Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1246 E. 2020/769 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1246 Esas
KARAR NO : 2020/769

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2018
KARAR TARİHİ : 17/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ” Davalı, şirketi adına müvekkilden —– karşılamak üzere, Müvekkilime— şirketinden, aşağıda dökümü verilen faturaları ödememiştir.
1——— bedelli,
2——— bedelli,
3——— bedelli,
4———- bedelli,
5———- bedelli,
6———- bedelli,
7———— bedelli,
8——— bedelli,
Kadıköy —-.Noterliğinin —- yevmiye numaralı ihtarname keşide edilmiş ancak ihtarnameye cevap verilmediği gibi ödeme de yapılmamıştır.
Daha sonra taraflarından İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğü’nün —- esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatılmış, icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilmiştir.
Müvekkile borçlu davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmamış olup, ödemeye ilişkin herhangi bir evrakta borçlu tarafından sunulmamıştır.
Borçlu/ Davalı tarafından haksız şekilde yapılan itirazın iptali için işbu davayı açtıkları görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalının cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğünün —–sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine — adet faturadan kaynaklanan 10.460,40TL asıl alacak,579,25TLişlemiş faiz olmak üzere toplam alacak olarak 11.039,65TL’nin tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından her iki tarafın dava konusu talebi kapsayacak şekilde ilişkin —– yıllarına ilişkin ticari defterleri ve defterlerin bu uyuşmazlığa ilişkin dayanak kayıtları üzerinde inceleme yapılarak rapor hazırlanması istenmiş olup mali müşavir bilirkişisi raporunda özetle; Davacının dosya kapsamında incelenen yasal ticari defterlerinin Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunlarına ilişkin maddeleri ile muhasebe ilke ve prensiplerine uygun esasta kayıt gördükleri tespit edilmiştir. Davacının yasal defterlerinde yapılan incelenmesinde yedi adet fatura ve ilişkin ——–dönemleri kayıtlarında faturalar ve defter kayıtlarının birebir örtüştükleri,faturaların davacı yasal ticari defterlerinde kayıt gördüğü,muavin defter incelemesinde davalının — tarihinden itibaren kayıt gören yedi adet faturayı ödemediği,davalının cari hesabında borç bakiyesinin — olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları, tüm dosya kapsamına göre; Dava,—dayanan alacağın tahsili amacı ile başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.—–
Dava İİK 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası olup ispat yükü davacı üzerindedir.Davalı şirket cevap dilekçesi vermemiş olmakla davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiştir.– nitelikte görülen bilirkişi raporunda davacının yasal ticari defterlerinde yapılan incelemede 2017-2018 dönemleri kayıtlarında faturalar ve defter kayıtlarının birebir örtüştükleri,faturaların davacı yasal ticari defterlerinde kayıt gördüğü,muavin defter incelemesinde davalının 10.476,00TL cari hesap borcu olduğu ve 30.11.2017 tarihinden itibaren kayıt gören yedi adet faturayı ödemediği,davalının cari hesabında borç bakiyesinin 10.476,00TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizin —- celsesinin bir nolu ara kararında tarafların ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişisince inceleme yapılmasına karar verilerek defter ibraz etmeyen tarafın ibrazdan kaçınmış sayılarak diğer tarafın defterlerinin incelenmesiyle sonuca gidileceğinin ihtarı yapılmış olup ilgili celse tutanağı davalı tarafa tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafça ticari defterleri incelenmek üzere mahkememize ibraz edilmemiştir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır.— olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır. (Yargıtay—— tarihli ilamı)
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkememizce taraflara ticari defterlerini sunmaları için inceleme gün ve saati belirlenmiş olup belirlenen günde davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen asıl alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığı ve bunun sonucunda da davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacı vekilince dosyaya sunulan Kadıköy ——-noterlliğince düzenlenen —— yevmiye nolu tebliğ parçası bulunmayan ihtarnamenin mahkememizin üçüncü ön incelemenin yapıldığı celsesinin bir nolu ara kararında bildirilen iki haftalık kesin süre içerisinde dosyasına ibraz edilmediği görülmekle, davacı tarafın davalı tarafa takip öncesinde alacağın ödenmesine ilişkin ihtarın yapılmış olduğu iddiası ispat edilmemiş kabul edilerek davalının takipten önce temerrüde düşmediği mahkememizce kabul edildiğinden davacının işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiş olup(Yargıtay —-.sayılı kararı)takip talebinde yasal faiz istenmiş olduğundan takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine hükmedilmiş olup alacak faturaya dayanmakla likit olduğu kabul edilerek davacı lehine hüküm altına alınan alacağın yüzde yirmisi oranında icra inkar tazminataına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalının İstanbul Anadolu —. İcra müdürlüğünün — sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 10.460,40TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren %9 oranında ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alacak likit olmakla hüküm altına alınan 10.460,40 TL alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 714,55 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 188,53 TL harcın mahsubu ile bakiye 526,02 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 188,53 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 35,90TL ilk masraf, 117,00 TL tebligat gideri ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 952,90TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — esaslara göre belirlenen 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.