Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/128 E. 2018/604 K. 11.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/259
KARAR NO : 2018/612

DAVA : Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
KARAR TARİHİ : 17/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hissedarlarından ……. 23/03/2015 tarihinde vefat ettiğini, müteveffanın şirketteki esas sermaye payının yasa gereği davalılara geçtiğini, İstanbul Anadolu ………. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ………. esas – ………. karar sayılı kararı ile davalılardan …….. şirketteki hissesi ile ilgili olarak temsil etmek ve hak ve menfaatlerini korumak üzere kayyım olarak …’ün atandığını, ……. vefatından sonra gerek mirasçılar gerekse mirasçıların avukatları ile yapılan görüşmelerde şirketteki hisselerin davalı mirasçılar adına pay defterine işlenmesi, tescil ve ilan edilmesi hususunda yasal işlemlerin yapılması talebinde bulunulduğunu, ilgili hususta ihtarname gönderildiğini, ancak yasal zorunlulukları yerine getirmediklerini belirterek davalıların miras bırakanı ……… intikal eden davacı şirketteki esas sermaye paylarının, davalıların miras hisseleri oranında paylaştırılıp pay defterine işlenmesi, tescil ve ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi olan ………. vefat etmesi üzerine TMK 640. Maddesi uyarınca terekeye elbirliği ile sahip olduklarını, davacı şirkete gönderilen ihtarname ile …………. şirketteki ortaklık payının davalılar adına şimdilik elbirliği şeklinde pay defterine kaydedilmesinin talep edildiğini, şirket payları üzerinde mevcut elbirliği mülkiyeti ve buna yol açan miras ortaklığının bozulup paylı mülkiyete dönüştürülmeden mirasçıların payları oranında pay sahipleri defterine kayıt yapılmasının yasaya aykırı olduğunu, davacıların dava açmakta hukuki yararları olmadığını, kanunen elbirliği ile hak sahipliği şeklinde intikal eden terekeyi paylaşmak veya paylı mülkiyete dönüştürmenin mirasçılara tanınan bir hak olduğunu, yasanın mirasçılara tanıdığı bu hakkı 3.kişilerin ve davacıların kullanmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; davacı şirket ortağının vefatı nedeniyle müteveffaya ait hisselerin mirasçılar adına pay defterine işlenerek Ticaret Sicilinde tescil ve ilanına ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ……….. günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir.
Davacı şirkete ait sicil kayıtlarının incelenmesinden davalıların murisi olan…………. davacı şirketin ………… hisse karşılığı ortağı olduğu görülmüş, dosyaya sunulan veraset ilamından 23/03/2015 tarihinde vefatı ile geriye mirasçı olarak davalıların kaldığı anlaşılmıştır.
Dava açılmadan önce, davacı tarafça davalılara gönderilen ihtarnameyle ………… vefatı neticesinde şirketteki esas sermaye payının yasa gereği kendilerine geçtiği, yasal işlemlerin bir an önce yapılması hususunda talepde bulunulmuş ise de yasal zorunlulukların yerine getirilmediği ifade edilerek muristen intikal eden esas sermaye payının miras hissesi oranında paylaştırılıp pay defterine işlenebilmesi, tescil ve ilan edilebilmesi için mirasçılık belgesi aslı ve reşit olmayan …………. annesi … ile birlikte şirkete ortak olması nedeniyle mahkemeden alınmış kayyım atama kararının tebliğden itibaren 15 gün içinde kendilerine ulaştırılması talep edilmiştir.
