018 tarihli sözleşme ile — Havalimanı bünyesinde yer alan bölümlerden çıkan tehlikeli olmayan evsel ve ambalaj atıklarının düzenli olarak yasal mevzuata uygun şekilde toplanması, taşınması, ayrıştırılması ve bertaraf edilmesi hizmetinin davacı şirketten alınması hususunda anlaştıklarını, davacı şirketin hizmete başladıktan sonra yüklendiği edimleri zamanında ve sözleşmede belirtilen şekilde yerine getirmediğini, yüklendiği işi dava dışı üçüncü bir şirkete devrettiğini, 22.03.2018 tarihli sözleşmenin Devir ve Temlik başlıklı 9. Maddesinin açık olduğunu, davacı şirketin yüklendiği işi başka bir şirkete devretmesinin sözleşmeye açık şekilde aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili şirketin gerek verilen hizmetteki aksamalar gerekse sözleşmenin 9. Maddesine açık aykırılıklar sebebiyle Kartal —-. Noterliği’nin — yevmiye no.lu ihtarnamesini keşide ederek taraflar arasından akdedilen sözleşmeyi sözleşmenin 10.1 maddesine uygun olarak tek taraflı olarak feshettiğini, müvekkili şirketin 30 gün önceden yazılı bildirim yapmak şartıyla sözleşmeyi istediği gibi her an tek taraflı olarak feshedebileceğini ve fesih sebebiyle yüklenicinin herhangi bir hak ve alacak talep edemeyeceğinin sözleşmenin imzalanması sırasında davacı şirketçe bilindiğini, TTK 20/2. maddesi gereğince davacı şirketin sözleşmenin feshinden sonra huzurdaki davayı ikame etmesinin bu sebeple kötü niyetli olduğunu, davacı tarafın iddiasının aksine müvekkili şirkete verilen hizmetin ayıplı olduğunu, müvekkili şirketin sözleşmeye uygun yerine getirilemeyen hizmet sebebiyle taraflar arasındaki ticari ilişkiden gerekli menfaati sağlayamadığını, daha fazla zarara uğramamak için de sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkili şirketin sözleşmeyi hukuka aykırı şekilde feshettiği varsayılsa bile maddi tazminat adı altında sayılan kalemlerin müvekkil şirketten talep edilmesinin mümkün olmadığını, davacı şirketin uzun yıllar boyunca sarf ederek kazanmış olduğu ticari itibarın zedelenmiş olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirtip haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; hizmet sözleşmesinin haksız feshi iddiasına dayalı maddi zarar ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında düzenlenen sözleşme uyarınca davalıya evsel ve ambalaj atıklarının mevzuata uygun bir şekilde toplanması, taşınması, ayrıştırılması ve bertaraf edilmesi amacıyla hizmet verdiğini, bu sözleşmenin akdedilmesi üzerine personel alımının yanı sıra gerekli makine ve teçhizat aldığını, çeşitli sigortalar yaptırdığını, vergiler ödediğini, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshetmesi üzerine zarara uğradığını, yaptığı masraflar nedeniyle doğan zararının karşılanması ve sözleşmenin haksız feshi nedeniyle itibarının zedelendiğini, manevi zarara uğradığını belirterek maddi ve manevi zararlarının karşılanmasına karar verilmesini taleple dava açmış, davalı taraf cevap dilekçesinde feshin haklı olduğunu, davacının sözleşmeye uygun hareket etmediğini, yükümlülüklerini ihlal ettiğini, yüklendiği işi dava dışı üçüncü bir şirkete devrettiğini, davacı şirketin yüklendiği işi başka bir şirkete devretmesinin sözleşmeye açık şekilde aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili şirketin sözleşmeyi sözleşmenin 10.1 maddesine uygun olarak tek taraflı olarak feshettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Dayanak sözleşmenin karşılıklı borçlar yükleyen bir sözleşme olduğu, sözleşmeye göre davacının davalıya evsel ve ambalaj atıklarının mevzuata uygun bir şekilde toplanması, taşınması, ayrıştırılması ve bertaraf edilmesi hizmeti vermeyi taahhüt ettiği, davalının da bunun karşılığında sözleşme ile belirlenen ücreti ödemeyi yüklendiğini, sözleşmede yüklenicinin yükümlülüklerinin 2. maddede düzenlendiği, devir ve temlik hususunun ise 9. Maddede düzenlenmiş olup, davacı/yüklenicinin, hizmeti ve işbu sözleşmeden doğan her ne nam altında olursa olsun hak, alacak ve yükümlülüklerini kısmen veya tamamen üçüncü kişilere devir ve temlik edemeyeceği, —- önceden yazılı onayı alınmaksızın bir başka kişi ile ortak olamayacağı, hisselerinin tamamını veya bir kısmını bir başka gerçek veya tüzel kişiye devredemeyeceği belirtilmiştir. Sözleşmenin 10. Maddesinde ise sözleşmenin feshi düzenlenmiş olup 10.1 maddede davalı şirketin sözleşmeyi tek taraflı fesih hakkının düzenlendiği görülmüştür.
