Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1198 E. 2022/388 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1198 Esas
KARAR NO: 2022/388
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/10/2018
KARAR TARİHİ: 17/05/2022
BİRLEŞEN DAVA—– DOSYASI:
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/10/2020
KARAR TARİHİ: 16/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı—- tarafından —- Tarihinde sürücüsü/ işleteni —– sevk ve idaresinde iken —— geldiğinde — geçmek isteyen müvekkili yaya —– aracının sağ ön tampon köşe kısmı ile çarpması sonucu meyana gelen trafik kazasında müvekkili davacının ağır yaralandığını ve malul kaldığını, kaza sonrası düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında da görüleceği üzere davacı yayanın kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığını, bacağı kırılan davacının geçirmiş olduğu ameliyat sonrasında —- maluliyetinin oluştuğuna dair —- alındığını, davacının iyileşme döneminde bakıcı tutmak zorunda kaldığını belirterek, davalı —- tarihine maddi tazminatın tazmini için yazılı başvuruda bulunulduğunu ancak herhangi bir ödeme alınmadığını fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik; —tedavi giderleri ve tüm iyileşme döneminde yapılan masraflar ile—-Sürekli iş göremezlik tazminatı” olmak üzere toplam—— maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevd at faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile —– manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalı—- tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —– havale tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan — aracın müvekkil sigorta şirketinde ——teminat altında olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri—– ile sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davaya konu kazada kusur durumunun net ve kesin olarak tespitinin gerektiğini, —- tarihinden sonra tanzime dilen poliçeler için geçerli olan genel şartlar dahilinde davacının iddia etmiş olduğu maluliyet oranının —- tarafından kaza ile illiyedi de irdelenerek tespitinin gerektiğini, — faiz ile hesaplama yapılarak davacının maddi zararının tespit edilmesini, —- maddesinde belirtilen hususlar dikkate alındığında geçici iş göremezlik ve tedavi dönemine ait tüm sağlık ve bakım harcamaların teminat dahilinde olmadığını, davacının kaza sonrası — rücuya tabi bir gelir elde edip etmediğinin tespitini ve olması halinde tenzilinin gerektiğini, davaya konu tazminatırı bir haksız fiil olması nedeni ile ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz talep edilebileceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı —- tarihli dava dilekçesine cevabına, özetle; —– tarihinde davacının yaralanması sebebiyle maddi ve manevi tazminat talepli olan işbu davada kaza tespit tutanağında belirtilen kusur durumunu kesinlikle kabul etmediğini, söz konusu olayın gerçekleştiği yerde kavşak bulunmadığını, davacının yaya geçidinden geçme kuralına uymadığını, müvekkilinin tek yönlü ve tek şeritli yolda ortalama —– hızla giderken yolda geçiş üstünlüğü bulunmayan davacının ve beraber yürüdüğü —— arkadaşının yolun karşısına geçmeye çalışırken arkadaşının geçtiğini, davacının ise geride kaldığını, yolun ortasına geldiğinde karşıya geçip geçmeme konusunda tereddüt yaşadığını ve bir ileri bir geri hareket ettiğini ve sonrasında karşıya geçmek için atakta bulunduğunu ve yaralatıması ile sonuçlanan olayda kusurlu olduğunu, olay yerinin yakınında kavşak bulunduğunu, dolayısı ile davacının geçiş imkanının bulunduğunu, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, olay sonrası derhal hastaneye gittiğini, ayrıca olay gecesi eşi ile birlikte yine hastaneye giderek telefonunu verdiğini ve ne lazım gelirse kendisinin aranabileceğini belirttiğini, davacının hastaneden ayrıldığı gün yürüteç istendiğini ve —- firmasından yürüteç alınarak davacıya teslim edildiğini, ayrıca hatırının sorulması sırasında kendisine—–verdiğini, sonrasında sürekli kendisinin rahatsız edilerek para istendiğini, eve yardımcı tutulmasının talep edildiğini, aksi halde kendisinden şikayetçi olunacağının belirtildiğini, sürekli gelen telefonlar nedeni ile müvekkilinin telefon numarasını değiştirmek zorunda kaldığını, ki kolluk kuvvetlerine müvekkilinden şikayetçi olmadığını belirtmiş olması nedeni ile kamu davasında kavuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, sonrasında açıları iş bu davanın hukuka aykırı olduğunu, maddi tazminat yönünden ——– sorumluluğunun bulunduğunu, manevi tazminat talep edemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Asıl dava,trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle güç kaybı tazminatı ve tedavi giderlerinin tazmini istemi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Birleşen dava, geçici iş göremezlik tazminat talebini içerir maddi tazminat davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
——sayılı kararında da belirttiği üzere maluliyetin tespitinde kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmeliğe göre maluliyetin oran ve süresinin belirlenmesi gerektiği, somut olayda kaza tarihi olan —– tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporu Hakkında Yönetmelik esaslarına göre maluliyet tespiti yapılmak üzere Mahkememizce dosyanın—- tevdi ile — tarihli maluliyet raporunun alındığı, —— tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle ———yönetmeliğine göre;
1. Kişinin tüm vücut engellilik oranının %6.0 (yüzdealtınoktasıfır) olduğu,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceğinin belirtilmiş olup, raporun denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle manevi tazminat talebi yönünden hükme esas alınmıştır.