Davalı tarafça bu ihtarnameye cevap verilerek şirket işlerinde her iki mirasçının çıkarlarının çatışması ihtimaline nazaran …’ün İstanbul Anadolu ……….Sulh Hukuk Mahkemesi 2015/748 esas sayılı dosyada …………. kayyım olarak atandığının, TMK 640/2 maddesi uyarınca birden fazla mirasçı arasında el birliğiyle hak sahipliği ilişkisi olup henüz paylı hak sahipliğine çevrilmediğinden murisin ortaklık payının her iki mirasçı adına el birliği şeklinde pay defterine kaydının istendiği bildirilmiştir. Davacı vekilinin ……Sicil Müdürlüğü nezdinde davalıların esas sermaye paylarının miras hisseleri oranında paylaştırılıp pay defterine işlenip, tescil ve ilan edilebilmesi için …’ün temsil kayyımı atandığına dair karar aslı ile veraset ilamı aslının yine davalıların ıslak imzalarını içeren pay defterinin ……… siciline ibrazının zorunlu olduğunu, davalıların bu belgeleri vermemesi nedeniyle işlem yapamadıklarını, bu yüzden dava açtıklarını beyan ettiği görülmüştür.
6102 sayılı Yasa’nın 596 maddesi, Miras, eşler arasında mal rejimi ve icra hususunu düzenlemekte olup, 1.fıkrasında esas sermaye payının, miras, eşler arasındaki mal rejimine ilişkin hükümler veya icra yoluyla geçmesi hallerinde tüm haklar ve borçlar genel kurulun onayına gerek olmaksızın esas sermaye payını iktisap edene geçer hükmü düzenlenmiştir. Kanun’un 598.maddesinde ise esas sermaye paylarının geçişlerinin tescil edilmesi için şirket müdürleri tarafından ticaret siciline başvurulacağı kabul edilmiştir.
Limited şirketlerde mirasçıların payı iktisabı ve payın mal ortaklığı (MK. 256 vd.) kapsamına alınması için ortakların (TTK’nun 595. maddesinde olduğu gibi) muvafakatine ihtiyaç yoktur (TTK’nun 596/1 m.). Bu istisnai hallerde şekle bağlı devir sözleşmesine de gerek bulunmamaktadır. Onun yerine veraset ilamı, vasiyetname, miras sözleşmesi ve eşler arasındaki sözleşme gerekli ve yeterlidir. Mirasta pay bölünmesi de kendiliğinden gerçekleşir. Miras ile payın intikalinde pay, kendiliğinden kanuni miras paylarına göre bölünerek mirasçılara geçer Yargıtay …………… HD. 05.07.1983, 3374/3550, esas/karar sayılı kararında da belirtildiği üzere istemin paylaştırmayı da içerdiği gözetilerek miras bırakana ait sermaye payının, miras payları oranında bölünerek, mirasçı sıfatı bulunan yanlara geçtiği ve söz konusu payın bölünebilir nitelikte olduğundan hareketle dava konusu payın veraset belgesindeki payları oranında mirasçı olan yanlar arasında bölüştürülmesi ve böylece iştirak halindeki sahipliğe son verilmesi gerekmekle, davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilince dava açılmasına sebebiyet verilmediği, bu nedenle yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olmayacakları yönünde beyanda bulunulmuş ise de davacı tarafın dava öncesinde işlemlerin yapılabilmesi için davalı tarafa müracaat ettiği ancak gerekli belgelerin davalı tarafça verilmemesi nedeniyle dava açıldığı, bu itibarla davalının beyanlarının yerinde olmadığı anlaşıldığından davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, davacı şirket hissedarlarından ………….. 23/03/2015 tarihinde vefatı nedeniyle geriye mirasçıları olarak davalılar…….. ve …’nin kaldığı anlaşılmakla………………….. sahip olduğu 25 hisse karşılığı 62.500 TL.esas sermaye payının miras hisseleri oranında 4 pay kabul edilerek 3 payının ……. ve 1 payının … adına davacı şirket pay defterine işlenerek Ticaret Sicilinde Tescil ve ilanına,
2-Karar harcı 35,90 TL.nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.067,35 TL.harçtan mahsubu ile fazladan yatan 1.031,45 TL.harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 41,10 TL ilk masraf, 100,40 TL tebligat ve müzekkere gideri, olmak üzere toplam 141,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ………….. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..