Sözleşmenin Feshi başlıklı 10.1 maddesinde; ——-, Sözleşmenin sona erme tarihini beklemeksizin en az 30 gün öncesinden yazılı bildirimde bulunmak suretiyle işbu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmek hak ve yetkisini haiz olduğu, böyle bir fesih durumunda davacı/yüklenicinin, her ne nam altında olursa olsun hiçbir şekil ve surette alacak, hak, iddia ve tazminat talebinde bulunamayacağı, —- herhangi bir sebeple işbu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmesi halinde, yüklenicinin fesih tarihine kadar olan ve henüz ödenmemiş edimlerinin karşılığını fesih tarihinden sonra 15 gün içinde fatura karşılığında talep edebileceği, bunun haricinde her ne nam altında olursa olsun bir hak ve alacak talebinde bulunmayacağını peşinen gayrikabili rücu olarak beyan, kabul ve taahhüt ettiği belirtilmiştir. Davalının bu maddeye dayanarak 30 gün önceden bildirmek suretiyle sözleşmeyi feshettiği anlaşılmıştır.
Tarafların tacir oluşu gözönünde bulundurularak ticari defter ve kayıtların incelenmesine karar verilmiş, belirlenen inceleme gününde tarafların ticari defterleri incelenmiştir.
Tarafların incelenen 2018 yılı ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun ve tam bir karşılıklılık içinde bulundukları, kanunlara uygun tutulduğu kapanış onamalarının yaptırıldığı, davacı şirketin edimlerine karşılık davalı şirketin yaptığı ödemeler sonucunda dava tarihi itibarıyla borç/alacak bakiyesinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davalının sözleşmeyi haksız olarak feshetmesi nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararı talep ettiği anlaşılmıştır. Davalı davacıya gönderdiği ihbarname ile sözleşmenin 10.1 maddesi uyarınca ihbarnamenin tebliğinden itibaren 30 gün sonra geçerli olmak üzere tek taraflı olarak sözleşmeyi fesih ettiğini bildirmiştir. Sözleşme 10.1.madde uyarınca sözleşmenin bitim tarihinden önce herhangi bir sebep gösterilmeden işveren tarafından tek taraflı olarak feshedilmesi durumunda davacının herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunamayacağı kabul edilmiş, bilirkişi tarafından sözleşmenin 10.1 ve 10.2 maddesi uyarınca feshinin haklı olup olmadığı değerlendirilmiş, davalının dosyaya sunduğu belgelerin değerlendirmesi ile iş sağlığı ve güvenliği yönetmelikleri, ambalaj atıklarının kontrolü yönetmeliği ve sözleşme şartlarına aykırı hareket eden davaci şirketin kusurlu olduğu, ancak sözleşmenin kusur nedeniyle fesih şartını düzenleyen 10.2 maddesine göre—-sözleşmeyi bu kusurları gerekçe göstererek sözleşmeyi fesih edebilirken gene taraflar arasında imzalanan sözleşmenin eki olan teknik şartnamenin—maddesine göre gerekli tüm fesih şartları oluşmadığından dolayı bu kusurların haklı fesih için yeterli olamayacağı kanaati bildirilmiş, davalı — feshini dayandırdığı sözleşmenin fesih şartlarını düzenleyen 10.1 maddesine göre ise sözleşmeyi tek taraflı feshetmesinin mümkün olduğu ancak bu tek taraflı fesih hakkının kötüye kulamlıp kullanılmadığı yada geçerli sayılıp sayılmayacağı hususunun davanın ana uyuşmazlık konusunu oluşturduğu ve mahkemenin hukuki değerlendirme ve takdir yetkisi içinde olduğu belirtilmiştir. Tarafların rapora karşı itirazlarını sunması üzerine itirazlar giderilmek üzere ek rapor alınmış, davacının talebi üzerine zarara uğradığını belirttiği zarar kalemleri hesaplanmıştır. Bilirkişi raporu ile de belirtildiği üzere ana uyuşmazlık konusu sözleşmenin 10.1 maddesi uyarınca feshinin haklı olup olmadığı hususu olduğu, sözleşmenin 10.2 maddesinin uyuşmazlık konusu olmadığı, zira davalının sözleşmeyi haklı sebeple feshettiğine ilişkin bir iddiasının olmadığı, sözleşmenin 10.1 maddesi uyarınca feshinde ise davalının sözleşme ile bu hakka sahip olduğu, basiretli bir tacir olan davacının sözleşmenin bu maddesinin sonuçlarını bilerek kabul ettiği, davalı tarafın tuttuğu tutanaklardan anlaşıldığı üzere davacının yükümlülüklerini yerine getirirken kusurlu davrandığı, her ne kadar bu kusurlu davranışlar sözleşmenin 10.2 maddesi uyarınca haklı sebeple feshi için yeterli olmasa da davalıya 10.1 maddesinde tanınan fesih hakkını kullanmasına engel olamayacağı dolayısıyla davalının sözleşmeden doğan hakkını kullanımında kötü niyetli sayılamayacağı ve sözleşmenin bu şartlar altında feshinin davacıya her hangi bir hak talep etme hakkı vermeyeceği kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
1-Karar harcı 54,40 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.092,33 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.037,93 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan 41,00 TL yargılama giderinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde geçerli —. deki esaslara göre belirlenen 13.735,81 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde geçerli —10/4 maddesindeki esaslara göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.