—- tarihli raporunda özetle;— sıralarında davalı sürücü — sevk ve idaresindeki —- plaka sayılı — takiben şehir—– yönüne doğru seyir halinde iken kaza —– girişine geldiği sırada, seyrine göre sol taraftan kaplamaya girip kavşak başından karşıya geçmekte olan yayalardan davacı yaya —– idaresindeki aracın sağ ön kısımları ile çarpması sonucu dava konusu olay meydana geldiği, davalı sürücü —— yerleşim yeri içerisindeki cadde sınıfı yolda seyrini görüş alanını kontrol altında bulundurur vaziyette sürdürüp, olay mahalli kavşağa geldiğinde hızını her an tedbir alabilecek seviyeye düşürmesi ve ilk geçiş hakkını kavşak başından kaplamaya girerek karşıya geçmek isteyen yayaya vermesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyip, davacı yayaya tedbirsizce çarpması sonucu sebebiyet verdiği olayda asli kusurlu olduğu,davacı yaya —- her ne kadar kavşak başını kullanmak sureti ile karşıya geçiş yapmak istemişse de geçişi sırasında kontrollerini sürdürmeyip yaklaşmakta olan davalı sürücü idaresindeki araca karşı korunma tedbiri almayarak can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü anlaşılmakla olayda tali kusurlu olduğu sonuç olarak;
A)Davalı sürücü —- %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu,
B)Davacı yaya—– -%25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili —- tarihli dilekçesi ile huzurdaki davaya konu uyuşmazlık taraflarınca akdedilen sulh ve ibra protokolü gereği maddi tazminat taleplerinden ve ferilerinden her iki davalı yönünden feragat edildiğini ve maddi tazminat talepleri yönünden davalılardan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirmiştir.
Davalı — tarihli dilekçesi ile dava konusu kaza nedeniyle davacıların maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacı vekili adına, asıl alacak ve fer’ileriyle birlikte —-ödeme yapıldığını, yapılan bu ödeme neticesinde müvekkili şirketin başkaca sorumluluğunun kalmadığını, davacı taraf ile sulh olunduğunu, masraf ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığı bildirilmiştir.
Davalı —tarihli dilekçesi ile davacı tarafın maddi tazminat taleplerinden feragate ilişkin beyanlarına muvafakat edildiğinin ve maddi tazminat yönüyle herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığının bildirilmiş olup—- tarihli celse de feragat edilen asıl davadaki maddi tazminat talebinden ve birleşen dava yönünden karşı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunduğu bildirilmiştir.
Gerek davacı vekilinin—- tarihli dilekçesi, gerek davalı — tarihli dilekçesi içeriğinden davalı——- tazminatı ödemiş olması nedeni ile davadan feragat edildiği anlaşılmaktadır. Dava tarihinden sonra yargılama devam ederken davalı —- tarafından ödeme yapılması nedeniyle davacı vekili maddi tazminat talebinden feragat etmiştir. Burada hakkın özünden feragat söz konusu olmayıp davacı alacağına yargılama sırasında kavuştuğu için feragat etmiş esasen dava konusuz kalmıştır.
