Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1172 E. 2020/159 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1172 Esas
KARAR NO : 2020/159

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2018
KARAR TARİHİ : 20/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil bankanın ———– istinaden ticari krediler kullandırıldığı, davalı/kefilinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla işbu sözleşmeyi imzalamış olması nedeniyle borçtan sorumlu olduklarını, borcun öngörülen süre içinde ödenmemesi üzerine Beyoğlu ——-. Noterliğinin ————yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiği, verilen sürede 447.867,79 TL borcun ödenmemesi üzerine bu kez İstanbul Anadolu ———. İcra Müdürlüğünün ————-. sayılı dosyası ile genel haiz yoluyla ilamsız icra takibine geçildiği, davalı/borçlu/kefilin, asıl borca, işlemiş faize ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğunu, belirtilen sebeplerle hukuka aykırı itirazın ——- alacak üzerinden iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takip dosyasına yapılan itirazlar doğrultunda davanın reddinin talep edildiğini, müvekkilin eş rızasının alındığına ilişkin bir delilin bulunmadığını, müvekkil eşinin yokluğunda kefil olduğunu, takip konusu borcun müvekkil ortaklıktan ayrıldıktan sonra kullanılan kredi borcuna ilişkin olduğunu, kefaletin müteselsil değil, adi kefalet olduğu belirtilip davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile;…nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı banka dava dışı ———–aralarında imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca dava dışı şirkete kredi kullandırdığını, davalı ve dava dışı ————– sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilip ihtarname gönderildiğini ancak borcun ödenmediğini bu yüzden davalı ve diğer borçlular hakkında icra takibine girişildiğini, ancak borçluların takibe haksız yere itirazı ile takibin durduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı kefil için 200.000,00 TL.tutarında alacağın tahsil tarihine kadar işleyecek faiziyle birlikte tahsilini temin için davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini taleple dava açmıştır. Davalı ise husumet itirazında bulunarak sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladığını, asıl borçluya başvurmadan kefil aleyhine icra takibi yapılamayacağını, temerrüde düşürülmediğini, sözleşmenin imzalanmasında eşinin rızasının alınmadığını, kefaletin geçersiz olduğunu, sözleşmenin şirketin ortağı olmasından dolayı kendisine rızası dışında imzalatıldığını belirterek davanın reddi ile davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 30/04/2019 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları saptanıp tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
İstanbul Anadolu ——-.İcra Müdürlüğünün —–. sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı, dava dışı kredi —————— aleyhine genel kredi sözleşmesinden doğan ——alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Dayanak sözleşmelerin incelenmesinden kredi asıl borçlusunun dava dışı ———– davalı ve dava dışı ————-sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, kullandırılan kredi borçlarının ödenmediği belirtilerek davacı bankanın 06/01/2014 tarihi itibariyle hesabı kat ettiğine dair 06/01/2014 tarihli ihtarnameyi düzenlediği, ihtarnamenin davalıya 10/01/2014 tarihinde tebliği ile ihtarnamede verilen 1 günlük süre uyarınca temerrüdün 12/01/2014 tarihinde oluştuğu anlaşılmıştır. Davalının kat ihtarına itiraz ettiklerine dair bir beyanı olmamıştır. Davalının asıl borçlu şirketin hissedarı olduğu bu nedenle kefalet sözleşmesini imzalarken TBK 584/3 maddesi hükmü uyarınca eş rızasına gerek olmadığı, ancak davacı bankanın davalının eşinden eş rızası aldığı tespit edilmiştir.
TBK 586/1 maddesi uyarınca kefil müteselsil kefil sıfatıyla yahut bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girmeyi kabul etmiş ise alacaklı borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak bunun için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Somut olayda da banka kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle kredi hesabı kat edilerek asıl borçluya ve müteselsil kefillere ihtarname gönderilmiş ve ihtar sonuçsuz kalmıştır. Bu yüzden davalının aksi yöndeki savunmaları yerinde görülmemiştir.
Dosya davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği bir alacağının olup olmadığı ve miktarının tespiti bakımından bilirkişiye verilmiş, rapor alınmıştır. Bilirkişi tarafından yapılan tespit ve hesaplamalar gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan rapor hükme esas alınmış, davalının takip tarihi itibariyle 393,654,76 TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık %39 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği tespit edilmiş ise de davacının davasını 200.000,00 TL üzerinden harçlandırdığı dikkate alınarak ve taleple bağlı kalınarak hüküm kurulmuş olup, dava tarihinden sonra —- tarihinde icra dosyasına yatırılan paranın infaz aşamasında değerlendirilmesine, davanın kabulüne ve davalının itirazında haksız alacağın likit olması göz önünde bulundurularak hükmedilen tutarın %20’si oranında inkar tazminatının da davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğünün ——. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin 200.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %39 oranında temerrüt faizi ve %5 oranında BSMV işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan 200.000,00 TL alacağın %20 si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davadan sonra ——tarihinde icra dosyasına yapılan ——-tahsilatın infaz aşamasında değerlendirilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL başvuru harcı ve 13.662,00 TL peşin harç olmak üzere toplam 13.716,40 TL’nin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 138,40 TL tebligat gideri ve müzekkere gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 738,40 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —-. deki esaslara göre belirlenen 22.450,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.