—–tarihli raporunda davacının tüm vücut engellilik oranının %6.0 (yüzdealtınoktasıfır) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği belirtilmiş olup, —– tarihli raporunda davalı sürücü —- %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş olup tespitin somut olaya uygun olması nedeniyle mahkememizce de kabul edilmiş olup davacının davaya konu kazada yaralandığı ve davalı —- kusurlu olması karşısında davacı tarafın davadan önce zararını karşılamaması nedeniyle davacının dava açmakta haklı olduğu mahkememizce kabul edilmiş olup davalı —– kendisine karşı dava açılmasına yine kendisi sebebiyet vermiş olduğundan vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi mahkememizce kabul edilmemiştir.
Manevi tazminat açısından ise; 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi (818 sayılı BK. 47. md.) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. ——-gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.——
Somut olayın özelliklerine göre meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralanması nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; davacının kaza nedeniyle %6.0 oranında maluliyetinin bulunduğu ve geçici iş göremezlik süresinin 4(dört)aya kadar uzayabileceği ve bu sürede %100 malul sayılması gerektiği, zararın ağırlığı, kazada %25 oranında kusurunun bulunması, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih ve paranın alım gücü göz önünde bulundurularak ve söz konusu olayın haksız fiil olması nedeniyle olay tarihinden itibarın yasal faize hükmedilerek asıl davada — manevi tazminatın kaza tarihi olan — tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı —- alınarak davacıya verilmesine,fazla talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
-Maddi tazminat talebi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine,
-Manevi tazminat talebi yönünden davanın KISMEN KABULÜNE,
– manevi tazminatın kaza tarihi olan —– tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,fazla talebin reddine,
2-BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN ;Davanın feragat nedeniyle reddine,
3-Asıl dosya yönünden;(Harçlar yönünden)
-Maddi tazminat talebi yönünden alınması gereken 80,70TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
-Manevi tazminat talebi yönünden alınması gerekli karar harcı 341,55 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 305,65TL harcın davalı—– tahsili ile hazine adına irad kaydına,
Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 35,90TL başvuru, 35,90 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 71,80 TL’nin davalı —- tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Birleşen dava yönünden;
Karar harcı 80,70 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 65,11 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,59TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kadına,
5-Asıl dava yönünden ;( yargılama giderleri yönünden)
Maddi tazminat talebi yönünden;
-Davacı tarafından yapılan 20,05TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
-Davalı —- tarafından yapılan 37,20TL yargılama gideri olup talepte bulunulmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Davalı —– tarafından yapılan 33,33TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
Manevi tazminat talebi yönünden;
-Davacı tarafından yapılan 390,00 tebligat ve müzekkere gideri, 3.620,50 TL bilirkişi masrafı ve ATK ücreti olmak üzere toplam 4.010,50 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 1.002,63 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
-Davalı —– tarafından yapılan 33,33TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 25,00 TL’sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Birleşen dava yönünden;
-Davacı tarafından yapılan 764,45TLyargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
-Davalı —- tarafından yapılan 37,20TL yargılama gideri olup talepte bulunulmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Davalı —-tarafından yapılan 33,33TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Asıl dava yönünden;(Vekalet ücreti yönünden)
-Maddi tazminat talebi yönünden davalı—— kendisini vekille temsil ettirse de, vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı —– dava açılmasına sebebiyet vermesi sebebiyle vekalet ücreti talebinin reddine,
-Manevi tazminat talepleri yönünden;
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalı —– alınarak davacıya verilmesine,
Davalı —- kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen ve reddedilen miktarı geçmemek üzere 5.000,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Birleşen davada davalı — kendisini vekille temsil ettirse de, vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı .—- dava açılmasına sebebiyet vermesi sebebiyle vekalet ücreti talebinin reddine,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere asıl-birleşen davacı vekilinin ve asıl-birleşen davalı ———. vekilinin yüzüne karşı, asıl-birleşen davalı ——- vekili yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/05/2022